Yönetmelikle beraber kış lastiğinden yaz lastiğine geçerek araçları bahara hazırlamanın gerekliliğine dikkat çeken Pirelli, yaz döneminde kullanılan kış lastiğinin daha uzun fren mesafesi, daha fazla aşınma ve daha fazla yakıt tüketimine yol açacağını ifade ediyor.

Yakıt tüketiminde büyük rol oynuyor

Yaz lastikleri, artı 7 derecenin üstündeki sıcak hava koşullarında, kuru ve ıslak zeminde daha kısa fren mesafesi sağlıyor. Özellikle sıcak havalarda ABS ile frenlemede yapılan yaz ve kış lastikleri karşılaştırmasına göre yaz lastikleri kış lastiklerine göre yüzde 40’lara varan oranlarda daha kısa mesafede duruyor.

Yaz aylarında kullanılan kış lastiği yakıt tüketimini artırıyor. Yaz lastiklerinin dönme direnci kış lastiklerine oranla daha düşüktür.  Böylelikle yazın, yaz lastikleri daha az yakıt harcar ve daha az aşınır. Havalar ısındığında yaz lastiğine geçmek binek otomobillerde yüzde 20, ağır vasıtalarda ise yüzde 35 oranında yakıt tüketimine etki ediyor.

Yakıt ekonomisinin yanı sıra kontrollü hızlanma ve ani frenlemenin de sürüş güvenliği için önemli olduğuna dikkat çeken Pirelli, sürücülere araç bakımlarının da düzenli olarak yapılması gerektiğini hatırlatıyor. Pirelli aynı zamanda yumuşak bir sürüş tarzı benimsemenin önemli olduğunu vurgularken, ani hızlanma ve frenlemelerden kaçınma, araç klimasını dikkatli kullanma ve gerekmedikçe elektrikle çalışan cihazların kapatılması konusunda da uyarılarda bulunuyor.

Yaz lastikleri üzerinde bloklar daha kısa ve kalın olup uzunlamasına kanallar bulunmaktadır. Ortalama yaz sıcaklığında en iyi tutunmayı sergileyecek kauçuk bileşeni  kullanılmıştır. Yaz lastiklerinin güvenlik ve performans sağlayabilmesi için diş derinliğinin 3 mm altına düşmemesi gerekir. Derinliğin azalmasıyla orantılı olarak özellikle ıslak zeminde, lastik performansında da azalma olur.

Islak zeminde en büyük tehlike suda kızaklama

Islak zeminde karşılaşılan en büyük tehlikelerden biri olan suda kızaklama, lastiğin su birikintisi içinde yüzmesine ve tutunma kaybına neden oluyor. Bu durumda lastiğin yer ile teması kesildiğinden frene basmak olumlu bir etki yaratmıyor. Böyle durumlarda yapılacak en doğru hareket, ayağın gaz pedalından çekilerek, motor devir hızının aniden yükselmesine engel olmak ve direksiyonu mümkün olduğunca sabit tutup, yolla temasa geçildiğinde aracın doğru yöne gitmesine çalışmaktır.

Yine dönüş esnasında frene basmak, lastikler üzerindeki baskıyı iki katına çıkardığından frenleme kuvvetine zıt bir kuvvet yaratıyor. Bu kuvvet de aracın sürüş kararlığını ve yol tutuşunu zora sokuyor. Frenlemeyi daha önce yaparak zamanında yavaşlamak ve en önemlisi lastikler düz konumdayken fren yapmak sürüş güvenliği açısından oldukça önemli bir yer tutuyor.