Mart 2013 yılında kurulan ETA (Elektronik Taşımacılık Ağı) sektörün dinamiklerini değiştirmeye başladı. Kobiler ve nakliyecileri internet üzerinde buluşturan ETA, işleyiş bakımından Türkiye’de ve dünyada bir ilki gerçekleştiriyor.  Garantili fiyat teklifi, sigortalı taşıma, yüzde yüz araç bulunabilirliği ve teslimat garantisi ile KOBİ’lerin yoğun ilgi gösterdiği sistem, kamyon sahiplerine ise; düzenli yük bulma, verimliliklerdeki artış, rahat çalışma koşulları, daha fazla karlılık gibi birçok avantaj sunuyor. 5 bin nakliyeci ve 1.750 KOBİ’yi bünyesine katan ETA’nın göstermiş olduğu performans hem yurtiçi taşımacılık sektörü hem de Türkiye için önemli kazanımlar sunmaya başladı. Kurumsallıktan uzak ve dağınık bir alan olan yurtiçi taşımacılık sektöründe taşları yerinden oynatan ETA’nın kaderi gelecekte taşımacılığın nasıl olacağının da belirleyecek.

Transmedya Dergisi olarak, ETA’nın 1,5 yılda geldiği noktayı, sektöre nasıl bir değişim getirdiğini araştırdık. ETA’nın kurucusu Borusan Lojistik’in Genel Müdürü Kaan Gürgenç ile sistemin tüm detaylarını konuşurken, yükleyiciler ve kamyoncuların da görüşlerini aldık. ETA 3 ayak üzerine kurulu bir sistem ve sistemin başarılı olması için nakliyeciler, yükleyiciler ve ETA’nın kazançlı olması gerekiyor. Her 3 tarafla yaptığımız görüşmelerde sistemin herkes tarafından verimli bulunması, geleceğinin de parlak olacağını gösteriyor.

ETA, Borusan Lojistik tarafından kurulsa da, sistem tamamen bağımsız bir yapı sunuyor. Herkese eşit mesafede duran sistemle ilgili detayları, Borusan Lojistik Genel Müdürü Kaan Gürgenç’ten aldık.

ETA’nın kurucusu Borusan Lojistik’in Genel Müdürü Kaan Gürgenç 

Sektöre kurumsallık getiriyor                                                     

Yurtiçi taşımacılığın ağırlıklı kamyonlarla yapıldığını, kamyon sahipliğinin de bireyselliği geçemediğini ve sermaye birikiminin de bulunmadığını söyleyen Gürgenç, ETA’nın bu noktada pazara kurumsallık getirmek için kurulduğunun söylüyor. 

Türkiye genelinde 800 bin civarında kamyon olduğunu, bunların çok az kısmının lojistik firmaları içerisinde yer aldığını aktaran Gürgenç, geri kalan kamyonların da kamyon parklarında kendilerine yük alabilmek için beklediklerini ve herhangi bir organizasyon içerisinde yer almadıklarının bilgisini veriyor. Bunun da kamyonları verimsizliğe ittiğini belirten Gürgenç, “ETA’yı kurmadan önce yaptığımız araştırmanın sonucu oldukça önemliydi. Türkiye’de kamyonların yaptığı toplam kilometrenin yüzde 25’inde boş olduklarını gördük. Yani bir yükü bıraktıktan sonra başka bir yükü almak için yüzde 25 boş kilometre kat ediyorlar” diyor.

Ulaştırma sektörünün çevreyi kirleten sektörler arasında yüzde 27’lik oranla ikinci sırada yer aldığının da üzerinde duran Kaan Gürgenç, bunun yanında kamyonların karıştığı kazalar nedeniyle can kayıplarının yaşandığını ifade ediyor. “Kamyonların içinde bulunduğu kazaların Türkiye ekonomisine zararı yıllık 2 milyar doları buluyor” diyerek ekonomik boyuta da dikkat çeken Gürgenç, tüm bu verilerin ETA’nın hayat bulmasındaki ana etkenlerden olduğunu belirtiyor.

