Treylerde bin parça var

Treylerde ortalama bine yakın ekipman-parça bulunuyor.  Bu parçaları ana grup toplarsak 50’ye yakın parçadan söz etmek mümkün. Bu ana grup parçaların en önemlilerinden biri de yürür dingil-aks grubu. Dingil grubu, treylerin ikinci büyük gider kalemini oluşturuyor.

Treylerin hareketli mekanik parçalarından biri olan dingil grubu, treylerin seyir güvenliğini, rekabet gücünü, kalitesini, fiyatını gibi pek çok unsuru doğrudan etkiliyor. Hal böyle olunca treyler üreticilerinin dingil tercihi müşteri ve pazara göre farklılık gösterdiği gibi bu parçayı bünyesinde üretmeyi veya dışarıdan tedarik edilmesi stratejik öneme sahip.

75-90 bin adetlik dingil pazarı

Türkiye dingil pazarına göz atıldığında burada yıllık 75 ile 90 bin adet arasında bir pazar olduğu görülüyor. Uluslararası ve yurtiçi taşımacılıkta kullanılan treylerde daha çok ithal dingil tercih edilirken Ortadoğu pazarı ve yurtiçindeki bireysel taşımacılar yerli dingili tercih ediyor. Pazarda yerli ve ithal dingil oranının yüzde 50 oranında olduğu tahmin ediliyor.

Bugün treylerde kullanılan parçaların yarısı ithal ediliyor. Türkiye’de 2000’li yıllara kadar olan yerlilik oranlarının düşmesinde dingilin büyük rolü var. Düne kadar dingilini üreten firmalarda dışarıdan temin yoluna gidiyor. İstisna olarak Türkiye’deki birkaç treyler üreticisi halen bazı ürünlerinde kendi dingilini kullanıyor.

Büyüyen kendi dingilini üretiyor

Dingil grubunu yıllardır kendi bünyesinde üreten firmaların başında Schmitz yer alıyor. Söz konusu firma uzun yıllardır bu konuda ciddi Ar-Ge  yatırımı yapıyor. Diğer yandan Kögel son olarak yaptığı işbirliğiyle kendi markasını taşıyan dingilleri treylerinde kullanmaya başladı. Türkiye’de üretim yapmaya başlayan Krone de son olarak Gigant’ı satın almasının ardından kendi aks markasını taşıyan Krone logolu araçlar ile müşterilerinin karşısını çıkıyor. Krone tarafından üretilen ve “Hepsi tek kaynaktan” (All in Krone) mottosuyla pazara sunulan araçlarda stratejinin en önemli noktasını dingil grubu oluşturuyor.

Belirli adetlere ulaşan treyler üreticilerinin dingilini bünyelerinde üretmek istemesin birkaç nedeni var. Bunlardan en önemlisi ölçek ekonomisinden yararlanarak rekabette bir adım daha önde olmayı istiyorlar. Diğer yandan yüksek adetlerde üretimden kaynaklı olarak tedarikçi firmalara olan bağımlılıklarını en aza indirmek.

İhracatta yerli dingil ağırlığı var

Yerli dingil üretimine bakacak olursak burada da çok güçlü markalarının ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Özellikle, Sertel, Özkoç, Mustafa Ceylan, Osman Koç, Pırlanta gibi Konya’da üretim yapan yerli üreticiler ürünlerini dünyanın dört bir yanına pazarlama şansına sahipler. Özellikle Ortadoğu ve Afrika gibi standartları daha aşağıda olan pazarlarda yerli dingil üreticilerinin önemli bir pazar üstünlüğü göze çarpıyor. Söz konusu pazarlara yapılan treyler ihracatında yerli dingilin ezici payı söz konusu.

Yerli üreticilerin Avrupa pazarındaki rekabet şansı ise varolan vizyonla çok fazla yok. Yerli dingil üreticilerinin Avrupa’da yetkili satış ve servis ağının yok denecek kadar az olması, marka bilinirliliği gibi sebeplerden dolayı yakın zamanda bu pazardaki varlığın çok parlak olmayacağına işaret ediyor. Türkiye treyler üretiminde üs olurken, bu ülkede kendi markasına ait bir yerli dingil üreticisinin olmaması üzerinde durulması gereken bir konu.

Dingil markalarının Türkiye’deki hareketliliği artacak

Türkiye’nin treyler üretimindeki artan grafiği ithal dingil üreticilerinin de Türkiye’de yatırım yapmasını ve organizasyonlarını yerelleştirmesine yol açıyor. Gelecek 10 yılda Türkiye’de lojistik sektöründe yaşanan büyüme treyler sektöründe kamyondan çekiciye dönüş, merdivenaltı üretimin gerilemesi gibi faktörlerle treyler üretiminde artış öngörülüyor. AB ekonomisinin durağanlığı da göz önüne alındığında gelecekte daha çok ithal markasının Türkiye’de gelmesi ve burada üretime geçmesi olağan bir gelişme olarak değerlendirebilir.