UND bugün 2015 değerlendirmesi ve 2016 yılı öngörülerini paylaştığı bir basın toplantısı düzenledi. TİM’in merkez binasında gerçekleştirilen toplantıda konuşan UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, Türkiye’nin önünde 4 yıllık bir seçimsiz dönem olduğunu belirterek, bunun avantajını yaşamadan yeni sorunların ihracatı ve nakliyeciliği olumsuz etkilediğini söyledi.

SON 2 AYDAKİ GELİŞMELER YENİ STRATEJİ GEREKTİREBİLİR

“Habur’un 1 aydan fazla kapalı kalması, Rusya’ya taşıma yapamamamız, Orta Asya’daki büyük devalüasyon son aylardaki stratejik planların yeniden dizayn edilmesini gerektirdi. 2015’in değerlendirilmesi için son 2 ay bütün seneden farklı bir yapı ortaya çıktı ve farklı bir boyuta taşıdı” diyerek son gelişmelerin önemine işaret eden Nuhoğlu, ortaya çıkan yeni durumun etkisinin ne olduğunun şu anda ölçülemediğini etkilerinin önümüzdeki birkaç ay sonra ortaya çıkacağını aktardı. 2015’in geneline bakarak 2016 yılı öngörüsünde bulanamayacağını da söyledi.

60 MİLYAR DOLARLIK LOJİSTİK İHRACATINA GİDİYORUZ

Çetin Nuhoğlu, Hizmet İhracatçıları Birliği’nin oluşturulmasının önemine değinerek, artık hizmet ihracatçılarının TİM üyesi olarak ihracatçı sayıldıklarını söyleyen Nuhoğlu, “2016 yılında Hizmet İhracatçıları Birliği oluşarak mal ihracat edenler gibi ilave bir birlik olacağız. Lojistiğin öneminin kamuda algılanışı son derece olumlu. 500 milyar dolarlık mal ihracatının yanında 150 milyar dolarlık hizmet ihracatından vaz geçmiş değiliz. Bugün 60 milyar dolarlık hizmet ihracatının 14 milyar dolarını taşımacılıktan elde ettik. 2023 yılı için 60 milyar dolar olma hedefine daha yakınız. Hizmet ihracatının Türkiye’nin ciddi bir gelir kaynağı olacağının bilincindeyiz.”

AB KOLUMUZU BAĞLADI 2015’TE KAPANAN LOJİSTİK FİRMALARI OLDU

Sektörde son 10 yıldır batıya yapılan taşımalarda azalmaların erozyonların yaşandığını anlatan Nuhoğlu,2015’in başında İstanbul’a kayıtlı 418 firma varken bugün 409 firma kaldığını söyledi. Bunun nedenleri ile de şu açıklamayı yaptı: “2007 yılında Bulgaristan ve Romanya’nın AB’ye katılması ile bu ülkeler kotalardan etkilenmeden yüksek geçiş ücreti ödemeden taşıma yaptılar ve pazar kaybettik. AB elimizi kolumuzu bağladı, sırtımızdaki yükü artırdı ama onların sırtından yükü aldı ve onları destekledi. Haksız şoför davaları da bazı firmaların kapanmasına etki etti.”

DB ve AB KOMİSYONU RAPORU HAKSIZLIĞI ORTAYA KOYDU

Kotalar ve engellemeler konusunda Dünya Bankası ve daha sonra AB Komisyonu’nun yaptığı çalışmaların Türkiye’ye yapılan haksızlığı tescillediğini aktaran Nuhoğlu, “2 raporda da dendi ki AB ile yapılmış olan Gümrük Birliği anlaşması ve sonrasındaki kota ve engellemeler yüzünden Türkiye ve AB arasındaki ticarette 3,5 milyar dolar zarar edildi. Türkiye’nin kaybı 1.9 milyar dolar olurken AB ülkelerinin kaybı ise 1.6 milyar dolar oldu.”

IRAK SEFERLERİNDE BÜYÜK DÜŞÜŞ

“Irak’a yapılan taşımalar 600 bin seferden 475 bine düştü. Irak’a yapılan ihracat Almanya’dan sonra ikinci sıradaydı şimdi daha aşağılara düştü. O bölgedeki üyelerimiz ciddi sıkıntı içerisindeler. Özellikle Habur’a yaşanan 35 günlük kapanma oradaki pazarların kaybedilmesi, diğer bölgelere etkisi açısından önemliydi” açıklamasında bulunan Çetin Nuhoğlu, şunları söyledi: “

“Orta Asya, Kuzey Rusya, doğal olarak en çok etkilendiğimiz bölgeler. Güney Doğu ile Antalya’dan başlayarak tüm Akdeniz bunun sıkıntısını yaşadı. Daha da yaşayacak. Türkiye bu bölgelerde ihracatta başarılı olacaksa bu açıkçası  güçlü taşıma filolarımız sayesinde olacaktır.

SURİYE SEFERLERİ ARTTI

2015 yılında bizi en çok şaşırtan gelişme Suriye oldu. Suriye’nin savaş içinde olması nedeniyle o bölgenin tüm ihtiyaçlarını Türkiye karşıladı.  2013’te 55 bin, 2015’te 100 bin, 2015’tea 165 bin sefere çıktık. Belli ki her türlü ihtiyaç ithalatla karşılanıyor ve bini da Türk nakliyecileri gerçekleştiriyor.

