20 Ekim Cumartesi Günü Greeneks’in tesislerinde yapılan toplantıya Hakan Yılmaz (Greeneks), Tamer Dinçşahin (favor Trans), Ali Çiçekli (ALC Lojistik), Halit Özyıurt (Upi Trans) katıldı.   Ortak açıklamayı UND Eski Başkanı ve Favor Trans Genel Müdürü Tamer Dinçşahin yaptı.  Dinçşahin’in okuduğu ve daha sonra yazılı olarak verdiği açıklama şöyle:   UND Deniz haksız rekabete mi yoksa neye yenildi !! Ahlaksız anlaşma imzalandı mı? Bütün sektör biliyor ki, biz yıllardır sektör adına hizmet ediyoruz, kendimizi adamışız. Ben ve arkadaşlarım 2001 yılından bu yana görev yapmaktayız.   Şahsım olarak, 2001 yılındaki yönetim değişikliğinde Genel Sekreter  olarak görev aldım.     O tarihten itibaren de derneğin kurumsallaşması ve belli bir kalite standardında çalışmasını sağlamak için uğraş verdik. 6 yıl boyunca Genel Sekreter olarak kendi işlerimizden fedakarlık ederek, çaba gösterdik. Derneğin işleyişini profesyonel kadrolara bıraktık. Sektörden bir çok arkadaşımızı da çalışmanın içine alarak, çalışma grupları oluşturduk ve en kaliteli ve en hızlı hizmetin verilmesini sağladık, hepimizin bildiği gibi sektörün gelişimi için gecemizi gündüzümüze kattık.  …… Uluslararası  arenada sözü dinlenir bir kurum yaptık.   UND’ de 4 yıl da Başkan olarak hizmet verdim. Bu süre boyunca ben ve arkadaşlarım  kendi işlerimizi bir kenara bırakarak, hatta cebimizden masraf yaparak yurt içinde ve yurtdışında sektör adına koşturduk, yapılanlar ortadadır. 2001’den beri katılımcı ve paylaşımcı yönetim sistemini benimsediğimizden, her yaptığımızı sektörümüzden onay alarak, bilgilendirerek yaptık. Çünkü biz şeffaf  çalıştık.   Şuan da  UND Yüksek İstişare Konseyi Başkanlığını yapmaktayım. Arkadaşlarım da aynı şekilde halen derneğin çeşitli organlarında görev yapmakta olup, bir arkadaşımız da  UND ikinci Başkanlığına devam etmektedir.   UND Deniz Taşımacılığı A.Ş. sektörümüzün ihtiyaçları doğrultusunda, Yönetim Kurullarında görüşülerek ve sektör mensuplarının onaylamasıyla kuruldu. Şirketin kurulmasının amacı yıllardır talep edilen,  kamunun ve ihracatçılarımızın da açılmasını istediği Fransa ‘ya Roro  taşımacılığı hizmeti sunmaktı. UN RoRo bu zamana kadar tüm talepleri reddederek Fransa hattını yeterli derecede kâr etmeyeceği söylemiyle bu hattın açılmasına karşı çıkmıştır.  .. O dönem ki yönetim kurulu, gemi kiralama, liman kiralama, izinlerin alınması, sistemin kurulması ve çalışması için günlerce işyerlerine uğramadan çaba gösterirken, çok başarılı bir hat ortaya çıkarttı . Artık bir iki firma dışında tüm Fransa İspanya, Portekiz hatta İngiltere’ye taşıma yapan nakliyeci arkadaşlarımız Trieste yerin Toulon limanına UND Deniz’in yeni hattını kullanmaya başladılar.  4 aylık sürede Haziran sonuna kadar doluluklarımız ‰ 60 -70’ lere, operasyonel kârlılık başa baş noktasına geldi. Bunu gören UN RoRo daha önce şiddetle karşı çıktığı Fransa hattına, gemi koyarak o gün ki maliyetinin çok altında taşıma yapmaya başladı.   UND Deniz haksız rekabete maruz kaldığı, gerçeği ile hareket ederek Rekabet Kurumu’ na baş vurdu . Rekabet Kurumu verdiği kararla UN RoRo işletmeleri A.