Taşımadaki dengesizlik verimliliği azaltıyor                                

Türkiye’de yük hareketinin ay içinde orantılı olarak gerçekleşmediğini, ayın ilk haftası ile son haftası arasında büyük fark olduğunu söyleyen Kaan Gürgenç, son haftada yapılan işin ayın yarısına eşit olduğunu kaydediyor. Bu sebeple ayın son haftasında kamyon bulunabilirliği ile ilgili sorunlar yaşandığını ifade eden Gürgenç, “Rakamlara bakıldığı zaman kamyon adetleri artıyormuş gibi görünse de aslında pazarın büyüme hızından daha düşük bir hıza sahibiz” diyor. Gürgenç, piyasadaki kamyonların yapabilirliklerinin de yüksek olmadığını aktararak bunun da başka sorunları beraberinde getirdiğine vurgu yapıyor: “Kamyonların teknolojileri çok eski ve kapasiteleri düşük olduğundan taşıma haddinin üzerinde yük alınıyor. Türkiye’de taşıma sistemi tonaj fazlası üzerine kurulu olduğu için sürücüler ceza yememek için, kantarların ve kontrollerin kapanmasını bekleyip ondan sonra yola çıkıyorlar.  Bireysel kamyoncunun bu şartlar içinde ben istiap haddinden fazla yük almayacağım deme şansı yok. Çünkü biliyor ki kendisi taşımazsa başkası gelip taşıyacak. Yani ister istemez çarkın bir parçası haline geliyorsunuz.” Gürgenç, tüm bunların soncunda ortaya çıkan kargaşa, disiplinsizlik ve verimsizliklerin yük organizasyonun önünde önemli sorunlar oluşturduğuna atıfta bulunuyor.

Peki Borusan Lojistik burada nasıl bir tavır sergiliyor? Kaan Gürgenç, 2002 yılında Borusan Lojistik’e geldiğinde bir karar aldıklarını, tonaj fazlası taşıma yapılırsa o kişinin işine son verildiğini söylüyor. “Yani bir bakıma kendi ayağımıza sıkıyoruz” diyen Gürgenç, neden böyle davrandıklarını ise şöyle açıklıyor: “Bu kamyonlar belirli teknik spefikasyonlara göre üretiliyor; ona uyduğunuz zaman aracın freni tutuyor, lastiği kaymıyor, patlamıyor ve daha fazla dayanıyor, direksiyon manevraların altından kalkabiliyor. Fazla yüklerseniz o kamyon durmaz, o kamyon dönmez.”

Mevcut kapasite ile sorunu çözebileceğimize inandık                  

Kaan Gürgenç, “Hal böyle olunca biz bu işi nasıl hallederiz, mevcut kapasiteyi kullanarak sorunu nasıl çözeriz dedik ve tüm bunların sonucunda ETA fikri doğdu” diyor. ETA ile ne yapmak istediklerini anlatan Gürgenç “Bireysel kamyoncuya bugün kazandığından daha fazlasını kazandıracağız. Kamyoncunun yaptığı boş kilometreleri kaldıracağız. Oluşturacağımız finansal güçle bugün satın aldığından daha iyi kamyonu daha ucuza almasını sağlayacağız. Kamyonların kapasiteleri artacak, çevreye verdiği zarar azalacak” diye konuşuyor.

5 bin kamyon alacak güce ulaşacağız                                          

Projenin başarı ölçütünün “pazarlık gücü” olduğunu belirten Kaan Gürgenç, “Ben ne zaman büyük kamyon üreticilerini buraya getirtebilirsem ve her sene sizden 5 bin kamyon alacağım diye bir anlaşma yapabilirsem, o zaman istediğim büyüklüğe ulaşmış oluruz” diyor. Bunun için de adımlar atmaya hazırlandıklarını söylüyor ve ETA içerisinde bir satın alma departmanı kurulacağını aktarıyor.

ETA Türkiye’de de dünyada da tek                                               

Birçok internet portalında yük ve araçları buluşturan sistemler mevcut. ETA’nın yaptığı bunlardan farklı mı?  Kaan Gürgenç bu soruya “ETA’nın yaptığını yapabilen ne Türkiye’de ne dünyada başka bir sistem yok. Diğer sistemlerde kullanıcılar yüklerini, kamyon sahipleri de kapasitelerini orta koyuyorlar ve bunlar karşılıklı olarak eşleştiriliyor. ETA’da siz herhangi bir kullanıcı olarak bilgisayarınıza girip A noktasından B noktasına navlun istediğinizde ETA size dakikalar içerisinde fiyat teklifinde bulunuyor” diye cevap veriyor.

