Karayollarında yük taşımacılığı tekerleğin icadından beri en önemli taşıma yöntemlerinden biri olmuştur. Özellikle kısa ve orta mesafelerde esnek ve hızlı bir şekilde yükün taşınabiliyor olması nedeniyle karayolu, tren, hava ve deniz yoluna göre daha çok tercih ediliyor. Karayolları Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre ülkemiz karayollarında yük taşımacılığının ortalama yüzde 5 arttığı ve 2014 yılında toplam 234 bin 492 milyon ton yük taşındığı görülüyor. (1)

Bunca yük ne kadar güvenli taşınıyor?

Tüm yüklerin güvenli bir şekilde hedeflenen noktaya taşınması oldukça önemli. Karayolunda yük taşımacılığının nasıl güvenli yapılacağına dair bilgileri Avrupa mevzuatları ile birlikte incelendiğimizde yerine getirmemiz gereken önemli önlem ve uygulamalar olduğunu görüyoruz. Yük taşıyan ağır ticari araçlarda; teknik kapasiteye uygun yükleme, yükün araç üzerinde doğru şekildekonumlandırılması, uygunsabitleme ve taşınacak yüke göre uygun araç seçimi kriterleri bu kapsamda çok önemli konulardır. Maalesef bu konulardaki eksikler nedeniyle çok sayıda kazanın yaşandığını ve bu kazalar sonucunda ciddi mal kayıpları ve daha da önemlisi can kayıpları olduğunu biliyoruz.

 

Resim-1                                                                     

Aslında yük taşıyan araçlarda aracın uygunluğu, yükün doğru şekilde ve doğru ekipmanlar ile bağlanması kazalar sonrası bilirkişi incelemelerinde değil rutin olarak yol kenarı denetimlerinde yapılması gereken bir kontrol olmalıdır.

Ülkemizde yol kenarı denetimleri için düzenleyici mevzuat Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın “Araçların Yüklenmesine İlişkin Ölçü ve Usuller ile Tartı ve Boyut Ölçüm Toleransları Hakkında Yönetmeliği” dir.(2)Ancak,bu düzenleyici mevzuat yükün araç üzerinde güvenceye alınıp alınmadığını tarif ve kontrol etmiyor. Diğer taraftan denetlemeyi yapan görevlilerise bu konuda yeterince bilgi sahibi değil. Yapılan denetlemeler daha ziyade araçların ağırlıkları ve boyutlarının uygunluğuna yönelik.

İlgili mevzuatta bu yöndeki eksikliklerin hızlı bir şekilde giderilmesi ve yol kenarı denetimleri yapılırken  yük güvenliğinde mutlaka kapsama alınması   gerekiyor. Karayolu ile uluslararası yük taşımacılığı yapan firmaların ve bu sektöre araç sağlayan üreticilerin bu konuda daha fazla bilgi sahibi olduklarını söylemek mümkün. Bu firmalar Avrupa’da özellikle de Almanya karayollarında bu tür denetim ve sorgulamaların olduğunu bilmekte ve önlemlerini almaktadırlar.

Yükü neden güvenceye almalıyız?

Yükü neden güvenceye almalıyız sorusu sıklıkla karşımıza çıkan sorulardan biri oluyor. Bir örnek ile anlatmak gerekirse: Hareket halindeki bir cismin çarpma esnasında ortaya çıkardığı etki yani çarpma esnasındaki ağırlığı kendi gerçek ağırlığının çok çok üzerindedir. Mesela 70 kg’lık bir  kütlenin 100 km/h hız ile hareket ederken bir yüzeye çarpması esnasındaki ağırlığı 27.000 kg’dır.Bu nedenle  yükün taşıma esnasında hareket etmeyecek şekilde sabitlenmesi çok ama çok önemlidir. Almanya’da özellikle 2000’li yılların başından bu yana yükün güvenli bir şekilde taşınmasına ilişkin yoğun faaliyetler yürütülmektedir. Bu konuda oluşturdukları teknik gereklilikleri VDI 2700 numaralı ulusal bir standart içinde tanımlayarak ilgili mevzuat alt yapısının da hazırlanmasıyla birlikte yükleyicilerin, şoförlerin, yolda kontrol yapan polislerin eğitimi, araçlar için asgari tasarım zorunluluklarının tarif edildiği topyekün bir program uygulamaya başlamışlardır.

Geçtiğimiz yıl Avrupa Birliği resmi gazetesinde 2014/47/EU (3) yönetmeliği yayımlandı. Bu yönetmelik birliğin yük taşımacılığında 2050 yılına kadar rekabetçi, verimli ve sıfır ölümlü Avrupa stratejisinin yol haritasında önemli bir kilometre taşı olacaktır.  Şöyle ki 2014/47/EU ticari araçların yol kenarında yapılan yola elverişlilik kontrollerinin yapıldığı bir yönetmeliktir. Ancak son seviyesi ile birlikte yük güvenliği denetimlerini de ihtiva eden bir yönetmelik olmuştur. Bu sayede sınırlı bir şekilde ve sadece birkaç ülkede yapılan yük güvenliği denetimlerinin tüm Avrupa Birliği yollarında 2017 yılından sonra yaygınlaştırılması hedefleniyor.

