Türkiye’nin ilk otomotiv ihtisas limanı olan Autoport, 8–10 Ekim 2025 tarihleri arasında İzmir’de düzenlenen Logistech – 4. Uluslararası Lojistik, Depolama ve Teknolojileri Fuarı’nda dikkatleri üzerine çekti. Limanın stratejik konumu, altyapı yatırımları ve dijitalleşme vizyonu ile fuarın öne çıkan katılımcılarından biri olan Autoport’un Genel Müdürü Bilgin İşler ile fuar izlenimlerini, yatırım planlarını ve limanın sektöre sunduğu katma değeri konuştuk.
Logistech fuarı sizin açınızdan nasıl geçti? Autoport bu yıl nelerle öne çıktı?
Bu yılki Logistech fuarı, sektörün nabzını tutmak ve gelecek vizyonumuzu paylaşmak açısından çok verimli geçti. Autoport olarak dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve kapasite artışı odaklı yatırımlarımızı sektör temsilcilerine anlatma fırsatı bulduk. Özellikle otomotiv lojistiğinde ihtisaslaşmış entegre yapımız, stratejik konumumuz ve çevreci yaklaşımımız ilgi gördü.
Autoport’un Türkiye otomotiv sektöründeki rolünü nasıl tanımlarsınız?
Autoport, Türkiye’nin otomotiv sektörüne özel olarak kurulan ilk limanı. Kuruluşumuzdan bu yana ülkemizin otomotiv üretim ve ihracat gücünü lojistik anlamda destekleyen öncü bir yapı olarak faaliyet gösteriyoruz. İzmit Körfezi’ndeki stratejik konumumuz, hem Marmara hem de Ege hinterlandına erişim imkânı sağlıyor. Bu da üreticilere pazara yakınlık, operasyonel hız ve maliyet avantajı sunuyor.
“Yalnızca bir yük elleçleme tesisi değiliz” diyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız?
Elbette. Autoport bugün sadece Ro-Ro gemilerinin yanaştığı bir liman değil; araçların üretimden nihai teslimata kadar tüm süreçlerinin yönetildiği entegre bir lojistik merkezi. Araç elleçleme, açık ve kapalı depolama, PDI (ön teslimat denetimi) gibi hizmetleri tek çatı altında sunuyoruz. Bu yaklaşım sayesinde müşterilerimize operasyonel verimlilik ve zaman tasarrufu sağlıyoruz.
Devam eden yatırımlarınızdan bahseder misiniz? Kapasiteyi ne kadar artıracaksınız?
Şu anda 309 bin metrekarelik bir alanda faaliyet gösteriyoruz ve yıllık 650 bin CEU araç elleçliyoruz. Ancak otomotiv üretimindeki artışla birlikte Modernizasyon ve Tevsi Projesi’ni hayata geçirdik. Bu kapsamda liman sahasını 459 bin metrekareye, araç park kapasitesini ise 22 bin 500 adede çıkarıyoruz. Rıhtım uzunluğunu 850 metreye yükselterek eş zamanlı üç Ro-Ro gemisine hizmet verebilir hale geleceğiz. Tüm yatırımlar tamamlandığında yıllık araç elleçleme kapasitemiz 1.1 milyon CEU’ya ulaşacak.
Yeni rıhtım yatırımıyla ilgili teknik bir detaydan bahsettiniz. Kıçtan kara yanaşma rampası mı yapılacak?
Evet, doğru. Türkiye’ye gelen en büyük ve en geniş gemilerin yanaşabileceği kapasiteye ulaştık. Rıhtım uzunluğu artırıldıktan sonra, kıçtan kara yanaşabilecek gemilere özel rampayı da inşa edeceğiz. Bu da operasyonel çeşitliliğimizi artıracak ve global Ro-Ro hatları için cazip bir seçenek olacağız.
Autoport’un dijitalleşme vizyonundan söz eder misiniz?
Operasyonlarımızın kalbinde Autoport’a özel geliştirilen terminal işletim sistemi yer alıyor. Tüm süreçler dijital ortamda yönetiliyor. Müşterilerimizle EDI altyapısı üzerinden anlık veri entegrasyonu sağlayabiliyoruz. Bu sistem hem hata oranlarını azaltıyor hem de süreçlerin şeffaflığını artırıyor. Ayrıca müşterilerin kendi sistemleriyle entegre çalışabiliyor, bu da veriye dayalı karar almayı kolaylaştırıyor.
Sürdürülebilirlik artık lojistiğin vazgeçilmez unsurlarından biri. Autoport bu konuda ne tür adımlar atıyor?
Çevre duyarlılığı bizim için öncelikli bir konu. “Yeşil liman” vizyonumuz kapsamında karbon ayak izini azaltmak ve enerji verimliliğini artırmak amacıyla pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Elektrikli ekipman yatırımları, enerji tasarruflu sistemler ve entegre hizmet yapımızla, araçların daha kısa mesafelerde taşınmasını sağlayarak çevresel etkileri minimize ediyoruz. Aynı zamanda atık yönetimi uygulamalarımızla da çevreye duyarlı bir model oluşturduk.
Son olarak, Autoport’un uzun vadeli hedefleri neler?
Autoport’un hedefi, sadece Türkiye değil, Avrupa ve bölge ülkeleri için de bir otomotiv lojistik üssü haline gelmek. Bu doğrultuda hem altyapı hem de iş birlikleri tarafında yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Yurt içi ve yurt dışı iş birliklerimizi güçlendiriyor, dijital ve çevreci çözümlerle sektörde fark yaratmayı sürdürüyoruz.