200 sayıyı ve 22 yılı geride bırakırken, ne yaptığımızı düşündüm.  Kısa bir hesap yaptım. Sektörde çok şey değişti, kimler geldi kimler geçti. Bazı şeyler de hiç değişmedi. Dergimizin logosu, yazı karakterleri, mizanpajı değişti ancak prensiplerimiz hep aynı kaldı.
Sektörün geleceğine inandık ve sektörün içinde yer alan herkese daima saygı duyduk. Medyanın, iletişimin önemini anlayanlarla daha hızlı yol aldık. Diğerlerinin de bir gün anlayacağı ümidini besledik. Bu niyetimizin iyi anlaşıldığı kanaatindeyim.
Sektöre inanmak ve sektörün önünü açabilecek gelişmeleri yazabilmek hep daha önemli oldu. Bilginin birinci kaynağı biz değildik. Biz sadece bir kanal görevi yaparak; bilgiyi araştırıp, alıp, derleyip, sunduk. Bunun için sektörün kanaat önderlerini her zaman daha bir can kulağı ile dinledik. Gözümüzün biri hep dışarıda idi. Dışarıda olanların bir gün bizim de kapımızı çalacağını biliyorduk. 
Basılı yayıncılığın ne kadar süreceğini çok kestiremiyoruz. 5 ay da 5 yıl da devam edebilir.  Açıkçası bunun üzerinde çok durmuyoruz. Zira bunun olabileceğini yıllar öncesinden görüp, dijital hayata 2009 yılında giriş yaptık. Geriye dönüp bakıyorum sadece bir haberimiz 850 bin adet tıklanmış. Dijital yayıncılığın nimeti. Bu nimeti nasıl geri tepebilirsiniz ki… Dergide bir haberi 800 bin kişiye okutmak için çok ama çok paranız olmalı. Ama şu an elinizdeki dergi de 800 dakikada okuyacağınız gündemi 30 dakikada okumanızı sağlıyor.
Bir yerde ne yaptığınızdan çok nasıl yaptığınız daha önemli oluyor. 10 yıl önce yaptığımız haberlerin halen okunduğunu görmek keyif veriyor. Bizim için önemli olan bugüne kadar yaptıklarımızın halen okunuyor olması. Bundan sonra kaç sayı çıkaracağımız inanın önemli değil. Bu sayıda hangi haberi koyacağımız daha önemli. Bizi biz yapan dürtü de bu oldu. Sektördeki ilk kadın lojistik olgusunu, yeni nesil lojistikçileri,  yeşil lojistiği, insan kaynağını, yurtdışı yatırımları, tekstil lojistiğini, blokchain’i, alternatif pazarları, savunma, ilaç, futbolun lojistiğini, lojistik eğitimini, dijitalleşmeyi ve daha nice konuları gündeme getiren yayındık.
UND’nin Sesi Dergisi’nde işe başladığımda 200. sayıyı hayal etmiştim… Kısmet Transmedya’nın 200. sayısına UND’nin de 400’üncü sayısına denk geldim.  Zaman akıp gidiyor ve ben geriye dönüp baktığımda yaptıklarımdan mutlu oluyorum. Bize bu mutluluğu yaşattığınız için herkese teşekkür ediyorum.
Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle...

-