Ş’nin ;    a ) Pendik -Marsilya RoRo hattına yıkıcı fiyat uygulamak suretiyle rakibinin dışlanmasına yol açtığına ,   b) Ayrıca fiyatlama dışındaki bazı eylemleri ile rakibinin faaliyetlerini zorlaştırdığına, dolayısıyla UN RoRo işletmeleri AŞ ‘ nin söz konusu eylemlerinin 4054 sayılı kanun un 6. maddesi kapsamında hakim durumunun kötüye kullanılması niteliğinde olduğuna karar vermiştir.   (Rekabet Kurumu , AB Komisyonunun 2012 Türkiye ilerleme raporunda aynen şu tabirle “Rekabet Kurumu ‘nun kapasitesi iyi düzeydedir. Bankacılık sektörü ile ilgili karalarda yaptırımını güçlendirmiştir”)   Bugün artık yapılması gereken bu karardan sonra sektörün maruz kaldığı bu uygulamaya karşı kanunun kendisine verdiği tüm mekanizmaları tüm hakları sonuna kadar kullanmaktır, bir meslek örgütünün görevi de budur.   UND Deniz’in haksız rekabete maruz kaldığı, Rekabet Kurumu tarafından da tespit edilirken ve bu kuruluş tazminat  ödemeye mahkum edilirken, bugün kalkıp eski UND yönetimini suçlamaya kalkmak en hafif deyimiyle vicdansızlığın yanı sıra saçmalamaktır.   Rekabet Kurumu gibi çok ciddi bir kurumun yılı aşkın bir sürede, klılı kırk yaran incelemeleri sonrasında verdiği kararın Sn. Özmen’i bu kadar üzmesi hayret vericidir.   Rekabet Kurulu ‘’UND Deniz batmamış batırılmıştır’’ demesine karşın, Sn Özmen; bu karar yanlıştır, adaletli bir karar çıkmamıştır, UND Denizi YK batırmıştır diyerek UN RoRo’nun avukatlığına soyunmuştur.   Sn. Başkanın dün yaptığı açıklamalar hepimizi şok etmiştir. Kendine yakışmayan bu tavrı anlamakta zorlanıyoruz ve bunun arkasında daha başka şeyler olduğu kuşkusuna kapılıyoruz.   Bizim istifamız sonrasında yapılan Genel Kurul’da her konu gibi UND Deniz konusu da ortaya dökülüp , en üst kurul olan Genel Kurulda aklandığı halde, sayın Başkan’ın bugün, tam da Rekabet Kurmu’nun kararı sonrasında, daha öncesinde Rekabet Kurumu inceleme aşamasında olduğu dönemde yaptığı gibi, Başkanı olduğu sektör derneğinin haklarını korumak yerine, UN Roro’nun haklarını koruyacak şekilde açıklamalar yapması,  hepimizi şok etmiştir.   Bu zamana kadar çok tartışılan UND Deniz’in borcu için rakamlar şöyledir;   Toplam zararımız 8 milyon Euro , 5.5 milyon Euro ‘su UND Gürbulak tarafından ödenmiştir. Onun dışında hiçbir borca ne UND nin kefaleti vardır nede UND Gürbulak’ın kefaleti vardır. Geri kalan 2.5 milyon Euro içinde iflas erteleme alınmıştır, yani bu borç 5 yıl içinde ödenecek bir borçtur . Borcun en büyük rakamı da kiraladığımız gemilere , Akport limanına, Toulon limanına ve Pegasus’ a dır.   Aynı tarihlerde çok önemli bir gelişme yaşanmıştır. UN RoRo , UND Deniz ile temasa geçerek hattan çekilmesi karşılığında tüm zararları karşılayacağı , hatta üzerinde de destek olacağı teklifini getirmiştir . UN RoRo’ nun ödeyeceği bu paranın karşılığında bir tek şartı vardı ,  o da UN RoRo’ ya UND’ nin açmış olduğu davalardan feragat etmesiydi. Bu konu yönetim kurulunda tüm detayları ile tartışıldı .   Değerli basın mensupları,    UN RoRo; UND  Deniz ‘in son günlerinde 10 milyon Euro ödeyerek UND  Denizden faaliyetini durdurmasını istemişti. Ama bir tek şartı vardı UND ’nin açmış olduğu davalarda feragat edecekti. Bu teklifi yönetim kuruluna getirdik. Yönetim kurulu bunu ahlaksız teklif diye reddetti. Hatta o gün ki basına da bu “ahlaksız teklife red diye” yer aldı.   