“Fiyat garantili teklif veriyoruz”                                                  

Yükleyici firma araç istediğinde ETA dakikalar içerisinde fiyat teklifi geçiyor. Gürgenç, bu teklifin fiyat garantili bir teklif olduğunu belirtiyor. Peki bunun anlamı nedir? Gürgenç, “Biz o teklifi sunduğumuzda henüz kamyonu bulmuş değiliz. Yükleyici Ankara-İstanbul arası fiyat istediğinde biz fiyatı iletiyoruz. O güzergah  içerisindeki kamyonculara teklif gönderiyoruz. O kamyonlardan öncelik sırasına göre önce ana kamyonu sonra 2 yedeğini ve onun da yedeklerin seçiyoruz. Kamyoncu ben bu paraya taşırım dedikten sonra gitmeyebiliyor. Sizin müşteriye o kamyon gelmedi biz bir daha bakıyoruz deme şansınız yok. Kamyonu kendi sistemimiz içerisinde bulamazsak dışarıdan kamyon pazarlarından buluyoruz. Bu sefer de fiyatlar daha yüksek oluyor. Bu farkı kendimiz ödüyoruz. Müşteriye verdiğimiz teklifte kamyon bulamadık, onun için yeni fiyat şu olacak demiyoruz” diyor ve bunun oranın yüzde 15 civarında olduğunu aktarıyor.

Gürgenç, ETA’nın bir lojistik firması olmadığını bu sebeple taşımalar için verilen fiyat teklifinin 1 yıl boyunca değil 48 saat için geçerli olduğunu söylüyor. Söylemlerinin “İki nokta arasındaki en ucuz teklif” olduğunun altını çizen Gürgenç, “Bugün bazı müşterilerimiz ETA’yı sevdiler bütün işlerini ETA ile yapıyorlar. Ama bazı müşterilerimiz var normal çalışma şekillerine devam ediyorlar, ne zaman sıkışırlarsa, kamyon bulamazlarsa o zaman ETA’ya geliyorlar. Çünkü ETA 10 TL demişse o fiyata taşıyor. 15 TL’ye ye mal etse de 10 liraya taşımak zorunda. Garanti bir sistemi var. Böyle şartlarda garantili sistemin normal fiyattan daha yüksek olması gerekiyor. Bu gerçekten inovatif bir proje. Bu projenin insanlar tarafından algılanması için zamana ihtiyaç var.”

ETA katlanarak büyüyor                                                                

“ETA geçen seneyi 4,5 milyon dolarla kapattı. Bu seneyi de 10 milyon dolarla kapatacak gibi gözüküyor. Aslında daha hızlı büyüme kapasitesi var. Ama biz emniyetli gitmeyi tercih ediyoruz” diyen Kaan Gürgenç, sistem içerisinde kademeli olarak kamyoncuyu ve müşteri adetlerini yükselttiklerini söylüyor. Sistemin dengeli olarak büyümesi gerektiğini aksi takdirde yük veya kamyon bulmada sıkıntı yaşanacağını kaydediyor.

1 milyar dolara ulaşacağız                                                           

“Eğer bütün öngörülerimiz tutarsa, bu şirket 2020 yılında kendi başına milyar doların üzerine çıkar” diyen Kaan Gürgenç, bunun uzak bir hayal olmadığına da dikkat çekiyor.

Kamyoncunun kafasında soru işaretleri var ve bunu sileceğiz   

KOBİ’lerin bu sistemi çok sevdiğini ama kamyoncuların kafasında bir takım soru işaretleri bulunduğunu anlatan Gürgenç, bunu tedirginlik ve fırsatçılık diye ikiye ayırıyor. Kamyoncu müşteriye gittiğinde daha az taşıma yapmaya hazırken yükü verdiğinizde kamyoncunun daha yüksek fiyatlar isteğini söyleyen Gürgenç, şunları aktarıyor: “Bir ana rota vardır bir de dönüş yolu vardır. Ana rotada elde ettiğin paranın çok daha azına dönüş yaparsın. Dolayısıyla kamyoncu bana geldiğinde çok daha düşük fiyatlara taşıma yapmaya hazırken, ben kamyoncuya sorunca ana rotadan çok daha fazla para istiyorlar. Bana muhtaçlar dolayısıyla bu parayı verecekler diyorlar.”

