Dr. Yusuf Karakaş: Lojistik Sektörü Türkiye'nin Hizmet İhracatında Kilit Rol Oynuyor, Yıl Sonu Hedefi 48 Milyar Dolar
Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yusuf Karakaş, lojistik sektörünün Türkiye için taşıdığı kritik öneme ve Bakanlığın sektöre yönelik desteklerine dikkat çekti.
Karakaş, hizmet ihracatının genel müdürlükleri bünyesinde düzenlendiğini belirterek, lojistiğin bu alanda önemli bir lokomotif görevi üstlendiğini ifade etti. 2023 yılında toplam 115.2 milyar dolarlık hizmet ihracatı gerçekleştirildiğini, bunun 9.9 milyar dolarının lojistik sektöründen geldiğini açıkladı. Dr. Karakaş, lojistik hizmet ihracatının bu yıl 48 milyar dolara ulaşmasını beklediklerini belirterek, iddialı bir büyüme hedefi ortaya koydu.
Küresel Sıralamada Yükseliş ve Proaktif Politika Anlayışı
Lojistik sektörünün dünyada 10., Avrupa'da ise 6. sırada yer aldığını vurgulayan Karakaş, "Lojistik sektörünün sadece mevcut durumunu değil, nereye evrileceğini de düşünerek politikalar oluşturuyoruz" dedi. Olağanüstü durumlara göre proaktif bir şekilde pozisyon aldıklarını belirten Karakaş, Panama Kanalı'ndaki krizler, Kızıldeniz'in konteyner ticaretine %30 katkı sunması ve buradaki krizler, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda ortaya çıkan tahıl koridoru gibi gelişmelere değindi. Hürmüz Boğazı'nın kapanması gibi olası senaryoları dahi tartışarak hazırlıklı olduklarını aktardı. "Bizim kapımız sektöre 7/24 açık. Sektöre her an destek vermeye hazırız" mesajını verdi.
Sektöre Kapsamlı Destekler Devam Ediyor
Dr. Karakaş, Ticaret Bakanlığı'nın lojistik sektörüne yönelik somut desteklerini de paylaştı. Nisan 2022'de lojistik sektörüne özel bir destek paketi çıkardıklarını hatırlatan Karakaş, bu paketin birim desteğinden fuar katılımlarına kadar birçok kalemde düzenlemeler içerdiğini söyledi. "Yurtdışı lojistik merkezler projemiz devam ediyor. Amerika'da 2, Avrupa'da 3 projemiz mevcut" şeklinde bilgi verdi. Bugüne kadar lojistik sektörüne 4 milyar dolarlık bir ödeme yaptıklarını belirten Karakaş, Ticaret Bakanlığı olarak sektörün öneminin farkında olduklarını ve her an yanında olduklarını sözlerine ekledi.
10. Ekonomi ve Lojistik Zirvesi’nin açılış konuşmasında FIATA Başkanı Turgut Erkeskin, yaşanan ekonomik zorluklara dikkat çekerek, “Kredi maliyetleri çok yüksek. Kredi maliyetlerinden dolayı yatırım yapabilme kabiliyetimiz ve iştahımız maalesef yerine değil” dedi.
Ekonomide büyümenin önemli olduğunu belirten Turgut Erkeskin, taşımacılık altyapısı söz konusu olduğunda karayolu, demiryolu, limanların ve havaalanlarının entegre çalışması gerektiğini belirtti. Dünyada artık rekabetin tedarik zinciri kabiliyetleri ile yapıldığına dikkat çeken Erkeskin, Türkiye’nin lojistik koridorlarında yerini geçlendirmesi gerektiğini kaydetti. Konuşmasında Türkiye’nin jeopolitik önemine de dikkat çeken Erkeskin, bölgede ciddi bir transfer koridoruna sahip olabileceğimizi kaydetti. Konuşmasında Erkeskin, konuşmasında dijitalleşmenin ve AI’nın önemine de dikkat çekti.
Kriz Döneminde Ticaretin Önemi Artıyor
Ekonomi ve Lojistik Zirvesi kapsamında düzenlenen ana oturumda konuşan IRU Başkanı Radu Dinescu, küresel ticaretin yalnızca ekonomik refahın değil, aynı zamanda uluslararası iş birliğinin ve insani dayanışmanın temel taşı olduğunu vurguladı.
