Hava kargo fedakarlık gerektiriyor

Pegasus Kargo Direktörü Aydın Alpa, hava kargo sektöründe 30 yıllık bir tecrübeye sahip olduğunu belirterek, konferansa katılan öğrencilere şunları söyledi: “Hava kargo sektöründe çalışmak isteyenler mezun olduklarında bu sektörde gece-gündüz ve fedakarlıkla çalışılması gerektiğini bilmeleri gerekiyor. Çünkü hava kargoda işler dakika ve saniyelerle dönüyor. İş hayatı çok zor ama bu konferansta konunun uzmanları tecrübelerini sizlerle paylaşacak ve bu deneyimler sizlerin gelecekteki çalışmalarınızda önemli bir yol gösterici olacaktır.”

5 kilodan 8.2 milyon kiloya

Pegasus Havayolları Kıdemli Yer İşletme Uzamanı Burak Türkmen de konferansta yaptığı sunumda Pegasus’un 2005 ve şu anki konumunun kıyaslamasını yaptı. Pegasus için ilk önceliğin emniyet olduğunun altını çizen Burak Türkmen, daha sonra performans ve kar unsurlarının geldiğini belirtti. Pegasus’un sektöre 1989 yılında başladığını hatırlatan Türkmen, 2005 yılında Esas Holding’in Pegasus’u alması ile şirketin büyük bir gelişim kat ettiğini söyledi. Türkmen, “2005 yılında 14 uçak, bugün filomuzda 52 uçağımız var ve gün ve gün büyümeye devam ediyoruz. Filomuzdaki uçakların ortalama yaşı 5.39’du şimdi 4.03 oldu. Yatırım 2005’te 800 milyon dolardı, şimdi 15.2 milyar dolara çıktı. Yolcu sayısı 1.9 milyondu şimdi 16.82 milyona yükseldi Taşınan kargo 2005’te 5 kilogramdı şu an toplam 8.2 milyon kilograma yükseldi. 2005’te 6 istasyona uçuyorduk, şimdi 83 yere uçuyoruz” dedi.

İzmir uçuşları dışında bütün uçuşlarımızı Sabiha Gökçen’den yaptıklarının bilgisini veren Türkmen, dış hatta 34 ülkede 83 şehre uçuş yaptıklarını belirtti. Yolcuların terminalinden girişinden uçağın kapısının kapanmasına kadar geçen bütün süreçten yer işletmenin sorumlu olduğunu belirten Türkmen, Pegasus’un kargo yüklemeleri hakkında bilgi verdi. Türkmen konuşmasının sonunda yaptığı ayrı bir sunumda kazalarla ilgili de bir sunum yaptı.

