Analiz

Lojistikçiler ilk yarıdan memnun değil

Lojistik sektörü uzun yıllara dayanan ve deyim yerindeyse ‘kronikleşmiş’ sorunlarla uğraşıyor. Bir türlü aşılamayan bu sorunlar ‘eşit rekabet’ edebilmemizin önündeki en büyük engel. UND, bu sorunları katıldığı bütün platformlarda çözüm yollarıyla beraber dile getiriyor. Kotalar, vizeler, keyfi bekletmeler, sınır kapılarındaki yığılmalar gibi kronik sorunlarımıza yabancı plakalı araçların taşıma ve sefer sayılarındaki artış da eklenince işler içinden çıkılmaz bir hale bürünüyor. UND’nin Sesi Dergisi 2015’in ilk yarı değerlendirmesinde lojistikçiye bir dokundu bin ah işitti...

Özer Tansport Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özer: Kral çıplak!.. “2015 yılının ilk altı aylık süreci şirketimiz için genele nazaran iyi geçti, lakin bir önceki yılın altı aylık dönemine göre sefer sayımızda yüzde 45’lik bir daralma yaşadık. Nedenlerini incelediğimizde gördük ki bu daralma, taşıma gerçekleştirdiğimiz ülkelere yapılan ihracat değerleriyle doğru orantılı değil. Rakamları incelediğimizde Gürcistan ve Azerbaycan’a yapılan ihracatın bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12’lik bir daralma yaşadığı gözüküyor. Değerler yüzde 12 düşerken taşıma sefer sayımızın yüzde 45 daralmış olmasını ben taşıma pazarımıza egemen olan yabancı plakalı araçlarla açıklayabilirim. İhracat değerlerinin yıllar itibariyle yükseliyor olmasına rağmen taşıma sefer sayılarının artamıyor olmasını, 2008 yılı küresel ekonomik krizinden sonraki eksen kırılmasına bağlıyorum. Artık ülkeler lojistik sektörünü kendilerine gelir kazandırıcı bir sektör olarak görmekte ve kendi lojistik sektörlerine diğer ülke sektörüne engeller yaratarak sahip çıkmaktalar. Bu bağlamda, ben artık bu sektörün ne bu yıl ne de önümüzdeki yıllar içerisinde, radikal değişiklikler olmadıkça bir ilerleme kaydedemeyeceğini, sürekli küçülmelerle ülkeye büyük yabancı firmaları çekerek pazarı onlara kaptıracağına inanıyorum.”

Tulgar: İthalat-ihracat dengesizliği 2014 yılında olduğu gibi, 2015’te de devam edecek Ali Tulgar/ Mars Logistics “Geçtiğimiz yıl itibarıyla başlayan ithalat-ihracat dengesizliği bu yılın ilk yarısında da devam etti. Mars Logistics olarak yılsonu için ise yüzde 12’lik bir büyüme hedefledik. Yıl içerisinde geçtiğimiz yıl olduğu gibi ihtiyaçlarımız doğrultusunda filo yatırımına devam ediyoruz. En son Mayıs 2015’te 200 araçlık bir satınalma gerçekleştirdik. Teslimatın bir kısmını aldığımız bu filo yatırımı ile 1920 ünitelik bir araç filosuna ulaştık. Intermodal taşımacılığın bir benzerini Avrupa’da başka bir lokasyonda daha hayata geçirmek istiyoruz, bu sebeple arayışlarımızı sürdürüyoruz. Ortağımız Hitachi ile Uzak Doğu’daki gücümüzü ve etkinliğimizi artıracak, lojistik trafiğimizi sıklaştırmaya devam edeceğiz. Ayrıca ihtiyaçlarımız doğrultusunda depo yatırımlarımıza devam edeceğiz. İstanbul Anadolu yakasında yeni bir depo daha açıyoruz. 2015 planlarımız arasında yer alan inorganik büyüme için ise şirket görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Türkiye’nin lojistik master planının hazırlanması gerektiği hususu uzun yıllardır tartışılmaktadır. Küresel ekonomi içinde giderek daha önemli bir rol almaya başlayan ülkemizin ciddi anlamda bir lojistik master plana ihtiyacı vardır. 