UND Başkanı Ruhi Engin Özmen Hatay'a gelerek başkanlık seçimi için startı verdi. Hataylı nakliyeciler tarafından havalimanında karşılanan Özmen, daha sonra toplantının yapılacağı Ottoman Otel'e geçti.   

Özmen: UND'de teamülü gereği  başkan 2 dönem görev alıyor Hatay’da nakliyecilere seslenen UND Başkanı Ruhi Engin Özmen, UND’nin 40 yıldır olduğu gibi onuruyla ayakta durduğunu belirterek 19 Ocak’ta yapılacak genel kurulda seçimlerin olacağını ve aday olacakların önünü açacaklarını belirterek, “ Ama UND’de teamül gereği bir dönem başkan olan ikinci dönemde başkan olarak aday gösteriliyor  ve seçiliyor. Çetin Nuhoğlu ve Tamer Dinçşahin de 2 dönem başkan oldular. Bu sefer de bu teamülden vazgeçilmeyeceğini düşünüyorum” dedi. Toplantıda söz alan Necmi Çobanoğlu “UND Başkanı sektörün içinden olmalıdır. Sektörde olmayan Çetin Nuhoğlu yerine içinizden birini başkan seçin” dedi.   Hatay bölgesi nakliyecilerinin sorunları ilgili konuşan ve yaptıkları çalışmaları anlatan UND Başkanı Ruhi Engin Özmen, daha sonra genel sıkıntıları anlattı. Sorunların çözülmesi için yoğun çaba sarfettiklerini bazılarını çözdüklerini bazılarını ise henüz çözüme kavuşturamadıklarını anlatan Özmen 2 yıllık görevini 19 Ocak’ta tamamlayacağını söyledi.   Ruhi Engin Özmen görev aldığı 2 yıl sürede neler yaptıklarını anlattı. Suriye sorunu nedeniyle Hatay ile çok ilgilendiklerini belirten Özmen şunları söyledi:   Suriye sorunun çözümü için ciddi çaba gösterdik “Hatay ile en çok ilgilenmemizin nedeni Suriye krizinden kaynaklı sorunlardı. Bu da bizim görevimizdi.  Suriye’de kapı kapandığında Türkiye ihraç ürünlerinin körfez ve civar ülkelere gidebilmesi için alternatif koridorlar için ciddi mesai harcadım. Mersin’den ro-ro seferleri başladı. Bu zor şartlarda yapıldı. Çünkü Mısır ile karayolu anlaşmamız yoktu. Bugün geldiğimiz noktada Suriye’de savaş hala bitmedi. Hala Suriye kapalı, hala ciddi sıkıntı var, hala arkadaşlarımız yeterince sefer yapamıyorlar. Haftada 4 ro-ro seferi olmasına rağmen yeterli değil. Nakliyeciler borç içindeler kredilerini ödeyemediler. Biz sorunun çözümü için çok çaba sarfettik. Her ortamda bu sıkıntıyı dile getirdik. Arkadaşların istedikleri devlete olan borçların silinmesi değil ötelenmesiydi. Uzun vadeli kredi istediler. Bununla ilgili bankalar birliği ile sürekli görüştük. Geldiğimiz noktada bunu başardığımız söylenemez. Hükümetimin bu bölgedeki nakliyecilerle herhangi bir tasarrufu olmamıştır.”  

Batı kapılarında yabancıların payı yüzde 35’dir

Özmen yabancı araçların Türkiye’de  sorun   olduğunu batı kapılarından yapılan geçişlerde yabancı oranının yüzde 35 olduğunu söyledi.  “Yabancıların payı batı kapılarında yüzde 35’dir. Bu yabancı plakalı araçların içinde Türk nakliyecilerin yurtdışında yaptıkları yatırımlar da var. Bu pay kimine göre yüzde 1 kimine göre yüzde 5’tir. Batı kapılarına bakıldığında yabancı araçların dağılımı şöyledir: Hamzabeyli  yüzde 58, Kapıkule yüzde  22 diğerleri İpsala ve ro-ro’dur” diyen Özmen bunun önüne geçmek için neler yaptıklarını da anlattı: “Hamzabeyli’ye gittik. Yüzde 58 yabancı payının bulunduğu Hamzabeyli sanki yabancı araçlar için açılmış bir kapı gibi dedik. Onlar da Moldova gibi ülkelere yakın olduğu için tercih ediliyor dediler. Belge kontrollerinin daha sıkı yapılmasını talep ettik. Belge kontrolü konusunda gümrük çalışanlarına eğitim verdik. Biz nasıl eksik belgelerle yurtdışına giremiyorsak onlar da eksik belgelerle giremesin dedik. Yasal girişi engelleyemiyorsak yasadışı girişleri engellemek gerekiyor mesajın verdik. Biz bu işe ilk girdiğimizde 1970’lerde Türkiye tamamın yabancı plakalı araçlarındı. Avrupa Birliği maliyetler artınca, nakliyeden çekildi. Ama ne oldu? AB’ye yeni katılan ülkeler AB politikaları gereği nakliyeye yönlendirildiler. Onların birkaç yıldır pazar paylarının artmasının altında yatan neden budur. Bu durum konjektürün sonucudur.”   Devletin sektöre kalkan olması lazım Sektörün devlet tarafından özel sektör olarak görülmesi ve koruyucu kalkanla korunması gerektiğini belirten Özmen, “Avrupa’da araçlarımıza 23 bin euroya varan cezalar kesiliyor. Bunu Türk nakliyecilerini engellemek için yapıyorlar. Çünkü Avrupa’da gezen Türk araçlarından rahatsızlar. Şoförlerimiz Avrupa’da trafik kurallarına uyuyorlar ama bu cezaları yemekten kurtulamıyoruz” diye konuştu.   215 oyla seçilmem içime sinmedi Özmen UND Başkanlığına 215 oyla seçildiğini kaydederek bunun içine sinmediğini söyledi. Özmen seçim şeklinin de hoş olmadığını belirtti.   

