Lojistik sektöründe hava kargonun nasıl bir yeri var?

İletişim ve teknolojinin son derece hızlı gelişmesiyle birlikte talep ve tüketim dünyada çok hızlı bir devinim içerisinde. Günümüzde ürünlerin raf ömrünün çok kısa olduğunu düşünürsek; ucuz maliyetle ürünün pazara sunulmasından çok, daha hızlı sunulabilmesi önemlidir.

Uçaklardaki teknolojik gelişme, kapasite artışı, dünyada neredeyse her coğrafyada iç noktalarda bile açılan havalimanları sayesinde her yere çok kısa sürede ulaşım, hava kargoyu lojistiğin bütünleyici - önemli bir parçası haline getirmiştir. 

Numuneler, değerli, bozulabilir, üretimde işleyişi engelleyen yedek parçalar hava kargo ile çok kısa sürede taşınabilmektedir. Böylece ürünlerin kısa sürede ulaştırılması taşıma zinciri içerisinde kargonun uzun süre zincirin içinde kalmasını engelleyerek zarar ve kayıpların önemli ölçüde azalmasına olanak tanımaktadır.

Bunların dışında yeni pazarlarda iş birlikteliklerin kurulması başlangıcında numunelerin taşınması, hızlı bir şekilde pazara sunulması, ön değerlendirilmelerin yapılmasında hava kargo önemli bir yere sahip. Diğer taşıma modlarının kullanılmasında olası aksamalarda hava kargo her zaman müşterilerin sigortası konumunda. Üretimde yaşanabilecek bir gecikmede denizyolu ya da karayolu ile sevkiyat süresinin anlaşılan teslim tarihini riske atması halinde maliyeti yüksek olmasına karşın hava kargo firmaların tek alternatifi.

Bugün dünyanın içinde bulunduğu kriz içerisinde hava kargo taşımalarına baktığımızda önem daha da artmıştır. Çünkü siparişler küçülmüş ve hava kargo ile nakit akış hızı artmıştır. Depolama ihtiyacı duymadan firmalar talep miktarı kadar sevkiyat gerçekleştirebilmekte ve teslimin erken gerçekleşmesinden mal bedellerini daha erken sürede tahsil edebilmekteler. Her ne kadar önem artmıştır desek de orantısal olarak baktığımızda 2008 yılındaki krizden sonra toparlanmaya başlayan hava kargo, 2014 yılı sonbaharından itibaren global krizin etkisiyle yine gerileme dönemine girmiştir.

Yaşadığımız bu dönemde artık lojistik içerisinde hava kargo olmazsa olmazlardan bir taşıma modelidir.

Hangi kargolar daha çok havayolu ile taşınıyor? Dünyadaki yük trafiğine bakıldığında nasıl bir tablo ortaya çıkıyor?

Burada üründen ziyade kıymet ve zamanın daha önemli olduğunu düşünüyorum. Yükte hafif pahada ağır deyiminde olduğu üzere kıymetli taşlar, mücevherat genellikle hava kargonun tercih edildiği ürünlerden. Tıbbi ürünler, ileri teknoloji ürünler (tablet, telefon, vb), moda, bozulabilir (perishable) ürünler doğası gereği zamanın hassas olduğu kargolar olduklarından hava kargonun tercih edildiği ürün grupları olarak öne çıkmaktadır.

Genel gruplandırma yapacak olursak;

-Teknolojik ürünler -Moda -Bozulabilir kargolar, dondurulmuş gıdalar -Numuneler -Ara üretim malzemeleri -Nihai kullanıcı ürünleri hava kargonun daha sık tercih edildiği ürün gruplarıdır.

Ayrıca kıtalararası ve iç noktalarda da ulaşılabilirlikten dolayı hava kargo tercih edilmektedir. Diğer bir tercih de siparişin yetiştirilmesinde zamanın önemli olduğu tüm ürün gruplarında hava kargo kullanılmaktadır.

Ticaret hacminin büyüklüğüne paralel olarak Dünyada hava kargo taşımalarının önemli bir kısmı Asya-Amerika, Asya - Avrupa, ve Avrupa-Amerika arasında gerçekleşiyor. Diğer yandan  Afrika ve Türkiye’nin de bu anlamda gelişme gösteren bölgeler arasında olduğunu söyleyebiliriz.

Mars’ın hava kargoya özel rakiplerinden ayıran hizmetleri var mıdır?

Bizim başarımızın arkasında çok uzun yıllardır bizlerle birlikte olan çalışma arkadaşlarımız var. Uzun yıllara dayanan tecrübeleri ile bu arkadaşlarımız süreci son derece başarılı olarak yürütüyorlar. Müşterilerimizi dinleyerek tüm alternatifleri sadece maliyet üzerinde odaklanmadan müşterilerimizle birlikte değerlendirip yönlendirmeler yapıyoruz. Bu sebeple taşıma sürecinde ciddi sıkıntılar yaşamıyoruz.