2023 senesinde 500 milyar dolar ihracat hedefleyen ülkemizde, bu hedeflerimize ulaşmak için lojistik sektörünün zayıf yönleri ve altyapı eksikliklerinin net olarak tespit edilip, nasıl iyileştirilmesi gerektiğinin planlanması gerekmektedir. Gelişmiş ülkelerin lojistik sektörleri ile kıyaslamalar yapmak gerekmektedir. Lojistik sektöründeki tehditlerinin tespit edilip, kaldırılması ve önlenmesi hem sektör içinde hem de hükümet bazında planların oluşturulması ve hayata geçirilmesi gerekmektedir. Kara, hava, deniz ve demiryolu taşımacılıkları tüm yönleri ile tekrar gözden geçirilip ülkemizin hedeflerine paralel hedeflerinin belirlenmesi gerekmektedir. Diğer yandan insani açıdan hepimiz güney sınırımızda Suriye ve Irak’ta olan sıkıntıların bitmesini istiyoruz. Ticari anlamda olaya bakacak olursak da mevcutta devam eden sıkıntılar Türkiye için iyi bir ihracat pazarı olan Ortadoğu’ya karayolu ile ulaşımı engelliyor."

Ekol Lojistik Filo Genel Müdürü Cavit Değirmenci: 2015 yılını kayıp ettik, hiç değilse 2016 ve sonrasının kurtarabilmeliyiz “Genel konjonktüre baktığımız zaman 2015 yılının, 2014 yılından çok parlak geçeceğinden söz edemeyiz. Zira, global ekonomide yaşanan daralma, agresif rekabetlerin beraberinde getirdiği kar marjlarının düşmesi ve maliyetlerin artışı, sektörün nefes almasını zorlaştırmaktadır. Bunların yanında sektörün hayatını direkt ilgilendiren yasal düzenlemeler sonucu, aylık sefer sayılarının düşmesi ve sabit maliyetlerin artması da genel performansı düşürmektedir. Giriş ve çıkışlardaki denetimler sonucu yaşanan gecikmeler, rekabette maalesef elimizi zayıflatan unsurları oluşturmaktadır. Sektörün sorunlarına ilişkin beklentilerimiz, ilgili bakanlıkların sektörün sesine kulak ve omuz vermesidir. İlgili bakanlıkların konudaki yaklaşımları da geleceğe ümitle bakmamızı sağlamaktadır. 2015 yılını kaybetmemek ve hedefleri küçültmemek için, özel sektör ve kamunun el ele tutuşarak bir birlik ve sinerji oluşturması gerekmektedir. Türk Ekonomisi’nin ve İhracatı’nın büyümesi, Türk Lojistiği’nin de büyümesi anlamına gelmektedir. Bu durum; lojistik sektöründe yeni pazarlara ihracatçı firmalarımızla birlikte giriş yapma fırsatı yaratmaktadır. Yeni rotalar, çözümler sunabilen, müşteri odaklı proaktif stratejiler geliştirebilen lojistik firmalarının öne çıktığı ve daha farklılaşacağı bir dönemi yaşamaktayız. Artan maliyet ve servis kalitesi rekabeti, dış ticaret firmalarımıza da olumlu yansımaktadır. Yeni pazarlarda varlık göstermeye başlayan Türk şirketlerinin bu çabalarını, 2014’te olduğu gibi 2015’te de sürdüreceğini öngörmekteyiz. Bu sayede Türk firmaları, Avrupa başta olmak üzere diğer ülkelerde hizmet ağını genişletmeye devam etmiş olacaklardır. Bununla birlikte, yabancı yatırımcılar da Türkiye’de yatırım yapmaya başladılar. Lojistik, rekabet düzeyi oldukça yüksek bir sektör. Ülkemizin her geçen gün yatırım için daha çekici olmaya başlaması sebebiyle yerli lojistik firmalarının rekabet ortamında ayakta kalabilmek için faaliyetlerini global bakış açısıyla yürütmeleri gerektiğini düşünmekteyiz.

