Daha önce yaptığı basın açıklamasıyla (11 Mart 2020) adaylığını açıklayan Nuhoğlu, 2 Haziran’da yapılacak genel kurul için transmedya.com aracılığıyla adaylığını yineledi.

Nuhoğlu, söyleşi öncesinde yönetimde olmadığı 2007-2013 dönemini konuşmak istemediğini, özellikle 2009-2013 dönemini hatırlamak bile istemediğini belirterek, bu dönemle ilgili soru sormamamızı istedi.

Nuhoğlu, soru almadan önce önemli bir noktaya dikkat çekmek istediğini söyledi. Seçim sürecinin doğal bir süreç olduğunu herkesin aday olabileceğini vurguladı ve Tutkulu Muhalifler dediği kişileri 3 gruba ayırdı. Nuhoğlu bunları; kırgın olanlar, kartvizit meraklıları ve kişisel menfaat güdenler olarak sıraladı.

“Kırgın olan arkadaşlarımın birçoğuyla birlikte başladık, birlikte yol yürüdük. Zaman içinde ortaya kırgınlıklar çıkabiliyor, bu benim de üzüldüğüm bir durum. İkinci bir grup ise kartvizit ve heyecan meraklıları. Beni asıl rahatsız eden üçüncü gurup. Bunlar; ne kırgın ne de kartvizit meraklısı olanlar. Bunlar sadece kişisel menfaat içinde olanlar. Bu dernek bu insanlara izin vermez” ifadelerini kulandı.
“Birkaç yıl içinde çok farklı bir lojistik sektörüyle karşı karşıya kalacağız” diyen Başkan Nuhoğlu, pandemi sonrasında bütün ilişkilerin yeniden düzenleneceğini, iş modellerinin yeniden tasarlanacağını söyledi ve bunun yolunun da özel sektör, sivil toplum örgütleri ve kamu ile güçlü iş birliği kurmaktan geçtiğini kaydetti.

Başkan Nuhoğlu’nun söyleşi öncesi vurgulamak istediği konuları not ettikten sonra akıllardaki soruları sektör adına kendisine ilettik.

İşte UND Başkanı Çetin Nuhoğlu’na yönelttiğimiz sorular ve aldığımız cevaplar:

  • Sayın Başkan, daha önce Mart 2020 tarihinde adaylığınızı açıklamıştınız ancak pandemi nedeniyle seçimler ertelenmişti. “Birlikte Güçlüyüz” grubu 5 Mayıs’ta bir açıklama yaparak, yönetime adayız yönünde ilk ve tek açıklamayı kendilerinin yaptıklarını ifade ettiler ve bundan sonra aday olacaklara da başarı dilediler. Daha önce adayım demiştiniz, ancak bir kez daha bu soruyu 2 Haziran’daki genel kurul için sormak istiyoruz. Aday mısınız?

ADAY OLDUĞUMU DUYMAYAN KALMADI!

Bu konu son günlerde bana da soruluyor. Ülkemizde yaşanan zorlu şartlar gerekçesiyle benim aday olmam konusunda ısrar eden UND ilgili kurullarında üye olan arkadaşların talebi ile aday oldum ve “Ben aday olduğumu 11 Mart günü yaptığım basın açıklaması ile duyurdum.”

Bu haber ulusal basında yer bulduğu gibi sizin de dahil olduğunuz bütün sektör medyası bunu haber yaptı ve duymayan da kalmadı. İlk ve tek aday biziz açıklaması yapan kişilerin niyetinin ne olduğunu sektör takdir edecektir.

