TCDD A.Ş’nin bünyesine geçen lokomotifleri özel sektörün kullanımına ne ölçüde açacağı, blok tren fiyatlarının nasıl olacağı, yeni tarifelerin nasıl olacağı merak konusu. Bunun yanında yatırım teşviki, akaryakıttan vergi muafiyeti gibi sektörün beklentileri de var.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Taşımacılık Anonim Şirketi (TCDD Taşımacılık AŞ) kurulmasını öngören, “Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun”u onayladı. TCDD’nin yerine TCDD Taşımacılık A.Ş kurulması ve şirketlerin demiryolu altyapısı inşa edebilmesi, işletebilmesi ya da aynı karayolu taşımacılığında olduğu gibi demiryolu üzerinde tren işletebilmesinin önü açıldı. Özel şirketler, demiryolu altyapısı inşa etmek istemeleri halinde, ihtiyaç duydukları arazi ve taşınmazları, kamulaştırma bedeli ödemeleri kaydıyla 49 yıllığına kiralayabilecekler.

TCDD tarihinde en köklü değişimi getiren düzenlemeyle, kamuya ait demiryolu ağı üzerinde özel şirketler taşımacılık yapabilecek. Yasa ile TCDD, demiryolu altyapı işletmecisi olarak yeniden yapılandırılacak. TCDD’nin tren işletmesi ile ilgili birimleri ayrılarak, TCDD Taşımacılık A.Ş. kuruldu. TCDD, ulusal demiryolu altyapı ağı üzerinde işletmeci olacak. Özel şirketler, kendilerine ait demiryolu altyapısı inşa edebilecekler ve ulusal demiryolu ağı üzerinde işletmecilik yapmak üzere bakanlıktan izin alacaklar. Şirketlerin, demiryolu altyapısı kurmak istemeleri halinde yapacakları gerekli taşınmazlar kamulaştırma bedeli ilgili şirketten tahsil edilerek devlet tarafından kamulaştırılacak. Şirket lehine 49 yılı geçmemek üzere bedelsiz olarak kullanım hakkı tesis edilecek. Ormanlar hariç olmak üzere, devlette bulunan taşınmazlardan TCDD’nin görev ve faaliyetlerinde kullanılanlar, Hazine adına tescil edildikten sonra üzerindeki yapı ve tesislerle birlikte TCDD’ye devredilecek. Bu taşınmazlardan Milli Savunma Bakanlığı’na tahsisli olanlar ile Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde olup TCDD ile ortak kullanılan taşınmazlar kapsam dışı olacak. Yeni yatırımlar yapması ve uluslararası borç alabilmesi amacıyla TCDD’nin bütün borçları Hazine’ye devredilerek tasfiye edilecek.

TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman yaptığı açıklamada bunun bir özelleştirme olarak algılanmaması gerektiğini belirterek, “Hiçbir şekilde demiryolları özelleşmiyor. Demiryollarının statüsü değişmediği gibi hiçbir demiryolcu arkadaşımın işi, statüsü ve yeri de değişmiyor. Sadece özel sektörün bizim yollarımızda, bizim trafik sitemimiz içerinde, gerekli altyapı kullanım ücretini ödeyerek taşıma yapmasına imkan sağlanıyor. Bu yasayla demiryoluna devlet desteğinin artarak sürmesi de yasal güvenceye kavuşuyor” dedi.  Avrupa Birliği ülkeleri ve demiryolu gelişmiş ülkelerin tamamının bu serbestleşmeyi sağladığını aktaran Karaman, bundan sonra aynı özverili çalışmayı sürdürerek hizmet vermeye devam edeceklerini söyledi.

