Bunun ilk 3 nedeni ise; IT-telekom arızaları, kötü hava koşulları ve hizmet sunan firmalardaki sorunlar.  İş Sürekliliği Enstitüsü (Business Continuity Institute - BCI) tedarik zincirinin konusunda yaptığı araştırmanın sonuçlarını paylaştı. DHL Supply Chain tarafından da desteklenen araştırma; tedarik zincirini daha esnek ve etkin yönetimi amacıyla verilen outsourcing kararlarının önemini ortaya koyuyor. Tedarik zinciri hizmetleri sunan firmalardan kaynaklanan hizmet aksaklıkları, yüzde 35’lik oranla tedarik zincirini kesintiye uğratan nedenleri arasında üçüncü sıraya yerleşti. Bu oran 2011’de yüzde 17’ydi. 68 ülkeden katılımcılar, ayrıca şirketlerin yüzde 73’ünün 2011 yılında en az bir tedarik zinciri kesintisi yaşadıklarını bildirdi. Analiz edilen kesintilerin yüzde 39’u tedarik zinciri hizmetleri sunan lojistik şirketlerinden kaynaklandı.   Bu yıl dördüncü kez yapılan araştırmanın diğer sonuçları arasında şunlar yer aldı: Tedarik zinciri kesintilerinin ilk iki nedeni planlanmamış IT ya da telekom arızaları. Ankete katılan şirketlerin yüzde 52’si bunlar sonucunda orta ya da yüksek etkili kesintiler yaşıyor. Bunu yüzde 48 ile ikinci sıradaki kötü hava koşulları takip ediyor. Kur dalgalanmaları araştırmada dördüncü sıraya yükseldi. Geleneksel olarak iş sürekliliği ile ilgili gibi değelendirilmese de bu yükseliş iş sürekliliği – acil durum yönetimi - düşünce yapısının daha geniş kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini gösteriyor. Kesintilerin dolaylı etkileri ve maliyeti giderek artıyor. 2011’de her beş şirketten biri, tek bir kesinti dolayısıyla 1 milyon avrodan fazla kayıp bildirdi.   BCI Teknik Direktörü Lyndon Bird FBCI araştırmayla ilgi yaptığı konuşmada şunları söyledi:  “Tedarik zinciri hizmetleri firmalarından kaynaklanan kesintilerin artışının en önemli nedeni dış kaynak kullanımına yönelen şirketlerin tedarik zinciri hizmetlerini standart ürün tedarik süreci gibi değerlendirmesinden kaynaklanıyor. Hizmet dış kaynak kullanımı daha karışık bir süreç ve bu süreçte bir sorun olduğu zaman bunu çözmek ya da yenisi ile değiştirmek çok daha zor olabiliyor. Zaman içerisinde şirket içi yetkinlikler de kaybedilmiş olabiliyor ve hizmet alınan firmaya bağımlılık artıyor. Bir lojistik şirketi ile çalışma kararı çoğu zaman bir hizmet alırken değerlendirilmesi gereken seçim kriterlerine göre değil, bir sorunu çözmek ya da maliyet tasarrufu sağlamak amacıyla veriliyor.”   DHL Supply Chain İş Geliştirme Kıdemli Başkan Yardımcısı Mark Parsons ise, “Araştırma, özellikle karmaşık tedarik zincirleri olan şirketlerin mevcut ticari zorluklarla aynı zamanda iş sürekliliğini sağlama amaçlı acil durum planları oluşturmaya da hayati önem vermesi gerektiğini vurguluyor. Bir çok farklı sektörde tedarik zincirine yönelik hizmetler sunan bir şirket olarak, tüm tesislerimizde BS25999 İş Sürekliliği Yönetimi standardına paralel ve DHL Supply Chain 10 adımda İş Sürekliliği İçin Acil Durum Yönetimi (BCM) metodolojisine uygun olarak son derece etkili iş sürekliliği acil durum planlarımız var ve bu konudaki sorumluluklarımızı oldukça çok ciddiye alıyoruz. Müşterilerimizin iş sürekliliğini sağlamak ve dış kaynak kullanımının avantajlarını onlara sunabilmek için müşterilerimizle işbirliği içinde çalışıyoruz. Hizmetlerimizi sunarken sözleşmelerimizin içinde yer alsın almasın tedarik zincirindeki her noktanın bir diğeri ile bağlantısını; müşterilerimize, tedarikçilere ve diğer tüm paydaşlara etkisini göz önüne alıyoruz” diye konuştu.