UTİKAD Türkiye'de Transit Taşımacılık: Gelişim Alanları Raporu'nu yayınladı.  
Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD, 2019 yılında yayınladığı Lojistik Sektörü Raporu sonrasında sektörel raporlarına bir yenisini daha ekledi. UTİKAD, 21 Ağustos 2020 tarihinde “Türkiye'de Transit Taşımacılık: Gelişim Alanları” raporunu üyeleri ile paylaştı.

Ülkemizin bulunduğu coğrafyanın avantajları sayesinde transit taşımacılıkta dünya genelinde bir ‘aktarma noktası’ olmasının önemini her platformda dile getiren Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD, 2019 yılında yayınladığı Lojistik Sektörü Raporu’nda bu konuya yer vermişti. Sektör temsilcileri ile gerek çalışma gruplarında gerekse kamu tarafından düzenlenen toplantılarda bir araya gelen UTİKAD, transit taşımacılık özelinde bir rapor hazırlanması ile ilgili çalışmalarını hızlandırdı. UTİKAD, “Türkiye'de Transit Taşımacılık: Gelişim Alanları” raporunu 21 Ağustos 2020 tarihinde üyeleri ile paylaştı.

UTİKAD Transit Taşımacılık Odak Grubu’nun çalışmaları doğrultusunda UTİKAD Sektörel İlişkiler Departmanı tarafından hazırlanan rapor ile transit taşımacılığın Türkiye'deki mevcut durumu incelendi. Raporda aynı zamanda transit taşımacılıkta darboğaz yaratan noktalar tespit edilerek bunların giderilmesine yönelik çözüm önerileri sunuldu.

Türkiye'de transit taşımacılığı düzenleyen mevzuata ve uygulamalara yer verilen raporda ayrıca Türkiye'nin entegre olduğu taşımacılık koridorları ile Türkiye'yi transit taşımacılık alanında avantajlı kılacak altyapı yatırımları ve projelerine de değinildi. Türkiye'nin uluslararası transit taşımacılıkta daha rekabetçi koşullara sahip olmasını sağlayacak gelişim alanları tespit edilerek bu alanlara yönelik önerilere yer verilen raporda UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Gümrük ve Antrepo Çalışma Grubu Başkanı Berna Akyıldız tarafından Dubai'ye yapılan saha ziyaretinde elde edilen verilere de yer verildi.

Rapor'un sonuç bölümünde şu değerlendirmeye yer veriliyor:

İncelediğiniz çalışma kapsamında yer verilen önerilerin uygulamaya alınması ile Türkiye’nin transit taşımacılıktan elde edeceği gelir daha geniş kapsamlı bir çalışmanın konusu olacaktır. Bu çalışmada amaç Türkiye’de transit taşımacılık operasyonlarında mevcut durumu ve iyileştirme alanlarını sunmak, transit taşımacılığın önemli bir merkezine yapılan saha ziyaretindeki bulguları transit taşımacılığı geliştirmek amacıyla atılacak adımlara vizyon sunması amacıyla paylaşmaktır.

Türkiye’de transit taşımacılık hacminin artması istihdamı ve devlet gelirlerini olumlu yönde etkileyecektir. Transit yüke hizmet sunan paketleme görevlisinden forklift operatörüne kadar lojistik sektöründe hizmet sağlayıcılar yük hacmi artışından olumlu etkilenecek, devletin vergi gelirleri artış gösterecektir. Serbest bölgelerde transit yüklere yönelik sunulan hizmetlerin çeşitlilik kazanması (malların işlenmesi, bir araya getirilmesi, gruplanması gibi) da yine istihdam ve ülkenin gelirlerine olumlu katkı sunacaktır. Limanlar, taşıyıcılar, depolama alanları, yükü elleçleyenler ve acenteler de artan iş hacminden faydalanacak, bu hacim devlete gelir olarak yansıyacaktır.

Bakü-Tiflis-Kars hattının devreye alınmış olması ile birlikte Akdeniz ve Karadeniz’de yer alan limanlar transit yük trafiğine hizmet verebilecektir. Özellikle Asya’dan Avrupa yönünde ve limanlar aracılığı ile Akdeniz’deki limanlara transit yük taşımacılığı yapılması ve ülkenin hedef pazarlarından olan Kuzey Afrika’ya daha hızlı ulaşılması mümkündür. Karayolu ağı hem demiryolu hem de denizyolu ile taşıması yapılan ürünlerin son destinasyonlarına taşınmasında etkili bir yöntemdir. Marmaray hattının Türkiye üzerinden kesintisiz yük taşımacılığı operasyonları için kullanımı da son dönemdeki önemli gelişmeler arasında yer almaktadır. İstanbul Havalimanı ise dünya çapında öneme sahip bir yatırımdır. Bu açıdan altyapı yatırımlarından en yüksek verimin alınabilmesi ancak mevzuatın ve mevzuatın sahadaki uygulamasının doğru kurgulanması ile mümkündür.

Transit taşımacılık Türkiye Lojistik Master Planı’nda da işlenen bir konu olup TLMP transit yükün Türkiye üzerinden geçmesini GSYİH’yi artıracak bir etken olarak görmektedir. TLMP kapsamında transit gelirin 2023 yılında 5 milyar ABD Doları, 2035 yılında 54 milyar ABD Doları ve 2053 yılında 214 Milyar ABD Doları’na ulaşmasının hedeflendiği belirtilmektedir. Bu hedeflerin ulaşılmasında bu çalışma kapsamında yapılan önerilerin uygulamaya alınması mutlaka etkili olacaktır.

2020 yılına damgasını vuran ve etkisini uzun süre hissettireceği tahmin edilen COVID-19 salgını dış ticaret firmalarının tedarik zincirlerini tek kaynaktan beslemelerinin sakıncalarını ortaya koymuştur. Hammadde girişinin sağlanamadığı süreçte çoğu üretici üretime ara vermekte zorunda kalmıştır. Hemen her alanda “yeni normal”in konuşulduğu bir dönemde ülkemiz birçok fırsatı değerlendirebilecek altyapıya sahiptir ve küresel tedarik zincirinde Türkiye’nin Uzakdoğu ülkelerine alternatif bir ülke konumuna gelmesi mümkündür. Bu sebeple transit taşımacılık önündeki engeller giderilmeli, Türkiye üzerinden yapılacak transit taşımalar hız, verimlilik, güvenlik ve maliyet avantajı ile birlikte anılır hale getirilmelidir.