  • 2001 yılında 21 yıllık başkanlığa son verdiğiniz ancak 2001’den 2021’e kadar sizin de 20’nci yıla ulaştığınız dile getiriliyor. Bu yöndeki söylemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

20 YIL BAŞKANLIK YAPTI DİYEREK KASITLI BİR YANILTMA YAPIYORLAR

söyleyenlere şaşırmamak elde değil.. 2001 yılında yönetime geldikten sonra ilk iki yılda Türkiye’nin en katılımcı yönetimini oluşturarak derneğimizi yapılandırdık. 2003 yılındaki ilk genel kurulda başkanlığı 2 dönemle sınırlayan tüzük değişikliğini yaptık. Dernek yönetiminde 4 yıl yani 2 dönem görev yaptım. Akabinde 2007 yılındaki genel kurul sonrasında yapılan ilk yönetim kurulu toplantısında başkanlık görevine benim devam etmem konusunda ısrarlar oldu. Ben, arkadaşlarımızın bu kararıma tepki göstermesine rağmen bir önceki dönem Genel Sekreterlik görevi yürüten üyemize devrettim. 2007-2011 yılları arasında başkanlığı o yürüttü. Sonra yapılan seçimde bir başka aday başkan seçildi ve o da 2011-2013 yılları arasında bir dönem bu görevi yürüttü. 2011-2013 döneminde sektör genelinin menfaatine olmayan bazı işler olması sebebiyle durumu sektöre anlattık ve üyelerin takdiri ile yeniden yönetime seçildik. Yani 20 yıl başkanlık yaptı diyenler kasıtlı bir yanlış içindedir diye düşünüyorum. Başkanlık koltuğunda oturdukları yılları da benim başkanlığım olarak görüyorlarsa kendilerine haksızlık ediyorlar demektir.

Ayrıca şunu da belirtemem gerekiyor. 2017 yılında 100’e yakın, Asil ve Yedek Yönetim Kurulu Üyeleri, Yüksek Haysiyet Divanı üyeleri, Yüksek İstişare Konseyi üyeleriyle toplantılar yapıldı. Yönetim Kurulu içinde adaylık açıklayanlar, “Sen varsan biz yokuz, ama sen yoksan aday olacak keşinin karşısında adayım” diyenler oldu. UND kurum kültürü çok yüksek bir dernektir ve yönetim kurulu içinde bu türden yarışlar bu dernekte yapılamaz. Eğer bir projen varsa çıkarsın dernek içinde anlatırsın ve yönetim kurulunda değerlendirilir.

  • Sayın Başkan, seçim konuşmalarında proje, vaat, vizyon kavramları yerine daha çok birlik, beraberlik mesajları ön planda, bunun nasıl değerlendirirsiniz? Sektörde bir birlik beraberlik sorunu görüyor musunuz?

SEKTÖRDE BİRLİK SORUNU GÖRMÜYORUM, UND EN KATILIMCI DERNEKTİR

Sektörde bir birlik beraberlik sorunu görmüyorum. UND sektördeki tüm üyelerin menfaatlerini korumak zorundadır. Bazı üyelerin talepleri bu sebeple karşılık bulmamış ve yerine getirilmemiş olabilir. Birkaç şirket yalnız hissedebilir ancak Bölge, Ülke ve Konu Çalışma Grupları ile UND, kararlarını birlikte alan Türkiye’nin en katılımcı derneğidir. Biz bugün GençUND projesi kapsamında babalar ve evlatları ile buluştuk. Sektörde ikinci nesil olarak arkadan gelen pırıl pırıl bir nesil var. Biz üyelerin çocukları ile derneğimizi buluşturduk. Böyle bir uygulama hiçbir sektör kuruluşunda yok. Yurtdışından bile bu projemizi uygulamak isteyen, bilgi alan dernekler var. Şimdi Çocukları bile dernek faaliyetlerine katan bir dernekte birlik beraberlik sorunu var denebilir mi?

PROJEM YOK, SEÇİLİNCE BAKARIZ AÇIKLAMASI İLE BU İŞ OLMAZ

Sorunuzun diğer boyutuna gelince, ben de proje ve vaat konusunda bahsettiğiniz yaklaşımları duydum. Bir makama talip olduğunuzda akla gelen ilk soru, vaadin nedir? Projen nedir? olacaktır. Sektör basını da haklı olarak bu sorunun cevabını arıyor. Talip olmuşsanız yapılamayan ya da iyi yapılamayan bir şeyi yapacağınızı anlatmanız gerekir. Bu sektör seçimler konusunda tecrübeli ve bu cevapları arar. Talibim dersen, ne yapacaksın diye sorarlar. Hele bir seçin göreve gelince bakarız demek doğru olmaz.

