İlaç lojistiğine 2005 yılında başladıklarını söyleyen Hakan Şen, ilaç lojistiğinde tedarik zincirinin nasıl işlediğini şöyle anlatıyor: “İlaç firmaları; Mümessil Ecza Deposu hizmeti ve antrepo hizmetleri, uluslararası taşımacılık, ülke  içi  dağıtım, sekonder ambalajlama (karekodların oluşturulması, ürünlere yapıştırılması veya uygulanması etiketleme, prospektüs değişimi vb)gibi birçok lojistik hizmete gereksinim duyuyor. Bu faaliyetleri  kendi bünyelerinde gerçekleştiriyorlar veya bizim gibi Mümessil Ecza Deposu ruhsatı olan firmalardan hizmet alıyorlar.” İlaç firmalarının Türkiye’de yaklaşık 500’ün üzerinde farklı noktada bulunan Ecza Deposu ve şubelerine ilaç sattığını da aktaran Şen, Selçuk ,Hedef Ecza ve Kooperatif depolarından farklı olarak kendilerinin Mümessil Ecza Deposu ruhsatlarının olduğunun bilgisini veriyor. 

Yeni standartlar geliyor

Türkiye’de Mümessil Ecza Deposu ruhsatına sahip yaklaşık 10 lojistik firması olduğunu söyleyen Hakan Şen, ilaç lojistiğinde önümüzdeki birkaç yıl içerisinde önemli değişiklikler olacağını söylüyor. GDP (İyi Dağıtım Uygulamaları) klavuzunda güncelleme yapılmasıyla ilaç lojistiğinde farklı lojistik uygulamaların devreye gireceğini kaydediyor. Şen, Sağlık Bakanlığı’nın Ecza Depolarını Mümessil Ecza Depoları standartlarına getireceğini belirtiyor. Şu anda Ekol’ün sağladığı iklimlendirme, validasyon gibi süreçlerin ecza depolarında da uygulanmaya başlayacağını ilave ediyor.

Türkiye’de ilaç hakettiği şekilde taşınmıyor

İlacın depolanmasına yönelik yürürlükteki yönetmelik ve kılavuzların dağıtım operasyonlarını düzenlemede yeterli olmadığını belirten Şen, denetimlerin nakliye operasyonlarını gerektiği ölçüde kapsamadığını belirtiyor. Bu nedenle Türkiye’de ilacın başka ürünler ile birlikte taşınabildiğini ve kontaminasyon riskinin oldukça ciddi seviyede olduğuna dikkat çekiyor. Ayrıca ilaçların belirlenen sıcaklık tolerans limitleri içerisinde taşınmadığını da belirten Şen, Sağlık Bakanlığının, GDP klavuzu güncelleme çalışmaları kapsamında ilacın taşınmasına yönelik faaliyetleri de kapsayacak şekilde çalışmalarına devam ettiğini ifade  ediyor.

Ekol sektörde önemli bir boşluğu doldurdu

2005 yılında hizmet verdiği ecza deposu ile sektöre giren Ekol Lojistik, 2010 yılında ilk büyük ihalesini kazanmış. Hakan Şen, şu anda ilacın yanı sıra, sağlık sektöründe hayvan sağlığı, medikal firmalar ve hammadde firmalarına da lojistik hizmeti verdiklerini aktarıyor. Hastane lojistiği yapmak için bir hastane grubu ile yaklaşık bir yıl çalıştıklarının bilgisini de veren Şen, bu projede hastanenin ihtiyacı olan ilaç, medikal ve non-medikal diye adlandırılan ürünlerin hastaneye tedariğinin sağlanması yönünde planlama yaptıklarını söylüyor. Bu sayede 7-8 bin ürünün lojistiğini sağladıklarını da vurgulayan Şen, ayrıca göz sağlığı ürünleri ve kontak lens konusunda dünyanın en büyük firmalarından birinin operasyonuna başladıklarını belirtiyor. Bu proje ile firmanın ürünleri Türkiye’ye girdikten sonra ürünlerin tamamını Ekol’e sattığını belirtiyor. Ekol, Türkiye’de bir ilk olarak  bu proje ile, ürünleri yaklaşık 4.000 optik mağazasına, Ecza Deposuna ve Hastanelere satacak, sevk  edecek, iade lojistiğini yönetecek ve tahsilat sürecine kadar tüm süreçten sorumlu olacak. Ayrıca ilgili firmanın cerrahi ve ilaç ürün grupları için de tüm lojistik süreci Ekol yönetecek.

