Rolls-Royce, veri merkezleri için dünyanın en büyük üç acil durum jeneratör tedarikçisi arasında yer alıyor. Hem Rolls-Royce hem de Cellcentric, yakıt hücresi konusundaki iyileştirme çalışmalarını yürütmede rol oynarken, ticari yakıt hücresi uygulamalarının geniş bir kitleye yönelik piyasaya sunulması için teknolojik hazırlıklarını tamamlıyor. 

Her bir yakıt hücresi 150 kW’lık modül halinde uygulanacak ve tek bir tanesi yaklaşık on eve güç sağlamak için yeterli bir net güç çıkışı sağlayacak. Birbirleri ile paralel çalışabilen modüller bu sayede büyük veri merkezleri için temiz yedek güç sağlayabilen megawatt aralığında çıkışlara sahip ölçeklenebilir yakıt hücresi tesislerine bağlanabilecek. Rolls-Royce bu yılın başında bir yakıt hücresini demo merkezinde devreye aldı. 2022'de ise bir başka modülü daha devreye almayı planlıyor. İlk pilot tesisler 2023'te kurulacak ve Rolls-Royce, 2025'te standart üretim yakıt hücresi sistemlerini piyasaya sunacak. Yakıt hücresi modülü Glasgow, İskoçya'daki COP26'daki Rolls-Royce standında sergilendi. 

Telekomünikasyon ve internet trafiğini yöneten büyük veri merkezlerinin işletmecilerini kilit müşteri grubu olarak kabul eden Rolls-Royce, bu merkezlerin fosil yakıtlardan üretilen elektrik kullanımını bırakmalarını mümkün kılarak, CO2 emisyonlarını önemli ölçüde azaltmalarını sağlama konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Rolls-Royce Power Systems CEO’su Andreas Schell konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Yakıt hücrelerine dayalı elektrik jeneratörleri, hem bizim hem de müşterilerimiz için enerji geçişinde bir sonraki adımı temsil ediyor. Bu nedenle, önümüzdeki birkaç yıl içinde Ar-Ge çalışmalarımıza 100 milyon Euro’nun üzerinde bir yatırım yapmayı planlıyoruz. Bu sayede emisyonsuz ve iklim dostu olma tahattümüzü yerine getirerek, hükümetleri ve politikacıları da bu konuya  destek vermeye teşvik edeceğimizi umuyoruz.  Yakıt hücrelerinin çalışması için gerekli olan hidrojenin yenilenebilir kaynaklara dayalı halde üretilmesi durumunda komple sistem emisyonsuz ve iklime etkisiz hale geliyor. Dolayısıyla yeşil hidrojen üretimi konusu da çalışmalarımız arasında yerini alıyor. 

Rolls-Royce Power Systems Sürdürülebilir Enerji Sistemleri Başkanı Perry Kuiper ise, “Veri merkezleri için dünyanın en büyük üç acil durum jeneratör tedarikçisinden biriyiz. Enerji temini ihtiyaçlarına sürdürülebilir çözümler arayan müşterilerimizin uzun süredir bize duydukları güvenden mutluluk duyuyoruz. Gelecekte veri merkezlerinin yarısından fazlasını, yakıt hücrelerinden elde edilen acil durum enerjisiyle beslemeyi hedefliyoruz.” diyerek konuyla ilgili fikirlerini aktardı. 

Hidrojen teknolojisini kullanan ve CO2 içermeyen çözümlerin geliştirme çalışmaları, Rolls-Royce Power Systems'ın yeni 'Power Lab' bölümünde yürütülüyor.

Cellcentric CEO’su Dr. Matthias Jurytko ise görüşlerini şöyle dile getirdi: “Hidrojen bazlı yakıt hücresi, karbon sıfır hedefine ulaşmak için önemli rol oynayan bir yapı taşı. Cellcentric olarak teknolojide bir atılım gerçekleştirilmesine yardımcı olmak için ölçek ekonomisine değer veren  Rolls-Royce gibi önemli bir iş ortağına sahibiz. İş birliğimiz politikacılara ve sektöre açık bir mesaj niteliği taşıyor. Her iki şirket de yakıt hücrelerinin faydalarına inanıyor ve bunları ticarileştirmek için çok çalışıyor. Altyapı sorunu ve hidrojenin üretimi, depolanması ve taşınması için gereken koşullarının devreye sokulması gerektiğine inanıyoruz.”

Cellcentric ile ortaklık Rolls-Royce'a, uzun yıllara dayanan deneyime sahip lider bir tedarikçi tarafından üretilen yakıt hücresi modüllerini kullanma fırsatı sunuyor. Büyük hacimli yakıt hücrelerinin hızlı bir şekilde konumlandırılması, Cellcentric'in seri üretimi hızlandırmasına olanak tanırken, araçlarda  kullanımı için çalışmalar devam ediyor. Daimler Truck AG ve Volvo'nun ağır hizmet araçlarına montajı ise yılın ikinci yarısında planlanıyor.