Ukrayna’da ortaya çıkan karışıklıkların ardından batılı ülkeler Rusya’ya yaptırım kararı alınca, Rusya da bu ülkelerle ticari ilişkilerini en aza indirme kararı aldı. Ardından Putin Rusya şirketlerine ve vatandaşlarına yaptırım uygulayan ülkelerden gıda, tarım ve hammadde ithalatının durdurulmasına veya sınırlandırılmasına ilişkin kararnameye imza attı. Batı’ya karşı bu kararı alan Rusya’nın en önemli alternatifi Türkiye oldu. Yaptırıma konu olan ürünlerin miktarının 100 milyar dolar olması ise Türk ihracatçılarını ve lojistikçilerini heyecanlandırıyor. Yasak ve sınırlamalar Rusya şirketlerine ve vatandaşlarına yaptırım uygulayan ülkeleri kapsıyor. Şimdiye kadar Rusya’ya yaptırım uygulayan ülkeler ABD, Avrupa Birliği üyeleri, Kanada, Avustralya ve Norveç.  Rusya’ya yaptırım uygulayan ülkeler arasında Japonya da var, ancak Rusya hükümetinin yaptırım listesinde Japonya yok. Kararnameye göre, bir sene içerisinde söz konusu ülkelerden hammadde, tarım ve gıda ürünlerinin ithalatı ya yasaklanacak, ya da sınırlandırılacak.

Hangi ürünler yasaklandı?

Yasaklı ürünlerin listesi hazırlanarak internet sitesinde yayınlandı. Listede; sığır, domuz, balık, kuş eti ve ürünleri, deniz ürünleri, meyve, süt ve süt ürünleri yasak listesinde.   Her türlü – taze, dondurulmuş,  soğutulmuş, kurutulmuş, tütsülenmiş, tuzlanmış büyükbaş, domuz, kümes hayvanı eti, her türlü kabuklu deniz ürünü, süt ve süt ürünleri, sebze, yenilebilir kök, meyve ve ceviz, salam ve benzeri et, sakatat ürünleri, hazır gıdalar yasak. 

 43 milyar dolarlık gıda ithal ediyor

Rusya Gümrük Servisi verilerine göre, 2013 senesinde Rusya yurt dışından 43 milyar dolarlık gıda ürünü ithal etti. Bu, Rusya’nın toplam ithalatının yüzde 13,4’ü demek ve bu rakama alkollü-alkolsüz içecek dahil değil. Rusya’nın yurt dışından ithal ettiği gıda ürünlerinin yaklaşık yarısı AB, ABD, Kanada, Avustralya ve Japonya’dan geliyor.

Ekonomik Kalkınma Bakanlığı verilerine göre, perakende ticaret hacminde ithal gıda ürünlerinin oranı yüzde 25 ila yüzde 30 arasında.  Ayrı ayrı ürünlere göre ise rakamlar değişiyor. Mesela, Rusya İstatistik Kurumu verilerine göre, peynirin yüzde 50’si, domuz etinin yüzde 35’i, sığır etinin yüzde 60’ı, hayvansal yağın yüzde 35’i, bitkisel yağın yüzde 16’sı, konservenin yüzde 19’u yurt dışından geliyor.

Rusya’nın gıda ithalatında AB ilk sırada

Peki, Rusya, yaptırım uygulanacak ülkelerden en çok ne ithal ediyor? Yine Rusya İstatistik Kurumu verilerine göre, ithal et ve et ürünlerinin yüzde 36,59’u AB ülkelerinden, yüzde 11,87’si ABD’den, yüzde 3,77’si Kanada’dan, yüzde 2,23’ü Avustralya’dan geliyor.   Rusya, balık ve deniz kabuklularının yüzde 32,37’sini Norveç’ten, yüzde 12,97’sini AB’den, yüzde 4,18’ni Kanada’dan, yüzde 2,17’sini ABD’den ithal ediyor.  AB ülkelerinden ithal edilen yumurta, süt, bal gibi ürünler yüzde 32,58, sebze yüzde 30,37, meyve yüzde 24,21, hazır et ve balık ürünleri yüzde 38,72, kakao yüzde 28,62 oranında.

