Sadık Akyar “Tabi burada teknoloji olarak bahsederken, Blockchain’i tamamen yeni bir yazılım, ya da yeni bir sistem veya donanımlar olarak algılamamak gerekir. Ancak, sistemin uygulanmasında, teknik olarak, klasik algoritmaların yerine yeni algoritmaların (consencus) kullanıldığını da gözönünde bulundurmak gerekir.” diyor. Akyar, şu bilgileri aktarıyor: “Blockchain, başta insan kaynaklı olmak üzere, hataları en aza indirmek, suistimalleri önlemek, karşı taraf veya üçüncü şahıslara ürün ve süreçlerin güvenliğini konsolide etmek için kullanılan platform ve bu platformdaki yeni uygulamaların adıdır. Bunu basit olarak belirtecek olursak; halen kullanılan “Şirket Kaynak Yönetimi- Enterprise Resource  Management (ERP)” program ve sistemlerini alacak ve vereceklerin yazıldığı bir “bakkal defteri” olarak kabul edersek, Blockchain bu bakkal defterinin, sadece bakkal tarafından değil de,  o defterde ismi olan herkes tarafından tutulması olarak tarif edilebilir. Yani klasik ERP sistemlerinin tüm paydaşlar tarafından kullanılması ve görülebilmesidir. Burada yapılacak tüm değişikliklerin, tüm paydaşların onayıyla yapılabilmesidir. Zaten işin teknolojik kısmı da burada devreye girmekte, bilgiler, suistimal ve kötü kullanımı önlemek için dağınık ve kriptolu olarak tutulmaktadır.”
Blockchain ve kripto para (Bitcoin, Ethereum vb) arasında yakın bir ilişki olduğunu, Blockchain teknolojisinin hayatımıza bitcoin, yani kripto para ile girdiğini belirten Akyar şöyle devam ediyor: “İkisi arasındaki temel fark, Bitcoin veya türevleri kripto para, Blockchain ise bu kripto paraları gönderen, alışverişini sağlayan sistemin adıdır. Bitcoinin hayatımıza girmesiyle adını duyduğumuz Blockchain teknolojisi, başlangıçta sadece kripto para teknolojisi olarak algılansa da, Ethereum ve IBM’in liderliğindeki Hyperledger platformları ile birlikte kurumsal hayatta da yer almaya başlamıştır. Buna göre, Blockchain, herhangi bir konuda geliştirilen “business solution –ticari çözüm”dür. Yani, Blockchain teknolojisi ile herhangi bir iş dalında, sektörde problem sahalarında çözümler üretilebilmekte veya süreç gelişimleri yapılabilmektedir. Buradan aslında şöyle bir çıkarım da yapılabilir; Blockchain sistemini kullanan şirket ve organizasyonlar, şirketlerin kapasiteleri, iş hacmi, globalleşme durumlarını da gözönünde bulundurularak, kendi kapalı sistemleri içerisinde kendi kripto paralarını da yaratabilirler.”
BlockchaIn lojistik sektörüne neler vadediyor?
Sadık Akyar, Blockchain platformu ve bu platformda uygulanan teknolojik argümanların lojistik ve tedarik zincirinde vadettiği konuların neler olabileceğini ilgili olarak ise şunları aktarıyor:
- Şeffaflık,
- Atıl kapasitenin önlenmesi (taşıma ve depolama),
- Maliyetlerin düşürülmesi,
-Verimliliğin artırılması,
-İzlenebilirliğin artırılması,
-Suistimal ve kötü kullanımların önlenmesi,
-Sistemlerarası geçişlerin (Ara yüz ve destekleyici yazılım ve donanımlar) olmaması,
-Alt yapı (Bina ve  sabit tesis) ve sermaye (araç ve teçhizat) bakım ve onarım maliyetlerinin azaltılması (Ömürboyu lojistik sisteminin uygulanmasını kolaylaştırması)
-Gıda ve soğuk zincir taşımacılığını kolaylaştırması gibi konular ön plana çıkmaktadır.
