UND Başkan adayı Çetin Nuhoğlu Ankaralı nakliyecilerle bir araya gelerek, sektörün perde arkasına aşık tutacak bilgileri paylaştı. Tamer Dinçşahin’i kendisinin başkan adayı göstermediğini söyleyen Nuhoğlu; UND, UN Ro-Ro ve UND Deniz üçgeninde yaşanan görüşmeleri, anlaşmaları belgeleriyle paylaştı. 2007 yılının şubat ayında UND Yönetim Kurulu’ndan ayrıldığını söyleyen Nuhoğlu, dernekte 2010 yılına kadar İstişare Kurulu Başkanı olarak görev yapmayı sürdürdüğünü kaydetti. Yapılan tüm çalışmaların odağında UND’yi  kurumsal bir yapıya kavuşturmak olduğunu aktaran Nuhoğlu, yapılan tüm çalışmaların açık şekilde ortaya konması gerektiğini anlattı.   Açık toplumlarda hesap verilebilirliğin önemine de değinen Nuhoğlu, “Modern toplumlarda meslek örgütlerinin görevi; önce sektörü rekabete açar, analiz eder ve üyelerine tedbir alması konusunda uyarır” dedi. Talat Aydın ile yaptığı görüşmeyi örnek gösteren Nuhoğlu, Aydın’ın kendisine UND’nin sorunları kendilerine getiremediğini söylediğini aktardı.   Neden tekrar UND Başkanı adayı olduğunu da anlatan Çetin Nuhoğlu, “Nakliyeciler artık ben şu kadar araç yutarımı yapacağı, şurada depo yapacağım demiyor. Sanki üzerlerine bir volkan külü örtülmüş. Bolu’da, Kayseri’de Gaziantepte ve  istanbul’da gördüm ki nakliyeci bir ateş topu gibi. Nakliyeci tekrar ayağa kalkmak istiyor. O yüzden Kayseri’de başkanlığa aday oldum. Bunun altında yatan temel nokta şuydu: 2010 yılında yaşadığımız olumsuz tavır insanları ümitsiz hale getirdi. Yılgın hale getirdi. Ancak bu sektörde yan yana gelip, tekrar bir şeyler yapabilir miyiz diye bir umut oluştuğunu gördüm ve tekrar aday oldum. Bu umudu taşıdığım için yola çıktım” diye konuştu.   Tamer Dinçşahin’i ben başkan seçtirmedim Çetin Nuhoğlu, 2007 yılında başkanlık süresinin sona erecek olması nedeniyle bir oylama yaptıklarını ve bu oylamada kimi başkan görmek istediklerini sorduklarını anlattı. Nuhoğlu, Dinçşahin’in adaylığının nasıl gerçekleştiğiyle ilgili süreci şöyle anlattı: “2007’nin Ocak ve Şubat aylarında 2 oylama yaptık. Oylamada soru şuydu: Kimi başkan görmek istersiniz? O gün ilk toplamda 150 arkadaşın verdiği oylamada; Hakan Yılmaz 25, Ertuğrul Tarhan 20, Tamer Dinçşahin 19, Ömer Faruk Nalcıoğlu 13 ve Ayşe Durmaz 13 oy aldı. Sonra bir toplantı daha yaptık ve buradaki oylamada; Tamer Dinçşahin 65 oy aldı. Hakan yılmaz 34, Ertuğrul Tarhan 33, Nagehan Soylu 25 oy aldı. Bu iki toplantıda topladığınız zaman en çok oyu Tamer Dinçşahin’e çıktı. Nakliyeciler kurumsal kimliğin içinden çıkan birini başkan olarak görmek istiyorlardı. Beni Tamer Dinçşahin’i sen getirdin diye suçluyorlar. UND Yönetim Kurulu bu toplantılar sonucu Dinçşahin’i aday olarak gösterdi.   U.N Ro-Ro’nun hedefinde UND Deniz vardı Çetin Nuhoğlu , UND Deniz’in Marsilya seferlerine başlamasının hemen ardından UN Ro-Ro’nun da daha önce hiç düşünmediği bu hatta girdiğini anlattı ve bunun sebeplerini detaylarıyla paylaştı:   “Arkadaşlarımız 2010 yılında çok önemli  bir şey yaptılar. UND Deniz’i kurarak Fransa Toulun seferlerine başladılar. Bu benim de kişisel bir arzumdu. Bu hat açılmadan önce biz UN Ro-Ro’ya Fransa’ya hat açmalarını söylüyorduk. Ancak onlar bunun karlı olmayacağını söylüyorlardı. UND Deniz Fransa hattını açınca UN Ro-Ro da buraya hat açtı. Fransa karlı değildir diyen UN. Ro-Ro birden bu hattı açacaklarını açıkladılar. UND  2 bin euroya giderken bunlar 1.250 euroya taşımaya başladılar. Fiyat baskısı yapmaya başladılar. UND Deniz birden aşağıya düştü. 8 Ağustos 2010’da Ekol’den Ahmet Musul’un isteği ile Cüneyt Solakoğlu ile buluştuk. Fransa hattında UND Deniz,  Trieste hattında sadece siz kalın dedik.  ‘Amerikalılar buna müsaade etmez dedi.’  Benim elimde hiçbir şey yok dedi. Doğal olarak biz de rekabet kuruluna başvurduk. Tabi bu arada UN Ro-Ro’dan sürekli mesajlar geliyor: Çekilin, biz de zarar ediyoruz. Sizin zararlarınızı ödeyelim. Arkadaşlara gidin konuşun dedim. Çünkü sürdürmenin faydası yok. Bunun üzerine gidildi konuşuldu. Cemil Bayülgen ve Sedat Gümüşoğlu. 13.10.2010 tarihli bir yazı: Sektörden çekilin, zararlarınızı ödeyeceğiz. 10 milyon dolara prensip olarak anlaşıldı. Sözleşme aşamasına gelindiği zaman ortaya bir şey çıktı. Dendi ki bir şartımız var: Bu anlaşmayı imzalarız ama UND’nin daha önce açmış olduğu davayı geri çekeceksiniz. Bunu bana getirdikleri zaman karar sizin dedim. Davanın içeriğini anlattım.   UN Ro-Ro satıldığı zaman bir genel kurul yapıldı. Burada ben de vardım. Hayırlı olsun dedim. İyi bir iş başarıldı. Ama size bir bilgi vereyim. Tüzükteki 3. maddenin değiştirilmesiyle ilgili maddeye göre; bundan sonra U.N Ro-Ro A.Ş’de azınlık olarak kalacak olan hissedarlarda eğer, hisselerini satmak istiyorlarsa önce hakim ortak (UN RoRo) sunacaklardır. Hakim ortak bu hisseyi alır almaz ve bu konuda da tüzük değiştirilecektir. Bu şu demek: Değerli dostlar siz buradan paralarınızı alıp gidiyorsunuz. Ama UND hepinizin. Bu tüzüğü değiştirirseniz suç illersiniz. Çünkü siz artık ortak değilsiniz. Yarın bu yüzde 2.5’luk hisse hiçbir işe yaramayacaktır. Ben de doğal olarak UND olarak mahkemeye verdim.  Çünkü geri kalan hisse anlamsız hale getirildi. Bu davanın geri çekilmesini istediler. Bu ahlaksız teklif diyerek reddettiler. Sonunda da 8 milyon 750 bin Euro borçla UND Deniz’in iflası ile karşı karşıya kaldık.”