Volvo CEO’su Leif Johansson, WWF ile yapılan işbirliği konusundaki açıklamasında; “Ürünlerimizdeki karbondiyoksit emisyonu oranını düşürme hedefimizi WWF ile yaptığımız işbirliği ile birleştiriyoruz. İklim Koruyucuları Programı’na dahil olan ilk araç üreticisi olarak kendimizi gerçek bir mücadele içine atıyoruz. Ortak vizyonumuz geleceğin taşımacılık dünyasının karbondioksitten arınmasıdır. Bu başarması kolay bir iddia değil. O yüzden bunu çevre konusundaki yatırımları ile ancak Volvo başarır. Verdiğimiz sözü hayata geçirmek için dünyanın en büyük çevresel organizasyonuyla işbirliğine gittik. Volvo Group olarak ilk kez dışarıdan bir oluşum ile ortak çalışacağız. Global bir araç üreticisi olarak bizim için benzersiz bir deneyim olacak” dedi.

WWF’in İklim Kurtarıcıları Programı çok uluslu şirketlerin karbondioksit emisyonlarını düşürmelerini hedefleyen bir program. Bu programa katılan firmalar WWF ve bağımsız teknik uzmanlar ile yaptıkları anlaşma çerçevesinde emisyon oranlarını düşürme taahhüdünde bulunuyorlar. Bu anlaşmayla hedeflenen sonucun şirketin var olan hedeflerinden daha yüksek olması ve kendi sektöründe gaz kullanımının azalmasında önderlik etmesi gerekiyor. Volvo Group ile WWF arasında gerçekleştirilen anlaşma Grup markalarından; Mack Kamyon, Volvo Kamyon, Renault Kamyon ve UD Kamyon için geçerli olacak.

Anlaşma sayesinde; 2009 ve 2014 yılları arasında üretilen kamyonlardaki emisyon oranı kullanıldıkları süre içinde 2008 modellere göre 13 milyon ton karbondiyoksit emisyonu düşüşü sağlanacak. Bu oran İsveç’te 3 ayda ortaya çıkan toplam orana eşit. Volvo bir prototip kamyon üretimi gerçekleştirecek. Bu kamyon 2008 model bir kamyona göre yüzde 20 oranında daha az yakıt tüketecek. Volvo 2014 yılından  önce pazara yenilenebilen gaz tüketen kamyon sunacak. Volvo Group üretim tesislerinde 2008 yılıyla kıyaslandığında yüzde 12 (0.5 milyon ton) daha az karbondiyoksit salınımı gerçekleştirecek şekilde düzenlemeye gidecek.   Volvo Group bu noktada alternatif yakıtlar bulmak, yakıt tüketimini etkin bir hale getirmek ve karbondioksit emisyon oranlarını düşürmek için çalışmalarını sürdürüyor.Volvo Group bünyesinde yenilebilen yakıtlarla çalışan motorlar, hibrid gibi alternatif çözümler geliştirmek üzere büyük bir kaynak kullanımı gerçekleştiriliyor.2007 yılında Volvo Grup dünyanın ilk rüzgar enerjisiyle çalışan üretim tesisini Belçika’nın Ghent şehrinde kurdu.