UND Denizi tekrara hayata geçirmek için çalıştık ama olmadı

“UND Deniz’in iflasından sonra 4 aya yakın ro-ro’yu en çok kullanan 11 firmanın sahibi ile UND Deniz’i tekrar hayata geçirebilir miyiz diye çalıştık” diyen Özmen süreci şöyle anlattı: “11 firma 20 milyon Euro teminat mektubu verecek  ve geminin yüzde 70 doluluğunu garanti edeceklerdi. Yüzde 60’ı bu 11 firmanın olacaktı diğer yüzde 40’ı ise diğer üyelere açılacaktı. Şöyle bir manzara ortaya çıktı: Ro-ro şirketi kurmanın para kazanamayacağı ve bununla ilgili çalışmaları bitirdiklerini içeren bir rapor verdiler bize. Barsan, Ekol,  Sağlık, Şahap Çak vardı. Bunlar da başaramadılar. Bütün çabayı sarfettiler. Ancak o günkü şartlarda fiyatlar uygun gelmedi.”  

UN RO-RO’daki hissemizi yönetim kurulunun imzasıyla iyi fiyata sattık

UND Deniz’in tekrar hayata geçirilemeyince 5.5 milyon euro olan borcun ödenmesi gerektiğini vurgulayan Başkan Özmen, bu süreci de anlattı: “Borçların ödenmesi için yoğun çaba harcadık. Neticede UN RO-RO hissemizin yüzde 1.2’sini satmaya karar verdik. O günkü 1.2 hissenin  nominal değini  9 milyon 500 bin TL idi. 0.40 hissemizi 5 milyon Euro karşılığında satmaya yönetim kurulundan yetki aldık. (17 imzalı yetki) Bu yetkiyi arkadaşlarımız bize verdi. Necmi Çobanoğlu ile 4 ay çalışarak bu satışı sağladık. Aldığımız parayı ne yaptık? Parayı nasıl harcayacağımız konusunda yönetim kurulu üyelerinin imzaları ile paralarının ödeneceği yerleri yetki kapsamına aldık.  Bu parayı UND Deniz’in borçların ödenmesinde, Gürbulak Sınır Kapısı’nın revizyonunda kullandık. Geri kalan kısmı ise UND için kullanmak üzere aktarıldı.”   Neden istifa ettiniz? Bütün işlerin içinde değil miydiniz? Özmen, UND yönetiminden istifa edenlere de : “ Bugüne kadar yaptıklarımız doğruydu da seçime 19 gün kala mı bunun yanlışlığını anladınız. Bir yıllık süre boyunca satıştan gelen paralar ve bu paraların nerelere harcanacağı UND yönetiminin bilgisi dahilindeydi. Bu yapılanma ile ilgili rahatsız olduğum söylemler oldu. Peşkeş çektiniz, ahlaksız anlaşma gibi şeyler yönetim kurulumuza haksızlıktır. 3 milyon TL’den fazla para Gürbulak’ın yapımı için kullanılmıştır. Borç kalmamış her şey düzelmiş şimdi para soruyorlar. Biz bu satışı yaparken neden hisseyi satmayın ben o parayı bulurum, UN RORO parasını almayan niye demediniz. Savunulacak bir iş yapmadık;  yalan yanlış, peşkeş çekmeler bunlar çok ayıp şeyler. Yalanı söylüyorsunuz, piyasaya salıyorsunuz sonra biz bunu düzeltmek için çaba sarfediyoruz.   

Aday olanların önünü açmak görevimizdir

UND Başkanı “19 Ocak’ta 37. Olağan Genel Kurulumuz yapılacak. Seçim her zaman bir karşı taraf çıkarır. Und geleneğinde birinci dönemde başkanlık yapan ikinci dönem de yapar. Çetin Nuhoğlu, Tamer Dinçşahin’e 2 dönem görev  verildi. 2 dönem kuralının işleyeceğini düşünüyorum. Nuhoğlu aday olacağını açıkladı. Saygıyla karşıladık. Adaylık herkes için geçerlidir. Bu sürecin derneği yıpratmaması lazım. Bizim görevimiz kongreyi yapmak ve aday olacakların önünü açmaktır” diye konuştu.