Covid-19 krizinde virüsün hızlı yayılımını önlemek amacıyla ülkelerin sınırlarını kapatarak seyahat yasakları gibi önlemleri devreye alması, havayolu yolcu trafiğinde önemli bir düşüş yaşanmasına sebep oldu. Dünyada ve ülkemizde, başta havayolu şirketleri olmak üzere havacılık sektöründeki tüm oyuncular, bu krizden etkilenerek mali tedbirler almak drumunda kaldı. Ayrıca, pandeminin küresel ölçekte devam etmesi, alınan önlemler ve yeni normale adaptasyon sürecinde ek maliyetler de ortaya çıktı.

Yolcu uçukları kargo taşımaya başladı

Öte yandan, küresel hava kargo trafiği de pandeminin ilk döneminde yaklaşık yüzde 20 düşüş gösterdi. Ancak yolcu trafiğindeki düşüşe bağlı olarak yolcu uçuşlarındaki dramatik azalış toplam hava kargo kapasitesinde yaklaşık yüzde 40 düşüş ortaya çıkardı. Kapasitenin talepten daha fazla düşmesi hava kargo navlun ücretlerinde dönemsel bir artışa sebep oldu. Yolcu trafiğinin azalışı nedeniyle boşa çıkan kapasitelerini değerlendirmek isteyen birçok havayolu şirketinin, pandemiden çok daha az etkilenen hava kargo trafiğinden pay alabilmek ve ek bir gelir kanalı oluşturmak için yolcu uçaklarında kargo taşımacılığına yöneldi. Bu yöndeki talebi karşılamak üzere Havaş olarak, pozisyon aldıklarını belirten Havaş Genel Müdürü S.Mete Erna, "Kaynaklarımızı en hızlı şekilde yeni koşullara adapte ederek tüm havayolu müşterilerimize hem yolcu taşımacılığı hem kargo taşımacılığı alanında pandemi koşullarına uyumlanarak hizmet sunduk. Tüm krizlerde olduğu gibi bazı fırsatlar ve büyüme potansiyeli vadeden alanlar da oluştu. Pandemi döneminde; tıbbi malzeme, e-ticaret ürünleri, teknolojik cihazlar vb. gibi ürünlere talebin artmasıyla kargo ve lojistik sektörü bu anlamda bir ivme yakaladı." şeklinde konuştu.

Dijitalleşme ve temassız teknolojiler havacılıkta yaygınlaşacak

Covid-19 pandemisi sonrasında havacılıkta nelerin kalıcı hale gelebileceğine değinen Erna, dijitalleşmenin etkilerinin ve temassız teknolojilerin havacılığın her alanında daha yoğun biçimde görmeye başlanacağını vurguladı. "Havayolu şirketlerinden, terminal işletmecileri ve yer hizmetleri şirketlerine kadar tüm paydaşlar, pandemi sürecinde yolculara güvenli seyahat standartları sunmak üzere kullandıkları dijital teknolojik çözümleri daha etkin şekilde kullanmaya başladı. Kişisel cep telefonları üzerinden hali hazırda kullanılmakta olan dijital biniş kartı üretimi, internet üzerinden ve self check-in bankolarından check-in işlemleri, otomatize edilmiş kontuarlarda yolcunun bagajını kendisinin teslim etmesi gibi işlemlerin de yeni teknolojilerle gelişeceğine inanıyorum. Ayrıca kargo ve lojistik sektöründe de büyümenin devam etmesini bekliyoruz" diyen Erna, pandemide neler yaptıklarını şöyle açıkladı:

Pandemide neler yapıldı?

