Unilever bu kapsamda ‘Yaşam Koşullarını İyileştirme’ taahhüdünü geliştirirken, bunu gerçekleştirmek için ‘Adil çalışma koşulları oluşturmak, kadınlara fırsat yaratmak ve katılımcı iş modelleri geliştirmek’ şeklinde yeni hedefler belirledi.

Unilever Türkiye CEO’su Mehmet Altınok, “Sürdürülebilir Yaşam Planımız bir yandan işimizi çift haneli rakamlarla büyütürken, diğer yandan çevresel ve sosyal açıdan olumlu değişim yaratmamızı sağlıyor. Markalarımız aracılığıyla bu planı işimize entegre ediyoruz ve onlar da tüketicilerimize daha sürdürülebilir bir yaşam vadediyor” dedi.

Küresel çapta daha geniş kapsamlı bir dönüşüm için harekete geçme çağrısında bulunan Unilever, paydaşlarıyla diyalogu geliştirmeye verdiği önem çerçevesinde kamu, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, medya ve iş dünyasından fikir önderleriyle İstanbul’da bir çalıştay düzenledi. Çalıştayda elde edilen çıktılardan, Unilever’in sürdürülebilirlik yol haritasının şekillendirilmesi için yararlanılacak.

Dünyanın önde gelen hızlı tüketim şirketlerinden Unilever, ‘İlerliyor, Değişime Yön Veriyoruz’ başlığıyla düzenlediği çalıştayda, Sürdürülebilir Yaşam Planı’nda başarılı bir ilerleme kaydettiği üçüncü yılını da geride bırakırken, küresel düzeyde daha köklü bir değişim için harekete geçme çağrısında bulundu.  

Çalıştayda aralarında kamu, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, medya ve iş dünyasından isimlerin bulunduğu 150’nin üzerinde üst düzey fikir önderine seslenen Unilever Türkiye CEO’su Mehmet Altınok, geride kalan 3 yılda Unilever’in, içinde bulunduğu ekosistemde köklü bir değişiklik yapmak için gereken ölçek, etki, kaynak ve uzmanlığa sahip olduğunu gördüklerini söyledi.

Unilever’in gücünü köklü bir değişim yaratmak için kullanmaya devam edeceklerini kaydeden Altınok, “Planımızın ilk 3 yılında kontrol edebildiğimiz hedefler üzerinde mükemmel bir ilerleme sağladık. Planımız tasarruf yapmamıza, riskleri azaltmamıza ve inovasyonları artırmamıza yardımcı oldu. Sürdürülebilirliğin büyüme için bir engel değil, tam tersine itici bir güç olduğunu gördük. Tüketici alışkanlıklarını değiştirmek gibi kontrolümüz dışında olan faktörler bizi zorluyor. Ancak bu ve benzer konularda da hedeflerimizi tutturmak konusunda iddialıyız” şeklinde konuştu.

Unilever’in 2013 yılındaki ilerlemesi

Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı kapsamında 3 yılda global olarak kaydedilen gelişmeye dikkat çeken Altınok, 2013 yılının sonuna kadar elde edilen başarıları şöyle aktardı:

“Sağlık ve esenliği geliştirmek’ hedefimiz kapsamında markalarımızın farklı projeleriyle dünya çapında 303 milyon kişiye ulaştık. Ürünlerimizin %31’ini en yüksek besin standartlarına ulaştırdık. ‘Çevresel etkilerimizi azaltmak’ için yaptığımız projelerle 2008 yılından bu yana üretim tonu başına CO2 emisyonlarımızı %32, su tüketimimizi %28, atıklarımızı ise %66 azaltmayı başardık. Sürdürülebilir kaynak kullanımı oranımızı yüzde 48’e çıkararak, ‘Yaşam Koşullarını İyileştirme’ hedefimiz yolunda önemli ilerleme kaydettik. Ayrıca daha iyi geçim kaynakları yaratmak amacıyla Hindistan'da uyguladığımız projeyle 65 bin kadına ulaştık. İşe aldığımız, eğittiğimiz ve istihdam ettiğimiz girişimcilerinin sayısını 2015'te 75 bine çıkaracağız.”

