Anlaşma ile üç şirket, hidrojen mobilitesinin tüm değer zincirini ele alarak tamamlayıcı uzmanlıklarını da ortaya koyacak. Bu değer zincirinde; yenilenebilir veya düşük karbonlu hidrojen üretimi, hidrojenin dağıtımı, hidrojenin dolum altyapısı ve farklı araç segmentlerinde hidrojenin yaygınlaşması gibi birçok unsur yer alacak. Bunlar, hidrojen teknolojisinin otobüsler, hafif ticari araçlar ve otomobillere entegrasyonunu içerecek.

Toyota hidrojen mobilitesindeki ana oyuncularla birlikte kurduğu iş birliği sayesinde ortak fırsatları keşfedecek, talebi artıracak ve diğer mobilite uygulamaları için hidrojen erişimini kolaylaştıracak çözümler sunacak. Bu çalışmalarla birlikte Avrupa genelinde yeni hidrojen ekosistemlerinin ortaya çıkmasına katkıda da bulunulacak. Bu yeni girişim, aynı zamanda Avrupa hükümetlerinin yeni hidrojen teknolojilerine hazır olması ve CO2 emisyonlarını azaltmak adına önemli bir adımı da temsil ediyor.

Toyota, bu iş birliği sayesinde hidrojen ve hidrojen altyapısı maliyetlerinin kademeli olarak düşerken aynı zamanda mobilite alanında yeni fırsatlar yaratacağının da altını çizdi.