Tırsan Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Tırsan’ın 20 yıl önce Avrupa’da yer almaya başladığını belirterek bunun ayakta kalma stratejisinin bir sonucu olduğunu vurguladı. Nuhoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Tırsan yıllar önce aldığı karar; Türkiye’de olabilmem için Almanya’da olmam lazım. Bunun için 1996 yılında Almanya’ya gittik. 1998’de fabrikamızı açtık. 2002’de Avrupa’nın en büyük üreticisini satın aldık. Yetmedi, 2003 yılında Talson’u, 2007’de Hendrickson’u aldık. Bütün bunlar gelişmiş ülkelerdeki sektörü anlamanın, nasıl ayakta kalabilirimin stratejisiydi. 20 yıldır Avrupa’da yaptığımız yatırımlarla hem rakiplerimizi, hem müşterilerimizi gördük. Bugün geldiğimiz noktada üretimimizin yüzde 65’ini AB ülkelerine ihraç ediyoruz."

İkinci bir Tırsan çıkamadı

Türkiye’nin Avrupa’yı her anlamda takip ettiğine değinen Nuhoğlu, Tırsan’ın Avrupa’da oluşan müşteri taleplerini görüp, ihtiyaçlarını karşıladığını dolayısıyla Türkiye’deki müşterilere de aynı şeyi sunar hale geldiğini söyledi. Tırsan’ın Türkiye’de öncülük ettiğini aktaran Nuhoğlu, "Bunu yapabilen başka bir marka çıkmadı. İkinci bir Tırsan çıkamadı. Bunun boşluğunu Alman üreticiler doldurdu." şeklinde konuştu.

İki yıl içinde 300 milyon dolar ihracat çıkarılabilir

Türkiye’nin treyler ihracatının iyi bir planlama ile iki yıl içinde 300 milyon dolara çıkabileceğine işaret eden Çetin Nuhoğlu, hem Avrupa’ya hem de Ortadoğu ve Afrika pazarlarına yakınlığımızdan doğan coğrafik olarak avantajlarımız olduğunu söyleyerek, "Avrupa’da rekabet çok ciddi yaşanıyor. Çok ciddi rekabet algısı var. Bununla birlikte; finansa, insan kaynağına, üniversitelerle işbirliği, bilgiye erişim, altyapıya erişim çok kolay. Gelişmemiş ülkelerde ise finansman yok, kalite o kadar aranan bir şey değil, güvenilir kurumlar yok, bayiler yok aracı kurumlarla iş yapılıyor. Bir tarafta kalite ve verimlilik olmazsa olmaz, diğer tarafta kalite ve verimlilik ikinci planda" şeklinde konuştu.

Almanya’nın lider treyler üreticisi nasıl geriye düştü?

Türkiye’de her üreticinin her ürünü üretmesinin yanlışlığına değinen Çetin Nuhoğlu, Kässbohrer’in Avrupa’da liderliğini nasıl kaybettiğinden ders çıkarılması gerektiğini belirterek şunları söyledi: "2018’de Kässbohrer’in 125. yılını kutlayacağız. Kässbohrer Avrupa’nın yanı sıra Güney Kore, Kırgızistan gibi uzak ülkelerde bile çok iyi tanınan bir marka. Örneğin Kässbohrer 1955 yılında –benim doğum yılım- Almanya pazarının lideri. En yakın rakibinden üç kat daha fazla treyler satmış. Kässbohrer niye ondan sonra küçüldü? Kassbohrer, treylerin yanı sıra, kar aracı, otomobil, otobüs, tank yaptı. Bir sürü şey yapınca treyler işine ağırlık veremedi. Kässbohrer’in 1500 sattığı dönemlerde Schmitz, 20’inci sırada ve 100 adet treyler satabilmiş. Ama daha sonra Schmitz akıllı bir şekilde sadece treylere yönelince, adetlerini arttırmış."