Unilever, Türkiye’de çift haneli büyüyor, gelecek için emin adımlar atıyor

Unilever Türkiye olarak, Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı’nını uygulamaya başladıkları 2010 yılından bu yana çift haneli büyüme kaydettiklerini vurgulayan Mehmet Altınok,  Türkiye’deki gelişmeleri şöyle özetledi:

“Çayımızın gelecek kuşaklara kalması için Lipton ile gerçekleştirdiğimiz Sürdürülebilir Çay Tarımı Projesi ile bugüne kadar 17.000 çay üreticisine, Knorr Sürdürülebilir Tarım Projesi’yle de 9.000 çiftçiye ulaştık. Domestos ile Türkiye’ye hijyen bilinci kazandırmak üzere çalışıyoruz. Eğlen Öğren Hijyen Projesi’yle 3 yıllık dönemde 1 milyondan fazla kişinin yaşam kalitesini yükselttik. Bu projeyi başarısından dolayı 2017 yılına kadar uzatma kararı aldık. Son dönemdeki en önemli inovasyonlarımızdan biri olan, düşük ısıda bile yüksek performans sergileyen sıvı deterjanlarımız, bir evin günlük enerji tasarrufunu %20 oranında azaltabiliyor. Kişisel bakım kategorisinde ise Türkiye’de bir ilke imza attığımız kuru şampuan, saçları sıcak suyla yıkamaya göre CO2 salımını %90 azaltıyor. 2013 yılı boyunca, geliştirilmiş ambalajlama çözümlerini uygulayarak, kullandığımız ambalaj miktarını dondurmada %3,5 (335 ton), içeceklerde %2 (370 ton) azalttık. Konya Algida fabrikamız da dahil olmak üzere, Türkiye’deki tüm Unilever üretim tesisleri, atık geri dönüşüm aktivitelerini tamamladı ve ‘Sıfır katı atık’ statüsünü elde etti. Tasarruf çalışmalarımızla tedarik zincirimizde 13,2 milyon TL tasarruf sağladık. Lojistik operasyonumuzdaki çalışmalarımızla milyon TL üzerinde tasarruf elde ettik. Yaptığımız tüm çalışmalar ve projelerin, hem ülkemizde hem küresel çapta sürdürülebilir yaşama ve işimize olumlu katkıları oldu.”

 Unilever, küresel sorunlara karşı çabalarını daha da derinleştirecek

Unilever Türkiye CEO’su Mehmet Altınok, 3 yılda kaydedilen ilerleme ışığında Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı’na yeni hedefler eklediklerini kaydetti: “Ekosistemimizde köklü bir değişim yaratmak için çabalarımızı derinleştirme kararı aldık. Artık iklim değişikliği, gıda güvenliği ve sağlık-hijyen şeklinde özetleyebileceğimiz üç global sorunun çözümü için, kökten değişim yaratabilecek çalışmalarımıza ve kaynaklarımıza odaklanacağız. Öncelikle daha sağlam bir ‘Yaşam Koşullarını İyileştirme’ Programı oluşturduk. Bu kapsamda ‘adil çalışma koşulları oluşturmak, kadınlara fırsat yaratmak ve katılımcı iş modelleri geliştirmek’ şeklinde 3 yeni hedef ortaya koyuyoruz. Geçim kaynaklarını iyileştirerek, işimizin büyümesine destek oluyoruz. 2013’ün sonuna kadar globalde 570.000 küçük ölçekli çiftçiyle çalıştık. Bu rakamı 2020’ye kadar artırarak; 5 milyon kadına, 5,5 milyon çiftçiye, küçük ölçekli perakendeciye ve genç girişimciye ulaşmayı planlıyoruz. ”

 Unilever, kökten değişim yaratmak için paydaşlarıyla el ele...

Altınok, Unilever’in sürdürülebilir yaşam için önemli bir sorumluluk üstlendiğini; ancak bu yolculuğa birebir dokunduğu iş ortakları, tedarikçileri, çalışanları ve tüketicilerinin yanı sıra kamu, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarını, dolayısıyla tüm paydaşlarını ortak etmeyi istediğini söyledi. Altınok, “Biz Unilever olarak diyalogdan yanayız. Sürdürülebilir yaşam için tüm paydaşlarımızın sesine kulak vermeyi, onlarla işbirliği içinde olmayı son derece önemsiyoruz. Sivil toplum, kamu ve akademik dünyadan önde gelen isimlerin katılımıyla düzenlediğimiz çalıştay da bu anlayışımızın önemli bir göstergesi. Türkiye’nin geleceğine katkıda bulunmak ve Unilever’in sürdürülebilirlik ajandasına yön vermek için tüm paydaşların görüşleriyle katkı sağladığı tarafsız ve bağımsız bir çalıştay gerçekleştirmekten dolayı mutluyuz” dedi.