Türk lojistik sektörü güçlü nakliye filosu ile bugünlere kadar geldi. Ancak son 10 yılda teknolojide o kadar fazla çığır açan gelişmeler yaşandı ki, artık ihalelerde teknolojiye hakim olan firmalar öne geçmeye başladı. Sektör firmaları da iş yapış şekillerini sorgulamak zorunda kaldılar. Lojistik sektörüne yönelik 20 yıldır yazılımlar ve uygulamalar geliştiren Xinerji Software’in Genel Müdür Yardımcısı Özcan Vurgun’a dijital dönüşümün lojistik sektörünü nasıl etkilediğini sorduk. Özcan’dan teknolojiye yatırım yapmak isteyen ve geleceğin dünyasında yer almak isteyen firmaların işe nereden ve nasıl başlaması gerektiğini anlatmasını istedik. 

Daha önce Sertrans Logistics'te görev yapan, ardından Sabancı Grubu'nda iş hayatına devam eden ve bir süre Almanya'nın Hamburg kentinde yaşadıktan sonra Türkiye'ye dönüş yapan Özcan Vurgun, 4 yıldır Xinerji'de görev alıyor. Vurgun'un hem lojistik hizmeti veren firmalarda hem de lojistik hizmeti alan işletmelerde elde ettiği önemli tecrübeler, Xinerji'nin alanında uzman, sektörde tecrübeli ve multidisipliner yapıda kişilerden oluşan kadrosuna değerli bir katkı sağlıyor. Özcan Vurgun, "Bu dönüşümün temelinde müşteri beklentisi olduğunu" belirtiyor.

MÜŞTERİLER LOJİSTİKÇİLERİ DİJİTAL DÖNÜŞÜME MECBUR BIRAKIYOR

Dijitalleşmenin sektörün kendi dinamikleri içinde ortaya çıkmış bir durum olmadığını söyleyen, Vurgun, globalde büyük ticareti yöneten işletmelerin, tedarik zincirinin izlenebilir olmasını ve maliyetlerin de şeffaf olmasını sağlamak için teknolojiye büyük yatırımlar yaptıklarını kaydediyor ve değişimin temelinin buradan başladığını belirtiyor. Vurgun, “Artık bir ürün fabrikaya gelene kadar, oradan da son tüketiciye ulaşana kadar gerçekleşen tüm süreçler kontrol altında tutulmak isteniyor” diyor.

Özcan Vurgun, küçük müşterilerin dahi teslim ettiği ürününün nerede olduğunu, malın durumunu sorgulamaya başladığını, bu nedenle de lojistik işletmelerin teknolojiye yatırım yapmaktan başka çaresi kalmadığına dikkat çekiyor. Temel beklentinin sürecin tamamına hakim olmak olmak olduğunu ve lojistik partner seçiminde dikkat edilen en önemli özelliğin de bu olmaya başladığının altını çiziyor. 

Vurgun, müşteriler kadar Avrupa regülasyonlarının da lojistik firmaları teknolojik yatırıma mecbur burakacağını belirterek, “Artık bu bir tercih meselesi değil. Ya müşteri kaybedecekler ya da yaptıkları işlerde zarar edecekler” diyor. 

TEKNOLOJİ REKABETTE EN GÜÇLÜ SİLAH OLDU

Teknoloji rekabette en etkili silah mı oldu? diye soruyoruz. “Teknolojik olarak hazır değilseniz ne kadar çok donanımınız olursa olsun eleniyorsunuz” diyen Vurgun, Unilever örneğini veriyor: “Unilever lojistikçisinden, deposundaki devir hızını, depoya giren çıkan ürün adetlerini, envanter sayılarını anlık olarak öğrenmek istiyor. Eğer bunu ölçebilecek dijital altyapıya sahip değilse o firmayla çalışmıyor. Böyle böyle eleniyorsunuz.  Son 10 yılda dijital dönüşüm çağ atladı. Eski yazılımlar bugünün ihtiyacanı karşılamıyor. Artık elinize güçlü bir teknolojik silahınız yoksa ayakta kalamazsınız.”

