Zetsche, Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği’nde (TAYSAD) düzenlediği basın toplantısında, bir gazetecinin, Türkiye’nin yerli otomobil üretimi konusundaki görüşlerinin sorulması üzerine, ticari segmentte otobüste yüzde 60, kamyonda da yüzde 40 oranında yerel içerik olduğunu belirterek, yerel tedarikçi tabanlarının Mercedes’in kalite anlamında beklediklerine karşılık verebildiğini söyledi.   Amaçlarının binek araçta da tabanı genişletmek olduğunu ifade eden Zetsche, bu nedenle Türk tedarikçi tabanının, binek araçlara sağlayacağı ürünlerin de kalitesini ve yeterliliğini anlamaları gerektiğini kaydetti.   Zetsche, binek araçlara daha fazla yerel içerik sağlayacaklarını vurgulayarak, Türkiye’den binek araçlara daha fazla yedek parça ve parça almalarının mümkün olduğunu bildirdi.   Türk otomobili üretiminde bu parçaları bir araç yapacak şekilde bir araya getirmek gerektiğini belirten Zetsche, şunları kaydetti:   ‘Elbette teknolojiyi başka ülkelerden almak da mümkün. Ama entegrasyon açısından belirli bir noktaya gelmek önemli. Tedarikçiler belirli bir düzeye gelmiş durumda. Ancak ülkede sizi destekleyecek bir hacme gelinmesi, bu sürece başlamak için önemli. Türkiye böyle bir hacme yaklaşmış durumda ama bu yola çıkabilmek için yine de o hacmi gerçekleştirilebileceğini görmek lazım. Önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde sadece Türkiye’de geliştirilmiş bir Türk otomobili yapabilmek uygulanabilir ama zaten hedef olarak 2023 deniliyor, 10 yıllık bir süre var, 10 yıl içinde bu hayalin gerçekleşebileceğine inanıyorum. 2-3 yıl içinde tamamen mümkün olmasa da 10 yıl içerisinde gerçekleşebileceğine inanıyorum.”  

”Türkiye, binek ve ticari araçlarda avantajlı”  

Zetsche, yatırım kararları alınırken farklı bölgelerin değerlendirildiğini ifade ederek, en önemli kriterlerden birinin pazar olduğunu söyledi. Yerel olarak üretime ne kadar yatırım yapılacağının hesaplandığını dile getiren Zetsche, çalışanların eğitim ve beceri durumunun da bu konuda önemli olduğunu vurguladı.   Zetsche, hükümetin genel tavrının destekleyici veya olumlu olup olmadığına bakıldığını anlatarak, farklı kriterler değerlendirilip yatırım yapılıp yapılmayacağına karar verildiğini bildirdi.   Türkiye’nin binek ve ticari araçlarda avantajlı olduğunu belirten Zetsche,   “Türkiye’de olduğumuz süre içinde rahat iş yaptık. Hükümetin yatırımları desteklemesi, bu olumlu tablonun göstergesidir” dedi.  

Avrupa piyasasındaki durgunluk

Zetsche, Avrupa’da, “kriz denilebilecek bir durgunluğun” devam ettiğini belirterek, bunun sebebinin Avrupa ekonomik bölgesindeki bazı ülkelerin borçluluk durumu olduğunu söyledi.   Bu durumun hem ekonomik gelişmeyi hem de pazarda bir takım etkiler yaptığını ifade eden Zetsche, İtalya’da 1973′lü yılların hacimlerine geri döndüklerini, 40 yıllık gelişimin ortadan kalktığını kaydetti.   Zetsche, otomotiv sektörü açısından Avrupa dışındaki ABD, Çin ve bazı Asya ülkelerinin daha iyi durumda olduğunu dile getirerek, “Mercedes ve Daimler’e iş yapanların, bu yıl sonu itibariyle yeni bir satış rekoru kırmasını bekliyoruz. Geçen yılki satışları özellikle binek araçlarda geçeceğiz ama kamyonlarda da bunu bekliyoruz. Binek araçla sınırlı olmayacak satış rekoru. Mercedes-Benz ve Daimler olarak karlılık açısından değerlendirildiğinde iyi bir yıl geçirdik. Geçen yılın altında kalmamıza rağmen diğer pazarlarla karşılaştırdığımızda iyi bir yıl geçirdik. Bu yıl geçen yıl kadar bir kriz yok ama belli bir düşüş var” diye konuştu.   ABD, bazı Asya ülkeleri, Türkiye ve Güney Amerika gibi bölgelerde gelecek yıl büyüme beklendiğine vurgu yapan Zetsche, bazı bölgelerde büyümenin daha da “çarpıcı” olacağını söyledi.  

Çin’de üretilen araçların Avrupa’da satılma düşüncesi   

Zetsche, bir gazetecinin, “Avrupalı bazı markalar, Çin’de araç üretip Avrupa’da satmayı düşünüyor, Mercedes’in böyle bir projesi var mı- Bu trendi Avrupalı tüketici nasıl karşılayacak” şeklindeki sorusuna, Avrupa markalarının Çin’de üretim yapıp Avrupa’da satma konusunda bir eğilim göremediğini belirterek, Çin markalarının ortaya çıkmaya başlayacağını bildirdi.   Daha önce bunu Japon ve Güney Kore markalarında gözlemlediklerini ifade eden Zetsche, gelecekte Çin markası araçları da göreceklerini anlattı.   Zetsche, bu durumun binek segmentini hacim olarak etkileyeceğini dile getirerek, premium segmentte markanın önemli olduğunu ve bu segmentte marka yaratmanın uzun süreli bir iş olduğunu belirtti.  

”Bizim için en önemli şey markadır”   

Zetsche, geleceğe yatırım yaparken portföye yeni araçlar ekleyerek, kapasite arttırımına ilişkin planlar yapmak gerektiğini vurgulayarak, satışı arttırmak için ne gibi teşvikler kullanılacağının da önemli olduğunu söyledi.   Kendilerinin, “Mercedes-Benz 2020 satıcısını” tanımlarken sadece en değerli marka olacaklarını söylemediklerini kaydederek, şöyle konuştu:   “Mercedes’i en değerli marka yapacağız ve en itibar gören araçları müşterimize sunacağız’ dedik. Aynı zamanda ‘premium segmentte en yüksek hacme ulaşacağız’ dedik. Hedefleri gerçekleştirebilmek için ciddi yatırımlar yapıyoruz. Yeni ürün yatırımı yapıyoruz, portföyümüzü genişletmeye çalışıyoruz. Bunu yapmaya devam edeceğiz. Borç alma veya faiz ne oranda olursa olsun bunu yapmak zorundayız. Yeni bir ürün önermeden sadece satış odaklı büyümek bizim amacımız değil. Bizim için en önemli şey markadır, markanın itibarıdır. Şirket olarak büyüme stratejimiz var, büyümek istiyoruz. Büyürken daha fazla talep yaratmak istiyoruz.”