Açılan davanın temeli ise 13 Aralık 2007 Hilton’daki UN RoRo’ nun son genel kurulda bir tüzük değişikliği ile ilgiliydi. Değerli gazeteci  arkadaşımız İlker Altun’un  “Unutulmasın diye UN RoRo nasıl satıldı” kitabının 193. Sayfası bunu çok iyi özetlemektedir. Şimdi açıkça soruyoruz dünkü açıklamanın sonucunda o gün reddedilen ahlaksız teklif bir ahlaksız anlaşmaya mı dönüşmüştür . Bizden sonra başkan böyle bir anlaşmaya imza atılmış mıdır ?. Yani açıkladığı 5 milyon euro karşılığında UND ‘nin açtığı davalardan feragat edilmiş midir? Hatta rekabet kurumu kararı doğrultusunda UN RoRo ‘ya karşı tazminat davası açmayacağının taahhüdünü de verilmiş midir? Bundan bütün yönetim kurulu üyelerinin, derneğin diğer yetkili organlarının haberi var mıdır?  Onayı var mıdır? Evet Engin bey ahlaksız bir anlaşma imzaladınız mı ? Ahlaksız bir anlaşma imzalayarak sektörü UN RoRo’ nun emrine mi verdiniz ?  bu yüzden mi son 1 yıldır yapılan anormal fiyat artışlarına ses çıkarmıyorsunuz.? Son olarak; dava açacak mısınız ?, açmayacak mısınız ?, Hayal tacirliği olarak değerlendirdiğiniz 30 milyon Euro ’luk tazminat hakkı doğmuş olan bu davayı açmama düşüncenizi yönetim kuruluna ve sektörümüze sordunuz mu  ?      UND Başkanı ne demişti? UND Başkanı Engin Özmen 18 Ekim Perşembe günü, Rekabet UN Ro-Ro’ya verdiği cezanın ardından basın mensuplarının UN RO-RO’ya dava açacak mısınız sorusuna verdiği yanıt ve açıklamalar şöyle:   “UND Deniz’i yöneten arkadaşlarımızın başarısızlığı nedeniyle istifa ettiğini söylemene bir anlam veremedim. 20 milyon 500 bin TL’lik bir zarar (10 Milyon Euro) bir istifa ile halledilebileceği inancınızı da anlamış değilim. Eğer kendilerini kurtardı sayıyorsa bu arkadaşlarım, benim söyleyecek lafım yok.   UND Deniz ile ilgili yaptığım çalışmaları yakından takip ediyorsunuz. O konuda çok fazla bir şey söylemek istemiyorum ve söylemiyorum da. Sizler beni zorlamanıza rağmen geldiğim günden beri de söylemedim. Neticede ortada bir zarar vardır. Bu zarar UND’nin 40 yılda biriktirdiği birikimlerinin tamamını aldığı gibi önümüzdeki 5 yıllık dönemi de ipotek altına almış bir zarardır. Bu bir istifa ile kurtulacak olay değildir. Bunun hesabını bana vermek zorunda değiller ama bu paranın sahiplerine vermek zorundalar. Bunun hesabını soracak olanda bu sektör temsilcileri, sektörün üyeleridir. Dolayısıyla Rekabet Kurulu’nun verdiği karara geldiğiniz de, kararı aynı gün internet sitemizde yayımladık. Neticede orda yorum yapmadık, yoruma da gerek yok. 4 maddelik bir karar. Kararın ilk 3 maddesi oybirliği ile red edilmiş, son bir maddesi yani Un Ro-Ro’ya verilen 841 bin TL’lik ceza da oy çokluğu ile alınmış.   Şimdi burada bu karardan sonra ne yapılması lazım? Bu karardan sonra benim bugünden yarına yapacak bir şeyim yok. Neticede bu bir karardır, kararın süreçleri vardır. Bu süreç önce karar yazılacaktır, kesinleşmiş karar yayımlanacak sonra itiraz hakları var. O itiraz hakları sonunda yeni bir yargı süreci başlayabilir, taraflar itiraz edebilir. Bu çok uzun bir iş. En iyi şartlarda 3-4 sene devam edecek bir dava. Bu davaya UND taraf mı? UND taraf, çünkü yüzde 99’u iştirakçi olan bir şirketten bahsediyoruz. UND’nin buraya taraf olması doğal ama UND’nin karşısındaki rakibi de bir yerde ortağı. UN Ro-Ro dediğiniz şirkette UND’nin 1.2 hissedarı. Bugün 1 milyar Euro karşılığında Amerikalıların satın aldığı şirketin yüzde 1.2 ortağı da UND.   