Dinçer Lojistik, 22 Ocak’da Workinn Otel’de düzenlediği ‘ADR (Uluslararası Karayollarında Tehlikeli Maddelerin Taşınması Hakkında Avrupa Sözleşmesi) Bilgilendirme ve Farkındalık Semineri’ ile uygulamanın tarafları yüklediği sorumluluklar, mevzuattaki değişiklikler ve yeni düzenlemeler hakkında katılımcıları bilgilendirdi.

Boya ve Kimya Sektörünün önde gelen uzman ve yöneticilerinin katılımıyla gerçekleşen seminerde, yürürlüğe giren ADR mevzuatının getirdiği değişikler ve geçiş sürecinde yapılacaklar hususunda firmaların izleyeceği yol haritası çizildi.

Dinçer Lojistik Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Turan Cihanoğlu’nun açılış konuşması ile başlayan seminerde, Dinçer Lojistik Pazarlama ve Satış Yöneticisi Banu Akbaş ve ADR konusunda Türkiye’deki en uzman kişilerden biri olan ve aynı zamanda Tugem ‘in genel müdürlüğünü de yürüten Mehmet Tanbaş ADR sürecinin gerek üreticiler gerekçe lojistikçiler açısından getirdiği yükümlülük ve yenilikleri tüm detayları ile açıkladılar.

Banu Akbaş, “Şu an ADR Konvansiyonu geçiş dönemi nedeniyle Türkiye’de gerek resmi kurumlarda gerek üretici firmalarda çok ciddi bir kaos yaşanmaktadır. Bunun en önemli sebebi ise, ADR Konvansiyonu’nun 1 Ocak 2014 itibariyle yürürlüğe girmiş olmasına rağmen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın konuya ilişkin mevzuatla ilgili çalışmalarını tamamlayamamış olmasıdır. Şu an yürürlükte bir yönetmelik bulunmakla birlikte (Tehlikeli maddelerin Karayolu ile taşınması hakkındaki yönetmelik) sorulara cevap verecek yeterlilikte değildir. Yayınlanan 26.12.2013 tarihli Yol Kenarı Denetimi Genelgesi kapsamında ocak ayı itibariyle cezalar kesilmeye başlanmasına rağmen, henüz gerek mevzuat boşlukları gerekse yetkili kurumlardaki çalışmalar tamamlanamamıştır. Örneğin, taşıma yapacak yetki belgesi sahibi firmalar sınıf 1,sınıf 6 ve sınıf 7 grubu ürünleri taşıyabilmek için ilgili bakanlıklardan izin belgesi alması gerekmektedir, ancak şu an firmaların bakanlıklara nasıl ve ne zaman başvuracakları belli olmadığı gibi, konuya ilişkin muhatap da bulunamamaktadır.  “kurumsal lojistik firmalarda hizmet veren sürücüler SRC 5/ADR Şoför Eğitim Sertifikasına sahip olsa dahi, nakliye sektörünün %80’ine hizmet veren spot piyasadaki sürücülerde bu oran yok denecek kadar azdır. Bu bağlamda, önümüzdeki dönemde yol kenarı denetimlerinin artması ve cezaların ağırlığı sebebiyle gerek gönderici firmalar gerekse lojistik firmaları ciddi cezai yaptırımlar beklemektedir. Yine bir başka sorun ise, özellikle üretici firmalar ADR standartlarına uygun ambalaj tedarik edememektedirler. Piyasada dolaşan UN ambalajlı olmayan ürünler üreticiler için çok ciddi bir ceza riski oluşturmaktadır. Bu kapsamda da mevcut yönetmelikte, ADR sözleşmesinin yürürlüğe girmesinden önce üretilen ürün ve ambalajlarla ilgili bir muafiyet bulunmamakta, ileriki dönemde de bir muafiyet sağlanıp sağlanmayacağı bilinmemektedir. Son olarak da, bu süreci daha bilinçli bir şekilde geçirmelerini sağlayacak “Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı” eksikliğidir. Maalesef şu an Türkiye’de hali hazırda toplam 90 civarında danışman bulunmasına rağmen, hala eğitim verecek yetkilendirilmiş kurum sayısı çok az. Adaylar sınav ve sertifika için yurtdışına gitmek durumunda kalmaktadır. Bu da, durumu daha da zor bir hale sokmaktadır. Bu kapsamda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın gerek mevzuat gerekse yetkilendirilmiş eğitim ve sertifika verecek kurumlarla ilgili çalışmalarını bir an önce tamamlaması elzemdir” açıklamasını yaptı.