Türkiye’nin son yıllarda inşaat ve enerji sektöründeki yatırımları kuşkusuz proje lojistiğini çok önemli hale getirdi. Proje lojistiği alanında işler o denli arttı ki bilen bilmeyen herkes bu işe girdi. Buna rağmen hala önü en açık sektörlerden biri olmayı sürdürüyor.



Proje lojistiğinin ülke içinde sağlıklı yapılabilmesi için 7 tane temel sorunu aşması gerekiyor. Bu 7 sorun sektörü yemeden, soruna çözüm bulunmalı. Aslında reçete hazır ancak reçetenin yasalaşıp yürürlüğe girmesi bekleniyor. Ağır ve Havaleli Yüklerin Taşınmasına İlişkin Yönetmelik yasalaşırsa temel sorunlar çözüleceği gibi sürdürülebilir ve Avrupa standartlarında iş yapabilmenin altyapısı da oluşacak.



Asıl önemli olan ise Türk proje taşımacılığının bölgede alacağı yeni rol. Proje lojistiği yapanlar artık Türki Cumhuriyetleri, Ortadoğu ve en önemlisi Avrupa’da boy gösteriyor. Türki Cumhuriyetleri ve Ortadoğu’da liderliği kimseye bırakmayan lojistikçilerimiz, Avrupa’da deyim yerinde ise Şampiyonlar Liginde gruplara kalmış durumda.



Proje Lojistiğinin gelişmiş ülkelerde pazar elde etmesi hem sektör hem de ülke ekonomisi için son derece önemli. Bu, lojistik üs olma hedefimizi taçlandıracak bir gelişme. Güçlü bir iç pazarla sıçrama yakalayan Proje Lojistiği yakın zamanda gruptan da çıkacaktır.



Proje lojistiğinin gelişimine Türkiye’nin önemli bir avantajı daha var; o da güçlü bir treyler  ve makine üreticisi olması. Lojistik ve tedarikçiler arasındaki bağ güçlenirse buradan her iki taraf da karlı çıkacaktır. Özellikle proje lojistiğinde öne çıkan ileri teknoloji ekipmanların ülkemizde üretilmeye başlanmasıyla, rekabet başka bir boyut kazanacak. Bunun çok uzak olmadığı kanısındayım. Proje lojistiğinde şampiyonlar ligin finallerine hazır olun derim.  

 

- - - - - - -