Seyit Usta Treyler Genel Müdür Yardımcısı Alp Arslan; yeni fabrikanın, üretim, stok, servis ve teslimat alanı gibi birçok ihtiyacı karşılayabildiğini aktarıyor. “Makine yatırımını artırabildik. Daha hızlı ve kaliteli üretim için ekipman yatırımı yapmaya imkan bulup daha sakin ve nezih bir üretime sahip olduk.” diyen Arslan, şu anda 5 bin 320 metrekaresi kapalı alan olmak üzere toplamda 20 bin metrekare alana sahip oldukları bilgisini paylaşıyor. 2021 yılına iyi bir başlangıç yaptıklarını anlatan Arslan, “Ocak ayında her gün bir araç yapmaya başlamıştık. Şubat ayı da böyle geçiyor, talebe yeni fabrikamızda daha hızlı yanıt verebiliyoruz. ” diyor.

ÜRETIMİN YÜZDE 85’I IHRACATA

Geçtiğimiz yıl 200 adet üretim yaptıklarını ve bunun 169 adedinin ihracat olduğunun altını çizen Arslan, geçmiş yıla göre yüzde 30 oranında büyüdüklerini kaydetti. İhracat pazarlarında önemli mesafe kaydettiklerini anlatan Arslan, sadece İsrail ve Kore’ye olan ihracatlarını Batı Afrika, Rusya, Avrupa ve Uzak Doğu’ya yaydıklarını aktarıyor. “Amacımız farklı coğrafyalar ile çalışarak büyük iniş çıkışların önüne geçmek” diyen Arslan, bu sayede tıkanan pazarlardaki çözümü başka pazarlarda bulabileceklerini söylüyor.

BAYİ AĞIMIZI GENİŞLETİYORUZ

“Kendi dinamiklerimizi değerlendirirsek, ihracat pazarlarında bayi ile çalışmayı seviyoruz. Son kullanıcı yerine, bölgenin bayileriyle ilerliyoruz. Bayililerle ilişkimizi arttırmayı ve yeni bayi kazanmaya yönelik çalışmalara hız vermiştik. İtalya, Norveç, Batı Afrika’da bir bayimiz var. Batı Afrika’daki bayimiz; Senegal’den Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne kadar olan kıyı şeridi ülkelerine bakıyor. Pandemi döneminde Danimarka’yı da satış ağımıza kattık. Mevcutta bulunan bayilerimiz ile de ilerleyen ilişkiler ile iş geliştirmeye devam ettik. Yani eskiden bir model üzerinde giderken 2, 3, ve daha fazla modellerle iş birliğimize devam ediyoruz” diyen Alp, bayilerle birbirlerini geliştiren, beraber büyümelerini sağlayan bir sürece girdiklerini vurguluyor.

EKVADOR’A BAŞARILI İHRACAT

Ekvator’a 39 adetlik liman ekipmanı ihracatını başarıyla gerçekleştirdiklerini belirten Arslan, üretim süreçlerinde ve lojistik süreçlerinde pek çok zorluğa rağmen siparişi başarıyla tamamlayabildiklerini belirtiyor. Arslan, şunları dile getiriyor: “Eğer lojistiği çözemeseydik bu ihracatı yapamazdık. Türkiye hareketli Ro-Ro seferlerinin uğrak yeri değil. Belçika ve Almanya uğrak noktalar. Dolayısıyla bizden daha avantajlılar. Ama çok değerli iş ortaklarımız sayesinde sadece bizim yükümüzü taşıyan bir gemi kiraladık. Ürünler gabari dışı olduğu için bu yola başvurduk. Müşterimizin de bize inancı güvenmesi, çok önemliydi. Onlara da ayrıca teşekkür etmemiz gerekiyor.”

TERZI ÜRETİM İLE MÜŞTERI İLİŞKİLERİNİZİ ARTTIRABILIRSINIZ

Seri ile terzi usulü imalatın kendisine göre avantaj ve dezavantajı bulunduğunu aktaran Arslan, “Seri üretim için satıştan sevkiyata kadar bütün yapının seri üretime uygun olması gerekiyor. Seri üretim yapmak için makine yatırımları ile beraber satış kanallarını da geliştirmek şart. Bunları başardığınızda tanınmış bir marka olabilirsiniz” diyor. Müşteriye özel üretim yapabilmek için müşterinin sorununu ya da projesini iyi anlayıp ihtiyacını çözebilmeniz gerektiğini, başarılı olduğunuzda güvenilir bir marka olabileceğinizi ve müşteri ilişkilerinizi artırabileceğinizi aktaran Arslan kendileri için müşteri memnuniyetinin çok önemli olduğuna değiniyor. Portekiz’e ihraç ettikleri ürünü Türkiye’de sadece Seyit Usta’nın ürettiğini vurgulayan Arslan, bu ürünü müşteriyle birlikte geliştirildiklerinin altını çiziyor.

AB, KONTROLLERI ARTTIRACAK

Avrupa’nın güvenlik önemlerini arttırdığını, standartlaştırmanın, yeni kontrollerin artacağını öngördüklerini aktaran Arslan, COP ve üretim kontrollerinin artacağını Seyit Usta’nın buna hazır olduğunu belirtiyor.

Avrupa treyler pazarında Türk malının düşük fiyatlı ürün algısı oluşturduğunu ve bunun değişmesi gerektiğini aktaran Arslan, “Ürünü sadece fiyat ile kıyaslanmanın doğru olmadığını ve kalite konusunda da rekabet edilmesi gerektiğini vurguluyor. “İhracat pazarında uzun dönem ilişki kurabileceğimiz firmalar arıyoruz. Firmanın kendi ülkesinde bizim faaliyetleri yapabilecek güçte mi ona bakıyoruz. Servis ve satış anlamında, müşteri ilişkileri bakımından aynı yönde miyiz ona bakıyoruz. Kendimizi müşterimize karşı sorumlu hissediyoruz. Müşterilerimize karşı görevimiz istenilen özellikteki aracı söz verdiğimiz tarihte, güvenli bir şekilde müşteriye ulaştırabilmek. Bu görev doğrultusunda; satış, tasarım, satın alma, üretim, sevkiyat bir arada çalışıyoruz. Bu görev bilinciyle çaba sarf ediyoruz.” diyen Arslan, gelecek planlarında kendilerine ciro hedefi yerine yüksek müşteri memnuniyetini olduğunu söylüyor.

TEKNOLOJİ SAYESINDE, MESAFELERI ORTADAN KALDIRDIK

Pandemi öncesinde müşterilerini sıklıkla ülkemize davet edip, ürünleri ve fabrikayı ziyaret edip ilişkilerini geliştirdiklerini ancak bu sürecin şimdilerde mesafeli şekilde yapıldığını anlatan Arslan, “Bayilerimizle sıklıkla internet üzerinden toplantı yapıp, yeni projelerde müşterilerimize ürünlerin 3 boyutlu tasarımı ve tüm teknik özelliklerini tarayıcıdan paylaşıyoruz. En ince detayına kadar müşterimiz aracın 3 boyutlu görüntüsünü görüp inceliyor. Revizyon taleplerini imalata girmeden alıyoruz. Biz ürünlerimizi yaparken bir tane de olsa 10 tane de olsa her müşterimize bu prosedürü uyguluyoruz. Önemli olan ürünün imalata girdiği zaman sürecin sağlıklı ve zamanında ilerlemesi. Bu pandemi süresince önemli bir dijitalleşmeyi sağladık” şeklinde konuşuyor.