Sektöre şöyle bir baktığınızda İstanbul’da Anadolu’da başkanlık görevini yapabilecek belki 50 isim sayılabilir. Ama bu sektör talip olana sorar;

Niye sen? Niye seni seçeyim? Karşı komşumdan farkın ne? bu sektör bunları sorar..

Peki, bu yönetim neyi yapamadı? Neyi, nasıl daha iyi yapacaksın? anlat diyecekler…

Bu durumda bir cevap verilmesi gerekir. “Projem yok, en büyük projem birlik beraberlik söylemi bir ilk…”

  • Yıllarca yönetimde birlikte çalıştığınız ekip arkadaşlarınız göreve talip, demokrasi için bu iyi bir örnek.. UND yönetiminde işler nasıl yürür. Bu ekibin size rağmen yapamadığı, yaptıramadığı şeyler vardır belki, şimdi biraz da bize bırakın biz onları yapacağız demek istiyorlar olabilirler mi?…

UND’DE SEKTÖR YARARINA OLAN HER TALEP KARŞILIK BULMUŞTUR

Böyle bir şey olsa başımın üstünde yerleri var. UND Yönetim Kurulu birkaç üyenin itirazına rağmen iş yapmaz. Onları dinler ikna eder, ikna olur ve orta yolu bulur ama bu talebin şirket yararına değil sektör yararına olması şartıyla..

Bizim yönetim modelimizde, UND de Bölge Çalışma Grupları yönetim kurulundan önce toplanır ve aldığı kararları merkeze gönderir. Her Yönetim Kurulu’nda bölgelerden gelen talepler değerlendirilir. Bizde değil yönetim kurulu, Bölge Çalışma Grupları’nın da talepleri eksiksiz değerlendirilir. Bu sebeple UND’de görev alan arkadaşların gündeme getirdikleri ve yapılmayan hiçbir şey yoktur. Onun için de projen ne? sorusuna söylenecek söz bulunamıyor. En büyük proje Birliktelik olabilir mi?

  • “Bakanlıkta kayıtlı 3 bin 200 adet belgeli kuruluş var ancak bunların ancak 1000 tanesi UND’ye üye, biz geldiğimizde hepsini üye yapacağız” deniyor. Bu üye sayısı arasındaki farkı nasıl açıklıyorsunuz?

UND ÜYE SAYISININ NEDEN BU SEVİYEDE OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİYORLAR

UND’de görev yapmamış olsalar bilmiyorlar diyeceğim ama biliyor olmaları gerekir. Bu belgeler arasında C2 belgeleri olduğu gibi, Eski adıyla R2 yeni adıyla TİO belgeleri ve L2 Belgeleri de var. Üç belgeye sahip olan birçok şirketimiz var ve bunlar sadece tek şirketi ile UND’ye üye oluyor, bu da normaldir. Aynı şekilde aynı patrona ait birden fazla şirket var. Bu şirketlerin de sadece bir tanesi UND’ye üye olsa yetiyor onlar için.

Özellikle Güney Doğu bölgemizde 8-10 bireysel kamyoncunun birleşerek oluşturdukları 500 civarında C2 belgeli şirket var.

  • UND’nin, sektörün geleceği olarak gördüğü yeni nesil için hayata geçirdiği GençUND projesinden bahseder misiniz? Katılım ve tepkiler nasıl?