ABC Lojistik Genel Müdürü Ergün Bilen: UBAK kriterlerinden çıkılması gerekiyor Türkiye, 2014 yılında çevremizdeki faktörlerden dolayı ihracat anlamında bir kan kaybı yaşadı. Hep, ülkemizin çok önemli bir jeostratejik konumda olduğunu ifade eder dururuz. Asya-Avrupa ve Afrika üçgeninde yer alan ülkemizin jeostratejik konumundan ne kadar istifade edilebiliyoruz bu sorunun cevabı başlı başına bir konu. Ülkemizin güneyinde (Irak-Suriye) meydana gelen gelişmeler bizleri çok derinden etkilemiştir. Irak, Suriye ve çevresine karayolu ile ulaşmak adeta imkansız hale gelmiştir. Hal böyle olunca da bu durum bizleri yaralamış, zaiyat vermiştir. Ülkemiz insanı her şeye rağmen son derece çalışkandır. Bizler boş durmayı sevmeyen çalışkan insanlarız. Mevcut pazarlarımıza yeni pazarlar eklemeyi sürekli kendimize ilke edinmişizdir. Irak ve Suriye bölgesinde meydana gelen bu savaş hali bizleri farklı pazar arayışlarına itmiştir. Bu, farklı pazarları ülkemize kazandırmak aslında kendi işlerimiz adına değil ülkemiz adına çok önemli bir kazançtır. Türkiye kara nakliyecisinin çok önemli sorunları bulunuyor. Bizler ‘eşit şartlarda rekabet’ dedikçe sürekli yeni yeni engeller ile karşılaşıyoruz. Kotalar, vizeler, uzun süreli keyfi bekletmeler ülkemiz uluslararası kara nakliyecisinin kaderi olmuş gibi... Bütün bunlara bir de UBAK kriterleri eklenince işler iyice çıkılmaz bir hale bürünüyor. UBAK’ın ülkemizdeki nakliyeciye faydasının sorgulanmasının ve bu konuda radikal kararlar alınmasının zamanının geldiğini düşünüyorum. Yıllık 90 bin seferin Avrupa’ya yapılan bizim pastadaki payımızı yabancı araçlar dışarıya taşıyor. UBAK kriterlerinden çıkılması gerektiğini düşünüyorum. Rusya örneğinde olduğu gibi bizim de ‘koruma’ kanunumuzun olması lazım.

Eker Transport Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eker: Siyasi istikrarın sağlanması gerekiyor “Firma olarak kendimize belirlediğimiz vizyon çerçevesinde ‘kaliteli iş, sürekli müşteri’ prensiplerimizi devam ettirmeye çalışıyoruz. Bunun neticesini de daima alacağımıza inandık. Piyasalar durgun da olsa çalıştığımız partner firmalarımız ile aramızda oluşan vefa duygusu ön plana çıktı ve gelişen olaylardan mümkün olduğunca etkilenmemeye çalıştık. Sonuçta total olarak bakıldığında hedeflerimizde sapma olmadı ve başarılı bir yarı yıl geçirdik diyebiliriz. Bölgemiz adına bu seneyi değerlendirirsek belirgin bir durağanlık söz konusu. Diğer taraftan bölgemiz adına en büyük sorun olarak kalifiye eleman bulmakta çekilen güçlükler ön plana çıkıyor. Maalesef özellikle ilimizde uluslararası çalışan şoför