UND’den destek

Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) yaptığı açıklama ile yasayı desteklediğini belirtti. Uyarıda da bulanan UND “Bu aşamanın, “intermodal ulaşım ağının” tamamlanması yönündeki diğer hızlı adımlarla destekleneceğini ümit ediyoruz” dedi.  UND’nin konuyla ilgili açıklaması şöyle: “Demiryolu Kanunu’nun yayınlanması ile, ülkemizin lojistik üs olmaya bir adım daha yaklaşacağı “intermodal ulaşım sistemi” etkinleşmiş olacaktır. Zira, küresel rekabetin giderek kızıştığı ve dünya ticaretinden pay alma yarışında, kıtaları birbirine bağlayan yeni uluslararası koridorların birbiri ile rekabet edercesine kurgulanıp hayata geçirildiği günümüzde, ülkemizin uluslararası koridorların aslî bir parçası olması zorunlu hale gelmiştir. Bu bağlamda, ülkemizin ihracatını 500 milyar dolara; dış ticaretini ise 2,5 milyar dolara çıkarılması ortak hedefi çerçevesinde, ülkemizde üretilen malların dış hedef pazarlarına mümkün olan en kısa, kesintisiz ve hızlı koridorlar üzerinden ulaştırılması temel stratejimiz olmalıdır. Yurtdışında, karayolu güzergahlarının, taşıma kotaları ve sürücü vizeleri gibi, suni engellerle tıkanmasına çalışılan bu haksız rekabet ortamında, ihracatımızın gereken noktalarda diğer taşıma alternatifleri olarak karayolu – demiryolu/karayolu-denizyolu kombinasyonları olarak Ro-La, Ro-Ro gibi alternatif seçeneklere de yönelmesini destekliyor; ancak her halükarda karayolu taşımalarımızın, rakipsiz olduğu noktalarda takviye edilmesi ve gereksiz engellerden arındırılması koşulunu yineliyoruz. Sadece ihracat ve ithalat taşımalarının değil, ülkemizden transit olarak taşınacak ticaret malları için de etkin ve hızlı bir koridor sunma hedefimiz doğrultusunda, yurt içi taşımalar için de “intermodalsistem”in benimsenmesi gerekmektedir, ki bu sayede farklı ulaşım seçeneklerinin, en rekabetçi ve etkin oldukları güzergâhlarda tercih edilebildiği lojistik zincir, ülke içinde de tamamlanmış olacaktır. Uluslararası ulaşım koridorlarına entegre olma çalışmalarında, sadece ulaşım altyapılarının inşası ve uyumlaştırılması değil; lojistik ile bağlantılı tüm teknolojik altyapıların kurulup işlemlerin de uyumlaştırılması gerekmektedir. Bu ise, yurtiçi ve uluslararası ulaşım koridorlarında karayolundan demiryoluna, demiryolundan denizyoluna etkin şekilde aktarılan, standart ve basitleştirilmiş /uyumlaştırılmış lojistik işlemlere tabi tutulan, kesintisiz bir intermodal zincire gereksinim doğurmaktadır.”

Demiryolunun payı artacak

UTİKAD Başkanı Turgut Erkeskin kararın sektör tarafından umutla beklendiğini belirterek, şimdiki beklentilerinin ise uygulamanın nasıl olacağını gösterecek olan ikinci mevzuat olduğunu kaydetti. Uygulama ile demiryolu taşımacılığı payının artacağını söyleyen Erkeskin, “Yeni yatırımlarla birlikte, çeken ve çekilen araç üreticileri, yedek parça üreticileri ve sektörel tedarikçi ve hizmet firmalarımızın da işlerinin artmasını, gelişmesini bekliyoruz” dedi.

Taşımacılık ve lojistik hizmetlere artan talebin ülke içi taşımalarda demiryolunun daha fazla kullanılabilmesine imkan sağlayacağının altını çizen Turgut Erkeskin, serbestleşmeyle birlikte demiryoluna olan yatırımın artacağını ifade etti. Serbestleşmenin en önemli hedefleri arasında yük taşımacılığında demiryolunun payının artırılması olduğunu aktaran Erkeskin şunları söyledi: “Bugün demiryolu ile yük taşımacılığının toplam taşımacılık içindeki payı, yüzde 1’lerin altında. Bu oran, Avrupa ülkelerinde ise yüzde 8’ler civarında. Daha da arttırılmaya çalışılıyor, ancak bazı yapısal engeller de yok değil. Bunların başında hatlar üzerindeki trafik yoğunluğu geliyor. Eğer Türkiye’de lojistikte demiryolu kullanım oranımızı Avrupa ortalamalarına getirirsek, çok büyük başarı sağlamış oluruz.”

“Aslında hiçbir taşıma modu, tek başına yeterli bir taşıma sistemi değil” diyen Erkeskin şöyle devam ediyor:  “Örneğin uzun ve ana parkurları demiryolu ile gidebilmenize rağmen, hatları her bir köşe, bucağa uzatmanız mümkün değil. Demiryolu ile gerçekleştirdiğiniz lojistik operasyonlarda, ön taşıma ve son teslimatta, mutlaka karayoluna da ihtiyacınız var. Dolayısıyla karayolu taşımacılığına olan talep hiçbir zaman bitmeyecek. Hatta artan iç ve dış ticaretimizde her ne kadar demiryolu kullanım oranının yükselmesini hedeflesek de, toplam taşımalarda karayoluna olan talep azalmayacak, artmaya devam edecek. Karayolu taşımacılığı ile demiryolu taşımacılığını birbirine alternatif görmektense, birbirlerine olan üstünlükleriyle lojistikte optimum kullanımlarını sağlayacak sistemleri kurmalıyız.”

