AKTÜEL

2030'da trafik kazalarında can kaybının yüzde 50 azaltılması hedefleniyor

İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde İçişleri Bakanlığı, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla "Trafik Güvenliği Eylem Planı 2030 Hedefleri" çalıştayı gerçekleştirildi.

İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, İstanbul Vali Yardımcısı Dr. Mehmet Hüseyin Nail Anlar, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Berk Ayvaz ve Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği Genel Başkanı Onur Orhon’ın teşrifleriyle gerçekleştirilen çalıştayda trafik güvenliğine ilişkin güncel istatistikler, risk faktörleri, çözüm önerileri, 2030 hedefleri ve yasa değişikliklerinin etkileri kapsamlı biçimde ele alındı.
Ulaştırma Sistemleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı ile TTKÖD Başkan Yardımcısı Alpay Lök’ün değerlendirmelerini paylaştığı programda Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Daire Başkanlığı Denetleme Müdürü Zafer Aydın, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürü Tunay Başarık, Karayolları 1. Bölge Müdürlüğü Trafik Baş Mühendisi Nizamettin Duran ile 3E Danışmanlık Kurucusu Rüçhan Derici ile İBB Ulaşım Koordinasyon ve Trafik Müdürlüğü yöneticileri çalıştaya katılım sağlayan isimler arasında yer aldı.

Çalıştayın açılışında konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, trafik güvenliğinin altyapı, teknik uygulamalar, yasal düzenlemeler ve idari tedbirleri kapsayan çok boyutlu bir alan olduğunu belirterek, temel amacın can kayıplarını azaltmak olduğunu söyledi.

Karaloğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2021'de yayımladığı "Trafik Güvenliği Strateji Belgesi" ile 2030'a kadar can kayıplarını yüzde 50 azaltma, 2050'de ise sıfır can kaybına ulaşma hedefi konduğunu hatırlattı.

2023'te deprem ve seçim süreçleri nedeniyle denetimlerin azaldığını ve günlük ölüm ortalamasının 17,9'a yükseldiğini aktaran Karaloğlu, 2024'te denetimlerin yüzde 50 artmasına rağmen can kayıplarında yalnızca yüzde 3 düşüş sağlandığını belirtti. Karaloğlu, "Bu, 197 daha az can kaybı demek. Elbette önemli ama yeterli değil. Mevcut hızla 2030 hedeflerine ulaşamayacağımızı gösteriyor." dedi.

Trafik kültürünün eksikliğini temel neden olarak gösteren Karaloğlu, eğitim çalışmalarının anaokulundan başlaması gerektiğinin altını çizdi.

Karaoğlu, yasa dışı çakar kullanımına yönelik alınan tedbirlerin etkisini de paylaşarak, cezaların 138 bin liraya çıkarıldığını, tekrarında 276 bin lira uygulandığını, ayrıca ehliyete el koyma ve araç bağlama yaptırımlarının devreye alındığını hatırlattı.

Denetimlerin 166 binden 799 bine yükseldiğini belirten Karaloğlu, çakar kullananların 7 bin 991'den 1138'e düşerek, yüzde 86 azalma kaydedildiğini vurguladı.

"Yaptığımız incelemelerde 5 ihlalin kazaların yüzde 84'ünü oluşturduğunu gördük"

Karayolları Trafik Kanunu'nda üzerinde çalışılan düzenlemelere değinen Karaloğlu, "Mevzuat yaklaşık 190 maddeden oluşuyor. Biz bunun 36 maddesinde değişiklik öngören bir tasarı hazırladık." dedi.

Karaloğlu, "Yaptığımız incelemelerde 5 ihlalin kazaların yüzde 84'ünü oluşturduğunu gördük. Bunlar hız aşımı, kırmızı ışık ihlali, makas atma dediğimiz yasa dışı şerit değiştirme, arkadan çarpmalar ve geçiş önceliğine riayet etmemek." diye konuştu.

