İthalatı yapılan bir ürün, içeriğindeki farklı bir malzemeden veya özellikten dolayı farklı GTİP (Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu) kodlarıyla (tarife) değerlendirilebiliyor. Bunun sonucunda verilen beyanlar hatalı olabiliyor. Kayas Gümrük Müşavirliği CEO'su Hakan Kaya, bu hataların; fazla ödenen vergi ve/veya ilave vergiler ya da eksik ödenen vergiler ve bunlara bağlı oluşan cezalar konusunda ithalatçı firmaları dikkatli olmaya çağırıyor. Kaya, çözüm için üç temel noktaya dikkat çekiyor: Doğru tarifelendirme, doğru vergilendirme ve doğru müşavir seçimi.
GTİP kaynaklı sorunlar ve riski
İthalat sürecinde eşyanın GTİP kodlarına göre vergilendirilmesi büyük önem taşır. Ancak zaman zaman eşya tanımın belirleme sürecinde hatalar yapılabiliyor. Bu hatalar nedeniyle ek vergiler, cezalar ve hatta kaçakçılıkla suçlanma gibi ciddi sonuçlar ortaya çıkabiliyor. E-ticaretin yaygınlaşması ve teknolojinin ilerlemesi ile paralel olarak ürün çeşitliliğinin artmasıyla gümrük vergi uygulamaları çok büyük önem kazandı ve vergi muafiyet sınırları azaldı. Yanlış ve hatalı beyan durumunda ithalatçılar yüksek cezalarla karşılaşabiliyor ve ürünlerine el konulabiliyor.
İthalat sürecinde nelere dikkat edilmesi gerekiyor?
İthalatçının sipariş öncesi detaylı araştırma yapması gerekliliğine dikkat çeken Kayas Gümrük Müşavirliği CEO'su Hakan Kaya “Sorunsuz, sağlıklı bir ithalat yapmak ve maddi kayıpların oluşmasını önlemek için:
1) Sektör bazlı ihtisaslaşmış gümrük müşavirleriyle çalışılmalı,
2) Derinlemesine eşyanın tüm teknik özellikleri çıkartılmalı,
3) İthal edilmek istenen eşyanın TSE ve CE uygunluğunun, test raporlarının, sağlık sertifikalarının ve gerekli belgelerinin mevcut olup olmadığına bakılmalı,
4) Ödenmesi gereken vergiler ithalat öncesinden hesaplanmalı.
Bu maliyetler ithalatı karlı çıkaracaksa ticaret yapılmalı. Bu ön çalışmanın yapılmadığı ithalatlarda sadece para ve zaman kaybetmezsiniz, bir de hatalı ithalatın doğurabileceği hukuki süreç ile boğuşursunuz.” dedi.
Özellikle GTİP kodlarının belirlenmesinde büyük sorunlar yaşanıyor
Özellikle GTİP kodlarının belirlenmesinde büyük sorunların yaşandığını belirten Kaya: “Geçmişte eşyaya uygulanan daha standart bir vergi oran/ tutar vardı. Şimdi ise işlem gören eşyalar artık alt kategorilere ayrılarak referans fiyat uygulaması ile farklı vergilendirmeye tabi tutuluyor. Örneğin: Eskiden tekstil de sentetik iplik grubundan tek bir vergi alınırken, artık sentetik iplik polyester, naylon ve elastan iplik olarak alt gruplara ayrıldı. Bir de POY, FDY veya Tekstürize kırılımına gidildi. Hatta ipliğin deny ve flaman sayısına göre GTİP’leri belirlenerek gümrük vergisi hesaplanmakta. Eşyanın teknik özelliklerinin oluşturabileceği vergi farklılıklarından dolayı ithalatçılar daha dikkatli olmalılar.” diyerek gümrük vergisinin doğru hesaplanmasının öneminin altını çizdi.