sayısını geçen araç sayısı dikkat çekmekte olup bu da firmaların potansiyelini ciddi derecede etkilemektedir. Bölgemizde bir diğer sorun ise UBAK defteri temini ve kullanımında yaşanan sıkıntılar dikkat çekiyor. Bölgemizde olan firma profillerine gerek yol güzergahı gerekse çalışılan ülkelerden dolayı UBAK defteri ile yapılan seferlerde bakanlık tarafından verilen ceza puanları sonraki senelerde defter temini konusunda ciddi sıkıntılar yaşatmaktadır. Bunların çözümü konusunda bakanlığımızın bölgemizdeki firmaların sorunlarını dinleyerek çözmelerini ya da derneğimizin girişim yapmasını bekliyoruz. Belirsizlik kelimesi ticaretle uğraşan kesimlerce sevilmez 2015 yılı içerisinde bir genel seçim geçirdik. Seçimden sonra hala hükümet kurulamadı ve bir belirsizlik var. ‘Belirsizlik’ kelimesi bizce ticaretle uğraşan herkes için en sevilmeyen kelimedir. Ticarette başarı ancak siyasi istikrar ve güven ortamı ile sağlanır. Belirsizlik durumunda piyasalar bekleme moduna girer ki bu da doğal olarak piyasa genelinde durgunluğa neden olur. Derneğimizin şuana kadar İran konusundaki çabalarının sonuçlarını kısmen de olsa aldığını görüyoruz. Şuan için halledilmesi gereken iki tane sorun görünüyor ki birisi, kalifiye eleman (şoför) açığı bir diğeri de UBAK defterinde yaşanılan sıkıntılar. Firma olarak Kayseri’de yaşadığımız ve bizi bir hayli yoran sıkıntı şoför temini konusunda yaşadığımız sıkıntılar. Gerek iş ve işçi bulma kurumu gerekse diğer bununla ilgili çalışan şirketlerin özellikle bölgemizde kalifiye eleman konusunda yaşanılan sıkıntıları gidermek için çalışma yapmalarını bekliyoruz. Derneğimizin her zaman üyelerinin çıkarlarını koruyup kollamak isteyen tutumları bizim arkamızda hissettiğimiz en büyük güç oluyor. UND’nin çalışmalarından alınan verimler ortada olup memnun olduğumuzu belirtmek isteriz. Siyasi belirsizliğin kalkacağını ümit ederek, piyasaların yeniden hareketleneceğini, gerek ticari gerekse siyasi güvenin sağlanmış olacağını umuyoruz. Sektör olarak hedeflerimize koşar adım gideceğimizi belirtmek isteriz. Günümüzde sürekli duyulan bi tabir var,’Ekmek Aslanın Ağzında’diye, hatta artık çoktan midesinde olduğunu bile duyarız. Güncel piyasa şartlarında firmaların ancak gelişen olaylara biran evvel ayak uydurup gerek teknoloji gerekse hizmet kalitesini artırarak ayakta kalabileceğini görüyoruz. Eski şartlara göre varlığını idame ettirmek isteyen şirketlerimizin maalesef görüyoruz ki sonları hep hüsran oluyor. Firma olarak biz de çağın gerekliliklerine ayak uydurmaya çalışıyor, adımlarımızı buna göre atmak için çaba gösteriyoruz.”