Özellikle hız ihlalinin her gün ortalama 10 can kaybına neden olduğunu vurgulayan Karaloğlu, 2025 yılının 11 ayında günlük can kaybı ortalamasının 16,6'ya gerilediğini aktararak, bu durumun, geçen yıla göre yaklaşık 400 vatandaşın daha az hayatını kaybetmesi anlamına geldiğini, ancak hedefler için yeterli olmadığını ifade etti.

Karaloğlu, asıl etkinin yasanın yürürlüğe girmesiyle 2026 ve 2027'de görüleceğini kaydetti.

Teknik kapasitenin güçlendirildiğini de anlatan Karaloğlu, trafik ekip araçlarının yenilendiğini, ekip ve radar sayısının artırıldığını, ayrıca yaka kamerası uygulamasının yaygınlaştırıldığını belirtti. Karaloğlu, "Bu yılın sonunda polis ve jandarmaya 111 bin yaka kamerası takmış olacağız. Gelecek yıl bu sayı 175 bine çıkacak." bilgisini paylaştı.

Karaloğlu, yaka kamerasının vatandaş ve görevliler için çift taraflı güvence sağladığını vurgulayarak, "Toplumda sık karşılaşılan 'Sen benim kim olduğumu biliyor musun?' yaklaşımı artık karşılık bulmayacak. Kamera her şeyi kaydediyor. Hem vatandaşı hem polisi koruyor." dedi.

Uygulamanın rüşvet iddialarını da tamamen ortadan kaldırdığını belirten Karaloğlu, "Artık böyle bir şey konuşulmuyor bile. Çünkü mümkün değil." ifadesini kullandı.

"Şu ana kadar 73 bin levha kaldırıldı, 14 bin yeni levha yerleştirildi"

Karaloğlu, Kurban Bayramı öncesinde İçişleri Bakanlığının hız denetimlerini artırdığını, sürücülere hız sınırlarına uymaları yönünde çağrı yapıldığını anımsatarak, şunları söyledi: "Her 30 kilometrede bir radar uygulaması başlatacağımızı duyurduk. Çünkü her gün 10 vatandaşımızı aşırı hız nedeniyle kaybediyoruz. Sürücüler, aynı yolda birbiriyle çelişen 50, 70, 90 gibi hız levhalarının bulunduğunu, nerede hangi sınırın geçerli olduğunun anlaşılmadığını dile getirdi. Sosyal medyada büyük bir tartışma oldu ve vatandaşın haklı olduğu ortaya çıktı. Bir hafta içinde hazırlanan raporda trafik levhalarında ciddi bir karmaşa olduğu tespit edildi. Bunun üzerine sadeleştirme çalışmalarına başladık ve süreç Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle tüm kurumlara talimat olarak iletildi. Şu ana kadar 73 bin levha kaldırıldı, 14 bin yeni levha yerleştirildi. Yıl sonuna kadar tüm karayollarında, belediye ve köy yolları dahil olmak üzere işaretlemeler tamamlanmış olacak."

Vatandaştan gelen tepkinin bu düzenlemenin başlatılmasında belirleyici olduğunu aktaran Karaloğlu, "Şimdi çok daha sade ve net trafik işaretleriyle sürücüler için kafa karıştırıcı bir durum kalmayacak. Bizim derdimiz ceza yazmak değil. Hiç ceza olmasın, hiç kaza olmasın istiyoruz. Ancak trafik kültürünü oluşturmak için caydırıcılığın gerektiği yerde kullanılması şart." dedi.

