MNG Kargo İcra Kurulu Başkanı ve CEO’su Salim Güneş’in hayat hikayesi gelecek nesiller için ilham olacak taşlarla döşeli. Bazıları ağzında altın kaşıkla doğuyor, bazıları da hayata çok gerilerden başlamak zorunda kalıyor. Salim Güneş de hayata eksiden başlayanlardan ancak o, bu durumu artıya çevirmeyi başarmış bir isim. Güneş, bugün örnek gösterilen yöneticilerden birisi. Her anın değerini görebilmesi ve yaşadıklarından güç alması Güneş’in en büyük anahtarı. Bu anahtar her kapıyı açıyor ve bugün Güneş, dev bir organizasyonu başarıyla yönetiyor ve yönlendiriyor.
Salim Güneş’in hayat hikayesi, insanın içindeki potansiyelin ne kadar değerli olduğunu ve bu değeri ortaya çıkarmanın nasıl bir büyük kazanıma dönüştüğünün ispatı adeta. Çiftçi bir babanın ileri görüşlülüğü, öğretmenlerinin doğru yönlendirmesiyle başlayan başarı hikayesinin en büyük mimarı da Güneş’in ta kendisi. Çünkü Güneş, zorlu şartlara rağmen öğrenmek, ilerlemek ve memlekete faydalı bir insan olabilmek arzusuyla durmadan çalışıyor…
1962 yılında Çankırı’nın Çayırpınar köyünde doğan Güneş, ilk ve orta öğrenimini köy okulunda tamamlıyor. Hiç okula gidemeyen anne ve babasının ileri görüşlülüğü sayesinde, Çankırı’da ortaokul ve lise eğitimine devam edebilen Güneş, ortaokulu dereceyle bitiriyor. Çankırı’da annesi ve kardeşleriyle bir göz odada kalan Güneş, Çankırı Lisesi’ni de dereceyle bitiriyor. 1979 yılında üniversite giriş sınavlarında Çankırı birincisi olarak kaymakam olma hayali ile Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne giriş yapıyor ve 1983 yılında mezun oluyor.  Böylelikle köyünde üniversite bitiren ilk kişi oluyor.
Güneş, üniversite tercihini şöyle anlatıyor: “Üniversite tercihim, çok bilinçli olmadı. Kariyer planlaması yapmak için etrafımda yönlendirecek kimsem yoktu. O dönemde daha sınava başvururken tercih yapmak zorundaydınız. Ben de en yüksek puanlı okullardan aşağı doğru alan tercihi olmaksızın karışık olarak tercihlerimi sıraladım. Bu sıralamada Ankara Mülkiye’yi kazandım. Ancak, okula başlayınca kaymakamlığın bana çok fazla uygun olmadığını anladım ve 3. sınıfta iktisat ve maliyeye yöneldim. Mezun olduktan sonra 1983 yılında Maliye Bakanlığı hesap uzmanlığı yazılı sınavına girip kazandım, ancak sözlü sınavında elendim. Sözlü sınavı geçemeyince askerliğimi yapmaya karar verdim ve dönüşümde bankacılığa yöneldim.”  
Güneş, 1987 yılında Yaşarbank’a müfettiş yardımcısı olarak giriyor. “Burası bana çok yönlü bir bakış açısı getirdi” diyen Güneş, bu görevi sırasında Türkiye’nin birçok ilini gezdiğini söylüyor. Bu seyahatler Güneş’in, farklı insanlarla tanışmasını, olaylara farklı bakış açısı geliştirmesini sağlıyor. Bu görevi 7 yıl yaptıktan sonra bankanın o zamanki İnsan kaynakları müdürü kendisine İnsan Kaynakları Bölümünde birlikte çalışmayı öneriyor.  Güneş, bu teklifin kendisi için önemli olduğu belirtiyor ve o zamanki müdürü için “Allah razı olsun, doğru yaptı” diyor. Güneş, İnsan Kaynakları Müdür Yardımcısı, Grup Müdürü olduktan iki sene sonra bankada en genç birim müdürlerinden birisi oluyor. 2001 yılı krizi ile bankaya devlet tarafından el konulup  bankaların birleşerek tasfiyesi kararı alınınca Güneş bankadan ayrılıyor ve bir süre işsiz kalıyor.