"Önceliğimiz her zaman, çalışanlarımız, yolcularımız ve operasyonlarımızın sağlığı ve güvenliği oldu. Bu doğrultuda, salgının ilk günlerinden itibaren çalışanlarımıza görev alanlara göre koruyucu ekipmanlarını sağlamaya devam ediyoruz. Çalışma alanlarında sosyal mesafe düzenlemeleri, ofislerde, istasyon ve antrepo binalarımızda düzenli dezenfeksiyon işlemleri, ekipman dezenfeksiyonları, havalandırma sistemlerinin düzenlenmesi, ateş ölçümü gibi uygulamaları devreye aldık. Kurum içi kullanım için geliştirdiğimiz cep telefonu aplikasyonlarımız dahil olmak üzere tüm iletişim araçlarımızı etkili biçimde kullanarak çalışanlarımızı yeni bilgi ve uygulamalarımızla ilgili sürekli bilgilendirmeyi sürdürüyoruz. Seyahatlerin kısıtlandığı dönemde, sınırlı sayıda çalışanımızla kurtarma, tarifeli kargo, insani yardım ve ambulans uçuşlarına hizmet sağlayarak önemli bir görev üstlendik. İstanbul ve Atatürk Havalimanları’ndaki tarifeli kargo uçuşlarına hizmetlerimiz ve İstanbul, Ankara, İzmir Havalimanları’ndaki antrepo faaliyetlerimiz de hız kesmeden devam etti. Türkiye’de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan ‘Havaalanı Pandemi Tedbirleri ve Sertifikasyonu Genelgesi’nde belirtilen tüm önlemleri tam ve eksiksiz olarak operasyonlarımıza aktardık. Sektördeki tüm paydaşlarımızla birlikte, azalan hava trafiğinin yarattığı olumsuz etkilerle ve salgın tedbirlerine yönelik oluşan ek maliyetlerle karşı karşıya kaldık. Ancak hava kargo trafiğinin devamı ve antrepolarımızdaki faaliyetlerin yoğun şekilde devam etmesiyle sürecin olumsuz mali etkilerini kontrol altına aldık. Ek olarak, iç hat uçuşlarındaki normalleşmeler ile birlikte Rus ve İngiliz pazarındaki hareketlenme de yer hizmetleri operasyonlarımıza olumlu yönde yansıdı."

Öngörülemez tabloyu başarıyla yönettik

Mete Erna, sektörün, Covid-19 krizinin yarattığı belirsizlik sebebiyle operasyonel anlamda öngörülemez bir tabloyla karşı karşıya kaldığını hatırlatarak, bu dönemde alınan önlemler çerçevesinde, havacılık kurallarının pandemi koşullarına göre yeniden belirlendiği günlerden geçtiklerini söyledi. Tıbbi malzeme içeren kargolardaki yoğun talep artışını karşılayabilecek kapasite ve altyapıya sahip oldukları bilgisini veren Erna, son dönem inovasyon yatırımları kapsamında, antrepolarında soğuk zincirin korunmasını gerektiren tıbbi malzeme, gıda ürünleri gibi özel kargoların depolanmasına yönelik özel soğuk hava odaları ve sevkiyatına yönelik frigorifik araçlara sahip olduklarını kaydetti. Erna, sözlerine şöyle devam etti: "Operasyonel akışımızı, yoğunlaşan talebin karşılanmasına uygun şekilde planlayarak hızla sürece adapte olduk, ve pandemi sürecindeki talep artışını en doğru şekilde yönettik. Ayrıca, havayolu şirketlerinin atıl kapasitelerini kullanmak açısından kabin içi kargo taşımacılığı faaliyetine başlamalarıyla, yasal mevzuatlara uygun şekilde talebe cevap verdik. Kargo operasyonlarının yanı sıra kurtarma uçuşu gerçekleştiren havayolu müşterilerimize kesintisiz olarak hizmetimizi sürdürdük. Bu süreçte özellikle yurtdışından gelen ve karantinaya alınan yolcuların transferi konusunda da yolcu taşımacılığı hizmetimizle aktif rol üstlendik."

Pandemi, hava kargo ve özel uçaklara olan talebi artırdı

Hava trafiğinin önemli ölçüde düşmesinin finansal anlamda zorlayıcı etkiler yarattığına değinen Erna, "Sektördeki tüm paydaşlar, finansal kayıpları dengelemek üzere iş modellerinde yeni alternatif çözümlere yöneldiler. Hava taşıyıcılarının içine düştüğü mali kriz bizi de nakit akışına bağlı riskleri yönetmek zorunda bırakı. Diğer taraftan, lojistik ve kargo sektörünün önem kazanması krizin beraberinde getirdiği öne çıkan fırsatlardan oldu. Özel uçaklara olan talebin de süreçte arttığını gördük. Pandeminin kısa sürede bitmeyeceği görüldükten sonra hem kargoda hem de özel uçaklara olan talepte pandemi öncesine göre anlamlı bir artış oldu. Ayrıca, havayollarında hijyen tedbirlerinin artmasıyla birlikte kabin dezenfeksiyonu konusunda yeni bir hizmet başlığı da oluştu." şeklinde konuştu.

