Tedarik zincirindeki aksaklıkları ortadan kaldıran ve global pazarlardaki sosyoekonomik dalgalanmaları şirketler için birer rekabet avantajına çeviren yeni Risk Yönetimi Çözümü, tedarik zincirlerinde bütünlükçü bir bakış açısı ve gerçek zamanlı risk ölçümü gibi fırsatlar sunuyor.

DHL’in Resilience360 çözümüyle herhangi bir nedenle tedarik zincirinde bir aksaklık oluştuğunda, üretimde durma ya da satış kaybı gibi sorunlar yaşanmıyor. Kaynak yapılandırma ve alternatif stratejilerin benimsenmesi sayesinde, şirketlerin mali istikrarı artırılarak rakipler karşısında satış ve pazar payı açısından avantaj elde etmesi sağlanıyor.

DHL Supply Chain Türkiye Genel Müdürü Hakan Kırımlı, “Tedarik zinciri, müşterilerimiz için kritik önem taşıyan bir unsur. Bu önem sebebiyle DHL olarak, müşterilerimizin güvenli tedarik hizmeti alabilmeleri için DHL Resilience360 gibi çözümler geliştiriyoruz. Geliştirdiğimiz bu çözümler, müşterilerimizin oluşabilecek riskleri minimuma indirmelerine yardımcı oluyor.” şeklinde konuştu.

Esnekli İndeksi’ne Göre En Karlı Tedarik Zincirleri

Resilience360, ilk olarak Lharrington Group LLC Başkanı Lisa Harrington tarafından hazırlanan “Tedarik Zincirinde Esneklik” konulu son raporun sonucunda hayata geçirildi. Rapor, tedarik zincirleri içerisinde uluslararası pazarlardaki kuralları belirleyen trendlere cevap verecek esnek bir yapı sağlamayan şirketlerin büyük risklerle karşı karşıya olduğunu ortaya koydu.

Bu yıl ilk kez yapılan Esneklik İndeksinde teknoloji, otomotiv, tüketici perakende, sağlık ve üretim olmak üzere beş sektör esneklik seviyesine göre incelenerek sıralamaya tabi tutuldu. İndekse göre en esnek ve kârlı tedarik zincirleri, teknoloji ve otomotiv sektörlerinde yer alıyor. Onları perakende sektörü izlerken, sağlık ve üretim sektörlerinin esnek bir tedarik zinciri kurma, yürütme ve sürdürme konusunda biraz geride kaldığı gözleniyor.

Lharrington Group LLC Başkanı Lisa Harrington “Raporda oluşturduğumuz dört basamaklı esneklik modelinde, hiçbir sektörde hiçbir şirket dördüncü ve en son seviyeye ulaşmayı başaramadı. Tedarik zincirlerindeki öngörülemezliği ve zayıflıkları görmezden gelen ya da bu duruma cevap vermekte geç kalan şirketler kâr marjı, paydaş ve müşteri güveni açısından kritik risk taşıyor. Herhangi bir aksama durumuna doğru cevap verebilmek, kaynak akışını yeniden düzenlemek ve alternatif stratejiler benimseyebilmek için şirketler, maliyet etkin esneklik ve acil durum planlarını lojistik süreçlerine entegre etmeliler. Böylece aynı sorunu yaşayan rakiplerine nazaran satış ve pazar payı elde etme konusunda daha şanslı olabilirler.” dedi.

DHL Resilience360, DHL müşterilerinin tedarik zincirlerindeki kritik noktaları görebilmelerini ve muhtemel düşüşlere karşı risk profili oluşturmalarını sağlıyor. Doğal afet, soygun, coğrafi ve diğer riskler müşterinin global üretim ve dağıtım kapsama ağını göz önüne alınarak değerlendiriliyor ve tedarik zinciri açısından dört temel risk noktası esas alınıyor: operasyonlar, riskler, sosyopolitik ve doğal afet riskleri. Müşterinin tüm tedarik zinciri bir harita üzerinde görselleştirilerek, riskleri somutlaştırmak ve anında müdahale eylemlerini oluşturmak için müşterilerle birebir işbirliği içinde çalışılıyor.