Otonom sürüş için geliştirdiği Future Trucks’ı tanıtarak geleceğin taşımacılğına yön veren Daimler Trucks, yeni bir çözüm ile ile yine geleceğin taşımacılık şeklini kurguluyor. Araçların ve tüm lojistik süreçlerin birbiriyle ağlantılı olması üzerine kurulu sistem için Daimler oldukça iddalı ve bunu bir devrim olarak niteliyor. 

 

Dünyada değişen trendlerle birlikte iletişimin yoğunlaşmasından ve herkesin birbiriyle bağlantılı olduğundan yola çıkan Daimler bu trendi lojistik süreçlere entegre ediyor. Tabi işin ana aktörü yine kamyonlar olacak. Birbiriyle iletişim halinde olan kamyonlar, aynı zamanda gümrükle iletişime geçecek, yol durumuna göre hareket edecek, sürücülerini ellerini bırakıp rahatça çalışmalarını sağlayacak, deponun boş durumunu önceden tespit ederek yükü ona göre teslim edecek, araçtaki yük durumunu en doğru şekilde ortaya koyarak ideal yük durumunu yaratacak. Kısacası lojistiğin bel kemiği olan kamyonllar artık lojistiğin tam da kendisi olacak.

 

365 BİN ARACI BİRBİRNE BAĞLADI

Daimler Trucks Bağlantılılık Kampüsü’nün son çalışmalarını uluslararası bir lansmanla duyurdu. Ticari araçların ağ bağlantısında Daimler Trucks öncü konumunda bulunuyor. Dünyanın önde gelen kamyon üreticisi bağlantılılık konusunu 2013 yılından bu yana teknoloji stratejisinin odağında tutuyor ve bugüne kadar tüm dünyada 365 bin aracı birbirine bağladı.

 

KAZANAN LOJİSTİKÇİ OLACAK

Araçtan Araca (V2V - Vehicle to Vehicle) ve Araçtan Altyapıya (V2I - Vehicle to Infrastructure) sağlanacak olan bağlantı çözümü ile birçok sorunun bertraf edilebilir. Daimler bunu; trafik sıkışıklığı önlenebilir, yakıt tüketimiyle emisyon değerleri önemli oranda düşürülebilir ve trafik kazaları azaltılabilir diye sıralıyor. Tabi sistemin faydaları bunlarla sınırlı değil. Sistem aynı zamanda kaynakların korunmasını da sağlıyor. İşletmeler optimize edilmiş lojistik süreçler sayesinde zaman kazanırken işletme maliyetlerini de düşürecekler. Zor şartlar altında çalışan kamyon şoförlerinin yükü önemli oranda azalacak.

 

DAIMLER İÇTEN YANMALI MOTORU BULDU HERŞEY DEĞİŞTİ

Ekonomi, çevre kirliliği ve uluslararası politikalar konusunda uzman yazar ve düşünür Jermy Rifkin de Bağlantılılık Kampüsü tanıtımanda yer aldı. Dünyadaki dengeler, yeni trendler ve geleceğin nasıl şekilleneceği konusunda merak uyandıran öngörülerini paylaşan Rifkin, en büyük trendin nesnelerin internetle bağlantıları olduğunu söyledi. Üretkenliğin dünyada yavaşlamaya başladığını, artık yeni ekonomik modellerin gerektiğini belirten Rifkin, yeni ekonomik faaliyetlerin; iletişim, teknoloji ve enerji olmak üzere 3 temelde noktada süreceğini kaydetti. Rifkin,1900’lü yıllarda kömürün bulunması ve ardın vapurların kullanılmasıyla sanayi devriminde adımların atıldığını, trenlerin devreye girdiğini her yere rayların döşendiğini ancak Daimler’in içten yanmalı motorları bulmasıyla herşeyin biranda değiştiğini söyledi. “Dolar 140 doları buldu, dünya ekonomisi çöktü. Bu deprem etkisi yarattı. Bu da ikinci sanayi devrimine yol açtı” diyerek artık yeni bir modele geçilmesi gerektiğe atıfta bulunan Rifkin, şu anda ürütkenliğin ekonomik büyümeye etkisinin yüzde 14 olduğunu söyledi. Yüzde 86’lık kısımda neler olduğunun iyi anlaşılması gerektiğinin altını çizen Rifkin, “Bütün iletişim teknolojileri nesnelerin iletişimdi buluşuyor. 2030 yılında herşey birbiriyle bağlantılı olacak” dedi. Rifkin bunu da 3. Sanayi devrimi olarak nitellendirdi.

 

DAİMLER YENİ HAREKETLİLİK SİSTEMİNİ BAŞLATTI

Rifkin, bütün değer zinciri boyunca trafik, lojistik ve hareketliliği yönetbilmenin önemine işaret ederek, Daimler Trucks’ın çalışmasının önemli olduğunu belirtti. Rifkin, “Kamyonlar hareket halinde sürekli veri topluyorlar; trafik durumu, yol durumu, hava durumu, akaryakıt durumu, müsait olan yollar…. Bu veriler 7 gün 24 saat işleniyor. Kısaca yeni bir lojistik alanı oluşacak. Üretkenlik ve verimlilik artarken masraflar düşecek.  Yeni ir trafik derimi de başlıyor. Almanya bu konuda öncü bir ülke. Daimler artık bizi trafik internetne götüürmeye hazır. Bunun kısaca adı Yeni Hareketlilik Sistemi olacak” dedi.