GençUND sektörün geleceğine yönelik önemli bir proje. Sektör şirketlerinde gençler inisiyatif almaya başladı. Onların bilgi ve becerilerini arttırmak şirketlerimizin geleceği için büyük önem arz ediyor. Bu sertifika programı İstanbul Üniversitesi ve UND iş birliği ile hazırlandı ve ilk dönem eğitimleri Haziran’da tamamlanıyor. Devamında yurtdışında ve yurtiçinde; Lojistik Merkez, Liman, Gümrük Merkezi ziyaretleri ve Lider Buluşmaları planlanıyor. Programa şu ana kadar yaklaşık 400 üye şirketimizden 483 genç kayıt yaptırmış durumda. UND eğitim Merkezi bilgi birikimi ve İstanbul Üniversitesi Akademik kadrosu ile gerçekleşen bu proje ile Geleceğin Lojistikçilerini yetiştireceğiz.

Ayrıca İstanbul Teknik Üniversitesi ve WCTRS iş birliği ile; Almanya, İngiltere, Japonya, Portekiz gibi ülkelerden profesör seviyesindeki akademisyenlerle başlattığımız ve İngilizce olarak gerçekleşen Doktora seviysindeki proje ile de geleceğin CEO’larının yetişmesine katkı sağlayacağız.

  • TOBB gibi kuruluşlarla aranızın iyi olmadığı, yönetim değişirse bu ilişkilerin düzeleceği konusu gündeme geliyor. TOBB ile kavgalı mısınız?

TÜM KURUM KURULUŞLARLA ARAMIZ ÇOK İYİ

Ben TOBB Ulaştırma Sektör Meclisi Başkanıyım. O mecliste UND, UTİKAD, KARİD, AND, TND gibi sivil toplum kuruluşları var. TOBB Kanunla kurulmuş olma hüviyetine rağmen ülkemizin en yaygın temsili ile en büyük sivil toplum kuruluşudur. TOBB ile kavgalı olmak mümkün mü?

TOBB ile dava sürecimizden söz ediliyorsa evet TIR Karnelerine yapılan zamlara karşı dava açtık ve kazandık. Aynı şekilde Geçiş Belgelerine keyfi zam yapılmaması için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na dava açtık ve onu da kazandık. Yüksek mazot için de rekabet kurumuna gittik ve dava açtık. Alsancak Limanı’nda Ro-Ro taşımaları yasaklanınca Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na da dava açtık. Adalete güveniyoruz ve sektörün menfaatine olan konularda hukuksal mücadelemiz dün olduğu gibi yarın da sürecek. Hukuk başka konudur, kurumsal ilişkiler başka. Bu ikisini karıştırmamak gerekir. TOBB, TİM gibi kuruluşlarla, Ticaret Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı gibi kurumlarla ilişkilerimiz çok iyi durumda. Kurumsallaşmamızı başlattığımız 2000 yılında kamu ile yaptığımız bir zirvede zamanın Başbakan Yardımcısı Rahmetli Mesut Yılmaz, “Elinde çanta ile bakanlık koridorlarında gezen STK’lardan bıktık. İlk kez bir dernek bu şekilde kurumsal yapısı ve raporları ile karşımıza geliyor. UND Herkese örnek olmalı” demişti.

  • Sayın başkan, sizin bir treyler üreticisi olduğunuza vurgu yapılarak “Biz taşıyoruz Biz Yöneteceğiz” deniyor bu konuda bir açıklamanız olacak mı?

SİZ YÖNETİMDEYKEN DE BAŞKANDIM, BU SORU ŞİMDİ Mİ AKLA GELDİ!

Ben 40 yıldır bu sektörün içindeyim. Tırsan şirketlerinin hangi sektörde neler yaptığını herkes biliyor. UND Yönetim Kurulu’nda bu mesleği babasından devralmış veya kendi girişimi olarak çok başarılı olmuş arkadaşlar “Biz manav mıyız?, Biz kasap mıyız ? Biz taşımıyor muyuz” diye tepkiyle karşıladılar bu açıklamayı. Bu açıklamalar Yönetim Kurulumuzda, İstişare Kurulumuzda ve diğer kurullarda yer almış arkadaşlarımıza karşı açık bir saygısızlık.