Oradaki hisselerimiz üzerinde herhangi bir tasarruf hakkımız olmadığını bilmemiz lazım. O hisseleri bankaya veremezsiniz, bir başkasına satamazsınız, o hisseleri devredemezsiniz. Tamamen büyük ortağın inisiyatifine bırakılmış hisselerdir. Biz o hisselerin 3/1’ini (0.40’ını) 5 milyon Euro’ya Un Ro-Ro’ya sattık. O ödemeleri aldık ve bu borcu yapan arkadaşlarımızın borçlarını ödedik. Yani 5 milyon Euro’nun 4 milyon Euro’su ile UND Deniz’in borçları ödendi. 3,5 milyon TL’si ile Gürbulak’ta yatırım yapıldı.   Oradaki hisselerimizin kalan 0.80’i ile de en iyi şartlarla bu yıl veya önümüzdeki yıl tekrar UN Ro-Ro ile görüşülüp, satıp kurtulmamız lazım. O 0.80’i de satmalıyız ki derneğin 5 yıllık gelirinin ipotek edildiği bir durumdan (bugün itibariyle 8 milyon TL borcu var UND Deniz’in) kurtulmamız lazım. Gürbulak A.Ş.’nin süresi doluyor ve bu paranın kazanılması da mümkün değil. Dolayısıyla burada UN Ro-Ro’ya olan bu ilişki doğru zeminde doğru bir şekilde yürütülmeli ve konumlandırılmalıdır. Buradaki kavganın, savaşın hiç kimseye faydası yok. Burada bir savaş verilecekse, bu krizi en az hasarsız nasıl atlatacağız diye verilmeli. Ben geldiğim günden beri o politikayı izliyorum. 22 aydır da bu işin kavgasız götürülebileceğini hepiniz gördünüz. Dernek yaptığı aktivitelerle, geldiği noktayla, ulaştığı değeriyle hepiniz izliyorsunuz ve borçların ödenmesiyle ilgili bir sıkıntı yaşanmadı. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte duygusal değil, akılı götürmek lazım.   Ben bir ticari şirketin büyük bir baskısıyla, o şirketin bir anda yok olacağına inanmam. 30 yıllık ticaret adamıyım. Ticareti bilen adam başka davranır, bilmeyen adam başka davranır. O arkadaşlarımız hala kendi ticaretlerini yürütüyorlar. Elin parası ile yapılan ticaret ancak bu kadar olur. Kendi paranla ticarette batmıyorsan, başkasının parasını ticarette batırıyorsan burada bir yanlışlık var demektir.   Hayal tüccarlığı yapmamak lazım. Hayal tacirliği çok kötüdür. Peşinizdekileri hayal dünyasında sürüklemek, hayallerin peşinde koşturmak doğru yöntemler değildir. UN Ro-Ro’yu mahkemeye vererek 30 milyon Euro tazminat alabiliriz diyerek bu milleti peşine koşturmak, akla mantığa sığar bir yanının olmadığını düşünüyorum. Kim ne derse desin batırdığınız 10 milyon Euro’nun karşılığını bu devletin mahkemelerinden, bu devletin savcılarından kimin karşısına giderseniz gidin 3 katı ile alabilecek bir şey yoktur. Öyle bir ortamında olduğunu düşünmüyorum. Dolayısıyla bizim buradaki duruşumuz UND’nin istikbalinin sağlanmasıdır. 40 yıllık bir derneğin bir 40 yıl daha bu sektöre hizmet etmesidir. Bu anlamda kimseyle kavga etmeye, kimseyle savaşmaya, hayalin peşinde koşmaya zamanımız ve vaktimiz yok.   Netice genel kurul yapıldı. UND’nin genel kurulu yapıldığında bu konu hiç kimse tarafından gündeme taşınmadı. O günkü dernek yönetimi de aklandı. Hesap verme zamanı geçti. Dolayısıyla bugün hesaba çağırmanın çok anlamsız bir konu olduğunu düşünüyorum. Onun içindir ki ben geldiğim günden beri bu konuyla ilgili bir yorum yapmıyorum. Neticede hesap verme merciğine gelmişken, hesap sorulmuyorsa bunu benim sormam doğru değil. Bunun hesabını soracak kişiler ise de yine ifade ettiğim gibi sektör temsilcileridir.”