Karaloğlu, yeni düzenlemenin önemli bir dönemin başlangıcı olacağını belirterek, şöyle devam etti: "Bir trafik kültürü oluşturmak istiyoruz. Yani sadece 'ceza yazılsın, ceza olsun' gibi bir derdimiz yok. Biz hiç ceza yazmayalım, hiç ceza vermeyelim, hiç trafik kazası olmasın. Ama trafik kültürü oluşturmak için ceza, caydırıcı bir araçsa onu da kullanmamız gerekir. İnşallah şu anda yasamız Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde komisyondan geçti. Genel kurulda geneli üzerindeki görüşmeler tamamlandı. Şu anda Meclisimiz daha çok 2026 mahalli bütçesiyle uğraşıyor. Bütçe bittikten sonra bizim bu yasamız, 36 maddelik trafik yasamız yasalaşacak. İnşallah bu yeni yasayla beraber trafikte yeni bir döneme girmiş olacağız. Ama bu yeni dönemi çok iyi anlatmamız lazım. Toplumun bunu içselleştirmesi, buna pozitif yaklaşması lazım. Bütün gayenin, bütün amacın trafikte daha az can kaybı olduğunu, daha az yaralanma olduğunu ve trafikte daha az kayıp olmasını hedeflediğimizi topluma mutlaka benimsetmemiz, kabul ettirmemiz lazım."

İçişleri Bakan Yardımcısı Karaloğlu, "Bunun için de üniversitelerimiz bizim için çok değerli. Üniversitelerimizin bu ve benzeri çalışmaları çok değerli. Basınımızın bu konudaki duyarlılığı çok değerli. Ben emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum." dedi.

"İstanbul, dünyada trafik sıkışıklığında birinci sırada"

Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, trafik güvenliğinin Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olduğunu belirterek, trafikte küçük yaşta kalıcı bilinç oluşturmanın ve caydırıcı cezaların hayati önem taşıdığını söyledi.

Kırk yılı aşkın süredir trafik konusunda akademik çalışmalar yürüttüğünü ve üç ayrı kazada beş yakınını kaybettiğini anlatan Ilıcalı, konunun kendisi için kişisel bir sorumluluk olduğunu ifade etti.

Her gün İstanbul'da ilkokullarda öğrencilerle bilinçlendirme çalışmaları yaptıklarını belirten Ilıcalı, "Bu alışkanlıklar okul öncesi ve ilkokul döneminde kazandırılmazsa işimiz zor.” dedi.

Ilıcalı, "Bakanımız Ali Yerlikaya ve ekibi gerçekten mükemmel bir çalışma yapıyor. Ben de katıldığım her yayında bunu açıkça söylüyorum. Denetimler artırılıyor ama kurallara uyulmadığı için kazalar azalmıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Üniversite bünyesindeki Ulaştırma Merkezi ve Trafikte Ortak Akıl Derneği olarak eğitim çalışmalarına devam ettiklerini dile getiren Ilıcalı, medyanın trafik konusundaki duyarlılığının da çok değerli olduğunu vurguladı.

Ilıcalı, İstanbul'daki trafik sıkışıklığına da dikkati çekerek, "İstanbul, dünyada trafik sıkışıklığında birinci sırada. Geçen yıla göre yüzde 12 artış var. Yollarda yılda 118 saat kaybediyoruz." dedi.

Kentte trafik tıkanıklığının geçmişte yıllık yaklaşık 6,5 milyar dolar ekonomik kayba yol açtığının hesaplandığını hatırlatan Ilıcalı, çözüm için daha fazla çalışma gerektiğini söyledi.

Alpay Lök: Trafikte 2030 hedefine sadece cezayla ulaşılamaz

Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği (TTKÖD) Genel Başkan Yardımcısı Alpay Lök, İstanbul'da düzenlenen "Trafik Güvenliği Eylem Planı 2030 Hedefleri" çalıştayında yaptığı sunumla, ülkenin trafik güvenliğinde Avrupa'nın gerisinde olduğunu ve acil mevzuat değişikliklerinin şart olduğunu vurguladı.

TTKÖD verilerine göre, 2024 yılında Türkiye'de trafik ölümleri, bir önceki yıla göre %3,0 azalarak 6.352 kişi olarak gerçekleşse de , yaralı sayısı %9,8 arttı. Lök, milyon nüfus başına trafik ölümü sayısının 2024’te 74,4 kişi olduğunu ve Türkiye'nin bu rakamla Avrupa Birliği (AB) ortalaması olan 44 kişinin çok gerisinde, listenin sonlarında yer aldığını belirtti.