Yaptırım listesine giren ülkelerden ABD; Rusya’ya esasen et, Kanada hayvansal ve bitkisel kaynaklı gıda ürünleri ve içecek, bitkisel ve hayvansal yağ, mineral ürünler ithal ediyor.   Rusya, Avusturya’dan daha çok dondurulmuş ve soğutulmuş et, Avusturya’dan hammadde, ham kauçuk, kimyasal ürünler, içecek ve tütün ürünleri alıyor. Belçika’dan Rusya’ya et, balık, meyve ve sebze, un ve yağlar, Bulgaristan’dan şarap, meyve ve fındık, Danimarka’dan süt ürünleri,  yumurta, bal, et, yenilebilir sakatatlar, balık, kabuklu deniz ürünleri geliyor. İspanya Rusya’ya dondurulmuş et ve yan ürünleri, meyve, yarı mamuller, narenciye, zeytin ve zeytin yağı; İtalya şarap, meyve, makarna ürünleri,  Güney Kıbrıs narenciye, yeni ve soğutulmuş balık, Litvanya peynir ve lor, et, hayvan gıdası, içecek, patates, fasulye konservesi, balık ve canlı domuz ihraç ediyor.  Rusya, Hollanda’dan süt ürünleri, yumurta, tahıl ürünleri ve canlı hayvan, Slovakya’dan büyükbaş hayvan ve bazı gıda ürünleri, Finlandiya’dan süt ürünleri, et ve et ürünleri, kahve, çay, hububat, yem bitkileri, balık ürünleri, sebze ve meyve, Fransa’dan hayvansal ürünler, kimyasallar ve azot ürünleri, Çek Cumhuriyeti’nden meyve-sebze, içecek, katı ve sıvı yağlar ithal ediyor.

Sebze ve meyveyi Türkiye’den ithal edecek

Şimdi bu ürünlerin büyük bir kısmı yasak ve sınırlama listesine giriyor. Bu da Rusya’da bazı gıda ürünlerinin kıtlığına ve dolayısıyla fiyat artışına neden olacak. Gerçi Vedomosti Gazetesi’ne konuşan hükümetten bir kaynak, yurt dışından gıda ithalatının yasaklanmasıyla ülkede ciddi kıtlık oluşmayacağını söyledi. Rusya’ya gıda ürünleri ithal eden çoğu ülkelerin yaptırım kapsamı dışında olduğunu kaydeden kaynak, eti Arjantin ve Brezilya’dan sebze ve meyveyi Türkiye ve Azerbaycan’dan ithal edebileceklerini vurguladı. Putin’in başkanlığında yapılan toplantıya da katılan kaynak,  yaptırım uygulanan partnerleri yerine Türkiye, Şili, Arjantin ve Çin’in konulabileceğini söyledi. Ancak uzmanlar böyle düşünmüyor. 2010 senesinde Rusya’da kabul edilen gıda güvenliği doktrini, ülkenin et ve et ürünlerinin yüzde 85’ni, süt ve süt ürünlerinin yüzde 90’ını, balık ürünlerinin yüzde 80’ini, patatesin yüzde 95’ini kendi imkanlarıyla üretmesini öngörüyor. Tarım Bakanlığı’nın 2012 senesi verilerine göre ise Rusya et, süt ve balık hariç, diğer kategorilerde kendi ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.

Türkiye talebi karşılayabilecek mi?

Peki Türkiye’de Rusya’nın bu talebi karşılayacak yeterli üretimi var mı? TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) tarafından yapılan açıklamada Türkiye’nin Rusya talebine cevap verebileceği belirtildi.

TİM konuyla ilgili bir rapor hazırlayarak, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Ekonomi Bakanlığı’na sundu. Raporda Rus firmalardan birtakım talepler gelmeye başladığı ve bunun artarak devam etmesinin beklendiği belirtiliyor. TİM’in Rusya ihracatına yönelik hazırladığı rapordan öne çıkan notlarda özellikle kanatlı ürünlerde ve balık ihracatında ciddi bir artış beklendiği dile getiriliyor. Türkiye’nin yaş meyve ve sebze sektöründe de Rusya’dan gelecek ekstra talebi karşılayabilecek durumda olduğu belirtilen notta, yumurta ve süt ürünlerinde de talep olacağı ancak şu an Türkiye’de onaylı tesis olmamasının sıkıntı yarattığı belirtiliyor. Rus heyetiyle izin prosedürlerini hızlandırmaya çalışacaklarını kaydeden TİM, “Türkiye özellikle son yıllarda Rusya pazarına ihracattaki sıkı denetimler ve testlere rağmen, hemen hemen hiçbir sorun yaşamadan bölgeye en üst kalitede ürünleri ihraç etmeyi ve bunda bir süreklilik sağlamayı başardı. Doğacak ek 1.5 milyon tonluk talebi uygun koşullar oluştuğunda, ticaretin önündeki engeller kaldırıldığında karşılayabileceğimize inanıyoruz. Miktar ve kalite olarak Türkiye’nin oluşabilecek bu ani talebi karşılayacak kapasite ve birikimi bulunuyor, zira Türkiye’nin yıllık 45 milyon ton meyve-sebze üretim kapasitesi bulunuyor” açıklamasında bulundu. Tarım sektörü ihracatının Rusya’ya gerçekleşen ihracattaki payının yüzde 18,5 olduğu belirtilirken, bunun rakamsal karşılığının yıllık yaklaşık 1,3 milyar dolara denk geldiği kaydedildi. TİM’in hazırladığı notta, “Tarım sektörlerine bakıldığında Türkiye’nin Rusya’ya en fazla ihracat yaptığı alanın yaş meyve ve sebze sektörü olduğu, bu sektörün Rusya’ya yapılan tarım ihracatının yaklaşık yüzde 67’sini kapsadığı görülüyor” denildi.

