Güler 22 Nisan’da anlaşmanın yenilenmemesi halinde ne yapacaklarını sorduğumuzda, “Eğer 22 Nisan’da anlaşma yenilenmese, biz taşımaya devam edeceğiz. Bu sefer direkt Süveyş Kanalı üzerinden geçeceğiz. Tabi maliyetlerimiz artacak. Nakliyecilerimiz, ihracatçılarımız hiç korkmasınlar biz bu taşımayı yapmaya devam edeceğiz” diye cevap verdi.

İbrahim Güler, “Mevcut maliyetler ile söz konusu hizmetin taşımacılarımız açısından verimli bir şekilde devamlılığının sağlanması oldukça güçleşmektedir. Hat zaten geçmişten bugüne yaşanan sorunlar nedeniyle oldukça büyük kan kaybına uğramıştır. Bugün adı geçen hattın taşımacımıza maliyeti 3.600-3.800 dolar olup; bu durum taşımacılarımızın söz konusu bölgeye yaptıkları taşımaları giderek güçleştirmekte; bundan dolayı da üretici/ihracatçı da zarar görmektedir. Oysa taşımaların artması, üretilen ürünlerin daha fazla olarak ihracatının yapılabilmesi için bu maliyetin 2.700-2.800 dolar seviyelerinde olması gerekmektedir” diyor.

Kriz öncesi taşıma istatistikleri

Bu hat, bölgenin dış ticaretini sadece Türkiye ile değil diğer AB ülkeleri ile birlikte Rusya ve BDT ülkeleri ile de geliştirebilecek bir hat olması nedeniyle Türk ihraç ürünlerinin hızlı teslimatı sayesinde Ortadoğu’daki pazar kaybının da önüne geçmek mümkün olabilecek. Özellikle, raf ömrü kısa olan gıda ve yaş sebze/meyve ürünleri pazara bozulmadan, en hızlı şekilde ulaşabilecek. Konuyla ilgili Güler şu bilgileri veriyor: “Suriye sınır kapısının kapanması ile birlikte gerek ihracatımız, gerekse taşımacılık sektörümüz giderek kan kaybetmiştir.  Geçmiş dönemde faaliyette bulunan Ro-Ro şirketlerinin yaşatmış olduğu çeşitli sorunlar ve teşvik uygulamasının kalkması ile birlikte bu hattın kullanımı da giderek düşmeye başlamıştır. Şöyle ki; 2013 yılında Ro-Ro ile Mısır ve Ortadoğu ülkelerine yapılan ihracat taşımaları 6862 iken, bu rakam 2014 yılında 4 bine düşmüştür. Ekim 2014-Ocak 2015 arasında ise ihracat taşımaları bin 561 adet. Yıl geneline yayıldığında arzu edilen seviyelerin çok altında olacağı görülmektedir. Diğer yandan, 2010 yılında Suriye ve Suriye üzerinden yapılan taşımalar 100 bin sefer iken, bu rakam 2011 yılında 83 bin 519, 2012 yılında ise 12 bin sefer olarak gerçekleşebilmiştir. Yani, bölgeye yönelik taşımalarımızda yüzde 86’lık bir düşüş ortaya çıkmıştır. 2010 yılında gerçekleştirilen taşımaların ülkemize kazandırdığı döviz 5 milyar dolar olduğu göz önüne alındığında ülkemizde yaşanan ekonomik kaybın ne kadar büyük olduğu yadsınamayacak bir gerçektir.”

Sorunlar ve çözüm önerileri

Hatay Ro Ro Line İnc. AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Güler sorunlar ve çözüm önerilerini şu maddeler şeklinde özetliyor.

“1. Ro-Ro gemilerimizle taşınan araçların sürücülerin transferi “uçak “ ile sağlanmaktadır. Ancak, Charter uçak girişimlerimiz Mısır kökenli firmanın girişimleri sonucu, Mısır Sivil Havacılık İdaresi’nin geçtiğimiz günlerde getirdiği 15 gün önce uçuş izninin alınması ve yolcu listesinin bildirilmesi zorunluluğu nedeniyle sonuçsuz kalmaktadır. Bu uygulama Hatay Ro-Ro nun seferlere başladığı ilk günlerde getirilmiştir. Malumları olduğu üzere taşımacılığın doğası gereği 15 gün önceden sürücülerin belirlenmesi mümkün değildir.

2. Charter uçak kullanma imkânının olmamasından ötürü, THY tarifeli uçuşları kullanmak zorunda kalınmaktadır. Ancak, bu durum hem zaman hem de mali dengeleri bozacak düzeyde önemli bir maliyet yükünü beraberinde getirmektedir. Bu maliyet ortalama 600-700 USD/Beher yolcudur.

3. Son günlerde Mısır ve Türk basınında yer alan Mısır Karayolu anlaşmasını iptal edeceği ve 2015 yılında yenilemeyeceği haberleri, ihracatçı firmalar ve bölgeye çalışan nakliye firmalarını tedirgin etmiş, güzergâha güvenin zedelenmesine neden olmuştur.

4. Bu olumsuz tablo, Hatay bölgesinde faaliyet gösteren, hattı ayakta tutabilmek için mücadele eden nakliye firmalarının direncini kırmaya başlamış olup, hattın devamlılığının sağlanabilmesi ve Mısır’ın tüm resmi makamlarının desteğini alan rakibine karşı rekabet edebilmesi için acilen çözüm önerileri geliştirilmelidir.”