ETA’ya kayıtlı 5 bin kamyoncu var                                                 

Şu anda ETA’nın 5 bin kamyoncu üyesi olduğunu söyleyen Gürgenç, “2013 Mart ayında lansmanı yapılan ETA bir yılsonunda 5 bin kamyoncu üyeye ulaştı. Her yıl üye sayısının 2’ye katlanarak 50 bin üyeye ulaşması hedefleniyor. ETA, 2013 Mart ayında ayda ancak  40-50 sefer yapmaktayken, ilk yılını  toplam 8 bin sefer gerçekleştirerek tamamladı.  Şu anda aylık iş hacmi her ay yükselen bir ivme ile artmaya devam etmekte. ETA, sistemdeki tüm kamyoncu üyelerine homojen bir dağıtım ile sefer vermeyi, her kamyoncu üyesinin sistem içinde aktif olarak çalışmasını sağlamayı birincil öncelikleri arasında konumlandırmakta. Tentesini ben yeniliyorum. Bizle çok sefer yapan araçlara onları şaşırtacak kadar büyük hediyeler veriliyor. Belirli seferin üzerinde olanların kamyon lastiklerini yeniliyoruz” diyor.

ETA’nın varoluş sebebi kamyonlardır, kamyoncu olmazsa ETA olmaz

Kamyoncunun şu anda bu işin ne kadar kendileri lehine olduğu ile ilgili kafalarının karışık olduğunu ifade eden Gürgenç, “ETA gelecek navlunlar aşağı inecek” düşüncesinin yersiz olduğuna vurgu yapıyor. “ETA’nın varoluş sebebi kamyonculardır” diyen Gürgenç şöyle devam ediyor: “Kamyoncular olmazsa ETA zaten ortadan kalkıyor. Kamyoncular ETA’nın temeli. Birisi ETA’dan korkacaksa, bunlar aslında kamyonla kamyoncu arasında geçmiş ihtiyaçlar için oluşmuş katmanlar. Şu anda var olan sistemde; kamyoncu yükünü boşalttıktan sonra kamyon garajına gidiyor ve yük bekliyor. Araç parkına ayrı, değnekçisine ayrı, yemeye içmeye ayrı paralar ödüyor. Tüm bu zaman içerisinde rotasına uygun yük bulmak için bekliyor. Bu çok büyük bir verimsizlik getiriyor.

Yük beklemeyi bitireceğiz                                     

Kamyonun para kazanması için tekerinin dönmesi gerekiyor. Bizim ETA’da kurmaya çalıştığımız sistem; kamyoncu yükü boşaltırken bir sonraki yükün o kamyonla ilişkilendirilmesi üzerine kurulu. Yani yükü boşaltıyorsunuz ve bir sonraki noktaya hiç beklemeden gidiyorsunuz. Oradan da yükü alıp diğerine geçiyorsunuz. Çok noktalı rota oluşturmayı hedefliyoruz. Kamyonca İstanbul’dan Ankara’ya gidiyor, oradan Trabzona gidiyor sonra sırasıyla Trabzon-Erzurum, Erzurum- Antalya ve Antalya-İstanbul yapıyor. Bütün bu rotayı biliyor yükü kamyon parklarında değil gidip evinde bekliyor.”

ETA kamyoncuya bir yaşam alanı sunacak           

Bugün birçok noktada kamyon park alanlarının bulunduğunu ve kamyoncuların buralarda çok zor ve kötü şartlarda beklediklerini aktarıyor. ETA ile birçok değişim yaşanacağını söyleyen Kaan Gürgenç, “Bugün kamyon garajlarıyla rekabet ediyoruz, bir müddet sonra kamyon garajları işlevini kaybedebilir. Eğer sen yoldaki kamyonu yükle buluşturursan kamyonun gidip de bir yerde durmasına gerek kalmaz. Biz bunu yapacağız.  Gelecekte ETA’nın kendi park yerleri de olacak. O insanlar temiz çarşafta yatacak, duşunu alacak, yemeğini yiyecek ve bunun için ya hiç para ödemeyecek ya da çok düşük bir miktar ödeyecek. Kamyonlar trafiğin içerisine girmeyecek.  Kamyoncunun şehirde işi varsa binecek servise gidip alışverişini yapıp yine servisle dönecek. Kamyon güvenli ve rahat bir ortamda bekleyecek.”

Türkiye’nin en büyük filosu ETA olacak

Kamyon garajları ortadan kalktığı zaman ETA’nın gelecek 10 yılda Türkiye’nin en büyük taşımacılık kooperatifi olacağını iddia eden Kaan Gürgenç, bireysel kamyoncunun pay sahibi olduğu bir yapı oluşturacaklarını söylüyor. Bunu Saffet Ulusoy’un kurduğu U.N Ro-Ro’ya benzeten Gürgenç, bu yapının oluşmasıyla ellerinin daha da güçleneceğini söylüyor ve ekliyor: “Gücümüz arttığı için, kamyonu da lastiği de pazar fiyatlarının çok altında alacağız. Çünkü büyük ve daimi müşteri olacağız. İşi buraya götürme gayretindeyiz.”