Şunu sormak lazım! Siz Çetin Nuhoğlu başkanlığında yönetimde görev aldığınızda; taşıyanlar yönetiyordu da şimdi siz yönetimde olmayınca mı taşımayanlar yönetiyor oldu! Buradan anladığımız şu: Mesele Çetin Nuhoğlu değil, mesele “Ben yöneteceğim meselesi…”

UND öyle bir yapıya sahip ki; bırakın başkanı, bırakın Yönetim Kurulunu biz bu derneği bölgelerdeki çalışma gruplarında görevli arkadaşların özelikle görüşlerini alarak yönetiyoruz. Tabii ki bir kırmızı çizgimiz var. Gelen talep sadece bir şirketin menfaatine olmayacak. Mersin’deki, Hatay’daki, Trabzon’daki, Anadolu’nun en ücra köşesindeki nakliyecinin aleyhine olmayacak.

Hepimizin amacı sektörün güçlenmesi, büyümesidir. Buna karşı çıkacak kimse de yoktur.

  • Sayın Başkan 2013-2021 dönemine ilişkin başarılı olduk dediğiniz konuları sıralayacak olursanız neler söylemek istersiniz?

UND’NİN EN FAZLA SAHADA OLDUĞU DÖNEMİ YAŞADIK

Çok yoğun bir dönem geçti gerçekten özellikle 2013-2018 arası UND’nin ulusal ve uluslararası olarak en fazla sahada olduğu bir dönem yaşadık. Bunları sıralamak unutulan konular için haksızlık demek olacak. UND her cephede günlük sorunlarla da ilgilenen bir dernek ama bazı başlıklar var ki gerçekten önemli konular.

Temassız Ticaret:

Dünya ticaret terminolojisine temassız ticaret lafını UND soktu. Habur’da tamamen duran ticaretin önünü açmak için tampon bölgede 40 Iraklıyı istihdam eden UND bu çözümüyle ticaretin kesintisiz yürümesini sağladı ve hükümetin birçok kanadından takdir teşekkür aldı. Özellikle Mersin, Mardin bölgesi başta olmak üzere Habur kapısını kullanan tüm üyelerimiz bu konudaki çabalarımız takdir edecektir.

Aynı şekilde sürücülere 14 gün karantina zorunluluğunu aşmak üzere batı kapılarında şoför değişimine imkân sağlamamızla da önemli bir rahatlama sağladık.

Pandemi döneminde başarılı Kriz Yönetimi:

Bir parantez de UND’nin pandemi dönemindeki kriz yönetimi başarısına ayırmak gerekiyor. Devletin birçok kurumu bu dönemde UND’yi kaynak olarak aldı. Sektörün anlık karşılaştığı sorunlara hızla müdahale ettik. Krizin ilk günlerinde İran’da mahsur kalan Türk araçlarının geri gelmesi ile başlayan krizi, şoförleri de içine alan birçok whatsapp grubu ile çok başarılı bir şekilde yönettik.

Avusturya:

Özellikle, Maribor, Nickelsdorf ve Fernetti’de sivil itaatsizlik eylemleri ve Türk araçlarının belgesiz olarak Avusturya topraklarını geçmeleri önemli bir gelişme oldu. Teklifi bile yapılamayan Avusturya belgeleri konusunda artış ve özellikle bonus belgelerinin 1/3’ten 2/3 çıkarılması sağlandık.

Kapıkule:

Kapıkule her an gündemimizde oldu. Üniversitelere yaptırdığımız süreç analizleri ve kamu ile güçlü iş birliğimiz sayesinde Kapıkule’de günlük ortalama 900 araçlık geçiş sayısını 1.300’lere Hamzabeyli’deki günlük 350 araçlık geçiş sayısının ise 650 seviyelerine çıkmasını sağladık. Kapıkule-Hamzabeyli’den toplam günlük geçen araç sayısı 2000’e dayandı. Bu neredeyse yüzde 50 artış demek oluyor. Ticaret Bakanlığı’mıza ve tüm gümrük personeline bu konuda çok teşekkür ederiz.

