Mercedes-Benz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Direktörü Alper Kurt, 5. Ağır Vasıta, Treyler Zirvesi’nde yaptığı konuşmada; dünyanın çevrecilik için somut adımların atıldığı bir dönemden geçtiğini söyledi.
Avrupa Yeşil Mutabakat ve Paris İklim Anlaşması’nın iki önemli kilometre taşı olduğunu söyleyen Kurt, “Bu mutabakat ve anlaşma bize iklim krizine neden olan salınımların minimuma hatta belli bir zaman çizgisi sonunda sıfıra indirilmesi için bir yol haritası sunuyor.
Paris İklim Anlaşması, taraf olan ülkelere iklim değişikliğine duyarlı olarak özellikle sanayi ve tüketim alanlarında sera gazı salınımının azaltılması, bu çerçeveye adaptasyon ve finansmanı konularında yükümlülükler öngörüyor. Yeşil Mutabakat ise, iklim kriziyle mücadele konusunda AB’nin var olan taahhütlerini daha geniş ve etkili bir şekilde hayata geçirmeye odaklanıyor.
Mutabakat, 2050'ye kadar Avrupa’yı karbon nötr hale getirmeyi amaçlıyor. Avrupa genelinde yeşil bir standart belirleyen Mutabakat, AB’nin iş birliği içinde olduğu ülkelerden de bu kurallara uymasını bekleyecek olması bakımından da önemli. İklim ve çevre değişikliği konuları bu kapsamda “Yeşil Ekonomi” kavramı ile ele alınıyor ve bu şekilde de uzun bir süre daha bu şekliyle gündemimizde kalmaya devam edeceği görülüyor” şeklinde konuştu.
“Binek araçlar nezdinde ürün ve altyapı artık günlük hayatımızın parçası olmaya başlayan emsiyonsuz mobilite, yük ve ticari yolcu nakliyesi tarafına gelindiğinde, kamyon ve otobüsleri konunun merkezine almaktadır” diyen Kurt, şöyle devam etti: “Karayolu taşımacılığı ile emisyon arasında doğru orantı var. Yük miktarı ve katedilen yol emisyonu düşürme hedeflerinin hesabının referans değerlerini oluşturmaktadır. Ağır ticari araçlar karayolu taşımacılığında CO2 emisyonunun yaklaşık dörtte birini oluşturuyor. Dolayısıyla toplam emisyon değerlerinin de düşürülmesi konusunda binek araçlar tarafında olduğu kadar bize de önemli bir görev düşüyor.”
Kurt, Türkiye’nin de 2030 ve 2050 emisyon hedeflerini takip ettiğini anlatarak, firma olarak yaptıkları çalışmaları anlattı:
“Daimler Truck sıfır emisyon sağlayan uzun dönem stratejisini iki teknoloji üzerine kurdu. Bunlardan ilki Batarya Elektrikli Araçlar (BEV). Batarya Elektrikli Araçlar, üzerindeki bataryalar aracılığıyla elektrik motorunu çalıştıran bir teknoloji. Diğeri ise Hidrojen Bazlı Yakıt Hücreli Araçlar (FCEV). Bu teknolojide de aracın yakıt depolarında bulunan sıvı hidrojen (H2), yakıt hücrelerindeki oksijen ile reaksiyona girerek elektrik motoru için enerji üretiyor. Her iki teknolojide de içten yanmalı motor bulunmuyor. Bu sayede sıfır emisyon salımı sağlanıyor.
Sunduğumuz çözümler müşterilerimizin ihtiyaçlarına yanıt verebilecek şekilde oluşturuldu. Batarya elektrikli kamyonlarımız hafif yük ve kısa mesafe taşımacılığı için uygunken, hidrojen bazlı yakıt hücreli kamyonlarımız ise ağır yükte ve uzun mesafe taşımacılıkta öne çıkıyor. Araç portföyümüze 2027 yılından itibaren seri üretim hidrojen bazlı yakıt hücreli araçlar eklemeyi hedefliyoruz.
Elektrikli araçlar konusunda uzun yıllardır önemli AR-GE çalışmalarına imza atan şirketimiz, kıs a ve orta mesafe dağıtım kamyonlarını takiben tek şarj ile yaklaşık 500 kilometre yol kat edebilen eActros LongHaul'u da 2024 yılında seri üretime hazır hale getirmeyi planlıyor.
Diğer sıfır emisyon teknolojisi ise sıvı hidrojen yakıtlı elektrikli araçlar. Bu teknoloji, batarya teknolojisine göre iki kata yakın menzil sağlayabiliyor ve 1.000 km’nin üzerinde menzil sınabiliyor. Her ne kadar içten yanmalı motora göre halen düşük olsa da, depo dolum sürelerinin dizel muadillerine çok yakın olması sebebiyle uzun yol taşımacılık için batarya teknolojisine göre daha kabul edilebilir gözüküyor.
Volvo Group ile iş birliğimiz kapsamında ise, hidrojen bazlı yakıt hücreleri konusundaki çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Bu doğrultuda 2021 yılında “cellcentric” adında ortak bir girişim kurmuştuk. Dünyanın lider yakıt hücresi sistemi üreticilerinden biri olmayı hedefleyen cellcentric, bu hedef doğrultusunda 2025 yılından itibaren Avrupa’nın en büyük seri üretim tesislerinden birini kurmayı planlıyor.”
Kurt, Avrupa’da yük ve yolcu taşımacılığına yönelik şarj altyapısının öncelikle ana ulaşım arterlerinde yaygınlaştırılması adına dünyanın önce gelen kamyon üreticileri olarak Daimler Truck, Traton ve Volvo grup ile birlikte Avrupa’nın en büyük ağır vasıta şarj altyapısı oluşturmak hedefiyle MILENCE’ı kurduklarını ve geliştirdiklerini aktardı.