“Teknolojik altyapısı olan ufacık şirketler gelecekler, diğer lojistikçilerden ihaleleri alacaklar. Bugün bunu yaşamaya başladık, yarın tamamen böyle olacak”

TEKNOLOJİK ALTYAPISI OLAN KÜÇÜK FİRMALAR GELECEK, BÜYÜKLERİN ELİNDEN İHALELERİ ALACAK

Hedefi ne olanlar teknolojiye yatırım yapmalılar diye sorduğumuzda Özcan Vurgun net bir cevap veriyor: “Ayakta kalmak olanlar.” Artık kaçış imkânının kalmadığını en kısa sürede dijital dönüşümünü gerçekleştiremeyen firmaların ayakta kalma şanslarının olmadığını belirten Vurgun, “Teknolojik altyapısı olan ufacık şirketler gelecekler, diğer lojistikçilerden ihaleleri alacaklar. Bugün bunu yaşamaya başladık, yarın tamamen böyle olacak” ifadelerini kullanıyor. 

WHATSAPP ÜZERİNDEN CHATGPT VE T-MAXX İLE LOJİSTİKTE YENİ BİR ÇAĞ BAŞLIYOR
 

Dijital dönüşümün günümüzde artık bir seçenek olmaktan çıktığını ifade eden Vurgun, Xinerji Software'ın bu alandaki yenilikçi çalışmalarına işaret ediyor. "Bu artık bir zorunluluk ve biz bu zorunluluğu fırsata dönüştürüyoruz. Yapay zeka temelli ChatGPT teknolojisiyle, sadece bir uygulama üzerinden karmaşık raporlara anında erişim sağlamak mümkün," diyen Vurgun,  şöyle devam ediyor: 

"Örneğin, 'Dün karayolunda kaç sefer yaptık?' ya da 'Şu depomuzdan ne kadar giriş-çıkış oldu?' gibi sorulara sadece bir saniyede detaylı raporlar alabilirsiniz. Bu sayede yöneticiler, iş süreçlerini daha etkin bir şekilde yönetebilirler." Vurgun, bu devrim niteliğindeki hizmeti T-Maxx yazılımı ile, ki bu bir Taşıma Yönetim Sistemi (TMS), müşterilerine sunduklarını da belirtiyor.

"Artık müşterilerimiz WhatsApp üzerinden sadece birkaç basit komut ile karmaşık lojistik verilerine anında erişebiliyorlar."

Ancak işin en çarpıcı kısmı, T-Maxx yazılımının verilerinin WhatsApp üzerinden ChatGPT ile birleştirilmiş olması. Vurgun, "Artık müşterilerimiz WhatsApp üzerinden sadece birkaç basit komut ile karmaşık lojistik verilerine anında erişebiliyorlar. Aracınızın nerede olduğunu mu merak ediyorsunuz? Anında bilgi alabilirsiniz. Kar-zarar analizi mi yapmak istiyorsunuz? Yine tek bir mesajla tüm verilere ulaşabilirsiniz. Bu entegrasyon, lojistik sektöründe etkileşim ve veri erişimini kökten değiştiriyor. 

Sadece yöneticiler değil, tüm ekip veriye hızlı ve etkin bir şekilde ulaşabiliyor. Yani artık dakikalar ya da saatler içinde toplanması gereken veriler birkaç saniyede elinizde olacak. Bu, hızla değişen pazar koşullarına ve müşteri taleplerine çok daha çabuk ve etkin bir şekilde yanıt vermemizi sağlıyor," diye ekliyor.

Bu durum, şirketlerin ve özellikle lojistik sektörünün iş modelini tamamen dönüştüren bir kapasiteye sahip. Yapay zeka ve otomasyon sayesinde, lojistik sektörü gerçek anlamda bir devrim yaşıyor ve Xinerji Software bu devrimin tam merkezinde yer alıyor.