Havaş, havacılıkta birçok krizi başarılı bir şekilde aştı

"Özellikle pandeminin ilk dönemlerinde, personelimizin çalışma alanlarında ve iş yeri ile ev arasındaki ulaşımlarında kısa sürede sosyal mesafe koşullarına ve havacılık alanında bu konuda getirilen yeni uygulamalara uyumlanmaya çalışırken eş zamanlı olarak havayollarının uçuş programlarında gerçekleşen ani değişiklik ve iptaller, operasyonel açıdan bizleri etkileyen en önemli başlıklardı" diyen Erna, bugüne kadar havacılıkta karşılaştıkları birçok krizi aşmış bir şirket olarak, bu konudaki bilgi birikimi ve deneyimleriyle müşterilerine ihtiyaç duydukları tüm hizmetleri gecikmeksizin sağlamayı başardıklarını vurguladı.

Sürdürülebilirlik ve çevre politikaları daha da güçlendi

Mete Erna, pandemi süreciyle ortaya çıkan ekonomik zararların ve geleceğe dair belirsizliklerin, farklı sektörlerdeki tüm şirketlerin sürdürülebilirlik ve çevre politikalarında daha güçlü bir şekilde yer almaları gerektiğini gösterdiğini vurguladı. Şirketlerin, başarılarını ve varlıklarını devam ettirebilmeleri için sürdürülebilir kalkınmada daha aktif rol almaları ve iş modellerini yeni normale entegre ederken çevre politikalarını daha geniş bir yelpazede gözetmeleri gerektiğini dile getiren Erna, "Havacılık sektörü ürettiği karbon emisyonları nedeniyle özellikle bazı gelişmiş ülkelerde çevre politikaları açısından olumsuz bir imaja sahip olmaya başlamış bir sektör. Bu amaçla, uçakların farklı yakıtlarla uçabilmesini sağlayacak teknolojiler alanında bir çok çalışma zaten devam ediyor. Havacılık sektörü gelişen teknolojilerle beraber küresel kalkınmanın sürdürülmesinde kritik bir öneme sahip olmaya devam edecek. Dünyada bir çok coğrafyada halen havayolu taşımacılığından yararlanma oranı çok düşük. Bunun temel sebebi de bu coğrafyalarda kişi başına düzen milli gelirin düşük olması. Özellikle az gelişmiş ülkelerin ekonomik gelişimi havacılık hizmetlerine olan talebin artışını gelecek yıllarda destekleyecek" şeklinde konuştu. Küresel sağlık krizinden en fazla etkilenen sektörün havacılık olduğunu ve 2019 yılındaki trafik seviyelerine tekrar ulaşılmasının çok hızlı olmayacağının öngörüldüğünü belirten Erna, havacılık sektörünün geleceği açısından da, tüm paydaşların çevre politikalarını merkeze alarak sosyal, çevresel ve ekonomik boyutlarıyla sürdürülebilir kalkınmada bundan sonra ön saflarda yer alacağına, yenilikçi ve fayda üreten projelere daha fazla kaynak ayrılacağına inandığını söyledi.

Çevre konusunda bir çok proje hayata geçiriliyor

Yer hizmetleri alanında hizmet sunan bir şirket olarak, faaliyetlerinin olası çevresel etkilerini tespit ederek denetim ve yönetimini gerçekleştirdiklerini anlatan Erna, çevre konusunda yaptıkları çalışmaları şöyle aktardı: "Doğal kaynakları korumak ve çevresel etkileri en aza indirmek amacıyla bugüne kadar pek çok projeyi hayata geçirdik. Ayrıca, insan sağlığına ve çevreye duyarlı doğal kaynak, malzeme ve ekipmanların kullanımını önemsiyoruz. 2001 yılından bu yana egzoz gazı emisyonlarını önleyerek, çalışan sağlığı üzerindeki etkiyi azaltmak ve enerji tasarrufu sağlamak amacıyla dizel yakıt yerine elektrikle şarj edilen akülü araçlarımızı aşamalı bir şekilde kullanıma aldık. Ekipman filomuzda bu türde 200’e yakın araç bulunuyor, ve her yıl bu sayıyı artırmayı hedefliyoruz. Sürdürülebilir bir çevre için katma değerli ve sosyal faydaya yönelik projelere yatırımlarımız sürecek."

