Lojistik sektörü, hem kendi içinde taşıdığı büyüme potansiyeli, hem de Türkiye’nin ekonomik hedeflerine ulaşmasında oynayacağı temel rol itibarıyla büyük bir öneme sahiptir.

Son dönemde başta hükümet olmak üzere siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının gündeminde lojistik sektörümüzü ileriye taşıyacak projelerin olmasını memnuniyetle karşılıyor, ülkemizin bölgesinin lojistik merkezi olması yolunda ilerlemesine katkı sağlayacak her girişimi yakından takip ediyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti büyüme hedeflerini gerçekleştirmek için güçlü bir ekonomiye sahip olmanın yanı sıra, dünya ticaretinden aldığı payı da arttırmalıdır. Bu bağlamda lojistik, dış ticaretin “can damarıdır”.

Doğu-Batı, Kuzey-Güney jeostratejik taşıma koridorlarında bulunan Türkiye, bu özel coğrafi konumuyla dünya ticaretinin en önemli lojistik aktörlerinden birisi olabilme potansiyeline sahiptir. Yüzyıllar öncesinde ‘İpek Yolu’yla dünya ticaretini toprakları üzerinden yürüten ülkemiz, bugün de doğru adımlarla ilerlendiğinde “bölgesinin lojistik merkezi” olacaktır.

Uluslararası ticaret ve enerji koridorlarının Türkiye üzerinden geçmesi için yoğun çabaların harcandığı son yıllarda büyük bir atılım içerisinde olan sektörümüzün, öncül konumuna ulaşabilmesi için gerekli bir dizi önemli altyapı projeleri hayata geçirilmektedir ve yenileri projelendirilmektedir. Bir yandan yurtiçinde yeni köprüler, havalimanları, demiryolu hatlarının yapımıyla, mevcut hatların yenilenmesi ve lojistik merkezler gibi projeler devam ederken diğer yandan yurtdışında da ‘Kars-Tiflis-Bakü Demiryolu’, ‘Demir İpek Yolu’, ‘Viking Tren Projesi’ gibi çalışmalar yürütülmektedir.

Kıtalararası ticaret koridorlarının üzerinde yer almayı hedefleyen ülkemizin, bu koridorlar üzerinde hizmet verecek lojistik alt ve üst yapıları ile yurt genelinde lojistik merkezleri hayata geçirmesi gerekmektedir. Bu yapılanmalar doğru kurgulandığında, Türk Lojistik Sektörü kapasitesini daha yukarılara taşıyabilir; karayolu-demiryolu-denizyolu-havayolu entegrasyonu ile ticaretin ve ekonomik kalkınmanın kalbi durumuna gelebilir.

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği-UTİKAD, Türk Lojistik Sektörünün başlıca gereksinimi olan lojistik merkezlerin tam kapasiteyle kurgulanabilmesi ve ticaretin daha rekabetçi hale gelmesine hizmet verecek şekilde modellenebilmesi, lojistik sektörünün hizmet ihracatçısı olabilmesi için çalışmalarına devam etmektedir.

UTİKAD, Ulaştırma Bakanlığı’na sunulmak üzere son hazırlıkları yapılan lojistik merkezlere yönelik hazırladığı raporun yanı sıra, geçen yıl yayımladığı “Lojistik Merkez Yönetimi – Kuruluş Metodolojisi ve Performans Göstergeleri” adlı kitapla da kamuya ve lojistik sektörümüze kaynak olacak bir referans çalışma gerçekleştirmiştir.

“Peki, Sadece Bu Yatırım Çalışmaları Bölgesel Lojistik Merkez Olmak İçin Yeterli Mi?”

Doğru kurgulanmış tüm bu projeler tam olarak faaliyete geçtiğinde, Türkiye bölgesinin lojistik merkezi olma yolunda önemli adımlar atmış olacaktır. Ancak o güne kadar gerek hükümetin, gerekse tüm siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının lojistik sektörünü daha ileri noktalara taşıma bilinciyle hareket etmesi gerekmektedir. Son dönemde başta hükümetimiz olmak üzere, siyasi partilerin ve ilgili tüm kesimlerin lojistiğe gereken önemi vermeleri ve bu yönde çalışmalar yürütmelerini Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği-UTİKAD olarak büyük bir memnuniyetle takip etmekteyiz.

“Ülkemizin lider lojistik ve taşımacılık derneği olarak, akılcı, ilkeli, sorumlu yaklaşımlarımız ve üyelerimizden aldığımız güçle; Türkiye ve dünyadaki lojistik yapılanmanın ve tedarik zincirinin kurgulanması ve optimize edilmesine yönelik her türlü oluşum ile gelişime öncülük etmek” vizyonuyla faaliyetlerini sürdüren UTİKAD her türlü platformda lojistik sektörünün gelişimi için çalışmaya ve destek vermeye devam edecektir.