Anayasa'mız diyor ki:

"Madde 48 - Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir. Devlet, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır."

Güzel bir hüküm. Özünde itiraz edilecek hiç bir yönü bulunmuyor.

Müteşebbis, bu anayasal hakkına istinaden uluslararası taşıma sektöründe faaliyet göstermek istediğinde, TTK ve ilgili yönetmelikler çerçevesinde kuruluşunu yapıyor. Gereken ofis ve istihdamı tesis ederek faaliyetlerine başlıyor. Bu kuruluş, denizyolu, havayolu ya da demiryolu taşıma işinde faaliyet gösterecekse, devletimiz başkaca bir yeterlilik şartı aramıyor. Buraya bir mim koyarak devam edelim...

Fakat kuruluşeğerkarayolu ile taşıma işinde faaliyet gösterecekse, devletimiz gayet kapsamlı yeterlilik şartları aramaya başlıyor. Ayrıntıya girmeden sayacak olursak bunlarmali(sermaye + araç + tesis) ve mesleki (muhtelif düzeyde lisanslı yönetici kadrosu) yeterlilik şartları olarak Karayolu Taşıma Yönetmeliği'nde kapsamlı şekilde anlatılıyor. Mesnedi de tabii ki Karayolu Taşıma Kanunu. Şöyle ki:

"Madde 5 - Taşımacılık, acentelik ve taşıma işleri komisyonculuğu ile nakliyat ambarı ve kargo  işletmeciliği yapılabilmesi için Bakanlıktan yetki belgesi alınması zorunludur. (...)"

Olayı basite indirgeyerek şöyle bir durum tespiti yapalım : Örneğin; Hindistan'daki A noktasından yurdumuzdaki B (hava)limanına 1.000.000 USD değerindeki ticari malın 10.000 USD navlun bedeli karşılığında hava/denizyolu ile taşıma işini yaptırmak için bu işe soyunan bir kuruluşun herhangi bir yetki belgesine (yani yeterliliğe) sahip olması gerekmiyor. Fakat Almanya'daki A noktasından yurdumuzdaki B noktasına 1.000 USD değerindeki ticarimalı150 USD navlun bedeli karşılığında karayolu ile taşıma işini yaptırmak için aynı kuruluşun C2, R2 ya da L2 yetki belgesine, daha da net ifade edecek olursak, eski parayla trilyonluk yeterliliklere sahip olması gerekiyor. Sadede gelelim; bu belgeleri (yeterlilik tescillerini) devletimiz şöyle SATIYOR:

C2 - Uluslararası ve Yurtiçi Ticari Eşya Taşımacılığı. Ücreti: 67.727 TL

R2 - Uluslararası ve Yurtiçi Taşıma İşleri Organizatörlüğü. Ücreti 338.656 TL

L2 - Uluslararası ve Yurtiçi Lojistik İşletmeciliği. Ücreti: 338.656

Bu harçların mesnedi:

"Karayolu Taşıma Kanunu, Madde  33 - Verilecek  yetki belgeleri ve taşıt kartlarından ücret alınır. Ücreti  alınmadan yetki belgeleri ve taşıt kartları verilmez."

Ücretlerine bakıp, bu belgeleri altın suyuna batırılmış parşömenler sanmayalım. Süreleri bittiğinde masamızın altındaki çöp sepetine gidecek basit kağıt parçalarından başka bir şey değiller. Kıymetleri kendilerinden menkul demek ki...

De facto (gerçek hayat): Satıcıdan alıcıya kadar kara taşımasının dahil olmadığı hiç bir taşıma yoktur, olamaz (istisnalar kaideyi bozmaz)!

Devletimiz bunu çok iyi kavramış ve nakliye denen iş kolunun altın yumurtlayan tavuğunu farketmiş olmalı: Sınırlarıma kadar ya da sınırlarımdan sonra ne yaparsan yap. Sınırlarım içerisinde harcını vereceksin. Ne olduğun, nasıl olduğun umurumda değil. En azından şu kadarını vereceksin :

K1 - Yurtiçi Ticari Eşya Taşımacılığı. Ücreti: 16.929 TL

(Bunu makalemizin başlarında mim koyduğumuz yere dönerek bir kez daha okuyalım ki, zihnimiz açılsın).

Kapılarında yana yakıla hak aradığımız ülkelerde, birliklerde yok böyle bir şey! Mensuplarına anlattığımız zaman hayretler içerisinde kalıyorlar. Bunun delili de Dünya Bankası’nın 08.04.2014 tarihinde açıklanan ve TOBB tarafından kamuoyu ile paylaşılan AB-TR Gümrük Birliği Değerlendirme Raporu’dur (bilhassa Madde 103).

Uluslararası taşımacılık sektörü olarak devletimizin 2023 hedeflerini candan destekliyoruz. Bundan dolayıdır ki, o hedeflerle tezat teşkil eden bazı hususları dile getirmemiz, medeni ve mesleki sorumluluğumuzun gereğidir.

 Hilal Trans Genel Müdür Yardımcısı Onur Dal