Mevcut kapasiteyle verimliliği artırmayı planlıyor

Bunun yanında sürücülerin eğitim gördüğü, trafik kurallarına uyulduğu, yük alma performansının ve teslim etme zamanının ölçüldüğü bir sistemi de işleteceklerini söyleyen Gürgenç, bunun kolay olmayacağını da belirtiyor ve “Ancak suyun akışını değiştiremezsiniz. Bu iş buruya gidecek” diyor. Yapılması gereken şeyin mevcut kapasiteyi daha verimli hale nasıl getirileceğinin bulunması olduğunu ifade eden Gürgenç, şunları söylüyor: “Olmayacak bir şey yok. Başlangıçta elbette ayağımız takılacak. İstediklerimizi istediğimiz sürede değiştiremeyeceğiz. Ama bunu yapmak zorundayız. Bugün var olan 800 bin kamyonun çok önemli bir kısmını 8 ve10 tekerli kamyonlar oluşturuyor. Bunların taşıma kapasiteleri çok düşük, motor teknolojileri çok eski, yakıt tüketimleri çok fazla. Bugün yeni bir TIR aldığınız zaman 2-3 kat fazla yük taşıyorsunuz ve tükettiğiniz akaryakıt daha düşük. Şimdi aynı seferi yaptığınız zaman 8 ton taşımakla 24 ton taşımak arasında fark var. İkisinde de aynı şoförü kullanıyorsunuz.  Ve daha teknolojik araç kullanıyorsunuz.

Kamyon sayısı artmayacak ama taşıma kapasitemiz artacak

İlerde de 800 bin kamyonumuz olacak sayı artmayacak ancak bu kamyonların taşıdığı tonaj bugünkünün 3 katı olacak. Doğru planlama ile onları boş kilometre yapmaktan da kurtaracağız ve aynı işi daha az seferle yapacaklar.”

Günlük 100 bin taşıma yapabilecek bir sistem oluşturuyoruz

Arkasında Borusan güvencesi olmasının sistemin en büyük avantajı olduğunu kaydeden Kaan Gürgenç, kamyoncunun paramı alıp alamayacağı konusunda hiçbir sıkıntısının bulunmadığını, taşıma işlemi bittiğinde aynı saat içerisinde hesabına parasının geçtiğini söyleyen Gürgenç, ETA’nın akaryakıtta Shell, mesajlaşma ve araç takipte Turkcell ve banka transferinde Garanti Bankası ile çalıştığını belirtiyor. Tüm bunların arkasında ise kendi yazılımları ve bilgisayar sistemlerinin bulunduğunu aktaran Gürgenç, ayrıca acil ihtiyaçlar ve olası sorunlar için 7/24 hizmet veren Call Center’larının olduğunu söylüyor. 

ETA navlunları düşürdü mü?

Türkiye’de toplam yük olarak hesaplandığında bir seferin ortalama maliyetinin 500 dolar olduğunu söyleyen Gürgenç, ETA ile kamyoncunun eline 450 dolar geçtiğini söylüyor. Yani yüzde 10’luk bir düşüş var. Bu para nereye gidiyor? Kaan Gürgenç buna “Ortada bir 50 dolar var. Bu ellinin yüzde 75’i müşteriye ve kamyoncuya gidiyor, yüzde 25’i de bize kalıyor. Bir şey kazanmıyoruz. Bugün itibariyle ETA daha yeni yeni başa baş noktasına geldi” diye cevap veriyor.