Yörük Transport Genel Müdürü İbrahim Ethem Öcal: 2015’te ihracatta bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 0,3 düşüş yaşandı “2015 yılı ilk çeyreği Türk ekonomisinde, iç dinamiklerden daha çok dış dinamiklerin etkili olduğu bir dönem olmuştur. Amerika Merkez Bankası’nın faiz artırımına yönelik sinyalleri, Yunanistan’da yapılan seçim ile birlikte radikal sol partinin başa gelmesi ve Yunan ekonomisi ile Euro’nun geleceğine ilişkin belirsizliklerin artması euronun değer kaybına sebep olmuştur. Bu faktörlere ilave olarak petrol fiyatlarındaki düşüklüğün devam etmesi ve Rusya’nın, ABD ve AB yaptırımları karşısında güçsüz olduğunu hissettirmesi ekonominin gidişatına yön vermiş ve ülkeler arası ticarette daralmalara sebebiyet vermiştir. Ülkemiz için 2014 yılında ihracat büyümenin önemli faktörlerinden olurken, 2015 yılı için yukarıda belirtmiş olduğum sebeplerden dolayı pek bir varlık gösterememiştir. 2015 yılı için gelişim hızlarına baktığımızda ihracatta bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 0,3 düşüş yaşanırken, ithalatta ise yüzde 4,1 artış görülmüştür. Bu dalgalanmalar lojistik sektörünü etkilemiş olsa da ilk çeyrekte iyi işler çıkarttığımızı düşünmekteyim. Lojistik firmaları olarak bizler 2015 yılında sektör adına önemli yatırımlar yapıp, inovasyonlar ile firmamızı rekabet ortamında avantajlı kılmaya çalıştık, fakat bu yenilikleri ve gelişimi yaparken de dünya ülkeleri tarafından da yavaşlatılmak istendik. Devletimiz ve başta UND olmak üzere diğer STK’lar ile bu sıkıntılara göğüs germeye çalıştık. Hepimiz biliyoruz ki ne zaman yavaşlatılmamıza dur diyebilecek çözümleri bulursak, o zaman çok güzel işler ile birlikte hizmet ihraç ederek ülkemizin büyümesine biz de yön vermiş olacağız. Vize sorunu, yabancı plakalı araçların ülkemizdeki payı, Türk plakalarına yapılan akıl almaz uygulamalar ve yaptırımlar, kapılardaki yoğunluklar ve bunlar gibi daha niceleri... Bu belirtmiş olduğum sorunları sektörümüzü baltalayan sebepler olarak sıralayabiliriz. Ülkemizde bile bir adım geriden başlıyoruz Ülke olarak da yaptırımlar ve uygulamalar konusunda eksikliklerimiz bulunmaktadır. Ülkemiz sınırlarında yabancı plakaların ödemediği otoban-köprü ücretleri, cezalar, usulsüz yaptıkları iç taşımalar vs. hem sektörümüze hem de ülkemize büyük kayıplar yaşatmaktadır. Ülkemizde bile bir adım geriden başlıyorsak, oturup bence düşünmemiz gerekmektedir. Çözüm aslında açık ve nettir; önce kendi ülkemizin uygulama eksikliklerini gidermek, sonra da yaşadıklarımızın çözümünü arayıp ve ülkemizde de aynı uygulamaları başlatmaktır. Kazançlarımız her bir önceki dönemi aratırken, bir de böyle uygulama eksikliğinden dolayı rekabet gücümüzün zayıflaması sektör olarak bizleri üzmektedir. Sektörümüzü etkileyen durumlardan biri de ülkemizdeki seçimler olmuştur. Seçim dönemleri ülkemiz adına kar oranlarının düşmesini ve genel olarak işlerin duraksamasını beraberinde getirmektedir. Hala süregelen siyasi belirsizlik ile birlikte Avrupa ve yılbaşı tatillerinin başlayacak olması 2015 yılı için bizleri ümitsizliğe götürmektedir. Sektör ve ülke bireyleri olarak biran önce kurulacak hükümet ile istikrar sağlanmasını ümit etmekteyiz. Bizler hedeflerimize ulaşmak adına yılmadan usanmadan çok çalışmalıyız. M. Kemal Atatürk’ün dediği gibi; Zafer, “Zafer benimdir”; Başarı ise, “Başaracağım” diye başlayarak sonunda “Başardım” diyebilmektir. Biz de her yılın bir önceki yıla göre bir adım önde olmasını yeğleyip, sektör olarak zafer ve başarının çalıştıkça bizim olacağından hiçbir endişemiz yoktur ve olmayacaktır.”