Sektöre yön veren bir marka haline geldik

Sektöre ilişkin yeni teknoloji trendlerini yakından takip ettiklerini kaydeden Mete Erna, Türkiye’de kendi alanlarında birçok yatırıma ilklere imza atarak sektöre yön veren bir marka haline geldiklerini vurguladı. Yatırımları sürdürürken odaklarında her zaman, müşterilerin memnuniyeti ve operasyonel verimliliği arttırmak yer aldığını belirten Erna, özellikle dijitalleşmede yaptıkları çalışmaları şöyle sıraladı: "Bu kapsamda son iki yılda; check-in işlemlerinde biniş kartı ve bagaj etiketi üretimi ile uçağın yük ve denge hesaplamasının yer aldığı load sheet üretimi için kullanılan DCS sistemini (Departure Control System) güncelledik. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (IATA) geliştirdiği seyahat belgesi gerekliliklerini daha hızlı ve güvenilir hale getiren Timatic Mobil uygulamasını faaliyetlerine taşıyan dünyadaki ilk şirket olduk. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (IATA) tehlikeli madde kargo kabullerinde verimliliği ve emniyeti artırmaya yönelik geliştirdiği Tehlikeli Madde Otomatik Kontrol (DG AutoCheck) sistemini, geçtiğimiz yılın son çeyreğinde operasyonumuza taşıdık, ve Türkiye’de sektördeki ilk kullanıcısı olduk. Bozulabilir ürün taşımacılığında soğuk zincirin korunması amacıyla tasarladığımız ‘Soğutucu Üniteli’ frigorifik özel araçlarımızı antrepo ekipman filomuza kattık. Halihazırda İstanbul Havalimanı’nda devam eden hizmeti, aynı şekilde Antalya Havalimanı’nda da sağlamak üzere ekipman alımını yaptık. Eğitim yatırımlarımız çerçevesinde, İstanbul ve Antalya Havalimanları’ndaki istasyonlarımızda kurduğumuz simülasyon merkezlerinde, pushback ve bagaj traktörünün ardından de-icing simülatörümüzü de kullanmaya başladık. Çalışanlarımız için geliştirdiğimiz yeni iletişim platformumuz APPRON mobil uygulamamızı kullanıma aldık. Yeni dönemde de inovasyon ve dijital teknolojilere yatırımlarımıza devam etmeyi planlıyoruz."

Havaş’ı, 87 yıllık tecrübesiyle bir okul olarak kabul ediyoruz

Mete Erna, üniversitelerle olan işbirlikleri ve yapılan çalışmalarla ilgili olarak şu bilgileri verdi: "Üniversitelerin Sivil Havacılık ile ilgili lisans bölümlerinin ve Meslek Yüksek Okulları’nın öğrenci kontenjanları son yıllarda kayda değer biçimde artmaya başladı. Bu gelişmeleri olumlu yönde değerlendiriyoruz ve sektöre nitelikli insan kaynağı kazandırmak, havacılığın gelişimine katkı sunmak üzere birçok üniversite ile eğitim, istihdam ve staj süreçlerine yönelik işbirliklerimiz bulunuyor. Havacılıkta yer hizmetleri alanında artık bir okul olarak kabul ediliyoruz, ve bu alandaki 87 yıllık bilgi birikimi ve tecrübemizi yeni nesillere aktararak hem ülkemiz havacılığının hem de yer hizmetleri sektörünün gelişmesini destekliyoruz. Üniversite ve meslek yüksek okullarının eğitim programlarının, yeni teknolojilerle hızla değişen ve gelişen havacılık sektörünün dinamik yapısına uyumlu ve sektörün beklentilerine yanıt verecek nitelikli insan kaynağını yetiştirmeye odaklanması önemlidir. Üniversitelerde açılan sivil havacılık bölümlerinin, sektörün insan kaynağında yetkinlik beklentisini karşılaması açısından gelişime açık noktalarının hala olduğunu düşünüyoruz. Okul işbirliklerimizde bu gelişim noktalarının belirlenmesi ve desteklenmesi için çalışıyoruz. Ayrıca, istihdam sonrasında da düzenli aralıklarda tazeleme eğitimleri ve saha ekipmanlarında simülasyon eğitimlerini kendi bünyemizde yoğun şekilde sürdürüyoruz."

Doğu Avrupa, Orta doğu ve Afrika’da büyüme fırsatı

Mete Erna, son olarak Havaş’ın, Türkiye ve dünyadaki hedefleri ve planlarını paylaştı. Dünyanın en geniş havalimanı işletmeciliği platformunu oluşturan ADP ve TAV grubu şirketi olarak, Türkiye’deki liderliklerini korumakla birlikte küresel ölçekte hizmet ağlarını büyütme stratejilerini sürdürdüklerini ifade eden Erna, yurt dışında büyüme stratejileri çerçevesinde Letonya ve Suudi Arabistan’ın ardından hizmet ağlarını grubun aktif olduğu Hırvatistan ve Kazakistan’a taşımak üzere görüşmelerin sürdüğü başta Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika olmak üzere yeni pazarlardaki olası büyüme fırsatlarını da yakından takip ettiklerini açıkladı.