 

BERNHARD: “KAMYONLAR İNTERNETE KATILIYOR”

Wolfgang Bernhard da yaptığı konuşmada nesnelerin internetine değinerek “2016 yılında 1,5 milyar nesne internette olacak. İnternete katılan en sıcak nesneler kamyonlar” dedi. 10 sene sonra geriye dönüp baktıklarında bu günün bir dönüşüm noktası olduğunu göreceklerini söyleyen Bernhard, “Biz dünyaya otonom sürüş gösterdik. Sürücü ellerini bırakarak yoluna devam ediyor. Bunu rahatça herkese anlattık. Ancak bağlantılılığı anlatmak o kadar kolay değil” dedi.

 

KAMYONLAR GÜMRÜK ÖNLERİNDE DEĞİL YOLLARDA OLMALI

Dünyadaki ticaretin 2050 yılına kadar 3 kat artacağını söyleyen Bernhard, bunun içinde kamyonların önemli yer tutacağını belirtti. Lojistiğin çok büyük bir ağ olduğunu, ancak şu anda bu ağın çok net olmadığını anlattı. Bernhard, “İletişim bağı zayıf kalıyor, kaynaklar boşa harcanıyor. Şu anda 24 sat çalışan kamyonlar ancak çalışma süresi içerisinde sadece yüzde 30 oranında yollarda. Zamanın büyük çoğunluğu depolarda, dinlenme yerlerlerinde ve gümrükerde geçiyor. Yükler tam olarak doğrru dağıtılamıyor. 4 kamyondan biri boş seyrediyor. Bütün bunların nedeni bilgilerin eksik olması. Çok yakın zamanda bu sorunlar geçmişte kalacak. Çünkü artık bağlantılılık konseptimiz var” diye konuştu.

 

300 MÜHENDİS BAĞLANTILILIK İÇİN ÇALIŞIYOR

“Kamyonları nesneleriin internetine dahil edersek, bekleme süreleri azalacak, kağıt artık kullanılmayacak, seyahat öncesi ve sonrası bilgiler dijital ortamda gidecek, gümrüğe kamyon gelmeden bilgileri ulaşacak, bakımda geçen zamanlar kısalacak, servisler daha iyi hizmet verecek, boşa giden zamanlar azalacak” diyen Bernhard, Daimler Trucks’ta 300 mühendisin bağlantılılık için çalıştığı bilgisini verdi. 2020 yılına kadar 500 milyon Euro daha yatırım yapacaklarını aktaran Bernhard, “Bunu tüm piyasaar için yapıyoruz. Yani bütün ülkeler için geçerli olacak” dedi.

 

Almanya Dusseldorf A-52 Otobanında otonom sürüş canlı olarak gazeticileri izlettirildi. 3 araç sürüş esnasında birbirine bağlandı. Öndeki aracı takip eden araçlar öndeki araca bağlantıar ve onun hareketlerine göre yol aldılar. Arkadaki 2 araçtaki sürücü direksiyondan tamamen ellerini bıraktılar ve bu 2 kimyon öndeki araca bağlantıyıolarak seyretti Bu 10 araca kadar çıkabiliyor. Hatta başka araç modellerinde ve başka firmanın araçları arasında da bu bağlantı sağlanabiliyor. 

 

BUCHER: “KAMYONU YENİDEN KEŞFEDYORUZ”

Stefan Bucher de yaptığı konuşmmada kamyon dünyasında bir ürünü geliştirmenin birkaç yıl sürdüğünü, çünkü mükemmelliğin hıszın önüne geçtiğini söyledi. “Ancak dijital dünyada hız mükemmelliğin önüne geçiyor” dedi. 1 Nisan 2016 tarihi itibariyle Dijital Hizmetler Bölümü’nün devreye gireceğini aktaran Bucher, “Kamyondaki yerimizi koruyoruz ancak dijital dünyaya da kucak açıyoruz” dedi. Geleceğin mobil çözümlerini ortaya çıkaracaklarını ifade eden Bucher, taşımacılık sistemininkusursuz olmasını istediklerini kayddetti. Bağlantılı kamyonun da bunun merkezinde yer alacağını söyledi. Bucher, “120 yıl önce keşfedilen kamyonu yeniiden keşfetmenin zamanı geldi” dedi.

 

Daimler’in geliştirdiği bağlantılı kamyonlar konsepti lojjistik firmalarının işlerini kolaylaştırırken verimliliklerini de artıracak. Birbirine bağlı olarak giden kamyonların yakıt tüketimleri yüzde 11 oranında azalacak. Kamyonlar sadece kendi içlerinde bağlantılı olmayacak. Gümrüklere gitmeden önce bilgiler dijital ortalda ulaştırılacak. Depolardaki udurum hakkında bilgiler alınacak ve depo önlerinde beklemeyecek. Trafik durumu hakkında anlık bilgiler verilecek.