Düsseldorf Almanya’nın üçüncü büyük havalimanı

Türkiye’nin lojistik alanında dünyanın önemli ülkelerinden biri haline geldiğini söyleyerek konuşmasına başlayan Düsseldorf Kargo Havalimanı Genel Müdürü Gerton Hulsman yaptığı sunumda özetle şunları söyledi: “Düsseldorf Havalimanı, Frankfurt ve Münih havalimanlarından sonra Almanya’nın üçüncü büyük havalimanı konumunda bulunuyor. 2001 yılında Düsseldorf Havalimanı özelleştirildi. Biz Düsseldorf Havalimanı olarak tüm dünyayı geziyoruz ve havayolu şirketleri ile konuşuyoruz. Onları Düsseldorf’a uçmaları için ikna etmeye çalışıyoruz. Hem yerel hem de uluslararası pazarlar için olanaklar sunuyoruz. Esasında kargo taşımacılığından çok öte şeyler yapıyoruz. Düsseldorf Havalimanı’nın son verilere göre yolcu sayısı 60 milyona, kargo miktarı ise 150 bin tona çıktı. Son yıllarda Düsseldorf’ta yoğun bir şekilde Japon şirket oluşumu görülüyor. Ayrıca Çin merkezli şirketlerinde varlığının arttığını görüyoruz. Almanya ve Benelüks ülkeleri için Düsseldorf Havalimanı çok önemli noktada bulunuyor. Ekonomiler yolunda giderken hava taşımacılığının arttığı ekonomiler kötüye giderken hava kargo taşımacılığı düştüğü görülür. Hava kargo sağladığı hız ile diğer ulaşım modlarının önüne geçiyor. Hava taşımacılığı denize göre 10 kat daha pahalı ama zaman açısından havayolu denize göre çok çok avantajlı. Bugün hava taşımacılığındaki yüklerin yüzde 55’i yolcu uçakları ile yüzde 45’i kargo uçakları ile taşınıyor. Biz de Düsseldorf’ta küçük uçak tiplerini büyük uçak tipleri ile değiştirildiğini görüyoruz. Kargo artık bir bilime dönüşüyor, lojistikte bir bilime dönüşüyor hava kargo da bir bilim oldu. Çevre ile ilgili de çalışmalarımız var. Çevreciler ve çevreyle ilgili sivil toplum örgütleriyle çalışmalar yapıyoruz. Ses ve gürültü kirliliği günümüzün önemli konularından birini oluşturuyor. Karbondioksit emisyonu ve gürültü ile ilgili yapılması gerekenler var. Karbon emisyonunun azaltılması önemli. Gürültü ile ilgili çalışmalar yapılıyor. Çok gürültü yapan havayollarının daha çok para ödemesi gerekiyor.”

 

Lojistik sektörünün büyüklüğünün 8 trilyon TL

Toll Global Forwarding Satış Direktörü Ertan Aslanoğlu ise konuşmasının girişinde Türkiye’nin hava kargo sektöründeki yeri ile ilgili bilgi verdi. Türkye’nin 2023 yılı ile ilgili kendisine hedefler koyduğunu söyleyen Ertan Aslanoğlu, bu hedefler arasında hava kargo ile ilgili de hedeflerin bulunduğunu hatırlattı. Dünya ekonomisinin ilk 10 ülkesinden biri olmak isteyen ve 500 milyar dolar ihracat yapmayı hedefleyen Türkiye’nin hedeflerinden birinin de Türkiye’yi hava kargo üssü yapmak olduğunu kaydetti. “Hedefler önden gider lojistik sektörü arkadan gelirse o zaman lastik patlar” diyen Ertan Aslanoğlu, dünyada lojistik sektörünün büyüklüğünün 8 trilyon lira, Türkiye’de ise şu an bu rakamın 80 milyar lira, 2015 yılı hedefinin ise 120 milyar lira olduğunu vurguladı. 

Türkiye’nin 2012 yılında demiryoluna 7 milyar, karayoluna 3.3 milyar, havayoluna 557 milyon, denizyolunda 387 milyon olmak üzere toplam 10.9 milyar lira yatırım yaptığını ifade eden Ertan Aslanoğlu, “Ayrıca özel sektör yatırımları da buna dahil değil. Türkiye ihracatında havayolunun payı yüzde 6.4, karayolunun yüzde 37.3, demiryolunun yüzde 0.9, demiryolunun ise yüzde 54.5” dedi.

Lojistiğin hep önemli olduğunu ve firmaların her zaman gündeminde olduğunu vurgulayan Aslanoğlu, “Firmalar finans ve satış departmanlarını dışarıya vermezler ama lojistiği her zaman outsourcing etmek isterler” diye konuştu. 

Hava kargonun üç önemli aktörü olduğunu belirten Aslanoğlu, bunların ilkinin integrators (TNT, UPS, DHL, Fedex gibi hızlı kargo firmaları) ikincisinin forwarders (Tüm taşıma modlarına hizmet verirler) ve brokerlerdan (müşteriye sahip firmalar) oluştuğunu kaydetti.

Merak, yabancı dil, coğrafya

Reibel Taşımacılık ve Ticaret A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Arif Badur, Reibel’in yaptığı golf arabası, jet-ski ve büyük tonajlı et taşımacılığı örnekleri hakkında bilgiler verdi. Charter uçuşlarla yaptıkları hava kargo operasyonları hakkında bilgi veren Arif Badur, charter operasyonlarının çok zor olduğunu ve bu operasyonu yapanların imkansızı gerçekleştirdiğini söyledi.