Omsan Lojistik Genel Müdürü Osman Küçükertan:

Yatırım için yönetmeliği bekliyoruz

Demiryollarının özelleştirilmesi  ile ilgili Yasanın kabulü sonrası gerçekleşecek gelişmeler tüm demiryolu sektörünü yakından ilgilendirdiği gibi,  demiryolu taşımacılığı hizmeti vermekte olan Omsan’ı da yakından etkilemektedir. Bilindiği üzere yasanın kabulü sonrası alt yapı ve işletmecilik birbirinden ayrılacak, gerek alt yapı  kullanımı ve gerekse işletmecilik konularında yeni yönetmelikler ortaya çıkacaktır. Bugünden yönetmeliklerin içeriği konusunda yorumda bulunmak olanaksızdır. Esas olarak yönetmeliklerin neler getireceği önem arz etmektedir. Eski tarifelerin ortadan kalkacağı ve tarifeler konusunda yeni bir yapılanmaya gidileceği öngörülmektedir. Alt yapı, lokomotif ve vagon kullanım bedellerinin, TCDD nin lokomotif, vagon ve faal personelini bünyesine alan Demiryolu Taşımacılığı A.Ş.’nin başlı başına bir taşımacılık şirketi hüviyetine bürünecek olması sebebiyle bünyesinde mevcut lokomotifleri özel sektöre ne ölçüde veya hangi bedellerle tahsis edeceği ve blok tren fiyatlarının ne olacağı henüz belirsizdir. Bütün bu soruların cevabını almadan herhangi bir görüş bildirmek mümkün görünmemektedir. Sadece Omsan değil, şu anda demiryolu taşımacılığı yapmakta olan  diğer tüm firmalar bu soruların cevabını merakla beklemekte ve tablo netleşmeden herhangi bir yatırım kararı verememektedirler.

Ekol Lojistik CEO’su Tayfun Öktem: Devletin desteği şart

Demiryollarındaki serbestleşme süreci Türkiye’nin 2023 hedefleri için stratejik önem taşımaktadır. Bu süreç demiryollarının rekabete açılmasını sağlayacaktır. Bilindiği gibi Türkiye bir lojistik üs olmayı hedeflemektedir. Demiryolları Türkiye içindeki taşımacılık faaliyetlerinin yanı sıra yurt dışı taşımacılığında yeniden yapılanma sürecinde olan koridorlarda da etkin olmayı getirecektir. Bu bakımdan ülkemiz için demiryolları son derece önemli. TCDD A.Ş.’nin de kurulması bu süreçte daha olumlu atılımlar yapılmasına ön ayak olacaktır. Ancak TCDD A.Ş.’nin önümüzdeki 5 yıl boyunca sübvanse ediliyor olması kamu nezdinde halen bir yük olması sonucunu doğurmaktadır. Özel sektörün daha aktif olabilmesi için yakıtta vergi muafiyeti, yatırım teşvikleri gibi destekleyici unsurların gündeme alınması faydalı olacaktır. Bu sayede sadece TCDD A.Ş.’ye değil tüm demiryolu taşımacılığı alanına da destek verilmiş olabilir. Keza Intermodal taşımacılığın Türkiye’deki öncüsü ve Avrupa’dan ödüllü uygulayıcısı Ekol Lojistik olarak bizler, yeni kurulacak tüm hatların hem ülkemiz içindeki taşımalara hem de transit taşımacılığa çok olumlu etkileri olacağına inanıyoruz. 

Mars Logistics Genel Müdür Yardımcısı Ali Tulgar:

“Yaşanan sorunlar ortadan kalkacak”

TCDD Taşımacılık A.Ş içerisinde 163 yıldır süregelen gelenekler özellikle belirli konularda hantallaşmaya sebebiyet vermişti. Bu hantallaşma günlük operasyonlarda kimi zaman istenmeyen sorunlara sebebiyet veriyordu. Özel sektör kendi vagonlarını yola verirken çekilen araç hizmetini kurumdan aldığı için tüm kontrol kurumun elindeydi. Oysa yeni yapılaşmadan sonra tüm isteyenler kendi makinelerini yola çıkarabilecekler. Bu da günün sonunda rekabet içindeki TCDD Taşımacılık AŞ’ye daha hızlı ve daha verimli çalışma zorunluluğunu verecek. Eskiden yaşanan problemler rekabet ortamında ortadan kalkmış olacak.