Macaristan:

Macaristan, Türk araçlarını gidiş-dönüş için 400 Euro haksız ücret ödediği bir ülkeydi. Başlattığımız hukuk mücadelesi Avrupa Adalet Divanında karar bağlandı ve Ticaret Eski Bakanımız Sayın Zeybekçi’nin ifadesiyle Cumhuriyet tarihinin en önemli olaylarından biri olarak davayı kazandık. Bugün için 110 bin ücretsiz transit belgesine bakıldığında milyonlarca dolarlık bedel sektörün cebinde kaldı ve kalmaya devam ediyor.

Hazar’da başarılı müdahaleler

Hazar Bölgesi ülkeleri tarihi İpek Yolu’nun yeniden canlandırılması için büyük öneme sahiptir. Bölge ülkelerine defalarca giden UND ekibi birçok iyileşmeye vesile olmuştur.

RORO Fiyatlarında yüzde 40’a varan indirim sağlanması, Azerbaycan’da Kırmızı Köprü ve limanda ödenen yaklaşık toplam 600 dolar ödemelerin kalkması, Kazakistan Aktau Limanı’nda standart hale gelmiş gidişte 500, dönüşte 400 dolarlık kayıtsız ödemenin sonlandırılması sayılabilir.

Bölgede yaşanan bazı güncel sorunlar konusunda da iyileşme fırsatları var ve özellikle Azerbaycan’da bazı iyileşmeler bekleniyor.

Rusya:

Uçak krizi sonrasında Kazakistan taşımalarının Hazar üzerinden yapılmasını, RoRo’larda aldığımız indirimlerle mümkün hale getirdik. Özellikle Rus sürücülere vize koyulması yoluyla Türk sürücülere yönelik vize engelinin kaldırılmasını sağladık.

Başta da söylediğim gibi; UND’nin kaliteli bir yönetimi ve kaliteli bir ekibi var. Son dönemde yapılanlar elbette bunlarla sınırlı değil. Binlerce kişiye verilen eğitimler, Çok değerli uluslararası ilişkiler, tüm konsolosluklarla yürütülen Vize Çalışmaları gibi hepsi birbirinden değerli ve önemli bir sürü faaliyet var. Size en kısa sürede bir faaliyet raporumuzu gönderelim.

  • Son olarak, UND gibi önemli bir Sektör Derneği Başkanı için olmazsa olmaz özellikler sizce neler olmalıdır?

Tabii ki sektördeki her üye UND’nin başkan adayıdır. Ancak, aday olacak kişi temsil edeceği kitleye şöyle bir dönüp bakmalı ve evet ben sektöre liderlik edebilecek kapasitedeyim diyebilmeli. En azından son dönem Başkan Yardımcısı veya Yönetim Kurulu Üyesi olmalı.

Bundan da önemlisi, sektördeki arkadaşlarımızın aday olacak kişiye bakıp, “Bu kişi bütün sektörü temsil edebilir, şunun bunun adamı olmaz. Bilgisiyle, birikimiyle, ifade kabiliyetiyle, sektörü alıp daha iyi bir yere taşıyabilir” diyebilmeleri gerekir.

Ama eğer birkaç kriter ifade etmemi istiyorsanız bunları şöyle sıralayabilirim:

· Sektöre yönelik güçlü bir vizyonu, projeleri olacak,

· Alınan kararlarda Büyük/Küçük, Tenteli/Frigo, İstanbul/Anadolu hepsine eşit mesafede olmalı,

· Bakanlar, bürokratlar, iş dünyası ilişkilerinde sektörü temsil edecek gücü olmalı,

· Uluslararası ilişkiler bilgisi olmalı.

Özetle devlet nazarında; TOBB, TİM, TÜSİAD, MÜSİAD ve DEİK’ten sonra 5-6.sırada gelen bir STK’dan bahsediyoruz. Buraya seçilecek başkan saydığım kriterlerin en az yarısından fazlasını sağlamalı.