                                                                     Resim-4

Vakit geçirilmeden bu yönetmeliğin adapte edilerek ülkemizde da yayımlanması ve uygulamaya geçilmesi kesinlikle kamu yararına olacaktır.

Peki, yük güvenliği şartlarına uygun  hareket etmek için neler yapmak gerekir?

-          Yük güvenliği kriterlerine uygun araç seçimi

-          Yükün uygun ekipmanlar ile sabitlenmesi

-          Yükü yükleyen personelin, şoförün ve denetimi yapan personelin eğitimi

dikkat edilmesi gereken en önemli maddelerdir.

Yük emniyeti konusunda Avrupa’da etkin şekilde kullanılan ve kabul görmüş EN 12640, EN 12641, EN 12642 ve EN 12195 gibi AB normlar mevcuttur.

EN 12642 normu

EN 12642 normunda yük taşıyan araçlarda araç gövdesinin sağlaması gereken asgari dayanımlar tarif edilir. Aracın üst yapısını oluşturan ön, arka ve yan panelin belli kuvvetler ile test edilmesi, test sonrası belirlenen azami hasar miktarlarının aşılmamış olması ve üst yapıda fonksiyonel bir hasarın olmaması gerekir. Çok amaçlı kuru yük taşıyan brandalı üst yapılarda brandanın ayrıca EN 12641 normuna uygun olması gerekir. Bu norma göre brandanın yırtılma direnci, örgü sıklığı, yapışma direnci, sıcaklık direnci ve birim ağırlığı için asgari kriterler tarif edilmiştir. EN 12642 normuna göre karayolunda seyreden bir aracın öne doğru 0.8G, yanlara ve arkaya ise  0.5G  değerlerine karşılık gelen değerler ile statik veya dinamik yöntemler ile test edilmesi gerekir. Burada G; taşınan yükün kütlesidir.

Resim-5

Taşınan yükün kütlesinden hareketle üst yapının sağlaması gereken mukavemet değerleri hesap edilirken sürtünmeler de dikkate alınır. Yük ile taşıma platformu arasındaki temas yüzeylerinin mümkün olduğunca yüksek oranda bir sürtünme kuvveti oluşturması bu açıdan çok önemlidir. EN 12642 normuna göre statik testlerde norm normal üst yapılar için  test değerlerini “Code L”, güçlendirilmiş yapılar için ise test değerlerini “Code XL” olarak ikiye ayırır.

Tablo-1’de üst yapıyı oluşturan ön, yan ve arka panele sürtünme kuvvetleri çıkarıldıktan sonra uygulanması gereken azami test kuvvetleri gösterilmektedir. Bu kuvvetler yüzeylere, tüm yüzey boyunca ve yüzey yüksekliğinin asgari yüzde 75’i kadar bir alanda rijid plakalar veya hava balonları vasıtası ile uygulanır. Tabloda verilen P değeri o yapının taşıyabileceği yükün azami ağırlığıdır.

Tablo-1

Örneğin 27.000 kg faydalı yük taşıma kapasitesine sahip bir araç ön panelinin Code XL şartlarını sağlaması için 0.5x27.000 = 13.500 kg yüke dayanması gerekir. Bu nedenle üst yapının Code XL şartlarını sağlaması için güçlü bir şekilde tasarlanmış olması gerekir.

Resim-6                                                                    

Dinamik testlerde ise tanımlanmış poligon ve hızlarda öne doğru güçlü frenleme yaparak ön panelin dayanımı, belirli bir yarıçap içerisinde ve belirli bir hızda sürülerek yan panellerin dayanımı, geriye doğru sürülürken frenleme yapılarak arka panelin dayanımı test ve kontrol edilir. Dinamik testlerde Resim-8’de verilmiş olan doğrusal ve yanal ivmeler test esnasında özel sensörler ile ölçülür. Normda belirtilen ivme değerlerine ulaşıldıktan sonra yapı üzerindeki varsa hasarlar kontrol edilir. Bu testlerin trafiğe kapalı alanda ve gerekli güvenlik önlemlerinin alınarak yapılması gerekir. Özellikle yanal ivme değerlerini ölçmek için yapılan testlerde olası devrilmeleri önleyici yanal destek dingilleri kullanılır.

Resim-8

Bu testler yetkilendirilmiş kurum veya kuruluşlar nezaretinde yapılarak üst yapı tipinin EN 12642 yük güvenliğine uygunluğu sertifikalandırılır.