📉 2030 Hedefi Risk Altında

Lök, Cumhurbaşkanlığı Karayolu Trafik Güvenliği Strateji Belgesi (2021-2030) uyarınca 2030 yılı hedefinin, trafik ölümlerini 2020 yılı sayısının yarısına (2.433 kişi) indirmek olduğunu ancak motosiklet ölümlerindeki artış ve genel hız yükseltme kararları gibi etkenlerle bu hedefin yakalanmasının zor göründüğünü ifade etti.

Trafik Güvenliğini Tehdit Eden Kritik Başlıklar:

Denetimsiz Hız ve Güvenlik Sistemi İptali

Hız Sınırlayıcılar: Fabrika çıkışı kamyonlarda 90 km/s, otobüslerde 100 km/s olan hız sınırlayıcıların denetlenemediği ve araç muayenesinde hafif kusur olarak görüldüğü belirtildi. Otoyollarda 140-150 km/s hızla giden otobüslerin olması, iki tırın çarpışmasına eşdeğer kinetik enerji riski yaratıyor.

Elektronik Güvenlik Sistemi Manipülasyonu: 2016 model yılından itibaren ağır taşıtlara zorunlu olan AEBS (acil fren sistemi), ESP (elektronik kararlılık sistemi) ve LDW (şerit takip sistemi) gibi güvenlik sistemlerinin , sürücüler tarafından sinyal vermeden şerit değiştirebilmek veya yolcuların emniyet kemeri takmamasından dolayı ani frenle savrulmasını önlemek gibi nedenlerle iptal ettirildiği bildirildi.

Muayene Boşluğu: Bu sistemlerin Batı ülkelerinde araç muayenesinde kusur olarak işlem görmesine rağmen, Türkiye'de TÜVTÜRK muayenelerinde kusur olarak değerlendirilmemesi eleştirildi. Bu sistemleri iptal edenlere ceza verilmesi önerildi.

Kent İçi Hız Artışı Tehlikesi

TTKÖD, İstanbul'da bazı yollarda hız limitinin 50 km/s'den 70 km/s'e çıkarılmasına karşı çıktı. Hızın bu oranda artırılmasının kinetik enerjiyi %100 artırarak büyük hasar riskine yol açtığı açıklandı.

Kent içinde hız limitinin 30 km/s'e düşürülmesi ve yaygınlaştırılması gerektiği vurgulandı. Lök, 60 km/s hızla yayaya çarpan otomobilde yayanın hayatta kalma şansının %0 iken, 30 km/s hızda bu şansın %70 olduğunu belirtti.

Önerilen Acil Adımlar

Alpay Lök, 2030 hedefine ulaşmak için sadece para cezalarının artırılmasının yetersiz olduğunu, Trafik Kanunu'nda yeni eklemelerin gerektiğini ifade ederek, bir dizi somut öneriyi sıraladı:

İlave Teknik Güvenlik Denetimi (TGD): Makine Mühendisleri Odası (MMO) ile ticari araçlara Almanya'daki "SP" muayenesine benzer , TGD ve Filo Mühendisliği (FM) denetimlerinin getirilmesi.

Şerit ve Takip Mesafesi Denetimi: Otoyollarda EDS ile hızın yanı sıra şerit disiplini ve takip mesafesi denetimlerinin artırılması.

Araç Muayenesi Şeffaflığı: AB seviyesinde araç muayenesine (2014/45/EC) geçilmesi ve araç muayenesi kusurlar tablosunun web'de yayımlanması.

Onaylı Kask Denetimi: Motosiklet kazalarında koruyucu özelliği olmayan, sertifikasız kaskların kullanıldığına dikkat çekilerek ECE R22.06 onaylı kaskların denetiminin yapılması.