İran ve İsrail arasındaki gerilim, sınır geçişlerinde yaşanan belirsizlikler ve tedarik zincirlerindeki aksaklıkların ekonomilerde daralmaya yol açtığını belirten Dinescu, “Sınırlar kapandığında tedarik zincirleri çöker, maliyetler yükselir ve toplumların temel ihtiyaçlara erişimi zorlaşır” dedi.
İnsani Müdahale Temelli Ticaret Sistemi Önerisi
Dinescu, bu krizlere karşı daha dirençli bir sistem gerektiğini belirterek “insani müdahale temelli” yeni bir ticaret sistemi çağrısında bulundu. Lojistiğin yalnızca mal değil, insan ve fikirleri de birbirine bağladığını vurgulayan Dinescu, şöyle konuştu:
Yeni Sistem: Süreyi %92, Maliyeti %40 Azaltıyor
Dinescu, önerdiği sistemin küresel taşıma sürelerini %92, ulusal maliyetleri ise %40 oranında azaltabileceğini açıkladı. Bu sistemin çoklu sınırlar boyunca güvenli ve sürdürülebilir mal hareketine olanak tanıyacağını belirten Dinescu, sistemin “asgari müdahale ile azami iş birliği” ilkesine dayandığını ifade etti.
II. Dünya Savaşı Sonrası Sisteme Vurgu
Tarihsel bir örneğe de değinen Dinescu, II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’da kurulan taşımacılık ve ticaret sisteminin, bir zamanlar savaşan ülkeleri barış içinde yeniden birbirine bağladığını hatırlattı. Bu sistemin bugün 77 ülkeye ulaştığını ve barışa katkı sunduğunu belirtti.
Türkiye'nin Küresel Lojistikteki Rolü Tartışıldı: Krizler Fırsata Çevrilebilir Mi?
Dünyada Ekonomik Ve Siyasal Krizlerin Lojistik Sektörüne Etkileri Ve Türkiye’nin Lojistik Geleceği panelinde HİB Yönetim Kurulu Üyesi / Yük Taşımacılığı ve Lojistik Hizmetleri Komitesi Başkanı Murat Baykara’nın moderatörlüğünde; TB Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yusuf Karakaş, DEİK Lojistik İş Konseyi Başkanı Barış Dillioğlu, UTİKAD Yönetim Kurulu Başkan Bilgehan Engin konuştu.
"Lojistik Sektörünün Sıcak Gündemi: Dünya Ekonomisinde Yaşanan Çatışmalar, ABD – Çin - AB Rekabeti Lojistik Sektöründe Hangi Etkileri Yaratacak? Türkiye’nin Uluslararası Lojistikte Rekabet Gücünün Artırılması için Neler Yapılıyor?" sorularını yanıt arandı.
10. Ekonomi ve Lojistik Zirvesi, 2-3 Temmuz tarihlerinde Sheraton Grand İstanbul Ataşehir’de lojistik dünyasının önde gelen isimlerini ağırlıyor. Zirvenin önemli konuşmacılarından T.C. Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yusuf Karakaş, "Lojistik Sektörünün Sıcak Gündemi: Dünya Ekonomisinde Yaşanan Çatışmalar, ABD – Çin - AB Rekabeti Lojistik Sektöründe Hangi Etkileri Yaratacak? Türkiye’nin Uluslararası Lojistikte Rekabet Gücünün Artırılması için Neler Yapılıyor?" sorularını yanıtladı.
Türk Lojistiği İçin İddialı Hedefler
Baykara, lojistik sektörünün Türkiye'ye önemli bir döviz girdisi sağladığını vurguladı. Mevcut durumda hizmet ihracatının 60 milyar dolar olduğunu belirterek, cari açığın kapanmasında kilit rol oynayan sektörlerden biri olduğunu ifade etti.
Barış Başkan'ın değindiği noktalara atıfta bulunan Baykara, küresel ticaretin şu anda 33 trilyon dolar olduğunu ve hizmetlerin bunun 7,5 trilyon dolarını oluşturduğunu belirtti. 2028 yılı için ise hizmet ihracatının 11,5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.
Baykara, dünya ticaretinin yarısını oluşturan Avrupa Birliği ile Çin arasındaki ticaret koridorunda Türkiye'nin stratejik konumunu vurguladı. Türkiye'nin sadece bir "koridor ülkesi" değil, aynı zamanda "biyolojik ülke" konumunda olduğunu belirtti.