Tabi burada, şu süreçte şöyle, bu süreçte şöyle uygulanabilir diyebilmenin zor olduğu kanaatindeyiz. Çünkü genel anlamda bu bir “business solution- ticari çözüm”dür. Yani firmanın ve organizasyonun özelliğine göre, süreçlerde yaşanan problem sahaları analiz edilerek çözümler geliştirilebilecektir.”
Dünyada büyük firmalar
BlocakchaIn uygulamasına geçiyor

Akyar, dünyada hali hazırda kullanılan Blockchain teknoloji ve uygulamaları hakkında da bilgiler veriyor:
“Taşımacılık ve lojistikte kullanılan Blockchain altyapısına güzel bir örnek teşkil eden, Maersk ve IBM iş birliğinde kurulan Blockchain tabanlı açık “Küresel Ticaret Dijitalleştirme Platformu”dur. Bu platformda, akıllı konteyner gibi dijital ürünler ve entegrasyon servislerinin desteği ile Güney Amerika ve Afrika’dan Avrupa’ya yapılan konteyner taşımacılığında, taşımacılık maliyetinin düşürülmesi, kâğıt üzerinde yürütülen süreçlerden kaynaklanan verimsizliğin giderilmesi, izlenebilirliğin artırılmasını amaçlanmaktadır. Maersk ve IBM bu platforma “Tradelens” adını vermişlerdir.
Bunun yanında Blockchain teknolojisinin gıda soğuk zincirinde de kullanılmaya başlandığı da görülmektedir. Aralarında, Walmart, Dole, Nestlé, Unilever gibi 9 büyük gıda üreticisi, perakende şirketleri ve IBM girişimi ile kurulan bir özel Blockchain Gıda Güvenliği Birliği ile, bozulabilir ürünlerin lojistiği için gıda güvenliği, atık azaltma ve gıda izlenebilirliği sağlaması amacıyla Blockchain teknolojisi üzerinden işbirliği yaptıklarını açıklamışlardır. Burada tarla ya da çiftlikten gelen üretici menşeli veriler, parti numaraları, fabrika ve işlem verileri, son kullanma tarihleri, depolama sıcaklıkları ve nakliye ile ilgili ayrıntılar Blockchain üzerine güvenli ve değiştirilmeyecek şekilde kayıt ediliyor. Bu sayede, gıdanın üretim, taşıma ve depolama şartlarından kaynaklı sebeplerle sarf edilmesinin önüne geçilmektedir. Ayrıca Blockchain gıda zincirindeki aracıları ortadan kaldırarak üreticilerle perakendecileri buluşturup, talep kontrolünü sağlayarak tarla ve pazar arasındaki fiyat farklılıklarını önemli ölçüde gideriyor. Blockchain, özellikle gıda ürünleri taşıdığınızda daha da önem kazanmaktadır. Yani bir yerde, hem güçlerini birleştirmişler hem de atıl kapasitelerini azaltarak verimliliklerini artırmışlardır.
Ayrıca, taşımacılık endüstrisinde Blockchain protokol ve standartlarının geliştirilmesi ve eğitiminin verilmesi amacıyla aralarında nakliye yönetimi firmaları, nakliye acenteleri, taşıyıcılar, lojistik servis sağlayıcıları ve teknoloji sağlayıcılarından oluşan 500’ün üzerinde üye ile BİTA (Blockchain in transport alliance) adında taşımacılıkta Blockchain birliği de kurulmuştur.
