Avrupa’nın en büyük lojistik firmaları arasında gösterilen firmaların 10-20 bin adetlik filoları yönettiklerini görüyoruz. Kendi özmal yatırımları olmayan, kiralama veya dışarıdan hizmet alımıyla çalışan bu firmalar geniş network ağları, yönettikleri filolar, işlem hacimleri ve yıllık ciroları ile Türkiye’deki lojistik firmalarının bütününe eş değer olabiliyorlar. Bu, yıllara dayanan bilgi birikimi, bağlı bulundukları ülkelerin genel ekonomik durumu, küresel rekabetteki avantajları ile doğru orantılı elbette.

Ancak Türk firmalarının da son dönemde rekabetçi çözümlerle kendilerine yer edinmeye çalıştıklarını görüyoruz. Bunun ne kadar sürdürülebilir olduğu tartışılabilir olsa da verilen hizmet kalitesi ile aralarında fark olmadığını, hatta Türk firmalarının burada bazı noktalarda daha iyi hizmet verdiğini söyleyebiliriz. Bu yorumu da firmalarımızın Avrupa’da hizmet verdikleri müşterilerinden aldıkları ödüllerden yola çıkarak söylüyoruz. Lojistik gibi riskli bir sektörde, bu başarının hele hele Türkiye gibi önü engellerle çevrilmiş bir ülkenin firması tarafından alınabiliyor olmasını da altı çizilmeye değer bir başarı olarak görüyoruz. Bunun ayrı bir dosya konusu olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki sayı bununla ilgili bir araştırma yapacağız.

Burada anlatmak istediğimiz, firmalarımızın rekabetçiliklerini artırmak için yapmak zorunda oldukları yatırımlardır. Ekol Lojistik bunun en güzel örneklerinden birini gösteriyor. Kapılardaki yığılmalar, kotalar, geçiş ücretleri, haksız kesilen cezalar gibi sorunların önüne geçmek ve hızını artırmak için Avrupa yönlü taşımalarda başalttığı Ro-Ro seferi ile Ekol, adeta Avrupa’ya siz engellesiniz de biz bir yolunu buluruz diyor. Hatta bunu Avrupa içlerinde gerçekleştirdiği blok tren seferleriyle destekleyerek zoru kolaya çevirebiliyor.

Bu sayımızda Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul ile Fransa Sete Liman’nda gerçekleştirdiğimiz özel söyleşiyi okuyacaksınız. Ekol’ün attığı adımlar, yönettiği projeler ve gelecek vizyonu birçok firmanın cesaret edemeyeceği türden. Rekabeti Avrupa’ya taşıyan Ekol lojistik, birçok ülkede açtığı şirketlerle o ülkeden ilk sıraları zorlayan duruma gelme başarısını gösterebiliyor. Bu Türk lojistikçisinin neleri yapabileceğinin göstergesi. Bunun bir misyon olarak algılanması sektörümüzün önünün açılmasını sağlacaktır. Söyleşimizi keyifle okuyacağınızı umuyorum.

 

 

- - - - -