Güneyimizde devlet kalmadı

Ekonomik sorunların bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aşılacağını vurgulayan Nuhoğlu, bölgede o kadar çok oyun oynandığını bundan da sektörün üzerine düşen payı aldığını söyledi. Dünyada ülkeler arasındaki ilişkilerin ve hükümetlerin yeniden şekillendiğine dikkat çeken Nuhoğlu, "Güneyimizde devlet kavramı kalmadı. Bunun bize olumsuz sonuçları doğdu. 2013 yılında Irak’a 13 milyar dolar ihracat yaptık. Suriye’nin üzerinden 2011 yılında 150 bin sefer Ortadoğu’ya gittik. 70 bin sefer Suriye’ye ihraç yükü taşıyorduk. Güneydoğulu nakliyeciler ‘Habur bizim bacasız fabrikamızdır’ dediler. Ekonomik sorunların üstesinden gelebiliriz. Önemli olan bölgede siyasi istikrarın sağlanması" şeklinde konuştu.

Kamu ATP ve ADR’de desteklerle sektörü yönlendirmeli

Tırsan’ın ADR standartlarının Türkiye’de yasalaşmasından 8 yıl önce ADR sertifikalı tankerler ürettiği bilgisini veren Çetin Nuhoğlu, Tırsan’ın aynı şekilde ATP’nin devreye girmesinden 3 yıl önce bu mevzuata uygun araçlar için de üretime geçtiğine dikkat çekti. Nuhoğlu, ADR ve ATP konusunda son kullanıcıların desteklenmesi gerektiğine işaret ederek "İtalya’da intermodal taşıma için araç başına 5 bin Euro teşvik veriliyor. Amortismanı da yüzde 130 olarak kullandırıyorlar. Bunun temelinde sektörün yönlendirilmesi var. Türkiye teşvike çok daha önce başlamış bir ülke. Ancak fabrikaya verilen teşviklerden üretilen ürünleri taşıyanlar yararlanamıyor. ATP gerektiren ürünleri üretenler teşvik alıp bu ürünleri taşıyanlar bundan yararlanamazsa bunun faydası olmayacaktır. ATP’teki kayıpların ülkemizin milli kaybı olduğunu görmemiz gerekiyor."

2009 yılından beri Ar-Ge’ye destek veriyorum

650 Ar-Ge projesi üzerinde çalıştıklarını ifade eden Nuhoğlu, 205 adet uluslararası patente sahip olduklarını açıkladı. Ar-Ge desteklerinin gelişmiş ülkeler seviyesinde olduğunu belirten Nuhoğlu, "Meslek örgütleri, sanayi odaları, üniversiteler Ar-Ge konusunda geri kaldılar. 2009 yılından beri Ar-Ge projesi geliştiren her arkadaşa destek veriyorum." dedi.

Çetin Nuhoğlu, 2013-2018 yıllarını kapsayan 5 yıllık planda 7 bin 500 adedi iç pazar, 7 bin 500 adedi ihracat olmak üzere 15 bin adetlik bir hedef koyduklarını, 2018 yılında ihracat hedeflerini tutturacaklarını ancak iç pazar için aynı hedefin olmayabileceğini söyledi.

İngiltere, Fransa ve İtalya’da üretim başlıyor

Almanya’daki üç şirketin ardından Fransa, İngiltere ve İtalya’da şirket kurduklarından bahseden Nuhoğlu, 2018 yılında bu ülkelerde üretim, satış ve satış sonrası hizmet vermeye başlayacaklarını söyledi.

Sektör bazında Ar-Ge desteklerinin ve Eximbank kredilerinin çok yararlı olduğunu dile getiren Nuhoğlu, 2018 yılında sektörün daha çok çalışması gerektiğini dile getirerek "Kendimizi yenilemek zorundayız. Kendimizi geliştirmek zorundayız. Yapamıyorsak yerimizi CEO’lara bırakmalıyız. ‘Ben yaptım oldu’ anlayışından uzak durmamız gerekiyor." mesajını verdi.