Türkiye ilk BlockchaIn çözümü için çalışmaya başladı
Türkiye’de blockchain uygulamaları henüz istenen seviyede değildir. Ancak, geçtiğimiz günlerde konu ile ilgili bir platform hayata geçirilmiştir. Türkiye’nin ticaretinde dijitalleşmeyi sağlayacak olan ilk Blockchain çözümü için çalışma bir konsorsiyum tarafından başlatılmıştır. Aralarında, IBM, Güler Dinamik Gümrük Müşavirliği şirketi, ATEZ Yazılım, Chain&Chain Technologies, Schneider Elektrik, Schenker Arkas, Vakıfbank, Universal Eğitim ve Danışmanlık, FLS Lojistik ile ACC Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği’nin olduğu geniş konsorsiyum, gerçek bir senaryo üzerinden Fransa’nın Lyon kentinden Türkiye’de Manisa’ya  yapılacak bir ticarete blockchain teknolojisini entegre edecek. Bu, uçtan uca bu kadar çok partinin olduğu ve tedarik zinciri ile ilgili olan Türkiye’nin ilk blockchain girişimi olacak. Bu uygulama, tedarik aşamasından ürünün teslimine kadar IBM Blockchain Platformu ve IBM danışmanlığı kullanılarak gerçekleşecektir. Buna göre, tedarikçiler tarafından üretilen bir ürün öncelikle Schenker Lyon Dağıtım Merkezi’ne gelecek. Gerekli ithalat ve ihracat evrakları blockchain ağı üzerine yüklenerek şifrelenecek. Türkiye’ye varan ürün ile ilgili özet beyanının verilmesi, gümrüklü antrepoya alınması, antrepo beyannamesinin verilmesi, ithalat beyannamesinin verilmesi gibi birçok gümrük adımlarının hepsi blockchain üzerinden gerçekleşecek. Yani süreçle ilgili bütün ticari ve teknik evraklar blockchain teknolojisi ile korunacak ve izlenerek dijitalleşecek.Vakıfbank ise bu blockchain senaryosunun ödeme işlemleri tarafında finans aşamasından sorumlu olacak. Böylece proje kapsamında sadece ticari işlemler değil, ticaretin finansal kısmı da blockchain ağına taşınarak çok yönlü bir sonuç elde edilecek. Ödemeler taraflar arasındaki sözleşmelere bağlı olarak otomatik olarak blockchain üzerinden gerçekleşecektir.”
BlockchaIn en üst verimlilik sunan bir sistem
Akyar, lojistiğin karmaşık süreçleri içerisinde oluşacak verimliliğin farklı patformlar tarafından sağlanabileceğine de vurgu yapıyor ve, “Lojistik ve Tedarik Zinciri süreçlerinin çok karışık olduğu muhakkaktır. Blockchain teknolojisi ve bu süreçlere göre oluşturulan platformlar verimlilik ve maliyet konusunda avantajlar sağlayacağı muhakkaktır. Ancak, bu verimlilik, kar ve avantajları mevcut sistemlerin karmaşıklığı, büyüklüğü ve sistem süreçlerinin takibinin çok önemli olduğu sahalarda daha belirgin olacaktır. Örnek olarak; HACCP sisteminin ön plana çıktığı taze ve dondurulmuş gıda sektöründe avantajların fazla olacağı öngörülmektedir. Ayrıca, yaratılacak bir işbirliği ve platform ile, özellikle taşımacılıkta atıl kapasite en aza indirilebilir. Yine sistemin öngördüğü şeffaflık doğrultusunda, mali evraklar, faturalandırma sistemi daha basit, kalıcı ve değiştirilemeyecek şekilde olacaktır.” diyor.
Uluslararası taşımacılık
yapan firmalar için kolaylıkları nelerdir?

Blockchain anlayışı ve bu anlayışın temelinde, paydaş ve üçüncü taraflara verilecek güven ve şeffaflığın olduğunu söyleşen Akyar, “Dolayısıyla, uluslararası taşımacılık yapan bir firmanın tek başına bu platformu kurması teknik olarak imkansızdır. Muhakkak, paydaşlarına (müşteri veya birlik yaptığı diğer firmalara) da sistemini açması gerekir. Aksi takdirde zincirleme, onay ve kripto sistemini kuramaz. Bu nedenle, uluslararası taşımacılık yapan firmaların böyle bir yolu izlemesinin daha uygun olacağı öngörülmektedir.” yorumunu yapıyor.
“Ayrıca, bu tür firmalar, kendi platformlarını kuruncaya kadar, mevcut platformlara entegre olarak, bu teknoloji ile buluşabilirler,” diyen Akyar, taşımacılık firmalarının en önemli gider kalemlerini oluşturan filo bakım ve onarımlarının takibinin, “Life Cycle Logistics -Ömür Devri Lojistik” metodu ile çok daha etkili ve maliyet azaltıcı olarak takip etmeleri olanağını sağlayacağını ifade ediyor.