Ek 3 Bin Belge Rahatlama Getirdi

Biranda ortaya çıkan 100 milyar dolarlık ihracat potansiyeli iki ülke arasında mal ulaşımı konusunda yaşanan sıkıntılar sebebiyle tehlikeye girebilir. Mevcut 9 bin olan kotanın 40 bine çıkartılması konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhurbaşkanı Putin’den talep etmişti. Şimdilik kota 3 bin adet artırılarak 12 bin adede yükseltildi. Ardından Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Rusya Federasyonu Ekonomik Kalkınma Bakanı Aleksey Ulyukayev’in bir araya geldiği toplantıda iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler görüşüldü.

100 milyar dolarlık hedef İçin sınırlamalar kalkmalı

Bakan Zeybekçi, 100 milyar dolarlık hedefe ulaşmanın yolunun iki ülke arasındaki sınırlamaları kaldırmaktan geçtiğini vurgulayarak, “Bunun yolunun ticari sınırlamaları kaldırmak, gümrük duvarlarını kaldırmak, iki ülke arasında ulaşımla ilgili şu andaki kota sınırlamalarını, fiziki veya gümrük sınırlaması gibi bir çok sınırlamayı kaldırmak olduğunu her iki ülke de biliyor ama bunu yaparken her iki ülkenin de hassasiyetleri var. Tabi olduğu kurumlar ve kurallar var. Bunlar çerçevesinde değerlendirmelerimiz devam ediyor. Bu arada Rusya’nın gerek ABD gerekse Avrupa Birliği’yle (AB) ambargo, daha doğrusu ithalatı ya da ihracatı yasaklama şeklindeki uygulamalarının da yeni bir durum ortaya çıkardığı da bir gerçek. Türkiye bu durumda ihracatını kısmayarak hatta artırarak Rusya’nın bugünkü zor durumunda desteklemeyi daha çok tercih ediyor. Rusya’nın bizim için önemli bir komşu olduğunun da altını çizerek, bundan sonra ticaretimizi geliştirme yönünde adımlar atmayı tercih ediyoruz” dedi.

Zeybekci, gerçekleştirilen görüşmede öncelikle iki ülke arasında bürokratik anlamdaki bazı sınırlama ve problemleri ortadan tamamen kaldırma konusunda bir fikir birliğine vardıklarını da dile getirdi. Ürünlerin gidişinde istenen belgelerle ilgili Türkiye’deki kurumların verdiği belgelerin birebir Rusya’da, aynı şekilde Rusya’daki kurumların verdiği belgelerin de birebir Türkiye’de kabul edilmesi yönünde iki tarafın da irade beyanı olduğunu aktaran Zeybekci, “Bunun sistematiğini oturtmakla ilgili kurumlarımız hızla adımlar atacak” dedi.

Türk ve Ruslar ortak nakliye firmaları kurabilirler

Zeybekci, Türkiye ile Rusya arasındaki ticaretin yüzde 40’ının karayolu aracılığıyla yapıldığına işaret ederek, “Bu da yaklaşık 40-43 bin civarında tır demek. Rusya Türkiye’ye bugüne kadar 9 bin civarında kota veriyor. Türkiye olarak bizim talebimiz nakliyeyle ilgili kotaların sıfırlanması, kaldırılması, Türk tırlarının Rusya’ya serbest bir şekilde girip çıkabilmeleri, ardından da gerekiyorsa Türkiye’yle Rusya’daki nakliye kuruluşlarının ortak şirketler kurarak böyle bir operasyonu gerçekleştirmeleri yönünde mutabakatımız var” diye konuştu.

Türk firmaları bu fırsatı değerlendirmeli

Bakan Zeybekci, Rusya’nın Türkiye için ne kadar büyük bir pazar olduğuna da dikkat çekerek şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye için Rusya çok büyük bir pazar demek. Sadece gıda ithalatı 60-70 milyar dolar, tarım ürünleri ithalatı yaklaşık 50 milyar dolar olan bir ülkenin bizim için önemli bir pazar olduğuna inanıyoruz. Türk şirketlerinin Rusya Federasyonu’ndaki toplam yatırımları 10 milyar dolar civarında. Türkiye olarak önümüzdeki dönemde Türk firmalarının Rusya’daki büyük fırsatları değerlendirme anlamında oradaki yatırımlarını devam etmelerini de destekliyoruz. Diğer taraftan Rusya’nın da Türkiye’deki yatırımları son derece önemli. Şu anda nükleer santralle ilgili bir yatırım var. Başka alanlarla da konuştuk. İnşallah önümüzdeki dönemde görüşmeler devam ettikçe bu alanlar da ortaya kendiliğinden çıkmaya başlayacaktır ve çıkacaktır.”