Hakan Kaya, ihracatta genel olarak vergilendirme olmadığını ancak eşyanın geri gelmesi durumunda eşyaya muafiyet uygulanması bakımından doğru tarifelendirmenin çok büyük öneme sahip olduğunu dile getirdi.
Yanlış tarifelendirme büyük maliyetlere yol açabilir
Gümrük müşavirlerinin bile zaman zaman tarife belirlemede zorlandığını ve uygun GTİP belirlenirken analiz, teknik raporlara ihtiyaç duyulduğunu belirten Kaya; hatalı tarife beyanının, ithalatçıya ciddi cezalar ve hesaplanmayan ek maliyetler getirebildiğine, hatta gümrük süreçlerine gümrük muhafaza ekiplerinin de dahil olması durumunda ürünlerinin kaçakçılık kapsamına alınabileceğine ve ağır hukuki sorunlar ile karşı karşı kalınabileceğine dikkat çekti.
İthalatın ek-maliyetleri ithal ürün fiyatlarının artmasına neden oluyor
Son zamanlarda İdare ile ithalatçı arasındaki GTİP ihtilaflarının çok arttığına dikkat çeken Kaya: “Her ülke hem üreticisini hem de vatandaşını korumak için gizli ya da alenen Korumacılık Tedbirleri uygulayabilir. Yakın zamanda ABD’nin Kanada, Meksika ve Çin’den yapılan ithalatlara getirdiği ek vergi uygulaması alenen yapılan korumacılık tedbirlerinin en güncel örneğidir. Bizim ülkemizde de ithal ürünler için gizli ya da alenen benzer Korumacılık Tedbirleri uygulanmaktadır. GTİP ihtilafları korumacılık tedbirlerinin denetiminin karmaşasından dolayı yaşamaktayız.
Tarife belirleme gümrük idaresinin asli sorumluluğundadır. Hatalı GTİP farklılıklarından kaynaklanan cezalar gümrük kanunu kapsamında, gümrük idaresi tarafından verilmelidir. Son dönemlerde GTİP denetimlerine Gümrük Muhafaza da dahil edildi. Gümrük Muhafaza’nın varlık sebebi kaçakçılığı önlemek olduğu için değerlendirmelerini hep kaçakçılık üzerinden yapıyorlar. Bu da hatalı GTİP’i düzeltelim derken başka sorunların oluşmasına neden oluyor.
Mevcut işleyiş; Gümrük İdaresini, Gümrük Muhafazayı, İthalatçıyı ve Gümrük Müşavirini sadece karşı karşıya getirmekle kalmıyor, adli süreçlerin de artmasına, büyük maddi ve manevi kayıpların oluşmasına neden oluyor.
Burada yapılması gereken GTİP sürecinin gümrük idaresi tarafından yönetilmesi, deliller doğrultusunda ciddi bir şüphenin oluştuğu durumlarda Gümrük Muhafazanı dahil edilmesidir.” şeklinde konuştu.
Kaya, “Bu sorunlarda giderilene kadar geçen süre ardiye, depolama, demoraj gibi ek maliyetlere sebep oluyor ve bu durum enflasyonu da tetikliyor. Katlanılan her maliyet, ürün maliyeti içinde satış fiyatına yansıtılıyor.” uyarısında bulundu.
Tek Pencere Sistemi ile daha şeffaf ticaret
Son olarak, küresel ticarette şeffaflık için "tek pencere sistemi"nin önemine değinen Hakan Kaya, gümrük işlemlerinin elektronik ortamda yürütülmesinin süreci hızlandırdığını belirtiyor.
Türkiye'nin bu alanda Avrupa'dan daha ileri bir sisteme sahip olduğunu söyleyen Kaya, doğru tarifelendirme, doğru müşavir seçimi ve gümrük kanunlarına uygun hareket etme durumunda ithalatın sorunsuz ilerleyebileceğini ifade etti.
Kaynak: UND'nin Sesi Dergisi