Kargoculuk virüsünü nasıl kaptı?
Bu işsizlik uzun sürmüyor ve aynı yıl Güneş, Aras Kargo’da işe başlıyor. Güneş, kargo sektöründe işe başladıktan sonra hareketli ve gelişmeye açık bu sektörü seviyor ve başka bir sektör düşünmüyor. Salim Güneş, bu durumu anlatırken, “2001 yılında Aras Kargo’da işe başladım ve böylece kargoculuk virüsü kaptım” diyor. Güneş, İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak başladığı işinde Sn. Celal Aras ile çok yakın çalışıyor. “Bu zaman zarfından rahmetli Celal Aras’tan çok şey öğrendim. Piyasayı, pazarı öğrendim, mavi yaka ile iletişimi öğrendim. Durumsal liderliği öğrendim” diyen Güneş, 2004 yılında Aras Kargo’dan üst yönetimle görüş ayrılığına düştüğü için ayrılıyor. Güneş, ayrılık sebebini ise şöyle açıklıyor: “Teknolojiye, insan kaynaklarına yani şirkete ve geleceğe yatırım yapmak gerekiyordu. Bu konuda ilerleme kaydedemiyorduk. O noktada görüş ayrılığına düştüm.” Sonrasında 3 yıl boyunca Atasay Kuyumculukta Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürütüyor.

Tekrar Aras’a dönüş
Salim Güneş, Aras’tan ayrıldıktan sonra, firmada bazı zorluklar yaşanıyor ve Celal Aras’ın rahatsızlanması üzerine 2007 yılının ortalarında Aras Kargo’ya geri dönüyor. Güneş 7,5 yıl kadar burada Genel Müdürlük yapıyor. Güneş, bugüne kadar olan gelişmeleri şöyle özetliyor: “Aile ile bütünlük içerisinde, operasyonumuzu düzelttik, şirketi kurumsal bir yapıya kavuşturduk, şirketin piyasaya ve bankalara olan borçlarını ödedik. İş Girişim Yatırım Ortaklığı geldi, şirketin yüzde 20 hissesine yatırım yaptı. Daha sonra Avusturya Post bu hisseleri ve aileden de biraz hisse satın aldı. 2014’ün sonunda borçlarını ödemiş, kurumsal yapıya kavuşmuş, uluslararası ortağı olan bir firma noktasına geldik. 2014 yılının sonunda aile Aras Kargo’yu doğrudan kendileri yönetmek istediler ve karşılıklı anlaşarak Aras Kargo’daki görevimden ayrıldım. Ancak, Aras Holding tarafında İcra Kurulu üyeliğim 2018 yılının sonuna kadar devam etti.”
Salim Güneş, 2019 yılı başından itibaren MNG Kargo’da İcra Kurulu Başkanlığı ve CEO’luk görevini, 2015 yılı başından itibaren ise Atasay Kuyumculukta da Yönetim Kurulu üyeliği görevini yürütüyor. Güneş, kendisini sektörde ve yönettiği şirketlerdeki eksikleri fırsat olarak gören biri olarak tanımlıyor. “Fırsatları ve eksikleri görüp onları geliştirince, şirketin gelebileceği noktayı da görebiliyorsunuz” diyen Güneş, hedeflere ekip olarak, ortak akılla ve sükûnet ile kademe kademe gidildiğinin altını çiziyor.

Arkamda insan sermayesi bırakmak istiyorum
Güneş’in en büyük hedefi eski bir insan kaynakları yöneticisi olmanın da getirdiği alışkanlıkla çalıştığı firmalarda arkasında yetişmiş bir iş gücü bırakmak. Güneş kendisini başarılı sayması için bunu yapmak zorunda olduğunu belirtiyor ve “Arkamda iş sermayesi yerine, insan sermayesi bırakırsam kendimi hayatta başarılı sayarım” diyor. Geride; yetişmiş, iş ve ülke sorumluluğu olan insan kaynağı bırakmak için çalışan Güneş, bugün MNG Kargo’da da bunu yapmaya çalışıyor.
Aile şirketleri ile kurumsal şirketleri de değerlendiren Güneş, “Kurumsal yapılarla aile şirketleri arasında şöyle temel bir çelişki yaşanıyor. Profesyoneller diyor ki,  “Patron sen hiçbir işe karışma, her işi ben hallederim” Böyle bir dünya, şirket ve iş yapış şekli yok. Aile şirketinin de kendine yönelik değerleri, tecrübeleri var. Zira o işi, aileleri bu noktaya getirmiş. Patron var ise ben yokum, ben varsam patron yok anlayışı doğru değil. Ailenin de bilgi birikiminin, değerlerinin, kültürünün iş sürecine katılması gerekiyor. Çok başarılı aile şirketleri var. Aile şirketlerinin çok güçlü genleri vardır. O güçlü genleri sürdürülebilir kılmak önemli. Büyüdükçe, sistemi ve kurumsal yapıyı bunun içine dahil etmek gerekiyor. Aile işletmelerindeki bakışı, kurumsal bakış ile birleştirdiğiniz zaman iş kolaylaşıyor” şeklinde konuşuyor.