Bakanlığın da desteğiyle yerli filoyu güçlendirerek, bu koridorlardan geçen kargo taşımacılığının yaklaşık yüzde 10'unu ele geçirme hedefi bulunuyor. Bu iddialı hedefle, gelecekte sadece taşımacılık ve lojistik hizmetlerinden elde edilen hizmet ihracatı rakamlarının 100 milyar dolara çıkarılması amaçlanıyor.
Dr. Karakaş, Türkiye'nin küresel lojistik sektöründeki mevcut zorlukları doğru yönetebildiği takdirde önemli kazanımlar elde edebileceğini vurguladı. Küresel çatışmaların navlun fiyatlarını artıracağını ve yeni gemi inşa pazarında bir hareketlilik yaratacağını belirten Karakaş, Amerika'ya ulaşamayan gemilerin yerine farklı ülkelerin alternatifler üreteceğini ve ticaret rotalarının değişeceğini öngördü. Bu süreçte Çin'in olası tepkilerinin de göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye İçin Önemli Fırsatlar:
· Gemi İnşa ve Bakımında Güvenilir Merkez: Türkiye'nin gemi inşa ve bakımında güvenilir bir merkez olduğunu kanıtlayabileceğini belirten Karakaş, özellikle özel yapım ve orta segment gemilerde öne çıktığımızı, bu pazarda ilk beşe girmenin ciddi bir başarı olacağını ifade etti. Türk tersanelerinin Avrupa'daki muadillerine göre daha uygun fiyatlı hizmet sunduğuna dikkat çekti.
· Stratejik Konum ve Lojistik Hub: Türkiye'nin stratejik konumu sayesinde bir lojistik hub konumunda olduğunu ve transit geçişlere büyük katkı sağlayabileceğini vurguladı. Değişen ticaret yollarında Türkiye'nin avantajlı bir duruma gelebileceğini belirtti. Zenizur Koridoru'ndan Kalkınma Yolu'na, Orta Koridor'a kadar birçok projenin Türkiye'nin lojistik pozisyonunu desteklediğini ifade etti.
· Hava ve Kara Taşımacılığı Potansiyeli: Hava taşımacılığında katma değeri yüksek ürünlerin taşınmasıyla İstanbul Havalimanı'nın avantajlı bir konuma gelebileceğini dile getirdi. Gemilerin rotasını değiştirdiği bir durumda aktarma merkezlerine ihtiyaç duyulacağını ve Türkiye'nin kara taşımacılığında da bu rolü üstlenebileceğini ekledi.
Politika ve Strateji Önerileri:
Dr. Karakaş, Türkiye'nin rekabetçi ve sürdürülebilir politikalar geliştirmesi gerektiğini vurguladı. Türk Bayraklı Ticaret Gemisi Filosu'nun tonajını ve rekabet gücünü artırmanın sürecin iyi yönetilebilmesi için bir zorunluluk olduğunu belirtti. Ayrıca, gemi bakım ve onarımında Akdeniz havzasının öne çıkabileceğini, bu yönde planlamalar yapılması gerektiğini söyledi.
Sektöre yönelik finansal destekler ve teşviklerin, özellikle uzun vadeli ve düşük faizli kredilerin önemine değinen Karakaş, gümrük süreçlerinin ve tek pencere uygulamalarının sadeleştirilmesiyle tedarik zincirlerinin korunarak ilerletileceğini ifade etti.
İnsan Kaynağı ve Tanıtımın Önemi:
Türkiye'nin iyi bir insan kaynağına sahip olduğunu ancak sürecin adaptasyonunun gerektiğini belirten Dr. Karakaş, sivil toplum kuruluşları (STK) ve lojistik sektörünün de aktif rol oynaması gerektiğinin altını çizdi. Türk lojistiğinin, gemi inşa sanayisinin ve diğer taşıma modlarının uluslararası etkinliklerde ve fuarlarda ne kadar iyi olduğunu taraflara anlatılması gerektiğini vurguladı. "Çok iyi bir ürün üretebilirsiniz ama taşınmadıktan sonra bir anlamı olmayacak" diyerek lojistik sektörünün kendini daha fazla tanıtması gerektiğini belirtti.
Karakaş, lojistik sürecinin tüm dünya açısından sıkıntılı bir dönemden geçtiğini ancak bu riskli sürecin Türkiye için fırsata çevrilebileceğini yineledi. Bakanlık olarak bu süreci yönetmek için ellerinden geleni yaptıklarını ve Türkiye'nin doğru yönetimle bu süreçten önemli kazanımlar elde edeceğini ifade ederek sözlerini tamamladı.