Bu hizmet yurt dışındaki servislerden alınıyor

Ülkemizde bu norm ve test sürecini yöneten ve sertifikasyon yapabilen bir kuruluş olmadığından genellikle bu hizmet şu anda yurt dışındaki servislerden alınmaktadır. Yük güvenliği şartlarına uygun bir araçta yükün araç üzerinde sabitlenmesini sağlamak için ayrıca güçlü bağlantıların bulunması gerekir. Ticari araçlarda araç platformunda yükün bağlanabilmesi için yük bağlantı halkaları veya bu görevi yerine getirecek alternatif çözümlerin bulunması gerekiyor. Üst yapı güvenliğinde asgari şartları tarif eden bir norm olduğu gibi araç üzerinde yük bağlantı noktalarının sayısını, dayanımı ve konumunu tanımlayan norm ise EN 12640’tır.

Araç üzerindeki yük bağlantı noktalarının sayısı, konumu, dayanımı araç için izin verilen azami kütleden yola çıkılarak hesaplanır. Bir bağlantı noktasının müsaade edilen dayanım kuvvetinin 1.25 katı bir kuvvetle test edilmesi gerekiyor.

 

Resim-9                                                                 

Aracın yükgüvenliği açısından uygun seçilmiş olması ve platformunda yükün sabitlenmesi için uygun sabitleme bağlantıların bulunması yükün güvenceye alınması için oldukça önemlidir ancak yeterli değildir. Bu noktadan sonra yükün araç üzerinde doğru şekilde konumlandırılması ve sabitlenmesi önem kazanır.  Yükün ve taşıyıcı aracın ağırlık merkezi konumları, aracın müsaade edilen azami kapasiteleri dikkate alınarak uygun bir yükleme planı oluşturulması gerekir. Yükün cinsi göz önünde bulundurularak araç üzerinde blokaj takozları, yük bağlama kemerleri ve zincirler ile sabitlenmesi gerekir. Yükün sabitlenmesi konusunda referans alınacak norm ise EN 12195’tir. EN 12195 yükün sabitlenmesi için kullanılacak blokajın kapasitesi, bağlantı kemerlerine uygulanması gereken gerdirme kuvvetlerinin nasıl hesaplanacağını tarif eder.

Resim-11                                                       Resim-12

Burada temel amaç yükün taşıma esnasında kaymasını engellemektir.  Gerdirme kemerleri ve gerdirme mekanizmalarının da  EN 12195 normuna uygun olması gerekir. Bu norma uygun kemerlerin üzerinde  aynı norma uygun olanları ile sabitleme işlemleri gerçekleştirilmelidir. Bu kemerler ve mekanizmaların üzerinde azami taşımakapasiteleri değerlerini gösteren etiketler bulunur.

Resim-13

Gerdirme kemeri sayısı ve kapasitesi taşınan sabitlenecek yükün ağırlığı ve yüzeyle olan sürtünmesi de dikkate alarak seçilmelidir. Çok ağır yüklerin sabitlenmesinde zincirlerde kullanılabilir. Gerdirilen kemer ve zincirlerin taşıma esansında gevşeyebileceği dikkate alınmalı ve sabitleme doğru noktalardan ve doğru yönlerden yapılmalıdır.

Yük güvenliği konusunun geniş içerikli bir program olarak ele alınması bir zorunluluk

 Karayolu ile yük taşımacılığının artarak devam edeceği dikkate alındığında yük güvenliği konusunun geniş içerikli bir program olarak ele alınması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Yükleme noktalarındaki çalışanlar, şoförler, yolda denetim yapan sorumlular, uygun araçlar ve yük sabitleme ekipmanlarının hepsi bu programın bir parçasıdır. Bu nedenle öncelikle yük güvenliği konusundaki bilinci artırarak harekete geçmek gerekiyor. Taşıma sektörünün tüm paydaşlarının yük güvenliği konusuna sahip çıkmaları ise başlangıç için kuşkusuz en önemli aşamadır.Referanslar

(1)Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Kazaları Özet Raporu 2014

(2) Araçların Yüklenmesine İlişkin Ölçü ve Usuller ile Tartı ve Boyut Ölçüm Toleransları Hakkında Yönetmelik 

(3) 2014/47/EU Directive, Technical RoadsideInspection of theRoadworthiness of Commercial VehiclesCirculating in theUnion

 


TAHSİN DOĞAN:

20 Şubat 1974’de Malatya’da doğdu. İlk, Orta ve Lise öğrenimini Malatya’da tamamladı. 1997 yılında Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nden “Makina Mühendisi” ve 1999 yılında Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nden “Makine Yüksek Mühendisi” diplomalarını aldı. 1997 – 1999 yılları arası Isılsan Makina’da Kalite Kontrol Mühendisi olarak çalıştı. 2000 yılında Tırsan Treyler A.Ş.’de çalışmaya başladı ve halen Tırsan Treyler Ar-Ge bölümünde Mühendislik ve Belgelendirme Müdürü olarak görev yapıyor. 2005 yılından bu yana treyler homologasyonu kapsamında özellikle tip onayları, ADR, ATP ve Yük Güvenliği konularında test ve sertifikasyon çalışmaları yapıyor. Bu konularda düzenlenen ulusal ve uluslararası teknik komite ve çalışma gruplarında görev alıyor. Evli ve iki çocuk babası olan Doğan İngilizce biliyor.