Konya Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Öztürk haksız iflas ertelemeyle piyasaların sıkıntıya girdiğini, iflas erteleme yasasının alacaklıların hakkını gözeterek yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi.

2003 yılında İcra İflas Kanunu’nda yer alan ve iflasın ertelenmesine yönelik hazırlanan 179’uncu maddenin son dönemde kötüye kullanıldığını belirten Başkan Öztürk’ün konu hakkındaki açıklamaları şöyle: “Karşılıksız çek ve iflas ertelemedeki artışla piyasada yaşanılan sıkıntılar arttırıyor. İflas erteleme yasasıyla borçlu şirket 5 yıla kadar borcunu ödemeyi erteleyebiliyor. Yasada iflas erteme kararının alınması çok kolay gerçekleşiyor. Alacakları mağdur eden bu durum kötüye kullanmayı arttırıyor. Bu sürede alacağını tahsil edemeyen firmaların yaşadığı nakit sıkışıklığı piyasaları genel olarak zora sokuyor. Son bir yıl içerisinde iflas erteleme başvurularının çok yüksek oranda artması kanunun kötüye kullanıldığı ihtimalini arttırıyor. Bu dönemde yaşanılan nakit sıkışıklığı reel sektörün durgunluğa girmesine sebep oluyor. İç piyasalardaki durgunluk ithalatı da artırarak cari açığı körüklüyor. Şirketlerimizin borçlarını ödememek için farklı yollara başvurması ticari ahlaka da zarar veriyor. Bizim tarihten gelen kültürümüzde ticaret güvene dayalı olarak sürdürülüyor. Son dönemde bu güven duygusunun zedelenmesi ticaret erbabımızı zor durumda bırakıyor. Tüm bu sebeplerle iflas erteleme yasasının alacaklıların hakkını da gözetecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerekiyor”

ÇBS’ye hileli iflas ve dolandırıcılık suçlaması

İşten çıkarılan bir çalışanın ihbarı üzerine ÇBS Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ali Eşref Çavuşoğlu ile yöneticiler Burhan Çavuşoğlu, Orhan Çavuşoğlu, Bülent Tomaç’a hileli iflas ve dolandırıcılık suçlamasıyla 15’er yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

İddianamede şüphelilerin holdingin şirketlerinden ÇBS Dekoratif Boyalar Üretim şirketinin daha önceki bir zamanda fiilen iflas durumunda olduğu halde bu durumu mahkemeye bildirmeyerek ve borçlanmaya devam ederek mağduriyet yaşayan alacaklıların artmasına sebebiyet verdikleri öne sürüldü. Yine şüphelilerin iflas ertelemesine ilişkin aldıkları mahkeme kararları ile de faaliyetlerini sürdürdükleri, buna karşılık şikâyetçi Dursun Eroğlu(33) gibi mağdurlar yaratıldığı iddia edildi.

İflas halindeki şirket, bilerek mahkemeye bildirilmedi

Savcılık, şüphelilerin ‘hileli iflas’ suçunu işleyip işlemediğinin tespiti için Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan ÇBS Dekoratif Boyalar Üretim ve Pazarlama AŞ.’nin incelenmesini istedi. Bakanlık müfettişleri, şirketle ilgili 26 Mart 2013’te 40 sayfalık rapor ve 357 sayfalık eklerini savcılığa teslim ettiler. Raporda şirketten alacağı bulunan şahısların alacaklarını alamadıkları, şirketin ana sermayesinin gizlenmesi veya değerinin azalması durumunun söz konusu olduğu anlatıldı.

Bakanlık Teftiş raporuna göre gerçeğe aykırı muhasebe oyunları ile şirketin hesapları, başka hesaplara aktarıldı. 2003 yılında şirketin ödenmiş sermayesi 16 bin 304 lira olmasına rağmen geçmiş yıl zararı 4 milyon 849 bin 549 lirayı buldu. Bu şekilde şirketin aktifleri, şirketten alacağı bulunan kişilerin alacaklarını karşılamaya yetmedi. Şirket sermayesinin oluşan zararları ile alacaklar tamamen karşılıksız kaldı. Bu durum 2004 yılından 2008 yılına kadar devam etti. Şirket daha önceki bir zamanda fiilen iflas durumunda olduğu halde bu durum mahkemeye bildirilmedi ve şirket borçlanmaya devam ederek mağduriyet yaşayan alacaklıların artmasına sebebiyet verildi. Bu arada bazı şirketler hakkında mahkemeden iflasın ertelenmesine ilişkin mahkeme kararı alınarak faaliyetlerini sürdürüldü. Buna karşılık şikayetçi Dursun Eroğlu gibi mağdurlar yaratıldı. Şüpheliler ana sermayenin şirket alacaklarını karşılamaya yetmediğini bildikleri halde şirketin faaliyetlerini devam ettirdi.

İddianamede ifadesi alınan ÇBS yöneticileri şüphelilerin savunmalarında farklı konuları içerir faaliyetlerle ilgili şirket kurduklarını, şirketlerinin devamının sağlanabilmesi ve piyasada kalabilmek için iflas ve iflas erteleme kararlarına başvurdukları anlatıldı. İddianamede bakanlık raporuna göre şüphelilerin eylemlerinin hileli iflas ve tacir kişilerin dolandırıcılığı suçunu işledikleri belirtildi. Şüphelilerin iki ayrı suçtan 5 yıldan 15’er yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına önümüzdeki günlerde İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.