Küçük, orta ve büyük bütün lojistik firmaları bu platformu kullanabilir mi?
Bu sistemi küçük ve orta boy lojistik firmaları tarafından kullanılıp kullanılamayacağına dair sorumuza Akyar şöyle cevap veriyor:
“Daha önce de belirtildiği gibi, firmaların mevcut ERP yazılımları veya paket programlar gibi bu platformları kullanmaları mümkün olamayacaktır. Firmalar, kuracakları bu platformlara ya müşterilerini veya birlikte hareket edecekleri sektördeki aynı tür firmalar da alabileceklerdir. Ayrıca bu tür firmaları şu anda etkileyebilecek önemli konulardan birisinin de maliyet konusu olduğu değerlendirilmektedir. Çünkü, şu anda platformun oluşturulması için teknolojik çözümlerin maliyeti, mevcut sistemlere göre daha yüksektir. Ancak, teknolojinin gelişme süreci gözönünde bulundurulduğunda, yakın gelecekte bu platformun ulusal hatta yerel firmalar tarafından da gerçekleştirilebileceği de öngörülmektedir. Hatta şu anda, bizim öngördüğümüz çözüm önerilerinin teknik çalışmalarını yapan beraber çalıştığımız firmalar da bulunmaktadır. Yine bu tür firmalar için diğer bir çözümün ise, mevcut platformlara üye olarak, u tekoloji ile tanışmaları yönünde olabilir. 
Bu sistemin en büyük özelliğinin, paydaş ve üçüncü taraflara şeffaflık ve güven verdiğini belirtmiştik. Burada hemen, firmaların mahrem ve ticari bilgilerinin açığa çıkması durumu akıllara gelmektedir. Özellikle, fiyat konusundaki  gizlilik bazen firmalar için hayati olabilmektedir. Bu konuların hepsi, platformların mimari yapısı ve amacının ne olduğu ile ilgili konulardır. Bazı bilgileri, paydaşlarınıza kapatabilirsiniz, ancak bu seferde platformdan amaçlanan şeffalık ve kötü kullanımı önleme konusu akamete uğrayabilir. Bu sistemin Lojistikte 4.0 devrimi olarak kabul edildiği bir çok araştırmacı ve şirket üst düzey yöneticisi tarafından belirtilmektedir. Sistemin ilerlemesi ile, sistemde kullanılan teknolojik araçlar da gelişecek, 4.1, 4.2 gibi gelişmiş sistemlerin devreye girmesi ile,şirketlerin mahrem ve ticari bilgileri mimari sistem yapısının kurulumu, sanal hava boşlukları (SAHAB) gibi uygulamalar ile sorun olmaktan çıkacaktır.
Sonuç olarak; yakın zamanda, dünya ölçeğinde, lojistik sektörde daha rekabetçi olmak, inovatif uygulamalar ile sektörde ön plana çıkmak ve inisiyatif almak “Blockchain Teknolojisi ve Platformları” ile mümkün olabilecektir. Ancak; bu teknolojide geri kalmamak içi konu  ile ilgili yatırımların devlet destekli teşvik sistemi içerisine alınması, sistemin kulanılmasının yaygınlaşması için gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması da önem  arz etmektedir. Ayrıca başlangıç maliyetlerinin düşürülmesi için, ilk çalışmaların lojistik meslek birlik ve grupları tarafından yapılması, mevcut platformlara üye ve etegre olması sisteme katılımı ve gelişme için gerekli ivmeyi kazandıracaktır. Blockchain yeni bir anlayış, teknoloji ve bu teknolojinin uygulandığı bir platformdur. Kripto paranın alım satımı ve süreçteki güveni sağlamak için geliştirilmiş, bu güvenirliğinden ve insan hatalarını en aza indirmesinden dolayı lojistik sektör oyuncularının da dikkatini çemiştir. Her ne kadar, şu anda yaygın olarak lullanılmasa da, gelecekte yaygın olarak kullanılacağı ve kullanıcıları sektörde bir adım, Türk Lojistik sektörünü ise yeni ufuklara  taşıyayacağı muhakkaktır.”