Açıkgöz Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Açıkgöz: Yapılması gerekenler ‘seçim sonrası’na ertelendi “Firmamız adına 2015 yılının ilk yarısı maalesef kötü geçti. Bu durumun nedenlerine baktığımızda, bu nedenleri birkaç başlık altında toplayabiliriz. Öncelikle, zaten global bir kriz beklentisi ve durağanlık piyasada kırılganlık oluşturdu ki hala bu durum geçerliliğini sürdürüyor. Bunun yanı sıra ülke gündemine hakim olan genel seçim havasını eklediğimizde, yapılması gerekenler, aksiyonlar büyük çapta ‘Seçim Sonrası’ na atılarak ertelendi. Tabi diğer bir yandan komşu ülkelerde yaşanan sıkıntılar ve ‘sıfır sorun’ politikasıyla çıktığımız yolda ‘sorun politikası’ na dönmesinin de katkısı büyük oldu. Genel gidişata başka bir açıdan yaklaşmak istersek, ilk yarı ihracat verilerindeki ortalama olarak yüzde 8’lik düşüş de durumu özetler niteliktedir. Her ne kadar seçimlerden sonra bu gidişatın değişeceği gibi bir beklentimiz oluştuysa da, ‘Seçim Sonrası’ na gelindiğinde, hükümetin halen kurulamamış olması ayrı bir belirsizlik ortamı yarattı. Yapılması planlanan yatırımlar askıda kaldı. Güvensizlik ortamı hakimken devletten daha doğrusu hükümetten kötü gidişata ‘dur’ diyecek nitelikte düzenleme, kanun ya da herhangi bir aksiyon alınmaması bir yana; Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, 2 -17 Aralık 2014 ile başlayan süreçte izlenen tutum ve beraberinde çıkarılan yönetmelik, uygulamalar özellikle bölgemizde yangına körükle gitme tabiriyle örtüşen bir kriz yönetimi sergiledi. Maalesef ki sektörü bu kötü şartlarda tek başına bırakmaktadır. Derneğimize özellikle bu gibi zor zamanlarda her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulmaktadır. Son dönemdeki çalışmalarında da bu bilinçli hareket ettiklerini gözlemliyorum. Her zaman sonuç alamasak da, gün be gün daha verimli olacağına inanıyorum.”

Omsan Lojistik Genel Müdürü Osman Küçükertan: Bakanlıklar arasında tam bir koordinasyon olmalı “2015 yılının ilk 6 ayında, Omsan olarak bizleri hem sevindiren hem de gururlandıran gelişmeler yaşadık. Şubat ayı itibarıyla 37 yılını geride bırakan Omsan, 1978 yılından bu yana müşteri odaklı hizmet anlayışı ile sürekli değer yaratarak küresel bir lojistik oyuncu olma vizyonuna sağlam adımlarla ilerlemektedir. Omsan, gerek Türkiye gerekse Avrupa’da üst üste aldığı ödüllerle tescillenen başarısını gün geçtikçe artırmaktadır. Haziran sonu itibarıyla Omsan’ın cirosu 300 Milyon TL’yi aşmış durumdadır. Omsan, iletişim ve medya alanındaki çalışmaları ile dünyanın en önemli pazarlama ve iletişim programlarından biri olan uluslararası MarCom Ödülleri’nde 2 kategoride birden ödüle layık görülmüştür. 2010 yılında hayata geçirdiği Arabam Tatilde projesi ile Omsan, Bütünleşik Pazarlama Kategorisi’nde Platin Ödül’e, kurumsal ilan çalışmaları ile de Kurumsal Reklamcılık Kategorisi’nde Altın Ödül’e layık görülmüştür. Türkiye’nin en büyük insan kaynakları sitesi Kariyer.Net tarafından her yıl düzenli olarak verilmekte olan İnsana Saygı Ödülleri kapsamında ise Omsan’a üçüncü kez “İnsana Saygı Ödülü verilmiştir. Dünyanın önde gelen marka değerlendirme şirketlerinden biri olan Brand Finance tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’nin En Değerli