Ekol, sağlık lojistiği için ayrı bir birim kurdu

“Dünyada reçetesiz satılan ürünler için de lojistik kanalları gelişiyor. Eczanelerde satılan dermo kozmetik ürünler bu alanda bizim hedef sektörlerimizden biri” diyen Hakan Şen, Ekol Lojistik rakiplerinden farklı olarak sağlık lojistiği için ayrı birim kurduklarını aktarıyor. Bunun nedenini de anlatan Şen şu bilgileri veriyor: “İlaç firmalarının depolama,GDP, GMP, HSE (İş güvenliği ve çevre düzenlemeleri) beklentileri çok farklı. Örneğin müşterilerimizin tedarik ve kalite ekiplerinin bizim depolarımızda ofisleri bulunuyor. Sürekli olarak bizim yaptığımız operasyonları takip edebiliyorlar. Gerek mevcut müşterilerimizin gerekse potansiyel müşterilerimizin global ekipleri depolarımızı ve operasyonlarımızı düzenli olarak denetliyor. Bu nedenle kalite ve iş güvenliği konusunda sektörün en iddialı ekibini kurduk.”

Aksaray yatırımı ve ilaç sektörü için önemi

Hakan Şen’e Ekol’ün Aksaray’da yapmayı düşündüğü Avrupa’nın en büyüklerinden biri olacak depo yatırımını ve bunun ilaç lojistiğinde nasıl kullanılacağını soruyoruz. Şen, Ekol’ün Aksaray’ı özellikle perakende sektörü için bir lojistik üssü olarak düşündüğünü teyid ediyor. Bu üssün sağlık sektörü için kullanımı konusunda cevap vermek için henüz erken olduğunu belirtiyor. Ancak önemli bir ekleme yapıyor:  “Dünyada en hızlı büyüyen ilaç firmalarının arasında Çinli ve Hintli şirketler var. İthalatın bu yönde artış göstermesi halinde  Aksaray ilaç için de önemli bir üs olabilir. Sağlık Bakanlığı’nın yayınlayacağı yeni GDP klavuzu sonrasında ilaçların Türkiye dağıtımı için Aksaray’ın önemli bir lojistik merkezi olabileceğini belirtiyor.

İlaç uygun şartlarda taşınmalı

Bakanlığın üzerinde yoğunlaştığı ve ilaç lojistiğine belirli standartların getirileceği çalışmaları desteklediklerini anlatan Hakan Şen, şöyle konuşuyor: “İlacın doğru sıcaklık koşullarında taşınması gerekiyor. Bir çikolatanın uygun sıcaklıklarda taşınmadığını gözle görebilir veya tadarken anlayabilirsiniz. Ancak ilacın bozulduğunu anlamanız çok zor. Dünyanın her ülkesi iklim kuşaklarına göre ayrılmıştır. İlaçların raf ömrü ve saklama şartları bu iklim kuşaklarını temsil eden stabilite çalışmalarıyla belirlenmektedir. Sağlık Bakanlığı, ilaçlara ruhsat verirken raf ömrü ve saklama şartları bu stabilite çalışmalarına göre belirlenmektedir. Saklama şartlarından daha yüksek sıcaklıklarda bekletilen ilaçlar  hızla bozulabilir, etkisi azaldığı gibi zararlı etkileride ortaya çıkabilir. İlaç için dedike araçlar gerekiyor. Ekol’ün sağlık depo antrepo ve araçları sadece sağlık sektörüne hizmet vermektedir. İçerisinde otomotiv, FMCG veya başka bir sektöre ait ürün bulamazsınız.”

Bakanlık düğmeye bastığında biz de aynı anda hizmete başlarız

Şen, Ekol olarak ilaçların uluslararası standartlara uygun araçlarla taşınmasını,  hem İstanbul hem de tüm Türkiye genelinde yapabildiklerini söylüyor. Geçtiğimiz yıl soğuk zincirde Türkiye’nin en önemli firmalarından Teciroğlu’nu satın aldıklarını belirten Şen, sıcaklık kontlollü araçları valide ettiklerini aktarıyor. Şen, “Sadece ilaç lojistiğine hizmet veren, uluslararası taşımacılıkta kullandığımız araçlarımız var. Ayrıca Türkiye’de 35 tane aktarma merkezimiz bulunuyor. Bu noktalardan; Ankara, İzmir, Adana ve Diyarbakır gibi hangi aktarma merkezini kullanacağımız konusunda çalışmalarımızı tamamladık. Bakanlığın yeni GDP yönetmeliğini yürürlüğe sokmasıyla çalışmalarımızı hayata geçirebileceğiz. Projemiz hazır, maksimum 2 ayda sistemi devreye sokabilecek durumdayız” diyor.

İlaç lojistiği bir bütün olarak ele alınmalı

Sağlık Bakanlığı çalışmalarının mevzuat dahilinde ambarlar ve Ecza Depoları üzerine yoğunlaştığını ancak kendilerinin sürecin bir bütün olarak ele alınması gerektiğini Sağlık Bakanlığı’na ilettiklerini belirten Hakan Şen, “Antrepo ve ilaçların nakliyesinde kullanılacak araçların GDP kurallarına uygun olup olmadığının Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenmesi gerektiğini dile getirdi. Sistemin bütün halkaları değerlendirilmeli. Bunlarla ilgili ruhsatlar ve kontrol listeleri oluşturmalı. Bakanlık bu önerileri dikkate alarak yurtiçi ve dışındaki örnekleri incelemek üzere çalışmalarını devam ettiriyor” diye konuştu.