Bağlantılılığın avantajı sadece işletmeilere olmayacak. Sürücüler de konforlu bir çalışma hayatına kavuşacak. Araç öndeki araca bağlantı yaptığında sürücü nün bir şey yapmasına gerek kalmayacak. Sürücü rahatça dinlenebilecek.

 

SANAYİ DEVRİMİNİ BAŞLATTI  SIRADA LOJİSTİK VAR

Gottlieb Daimler ve Karl Benz bundan 130 yıl önce atsız arabayı ve 120 yıl önce atsız yük taşımacılığını icat ettiler. 2 Ekim 1896 tarihinde Gottlieb Daimler dünyanın ilk kamyonunun patentini aldı. Şimdi ise sıra, şoför müdahalesine gerek duymayan sürüşe geldi. Ağ bağlantıları sayesinde kamyon “otomobil - Automobil” kelimesinin tam karşılığı olma yolunda ilerliyor.

 

Bundan tam olarak 30 yıl önce, tam da otomobilin icadının 100’üncü yılında Daimler-Benz AG yarının otomobiline giden yolda ilk adımı attı. Şirket o yıllarda Prometheus isimli araştırma projesini başlattı. Projenin hedefi ise, Avrupa yollarını daha güvenli, daha ekonomik, daha çevreci, daha konforlu ve daha verimli kılmaktı.

 

Kamyonları ağ ile donatma Promote Chauffeur ile başladı

Prometheus projesi başladıktan yaklaşık 10 yıl kadar sonra 1990’lı yılların ortalarında hayata geçirilen bir dizi gelişmeyle bağlantılılığa giden yolda ilk adımlar atılmış oldu: elektronik araç içi iletişim ağları, uzaktan kumanda fonksiyonları, GPS verilerinin kullanımı ve internetin devreye alınması uygulanmaya başladı

“Promote Chauffeur” projesinin başladığı 1998 yılında ağ bağlantısı ve hatta otonom sürüş gibi kavramlar gündemde bile değildi. Bu projede birbirine elektronik olarak bağlı olan iki adet treylerli çekici birine yakın mesafeyle ilerliyordu. Sürüş, öndeki aracın treylerinde bulunan kızıl ötesi ışınlar ve arkadaki çekicide bulunan kameralarla, yani bir tür elektronik bağlantı mili ile gerçekleştiriliyordu.

Söz konusu iki kamyon telsiz frekansıyla birbirine bağlıydı. Arkadaki araç, öndeki araçtan elde edilen verilerle besleniyordu. Arkadaki araç, hıza bağlı olarak 6 ile 15 metre arasında bir mesafeden takip ederek, öndeki araçla birlikte hızlanıyor, yavaşlıyor ve dönüş yapıyordu. Promote Chauffeur sisteminin temel yapı taşını ise tüm verileri birbirleriyle ilişkilendiren araç içi işlemci oluşturuyordu.

O günlerde otonom sürüş gibi diğer araçlarla ve altyapıyla sağlanacak bir ağ bağlantısı da gündemde yoktu. Öncü araç tamamen manuel yönetiliyordu. Örneğin sollayan veya yaklaşan bir otomobilin diğer araçlarla etkileşimi de söz konusu değildi. Her ne kadar ilk teknik yaklaşımlar mevcut olsa da, bütün bir sistemden söz etmek mümkün değildi. Bugün ise Highway Pilot ve Highway Pilot Connect ile donatılan kamyonlarda her ikisi de mümkün.

 

Highway Pilot Connect: Ağ bağlantılı kamyonlar trafikte daha güvenli ve daha az yakıt tüketimiyle yol alıyor

Daimler Trucks’ın Highway Pilot Connect teknolojisi yüzde 7’ye varan yakıt tasarrufu ve buna bağlı olarak daha düşük CO2 emisyon değerleri sağlarken aynı zamanda gerekli olan trafik alanını yarı yarıya azaltıyor ve trafik akışını daha güvenli hale getiriyor. Karayollarındaki kamyonların elektronik ağ bağlantısı anlamına gelen sistem, Platooning olarak da biliniyor. Highway Pilot Connect ise, Highway Pilot Sistemini temel alıyor. Daimler Trucks Highway Pilot Sistemi ile 2014 yılında otonom sürüş yönünde önemli bir yol kat etti. Freightliner Inspiration Truck ve seri üretim Mercedes-Benz Actros uyarlamasıyla mühendisler bu teknolojiyi daha da geliştirdi. Highway Pilot Connect’in temelini ise araçlar arası ağ iletişimi oluşturuyor.

Highway Pilot Almanya’nın tamamında trafik onayına sahipken, Platoon ile gerçekleştirilecek sürüşlerde Highway Pilot Connect için verilen trafik onayı ise Baden-Württemberg eyaletindeki Bodensee’den Würzburg’a kadar olan A81 otoyolunu kapsıyor. Daimler bunun dışında Düsseldorf’taki A52 için de gerekli onayı aldı. Daha fazla gösteri ve deneme sürüşleri ise sadece özel olarak verilen istisnai izinlerle gerçekleştirilebiliyor.