Türkiye’nin son 10 yıl içerisinde Avrupa’da en fazla büyüme kaydeden pazar konumunda olduğunu belirten Akbaş, BPW olarak yüzde 45 oranında pazar payına sahip olduklarını kaydetti. “Bu çok önemli bir başarı, mesela otobanda seyrederken yanından geçtiğiniz her iki treylerden bir tanesi BPW Grubu ürünleri ile donatılmış, biz bununla gurur duyuyoruz ve müşterilerimizin gösterdiği bu güven ve işbirlikteliğine layık olmak için var gücümüzle çalışıyoruz.” diyen Akbaş, “En önemli hedefimiz aslında çok basit müşteri beklentilerini anlayıp uygun çözümler sunabilmek.  Müşterilerimizi ve pazarımızı çok önemsiyoruz” dedi. Hüseyin Akbaş, BPW Grubu’nun Türkiye’ye verdiği önemin en önemli göstergesi olarak Türkiye’de yapılan yatırımlarını örnek gösterdi.

Treyler üreticilerinin kendi dingil markalarına sahip olmasını değerlendiren Hüseyin Akbaş, bu konuda şunları söyledi: “Bu bahsettiğiniz yani ana sanayilerin parça veya sistem üretimi işine girmeleri sadece treyler sektöründe olan, treyler sektörüne has bir konu değil, baktığınızda birçok ticari araç üreticisi belli analizler yapıp parçalarını kendi üretme kararı alabiliyor veya bunun tam tersi durumlar olabiliyor. Kamyon, çekici, otobüs ve hatta binek araç üreten birçok ana sanayi kendi markası ile ürettiği sistemleri parçaları yan sanayicilere devrediyor ve hatta daha da ötesi birçok pazarda rekabet ettiği rakip firmalara işbirliği yaparak kendi parçalarının tedarik edilmesi pazarlaması için çalışıyor. Tüm dünyada rekabet farklı bir boyut kazandı, bu işte en önemli konu belli ölçek ekonomisinde üretim yapabilmek ve beklentileri karşılayacak servis dahil tüm hizmetleri verebilmek. Schmitz ve Krone hiç şüphesiz global treyler sektörünün en yüksek adetli üretim yapan kuruluşları. Aslında Krone ve Schmitz firmaları ile gerek Türkiye gerekse Avrupa’da iş birliği yapıyoruz, aks üretimi konusuna yatırım yapıyor olmaları bizim ile işbirliği yapmalarına ve bizim büyümemize engel teşkil etmiyor.”

Treyler tipine bağlı olmakla birlikte yürüyüş grubunun (aks ve süspansiyon) maliyet kalemlerinde ilk 3 sırada yer aldığını ifade eden Akbaş, nihai kullanıcı açısından bakıldığında ilk yatırım maliyetinin kuşkusuz önemli olduğunu ancak treylerin tüm hizmet süresi boyunca oluşan maliyetlerin daha da önemli olduğunu düşündüklerini vurguladı. BPW’nin başarısında ve bu günlere gelmesinde bu bütünsel bakışın çok önemli olduğunu söyleyen Akbaş, tüketicilerin aks tercihinde nelere dikkat ettiğini şöyle açıkladı: “Aslında sadece aks ve süspansiyon ile sınırlamamak gerekir belki de, diğer birçok sistemde aynı beklentiler geçerli. Üreticilerimiz nihai müşteriler, son kullanıcılarda yaratılacak değere ve beklentileri karşılamaya odaklanıyorlar. Burada iş birlikteliği, teslimat süreleri, teknik yeterlilik, maliyet ve kalite dengesi, servis hizmetleri, servis yaygınlığı, yedek parça bulunabilirliği gibi birçok konu birlikte değerlendiriliyor. Tüm bunların alım kararı esnasında dikkate alındığını düşünüyorum.”

Türkiye AB’nin üretim üssü olacak

Türkiye ve AB’de aks pazarında ne gibi değişimler yaşanacağını da dergimizle paylaşan Hüseyin Akbaş, treyler pazarın ekonomik gelişmelerin paralelinde seyir ettiğini dolayısıyla burada yaşanacak normalleşme ile sektörün ivme kazanacağını kaydetti. 2015 yılının daha iyi geçeceğine dair öngürülerini paylaşan Akbaş, “Daha uzun vadeli bakışla önümüzdeki dönemde treyler sektöründe Türkiye’nin AB’ye göre daha fazla büyüme potansiyeli barındırdığını düşünüyoruz. Türkiye önümüzdeki 10 yılda coğrafi konumun avantajını da kullanarak diğer komşu ülkelere hatta komşu olmayan uzak ülkelere dahi ciddi ihracat yapan ve bununla beraber Avrupa’nın treyler üretim üssü haline geleceğini düşünüyoruz.” dedi.