Bizim tercih edilmemizdeki en önemli sebeplerden birinin taşıma sürecinin öncesinde ve sonrasında verdiğimiz hizmetler olduğunu biliyoruz. Türk müşterisinin karşılıklı iletişime önem vermesinden dolayı tüm bilgi akışlarımızda her aşamada müşterilerimiz talepte bulunmadan mutlaka bilgilendirme yapıyoruz. Kurucu üyesi olduğumuz WIN network ile 74 ülkeye sorunsuz erişebiliyoruz. Üye acentelerin seçiminde lokal fakat ülkelerinin en iyi hizmet sunan butik acenteler tercih edildiğinden hızlı, ekonomik ve özel servisler sunabiliyoruz. Ayrıca bağımsız acentelerle uzun yıllardır süren işbirlikteliklerimizle bugün tüm kıtalarda her ülkede hizmet verebilecek konumdayız. Hitachi ile 2013 yılında gerçekleşen ortaklığımızla çok daha güçlü bir erişebilirliğe ulaştık.

Müşteri Geliştirme bölümümüzle her verdiğimiz hizmeti müşterilerimizle beraber değerlendiriyoruz ve bize yapılan eleştirileri asla olumsuz olarak görmeyip, süreçlerimizi yeniden gözden geçirip, gerekli noktalarda iyileştirmeler yapıyoruz. Ve gerçekleştirdiğimiz her yeniliğimizi de müşterilerimizle paylaşıyoruz. Müşterilerimizi kar merkezi olarak değil uzun vadeli bir birliktelik olarak karşılıklı kazan kazan felsefesiyle görüyoruz.

Sistemsel olarak Türkiye’de e-awb yi uygulayan ilk firma olarak işlerimizi kağıtsız ve elektronik ortama aktararak daha hızlı hizmet vermeye başladık. Şu anda çalışmalarına devam ettiğimiz e-freight uygulaması ile de havayolu – yurtdışı partnerlerimizle veriyi elektronik ortamda paylaşarak çok daha hızlı ve kesintisiz hizmet sunmaya başlayacağız.

Hava’nın toplam lojistik cirosundaki payı nedir?

Bu konuda çok net veriler olmamasına karşın Türkiye lojistik pazarının büyüklüğü 150 milyar olarak tahmin ediliyor ve potansiyelin ise bunun 2 katından daha fazla olduğu biliniyor.

TUIK 2014 verilerine baktığımızda ihracatımızın yüzde 55’i denizyolu, yüzde 35’i karayolu, yüzde 9’u havayolu ile; ithalatımızın ise yüzde 58’i denizyolu, yüzde15’i karayolu ve yüzde 10’u havayolu ile gerçekleştiğini görüyoruz.

Türkiye hava kargo pazarında hangi noktada, neler yapılabilir?

Türkiye bu konuda son yıllara kadar bölgedeki stratejik konum üstünlüğünü maalesef iyi değerlendiremedi. Ancak yeni yasal düzenlemeler sonrasında kurulan özel havayolları, açılan havalimanları, THY içerisinde yeni yapılanmalarla birlikte son yıllarda Türkiye aradaki açığı kapadı. Ortadoğu menşeli havayollarının nakit sorunlarının olmaması ve bu ülkelerin havayollarına yaptıkları ciddi yatırımlar dikkate alındığında aslında THY ile birlikte Türkiye’nin çok yol aldığını söyleyebiliriz. Çok farklı coğrafyalara uçuşlar, kullanılan uçaklardaki kapasiteler, Ortadoğu’daki sorunlar, Avrupa’da uçuşlara getirilen yasaklar ve işletim maliyetleri Türkiye’nin bu anlamda yolunu açtı. Tabi tüm bu olumlu gelişmelerin yanında Türkiye’nin gümrük anlamında, kargo elleçlenmesi, kargo tesislerinin yetersizliği ve kargo güvenliği konusunda çözmesi gereken sorunlar hala devam etmekte.

Forwarderlerin bu alanda çözüm bekleyen sorunları nelerdir?

Türkiye’de maalesef gümrük sürecinde öngörülebilirlik ve basitlik anlamında yapılacak işler var. Tüm tarafların daha hızlı ve efektif hareket edebilmesi için güvenli kargo anlamında başlatılan mevzuat çalışmalarının biran önce tamamlanması önemli. Kargo elleçlenmesinde yaşanan sıkıntılardan dolayı zaman kayıpları, -her ne kadar THY’nin yeni açtığı Kargo Terminali sıkıntıları azaltmış olsa da- kargo tesislerinin yetersizliği, Sabiha Gökçen Havalimanında işlemlerin ağır olması, sektörün hızlı büyümesinden dolayı nitelikli iş gücü istihdamındaki sorunlar sektörün önde gelen sıkıntıları olarak sayılabilir.

Ülkelere göre yapılan Lojistik Performans Endeksinde Türkiye en düşük puanı (2014 yılı 30. Sırada) “Lojistik hizmetlerin kalitesi ve rekabetçiliği” kriterinde aldı. Bunun iyileştirilebilmesi için; en azından hava kargo taşımalarında forwarderların kendi paletlerini hazırlayabilmeleri ya da limanlarda kendi araçlarıyla hizmet sunabilmelerine imkan sağlanması önemlidir.