Türkiye’de ağır nakliye taşımacılığının ilk başladığı 70’li yıllarda sadece birkaç firmanın üretim yapabildiğini kaydeden Mustafa Yiğit, “8-9 ayda ancak bir lowbed yapılabilirdi. Onun da dingilini biz bulmak zorunda kalırdık.” şeklinde konuştu. Türkiye’de artık her türlü lowbed üretildiğini, modüler araçlar için ise çalışmalara başlandığını ifade eden Yiğit, son 10 yılda ağır nakliye işinin büyümesiyle işin hacminin ve yüklerin büyüdüğünü vurguladı. Yiğit, üç akslı treylerden 8 dingilli treylere, modüler araçlara, çekicide ise 420 beygirden 750 beygirlik araçlara geçildiğini kaydetti . Yiğit, modüler üretim için treyler üreticilerine Ar-Ge ve Ür-Ge desteğinin sağlanması durumunda yurtdışından tedarik yerine yerli üretimi tercih edeceklerini kaydetti. “Ağır Nakliye ekip işi” diyen Mustafa Yiğit, treylercisinden operatörüne kadar her şeyin titizlikle seçilmesi gerektiğini dile getirdi. Yalçın Dorse ile uzun yıllardan beri önemli bir işbirliği içerisinde olduklarını ve ürün geliştirme konusunda birlikte çalıştıklarını anlatan Yiğit, Yalçın Dorse ile terzi usulü üretim yapabildiklerine değindi. UND’nin ağır ve havaleli yükler için önemli bir çalışmaya imza attığına değinen Yiğit, bu amaçla nakliyeci ve mühendislerden oluşan bir ekibin yurtdışında Almanya, İtalya ve Fransa’yı kapsayan 10 günlük bir inceleme yaptığını bunun sonucunda çok önemli bir rapor oluştuğunu söyledi.  Sektörü AB standartlarına kavuşması için çalışmalar yapıldığını ifade eden Yiğit, “Rüzgar gülleri, fabrikalar, köprüler her şey bu ülkenin ekonomisini bir kat daha yukarı çıkaracak şeyler. Bunlar ne kadar kısa sürede ve en az maliyetle taşınırsa bundan herkes kazançlı çıkar” dedi.