Ülkemizin 1 Aralık 2012 tarihi itibariyle Ortak Transit Sözleşmesine taraf olması uluslararası, taşımacılık sektörümüzce son 25 yılda bu sektörde yaşanan en güzel gelişme olarak değerlendirilmektedir.

Malumunuz olduğu üzere, 1 Nisan 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6455 sayılı Kanun ile Gümrük Kanununun 235 inci maddesinin 5 inci fıkrasında,  Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen ve transit rejim beyanında bulunulan serbest dolaşımda olmayan eşyanın, beyan edilenden belirgin bir şekilde farklı cinste eşya olduğunun tespiti halinde, farklı çıkan eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası verileceği hükme bağlanmıştır.Söz konusu fıkra, TBMM’ye sevk edilen taslakta yer almamakta olup, TBMM Genel Kurulunda önerge yoluyla kanun metnine eklenmiştir. Maddenin kanuna konulma gerekçesi Gürbulak Sınır Kapısı’nda yaşanan kaçakçılık olaylarının önlenmesi olarak ifade edilmektedir.

Ancak, söz konusu düzenleme yapılırken, taşımacılık faaliyetinin doğası gereği, arz-tedarik zincirinin doğal işleyişi, ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve bu sözleşmeler kapsamında mütekabiliyet ilkesinden kaynaklanacak karşı ülke uygulamaları dikkate alınmadığından, 1 Aralık 2012 tarihinde taraf olduğumuz Ortak Transit Sözleşmesi hükümleri kapsamında yeni yeni oluşmaya başlayan “Asıl Sorumlu” ve buna bağlı olarak Lojistik müessesesi telafisi mümkün olmayan zararlar görmeye başlamıştır.

Kanun maddesinin yürürlüğe girmesinden bugüne kadar uygulanan 235/5 cezalarına bakıldığında, idari para cezasının genellikle, sınır kapılarından ve limanlardan iç gümrüklere veya diğer sınır gümrüklerine açılan TR rejim kodlu beyannamelerde uygulandığı, TIR Karnesi ile gelen eşyada uygulandığı ve bundan sonraki süreçte  bunun daha da yaygın olarak tüm gümrüklerde gerek  TR kodlu beyanname , TÜRKİYE varışlı T1/T2 ve gerekse TIR karnesine uygulanacağı gelen bilgiler arasındadır.

Uygulanan cezaların genellikle;

-          Beyan eki evraklarının (fatura, CMR, ATR) mahreç ülkesinde yanlış veya eksik düzenlenmesinden,

-          Eşya tanımının evraklarda açık ve net olarak yer almaması nedeniyle eşya tanımı veya 8’li tarife pozisyonundan birisinin transit beyanında yanlış yazılmasından,

-          Transit beyanlarının yazılmasında Avrupa’da açılan EX1 (ihracat beyannamesi) baz alındığından ve bir araçta birden fazla EX1 beyanı kapsamı ihracat beyanı bulunması nedeniyle bir kısım eşya için transit beyanı düzenlenip bir kısmı için düzenlenmemesinden,

kaynaklandığı görülmektedir. Avrupa’dan Türkiye varışlı açılan T2 beyanlarında herhangi bir asıl sorumlunun araçtaki eşyanın tamamı için beyan açma gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır.

Son yazılan cezalardan birinde , verilen transit beyanında eşyanın GTİP ve eşya tanımının farklı olduğu, ancak bu farklılıktan dolayı devletin vergi kaybının 1800 TL olmasına rağmen fatura değeri esas alınarak gümrüklenmiş değer hesaplandığında 700.000 TL üzerinde idari para cezası uygulanmıştır.

Avrupa’dan Türkiye’ye yönelik taşımaların genellikle TIR Karnesi veya T1/T2 beyanları ile yapıldığı dikkate alındığında, daha az bilgi ihtiva eden ve eşya tanımının çok yüzeysel yapıldığı TIR Karnesinde  TIR Karnesi Volet-1 bilgileri gümrük memuru tarafından sisteme girildiğinden ilgili memur tarafından kap adedinin üzeri çizilerek doğru kap adedi elle düzeltilip kaşelenmekte ve iç gümrüğe bu haliyle sevk edilmekteydi. Ayrıca memurların sınır kapılarında eksik veya fazla eşya bulunmasının  farkına varmaması sonucu iç gümrüklerde olayın farkına varılmış ise yapılan işlem NOKSANLIK/FAZLALIK takibatına geçmek ve daha sonrasında hatanın kaynağını gösteren mahreç belgesi ile bunu da sonuçlandırıp işlemler tamamlanıyordu.