DİJİTAL DÖNÜŞÜME NEREDEN BAŞLANMALI?

Peki bu kadar çok teknoloji işin içindeyken lojistikçiler dijital dönüşüme nereden başlamalılar diye soruyoruz. Vurgun, firmaların öncelikle teknolojiye bakış açılarını değiştirmeleri gerektiğinin altını çiziyor ve şöyle devam ediyor: “Öncelikle sektörde uzmanlaşmış yerlerden danışmanlık almaları gerekiyor. Herkes teknolojik olarak değişmek zorunda olduklarına dair her gün yeni haberleri gelişmeleri görüyor, okuyor. Ancak kendi yetkinlikleri bu dönüşümü gerçekleştirecek nitelikte değil. Haliyle teknolojiye yakın insanları şirketlerinde istihdam etmeleri gerekiyor. Temel başlangıç noktaları bu olmalı. Birçoğunun IT’den sorumlu dijitalleşmeden sorumlu üst düzey yöneticilere ihtiyacı var. Bunu çok az firmada görüyoruz.” 

GERÇEK PERFORMANSININ ORTAYA ÇIKMASINDAN KORKANLAR DİRENÇ GÖSTERİYOR

Dijitalleşmenin firmanın ve çalışanların gerçek performansını ortaya çıkardığını aktaran Özcan Vurgun, patronlar tarafından teknolojiye çalışanlardan daha sıcak bakıldığını, şirket içinde teknolojiye karşı direnç olabildiğini belirterek, “Bu karmaşanın içerisinde kendine pozisyon yakalamış, çok daha verimli çalışabilecekken, o konforlu alandan çıkmak istemeyen, ölçülmek istemeyen, gerçek performansının ortaya çıkmasından çok korkan yöneticiler, müdürler amirler var” diyor.

TEKNOLOJİ PARTNERLERİ NASIL SEÇİLMELİ?

Teknolojiye yatırım yapmak isteyen firmalara uyarılarda bulunan Özcan Vurgun, öncelikle danışmanlık almaları önerisinde bulunuyor ve bu seçimin çok dikkatli olarak yapılması gerektiğini belirtiyor. “Sektörde bu hizmeti veren firmaların size sektörle ilgili datalar verebiliyor olması gerekiyor” diyen Vurgun, şöyle devam ediyor: “Teknoloji partnerinizin sektörde uzman olduğuna dair bir kanaat oluştuktan sonra bu uzmanlığın sizin ihtiyaçlarınıza cevap verebilecek bir nitelikte olup olmadığına dikkat etmelisiniz. Ayrıca daha önce hizmet sunduğu lojistikçilerden olumlu referansı var mı? Verdiği yazılım hizmeti lojistikçiyi büyütmüş mü? gibi noktalar çok önemli. Bizim T-Maxx ürünümüzde temel referans noktamız bu. Bu yazılımımızla minimum yüzde 30 performans artışı sağlayabiliyoruz. Bu bizim ölçümümüzün sonucu değil, müşterimizin bize verdiği ölçüm sonucu.”

REKABET ORTAMI SERTLEŞİYOR, BİZİMLE ÇALIŞANLAR BÜYÜMEYE DEVAM EDECEK

Özcan Vurgun, teknoloji yatırımlarının firmaları finansal açıdan zorlamadan, maliyet ve verimlilik konularında büyük avantajlar sağladığını ve yeni müşteri ve pazar fırsatları yarattığını belirtiyor. "Rekabet ortamı giderek daha da keskinleşecek. Bizimle iş birliği yapan firmaların büyümesi sürecek; bunu net bir şekilde gözlemliyoruz. T-Maxx kendi pazarını oluşturuyor," diye ifade ediyor. "Bu yatırımları sadece bir 'filo yatırımı' olarak görmemek gerekiyor. Firmanızı ayakta tutacak olan, sağlam bir teknolojik altyapı ve organizasyon kabiliyetidir," diye ekliyor.