Markaları-2015” araştırması sonuçlarına göre Omsan, Türkiye’nin en değerli lojistik markası seçilerek, bir kez daha listeye lojistik sektöründen giren en değerli marka olmuştur. Önemli bir müşterimiz olan Air Liquide Türkiye, operasyonların başlangıcından bu yana Air Liquide araçları ile kazasız olarak yapılan ve önemli bir kilometre taşı olarak kabul edilen 1 Milyon kilometre sınırının aşılması nedeniyle almış olduğu HSE (Sağlık-Emniyet-Çevre) ödülündeki payı ve desteğinden ötürü iş ortağı olarak Omsan’a teşekkür belgesi vermiştir. Sürücülerimiz ile ilgili bir diğer güzel gelişme ise IRU tarafından bildirilmiştir. Araçları güvenli şekilde kullanmaları, çalışmış oldukları şirketlere ve meslek kurallarına bağlılık göstermek suretiyle lojistik sektörünün onurunu yüceltmeleri ve imajını güçlendirmeleri sebebiyle 14 Omsan sürücüsü IRU Onur Nişanı’na layık görülmüştür. 2015 yılının ilk 6 ayında Omsan, önemli bir firmayı portföyüne eklemiştir. Omsan, ısıtma ve kullanım suyu sistemlerinin üretim ve pazarlamasında dünyanın önde gelen firmalarından Ariston Thermo Group’un kombi, termosifon ve yedek parça ürünleri için depolama ve yurtiçi dağıtım hizmetleri vermeye başlamıştır. Omsan ayrıca Ariston Thermo Group’un depodan çıkacak ürünlerinin Türkiye genelinde yaklaşık 2 bin 300 bayi ve satış merkezine teslimatını ve aynı zamanda bayilerden depoya iade işlemlerini de gerçekleştirmeye başlamıştır. Gümrük Yönetmeliği ve Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği sisteminde yapılan değişikler sektördeki en önemli gündem maddelerinden biridir Türkiye’de lojistik sektörü Türkiye ekonomisinin üzerinde bir büyüme ivmesine sahip olsa da ülkemizde sektörün büyümesine engel birtakım etkenler bulunmaktadır. Karayolu taşımacılığı kapsamında Gümrük Yönetmeliği ve Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği sisteminde yapılan değişikler şu an için sektördeki en önemli gündem maddelerinden biridir. Bunun dışında altyapı eksikliklerinden kaynaklanan verimsizlikler, hukuki altyapı eksiklikleri, mevzuatların getirdiği bürokratik engeller, lojistik konusunda eğitimli işgücünün azlığı ve teknolojinin yeterince etkin kullanılamaması karşımıza çıkan diğer zorluklar arasında sayılabilir. Ayrıca, geçiş belgesi, kota ve vize sorunları ile yüksek otoyol vergilerinin varlığı lojistik hizmeti sunan şirketlerin işini zorlaştırmaktadır. Bu doğrultuda sektörün kamu kurum ve kuruluşlarından en büyük beklentisi sektöre yönelik kolaylaştırıcı mevzuat değişikliklerinin gerçekleştirilmesi ve sektörde faaliyet gösteren tüm firmaların mevzuata tam olarak uymalarının sağlanmasıdır. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında tam bir koordinasyon sağlanması ve buna bağlı olarak sektördeki uluslararası gelişmelerin göz önünde bulundurularak gerekli tedbirlerin alınması beklenmektedir. UND, lojistik sektöründe yaşanan sorunlara çözüm üreten sektörün en büyük sivil toplum örgütlerinden biridir. UND, Türkiye’nin büyümesine yönelik lojistiğin önemini kamuoyu ile oldukça etkili yöntemlerle paylaşmaktadır. Bugün, kamu adına görüş bildiren çoğu yetkili kişi, birçok beyanatında lojistiğin önemine vurgu yapmaktadır. Lojistiğin önemine yönelik bu bilincin oluşturulmasında UND’nin büyük katkısı olmuştur.”