Kamyoncunun kazancı ne olacak                                                  

Düzenli yük bulma, verimliliklerdeki artış, rahat çalışma koşulları, daha fazlı karlılık gibi birçok noktada kamyoncunun kazançlı çıkacağını söyleyen Kaan Gürgenç, “Bunlardan daha önemlisi büyüyen bir organizasyonun içerisinde yer alacaklar ve bu organizasyonun bir parçası olacaklar” diyor. Başarının paylaşılması gerektiğini, hep bana, hep bana mantığı ile bu işin yürüyemeyeceğinin özellikle altını çizen Kaan Gürgenç, şöyle devam ediyor: “Biz müşterinin de kazandığı kamyoncunun da kazandığı bir sistem yaratıyoruz. Bunu verimlilikle, iyi bir organizasyonla ve satın alma gücümüzle yapabileceğiz. Bunu birisinin yapması gerekiyor ve biz elimizi taşın altına soktuk. Bunu başarabilmek için Borusan kadar yaygın, güvenilir ve hazır olmak gerekir. Bizi takip edenler de olacak. Bizim kadar büyük firmalar da bu işe gerecektir ancak bizim kadar güvenilir bir firma bulmak hiç kolay değil.   Bu süre içerisinde ben hem kamyoncuyu hem de müşterisini büyütmeye devam ediyorum. Çok kolay girilebilecek bir iş değil. Bu da sistemin kendini güvenceye almasına sağlıyor. Bu işin rakibi yok. O var olan internet portalları bizim rakibimiz değil.”

ETA milat olacak

ETA’nın Türkiye’de milat olacak bir değişime imza atmaya hazırlandığını söyleyen Kaan Gürgenç, “Yakında ETA’dan önce böyleydi, şimdi böyle denilecek” diyor. ETA’nın çok yönlü bir proje olduğunun üzerinde duran Kaan Gürgenç, “Ben Türkiye’de üretim yapan ticari araç üreticilerinin 10 yıllarını kapatabilirim. Her yıl 5 bin adet kamyon alırsam ve 10 yıl boyunca bunu yaparsam çok uygun fiyatlara araç alımı yapabiliriz. O zaman ortaya çok büyük bir kazanç çıkacaktır. Ayrıca çevreyi kirletmeyeceğiz. Araçlarda 10 numara yağ kullanılmayacak. Türkiye’nin 10 numara yağdan kaynaklı vergi kaybı yıllık 1,5 milyar dolar. Borusan olarak bu konuda çok hassas bir firmayız ve kesinlikle bizde yasaktır. Eğer ben bu taşıma adetleriyle 10 numara yağ kullanmış olsaydım 73 milyon doları cebime koyardım. Benim sorumluluklarım gereği markalaşmış akaryakıtları kullanmak zorundayım.”

Gürgenç: Kamyoncu daha fazlasını kazanacak

Temel hedefimiz şu: Biz dün kamyoncunun kazandığından daha fazlasını onlara kazandıracağız. Müşterinin ödemeye hazır olduğundan daha azını onlara ödettireceğiz. O aradaki bölümü çıkardığınız zaman yarısını kamyoncuya yarısını müşteriye yansıtacağız. Bizim sistemimiz başarıya ulaştığında bugün itibariyle taşınan yükü 10 bin eksik kamyonla taşıyacağız. Bu ülke için de çok önemli kazanç. Baktığınız zaman bireylerin para kazanması gerekiyor ama bireyler para kazanırken ülkenin de rekabetçi olması gerekiyor. Ülke rekabetçi olmadığı zaman üretim ve satış olmayacak ve siz o malı taşıyamayacaksınız. Benim bunları ucuzlatıyor olmam lazım. Bu kamyoncunun daha az para kazanacağı anlamına gelmiyor. Onlara daha fazla para kazandırarak sistemi ucuzlatman gerekiyor. Bunu becerebildiğimiz sürece ayakta kalacağız.

Kaan Gürgenç: Tüm Türkiye’ye hizmet verebilmek için çalışmalarımız sürüyor


Şu anda temel olarak 10 ilden yaklaşık 30 ile araç sağlama garantisi ve iddialı fiyatlarla hizmet verebiliyor. Bunun dışındaki rotalarda da zaman zaman avantaj sağlayabiliyor ve hizmet verebiliyoruz. Türkiye’nin her ilinde de farklı bir hizmet seviyesiyle hizmet verebilmek üzere iş modelinde değişiklik yapılması üzerinde de çalışmaları devam ediyor.

ETA’nın çok büyük bir gelişim alanı var. Hizmet verilen coğrafyanın genişletilmesi, Parsiyel taşımalara cevap verebilmek, farklı bir servis seviyesi ile tüm Türkiye’de hizmet verebilmek gibi üzerinde çalışılan birçok gelişme olmakla beraber, iş modelinin mevcutta hedeflediği alan da oldukça büyük ve kamyonculara daha doğru zaman ve yerde ulaşmak veya farklı akıllı cihazlarla iletişim kurmak gibi verimliliği artıracak, kullanım kolaylığı getirecek birçok gelişme yapmak ta mümkün. Hem mevcut oyun alanında iyileşmek hem de oyun alanını genişletmek için ETA’da çok farklı açılımlar mümkün.