Oysa Ortak Transit Sözleşmesi kapsamında Avrupa’dan Türkiye’ye taşımalarda düzenlenen T2/T1 beyanlarında,

-          Birden fazla göndericinin birden fazla alıcıya (parsiyel) birden fazla varış gümrüğü olan eşya taşınabilmekte,

-          Her bir varış gümrüğü için ayrı ayrı T1/T2 beyanı düzenlenebilmekte, bu T1/T2 beyanları da farklı asıl sorumlular tarafından düzenlenebilmekte,

-          Bir kısım eşya için Avrupa’dan T1/T2 beyanı düzenlenmişken eşyanın bir kısmı için hiçbir beyan düzenlenmeksizin Türkiye’ye getirilmesi mümkün olmakta, Türkiye’de özet beyan verildikten sonra TR beyanı açılarak iç gümrüğe sevk edilebilmektedir.

Hal böyle iken, Avrupa’dan Türkiye’ye açılan T1/T2 beyanlarında araçtaki eşyanın bir kısmına beyan T1/T2 beyanı açan bir asıl sorumlunun bilgisi dışında, başka cinste eşya bulunması durumunda 4458 sayılı gümrük Kanunu’nun özet beyan verilmeksizin Türkiye Gümrük Bölgesine eşya getirildiğinin tespitinde uygulanacak işlemlere ilişkin 237/6 ncı maddesi yerine, beyanı bulunmayan eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarında 235/5 inci maddeye göre idari para cezası uygulanmaya başlanmıştır.

Transit için kullanılan TIR Karnesi ve alternatifi olan T1/T2 uygulamalarında Gümrük Kanunu’nun 235/5 inci maddesinin amacı dışında Avrupa ile olan ticaretimizi engeller hale gelmesi taşıyıcılarımız ve asıl sorumlular tarafından kabul edilebilir bir durum olmaktan çıkmıştır.

Amacı Gürbulak Sınır Kapısında yapılan kaçakçılık olaylarını önlemek olduğu dilden dile dolaşan bu Kanun maddesinin, bugüne kadar Gürbulak Gümrük Müdürlüğünde uygulandığına dair bir duyum alınmamıştır.

Ticari hayatın gereklerine uygun olmayan, amacından tamamen saparak Avrupa ülkeleri olan yasal ticaretimizi ve taşımacılığımızı engeller hale gelen Gümrük Kanunu’nun 235 inci maddesinin yasal ticaretin önüne geçmeyecek ve ülkemizin 2023 yılı hedeflerini sekteye uğratmayacak şekilde yeniden düzenlenmesi, bu düzenlemede ceza tutarının eşyanın gümrüklenmiş değeri üzerinden değil kanunun vergi alacağı olan gümrük vergileri üzerinden hesaplanması gerekmektedir.

Kısacası her zaman olduğu gibi NAKLİYECİ her daim suçlu olarak görülmemeli elma ve armut birbirinden ayrılmalıdır. Cezayı yazan gümrük memurundan amirine varana kadar herkesin çıkarılan bu kanunun bu hali ile haksızlık olduğunu kabul etmesine rağmen kanunu uygulama zorunluluğundan bu cezaların uygulandığı ifade edilmektedir. Hal böyleyken Gümrük Kanununun 235/5 inci maddesi, hizmet ihracatının turizmden sonra ikinci ve en önemli kalemi olan taşımacılık sektörüne DARBE olarak nitelendirilebilecek bir kanun maddesidir. Bu hatadan bir an önce dönülmeli sivil toplum kuruluşlarımız ve derneklerimiz bu olaya hep beraber karşı koymalı ve tez elden bu Kanun’da düzenlemeye gidilmelidir. Aksi taktirde birçok küçük ve orta ölçekli taşıma firmasının ve asıl sorumluların yok olmasına sebep olacaktır.