Barsan Llobal Lojistik Yönetim Kurulu Kara Nakliye Direktörü Sedat Geyik: Mevcut sorunlar verimliliğimizi ve rekabet şartlarımızı olumsuz etkiliyor “Yılın ilk 6 ayını beklentilerimize uygun bir ekonomik artış, stratejik planlarımıza uygun bir büyüme ile tamamlamış bulunuyoruz. Daha önceki senelerde geliştirdiğimiz iş modelleri ve yatırımlarımızın karşılığını almaya başladığımızı görmek bizim açımızdan doğru kararlar verdiğimizin ispatı olmuştur. Yunanistan’daki ekonomik krizin, Euro Bölgesi’ni ne şekilde etkileyeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Uzun yıllardır mücadele ettiğimiz sorunların başında ‘Geçiş Belgeleri’ndeki kısıtlamalar, şoförlere uygulanan vizeler ve kapı geçişlerindeki sorunlar ve zorluklar akla geliyor. Tüm bu konular verimliliğimizi ve rekabet şartlarımızı olumsuz etkilemektedir. Seçimlerle ilgili şu an için genel bir tahminde bulunmak sanırım çok zor. Önlem almaktansa işimizi iyi yapmaya devam etmek daha doğru bir yaklaşım olur. Seçim sonrasi tek partili dönemin sona ermiş olması ve henüz hükümetin kurulamamış olması her ne kadar soru işaretlerine sebep olsa da, borsa ve ekonomik veriler bu durumu, şu ana kadar anormal bir risk olarak algılamadı. Koalisyon çalışmalarının sonucunu ve erken seçim ihtimallerini görerek sanırım, siyasetin sektörü nasıl etliyeceğini hep beraber göreceğiz. Ancak ekonommizin eskisi gibi kırılgan olmadığını da biliyoruz. Sorunlarımızın tamamı yıllardır süregelen önemli sorunlardır Sektörümüz adına şu anlık önemli bir sorun yok; sorunlarımızın nerdeyse tamamı yıllardan beri süregelen ve önemli sorunlar. Kısaca hatırlamak gerekirse de; haksız rekabet, şoför sorunu, vize-sınır geçişleri, orantısız cezalar, belge yetersizliği ilk akla gelenler. Bütün bunların çözümü dernek çatısı altında güçlü bir birliktelikte yatıyor. UND, bu ve benzeri konularda çok önemli çalışmalar ortaya çıkarıyor. Derneğimizin çalışmalarının bizzat içinde olan biri olarak sonuç almaya odaklı planlı ve programlı çalıştığımızı söyleyebilirim. Özellikle de Avrupa Birliği nezdinde ses getiren aksiyonlarla kısa vadede sektörümüze olumlu geri dönüşler aldığımız her nakliyecinin bildiği kazanımlardır. Yine İran taşımalarında da önemli mesafeler aldığımızı söyleyebilirim. Ayrıca kamu ile kurulan olumlu ilişkilerle sektörümüze hak ettiği değerin verildiğine inanıyorum. Tüm kriz senaryoları ve siyasi belirsizliklere rağmen, şirketimiz açısından bu seneye umutla baktığımızı söyleyebilirim. Yaklaşık 35 yıllık tecrübemizle her türlü krizle mücadele etmiş bir şirket olarak, gerekli önlemleri, yatırımları ve stratejik kararlarları gerçekleştirebildiğimizi söyleyebilirim. Sektörümüz gereği, yerel ve küresel tüm sorunlarla mücadele etmemiz ve bunlara bir çözüm bulmamız gerekmektedir. Tüm senaryoların ele alınması ve alternatifli çözüm planlarının geliştirilmesi açısından, sektörün köklü örgütü olan UND’ye gorevler düşmektedir ve bunun için gerekenin yapılacağından şüphemiz bulunmamaktadır.”