 

Proje taşımacılığı ya da charter taşımacılığı ihtiyaca göre yapıldığını belirten Badur, charterın pahalı ve zahmetli bir iş olduğunu ve iyi planlanması gerektiğini belirtti. Hava kargoda ağırlıklı olarak İngilizce’nin kullanıldığı bilgisini veren Badur, hava kargoda kullanılan önemli terimlerin neler olduğunu anlattı. Cherter taşımacılığa giren kargo türleri ve charter sözleşmesi ile ilgili de bilgiler aktaran Badur, uygun taşıma türüne uygun uçağın belirlenmesinin çok önemli olduğunu kaydetti. Öğrencilerden dünyayı merak etmeleri gerektiğini dile getiren Badur, yabancı dili ve coğrafyayı çok iyi bilmeleri gerektiğini söyledi.

İstanbul hava kargoda transit noktası

Konferansta son sunumu yapan UTİKAD Başkanı Turgut Erkeskin de konuşmasının başında UTİKAD’ın sektördeki konumunu ve önemini anlattı. Havacılık sektörünün Türkiye’de son yıllarda çok hızlı geliştiğine dikkat çeken Erkeskin, İstanbul’un doğu batı arasında hava kargoda bir transit noktası olduğunu söyledi. Türkiye’nin demiryolunda çok önemli mesafeler katedeceğini dile getiren Erkeskin, öğrencilerden özellikle yurtdışındaki gelişmeleri yakından takip etmelerini istedi. Avrupa ve Asya demiryolu trafiğini gösteren bir haritayı da öğrencilerle paylaşan Erkeskin “Bu haritaya iyi bakın. Hafızanıza kazıyın. Türkiye’nin geleceği burada” dedi. Konuşmasında ayrıca 3-18 Ekim arasında İstanbul'da gerçekleştirilecek FIATA Dünya Kongresi’nin öneminde de bahseden Turgut Erkeskin, Tüm katılımcıları FIATA Kongresi’ne davet etti.

Katılımcılara dönerek “Neden lojistik Türkiye için önemli oldu?” sorusunu yönelten Erkeskin, daha sonra bu soruyu şöyle cevaplandırdı: “Çünkü stratejik bir sektör haline geldi lojistik. Tek bir malın üretimi için bile o ürünün bileşenlerinin çok farklı ülkeler ve yerlerde yapıldığını görüyoruz. Bu parçaların hareketlerinin hepsine biz tedarik zinciri diyoruz ve lojistiğin burada çok önemli bir yeri var” dedi ve ekledi: “Türkiye lojistik açıdan çok stratejik bir noktada bulunuyor. Bu da bize lojistik konusunda çok büyük imkanlar sağlıyor. Almanya, Avrupa ekonomisi için ne kadar önemli ise Türkiye’de bölgesi için o kadar önemli. Çünkü aynen Almanya gibi bizim de bölgemizdeki ülkeler de Türkiye’den besleniyorlar. Biz dünyanın şu an 17. büyük ekonomisine sahibiz. 2023’te ilk 10’a girmek zor ama 2050 yılında Türkiye, Almanya ve Fransa’nın da önünde 9. büyük dünya ekonomisi konumuna yükselecek. Burada da lojistiğin önemi ve rolü artacak. Nerede trafik sıkışıyorsa orada lojistik merkeze ihtiyaç vardır. Çok ciddi bir iç dağıtım nakliyesine ihtiyacımız var. Lojistiğin gelişmesi için altyapıya ihtiyacımız var. Bugünden 2050 yılının lojistik altyapısını hazırlamamız gerekiyor. 2023 yılına kadar Türkiye’nin lojistik altyapısına yapacağı yatırım tüm Avrupa ülkelerinin bu sektöre yapacağı yatırımdan daha fazla. Lojistik merkezler olmadan lojistiği yönetmeniz mümkün değil.”