Araç üzerinde her zaman aktif durumda olan ESP sistemi, işlemcisi ESP sensörlerinden gelen bilgiyi saniyede 25 defa kontrol ediyor ve aracın gerçek yönünden saptığı veya kritik bir durum olup olmadığını hesaplıyor. Eğer araç gidiş yönünde bir sapma oluşmuş ise ESP kritik durumu algılıyor ve aracı yolda tutmak için sürücüden bağımsız olarak hemen harekete geçiyor. Sistem araç tekerlerine giden motor gücünü azaltıyor, dengeyi sağlamak için her araç tekeri ile farklı frenleme gerçekleştiriyor ve aracı yolda tutuyor.Yüksek performanslı sürücü destek sistemlerinin ve otomatik sürüşün de önemli bir yapı taşını oluşturan ESP, son yıllarda birçok yaşam kurtarıyor. Dünyada sistemin seri üretimini başlatan ilk şirket olan Bosch, 2010 yılından bu yana 50 milyon adet ESP üretimiyle de dikkat çekiyor. Küresel teknoloji ve hizmet sağlayıcısı Bosch, ESP sistemini Almanya, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Çin, Hindistan ve Brezilya’da üretiyor.

ESP standart özellik haline geliyor

Yağpılan çalışmalara göre, emniyet kemerinin ardından otomobilin en önemli güvenlik sistemi olan ESP, kaymadan kaynaklanan kazaları yüzde 80’e varan oranlarda engelleyebiliyor. Almaya’da yapılan araştırmaya göre, sadece 2011 yılında 540 kişinin hayatı ESP sayesinde kurtuldu. Sistem, her yıl artan sayıda ülkede yeni taşıtlar için zorunlu hale gelirken, Kasım 2014 itibariyle AB’de isteğe bağlı olmaktan çıkarak tüm yeni tescil edilen taşıtlar için standart ekipman haline geliyor. 2014 Kasım ayından itibaren Türkiye’de de binek ve 1,3 tonun altındaki ticari araçlar için isteğe bağlı olmaktan çıkıyor. Ocak 2016’dan itibaren ise diğer tüm araç tiplerinde yeni tescil edilen araçlar için zorunlu hale gelecek. Zorunluluğun, önümüzdeki birkaç yıl içinde, Japonya, Kore ve Rusya’ daki araçlar için de geçerli olması yönünde çalışmalar yapılıyor.

Modüler sistem tüm gereksinimleri karşılıyor

Seri üretime geçmesinden bu yana Bosch, aktif güvenlik sistemini sürekli olarak geliştirdiği gibi kademeli olarak başka fonksiyonlar da ekliyor. Zaman içinde çok daha hafif, kompakt ve ucuz hale gelen sistemin ilk versiyonu 4,3 kilogram ağırlığındayken, mevcut 9. neslin temel versiyonu sadece 1,6 kilogram geliyor. Güç aktarım organlarında elektriğe geçilme süreci ve sürücü destek fonksiyonlarının sayısındaki artış, mevcut fren sistemlerine yeni talepler yüklerken, Bosch bu gelişmeye doğru teknik çözümleri sunan bir modüler sistem oluşturuyor. Otonom araçlar için dahi, iBooster elektromekanik fren güçlendirici ile bir araya getirilen doğru ESP sistemi, ihtiyaç duyulan yedeklemeyi şimdiden sağlıyor.

ESP tabanlı sürücü destek sistemleri de dahil yeni sürücü destek sistemleri sürüş deneyimini daha güvenli ve konforlu hale getiriyor. Bosch, otomatik olarak öndeki araç ile aradaki mesafeyi koruyan, araçların en dar alanlara dahi park etmesi için manevra yapan ve kritik durumlarda sürücüleri zamanında uyaran fonksiyonlar geliştiriyor. Gelişen sürücü destek sistemleri ile birlikte, birçok sürüş manevrası tamamen otonom olarak araç tarafından yapılabilir hale geliyor. Otonom olarak araç tarafından yerine getirilen manevraların ortak özelliği aracın sürücünün etkisi olmadan fren yapabilmesi. Bu nedenle, ESP’nin, fren pedalından bağımsız olarak aracın her tekerine farklı frenleme komutlarını uygulamaya geçirmesiyle, halihazırda sistem ile donatılmış araçlara başka güvenlik ve konfor sistemleri de kolayca eklenebiliyor. Bosch, taşıtın duyu organları gibi işlev gören yolun diğer kullanıcılarını, diğer araçlardan uzaklıklarını, hızlarını ve hangi yönde ilerlediklerini algılayabilen çok çeşitli ultrason, video ve radar sensörleri sunuyor.

Bosch, Birleşmiş Milletlerin Yol Güvenliği kampanyasını “Decade of Action for Road Safety” destekliyor

Trafik kazaları nedeni ile her yıl dünya genelinde 1.2 milyon insan hayatını kaybediyor ve 20 ile 50 milyon arasında insan yaralanıyor. 2011 yılında Birleşmiş Milletler “Decade of action Road Safety” adlı yol güvenliği kampanyası ile birlikte 2020 yılına kadar trafik kazaları sonucu  meydana gelen ölümleri önemli ölçüde azaltmayı ve 5 milyon insanın hayatını kurtarmayı hedefliyor. Bosch, kampanyayı başlatmak için 150.000 dolarlık bir destek vermenin yanı sıra, dünya genelinde bir çok yol güvenliği projesini de hayata geçirdi.

Türkiye, Birleşmiş Milletlerin yol güvenliği aksiyonuna katılarak 2010-2020 yılları arasında trafik kazaları sonucu ölüm sayısını % 50 oranında azaltmayı hedefliyor. Bu hedefe ulaşmak için Trafik Güvenliği Platformu oluşturuldu. Bosch Türkiye de yol güvenliği konusunda yapılacak olan çalışmalara otomotiv teknolojileri konusundaki uzmanlığı ile destek vermek amacıyla Trafik Güvenliği Patformu’nun bir üyesidir. Türkiye’de meydana gelen trafik kazalarının % 89’u sürücü hatası nedeni ile oluşmaktadır. Aktif güvenlik sistemleri ve sürcü destek sistemleri sürücü hataları sonucu meydana gelen trafik kazalarını önlemeyi veya oluşacak olan can ve mal kaybını en aza indirgemeyi amaçlar. Bu nedenle trafik kazalarını önlemek konusunda otomotiv teknolojileri çok etkili bir rol oynuyor. Bu konuda Bosch çalışmalarını sıfır kaza” vizyonu ile gerçekleştiriyor.