AZERBAYCAN VE GÜRCİSTAN BÜYÜK DÜŞÜŞ YAŞANDI

Onun dışında en büyük kaybımız Azerbaycan ve Gürcistan oldu. Bu ülkelerde devalüasyondan etkilendi. Taşıma avantajına sahip olduğumuz bu iki ülkenin taşıma sayılarındaki düşüş Adana Bölgesin’de Güney Doğu bölgelerindeki nakliyecilerimizi etkiledi.

Batı kapılarında kısmi artış oldu. Almanya’ya son 3 yılda yüzde 5 arttı. Fransa, İspanya, Hollanda, Polonya ve Avusturya’ya en çok artış sağlandı.”

İRAN CAN SİMİDİ OLACAK

Komşu ülkelerle yaşanan sıkıntıların ardından İran ambargosunun kalkması ve son dönemde Türkiye ve İran arasındaki işbirliğinin önemine dikkat çeken Çetin Nuhoğlu, “Doğu’da tek güven veren ülke İran” dedi. İran’ın hem ikili taşımalarda hem de transit taşımalarda çok önemli olduğunu ikili taşımaların son 2 yılda yüzde 70 oranında arttığını söyleyen Nuhoğlu, bölgeye yapılan taşımalarda üyelerinin doğru strateji oluşturma yönünde dikkatli olmalarını istedi. İran taşımalarında neler yapılabileceği ile ilgili de “Son 10 yılda Türkiye’de tüketici ve dağıtım firmalarıyla çok güzel işbirlikleri oluşturduk. Batılı firmalarla bu ülkede ortaklıklar yapmamız gerekir. Yetkinliğimizi bu ülkeye taşımamız gerekir. Bütün taşımalardan çok daha fazlası İran’a yapılacaktır. Bizim Orta Asya’ya değil onların da Avrupa’ya ulaşması için yapılacak işbirlikleri ile kayıplarımız telafi edilecek ve yeni açılımlar sağlanabilecektir.”

PAZAR PAYIMIZI TOPARLANDI ŞİMDİ ARTIRMA ZAMANI

Türk plakalı araçların son yıllarda pazar payında düşüşler yaşandığını ancak bunun toparlanma eğilimine girdiğini anlatan Nuhoğlu, Türkiye’nin transit Pazar payının yüzde 52’ye yükseldiğini bunun daha da artacağına inandığını söyledi. İthal taşımalardaki düşük Pazar payını ihraç taşımalardaki artış ile dengelediklerini ifade eden Nuhoğlu, ihraç Pazar paylarının yüzde 65’(lere kadar düştüğünü şimdi tırmanma eğilimine girdiğini söyledi. “Yüksek geçiş ücretleri, mod dayatmaları, bazı güzergahların kapatılması önümüzde ciddi engelken pazar payımızı yüzde 3 artırdık. Bu kadar olumsuzluklara rağmen bunu artırdığımıza göre önümüzdeki engelleri ortadan kaldırabilirsek, çok daha iyisini yaparız” diye konuştu.

AB KENDİ BİNDİĞİ DALI KESİYOR

Türk nakliyecilerine konulan AB temelli engelleri eleştiren Nuhoğlu şunları söyledi: “Biz eşit şartlar istiyoruz. Şu anda ayrımcılık yapılıyor. Artık Türkiye’de ihracat yapan şirketlerimizin yüzde 50’si AB menşeili firmalardır. Türkiye’den Avrupa’ya yapılan seferlerin 250 bin adedi AB’li şirketlerin ürünüdür. Siz eğer bir engel koyarsanız, Türk taşımacılarının önüne bariyer koyarsanız bindiğiniz dalı kesersiniz. Taşının ürünlerin yüzde 30’u Alman menşeli şirketlerimizindir. Batıya yapılan 150 bin taşıma Türkiye’de üretilen Alman şirketlerinin mallarıdır. Siz bunları tıkarsanız, maliyetlerini artırırsanız, o zaman bir Fransa’nın bir Polonya’nın üretimleriyle rekabetçi olamazsınız.”

 “LOJİSTİK KOORDİNASYON KURULU”

Lojistikle ilgili iş ve hizmetlerde faaliyet gösteren kamu kurum ve kuruluşlarının çalışma prensiplerini belirlemek, aralarındaki koordinasyonu sağlamak üzere "Lojistik Koordinasyon Kurulu" oluşturulduğunu belirten Çetin Nuhoğlu şunları söyledi:

“Söz konusu politika çerçevesinde lojistikle ilgili iş ve hizmetlerde faaliyet gösteren kamu kurum ve kuruluşlarının üstlenecekleri rolleri belirlemek, müşterek konularda eşgüdüm tesis etmek, ortak karar alınmasını gerektiren hallerde prensip kararları almak ve lojistik mevzuatı düzenlemelerinin koordinasyonunu sağlamak üzere, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında, Bilim, Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik, Dışişleri, Ekonomi, Gümrük ve Ticaret, İçişleri ve Kalkınma Bakanlıkları Müsteşarları ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanlarının katılımlarıyla "Lojistik Koordinasyon Kurulu" oluşturuldu. Kurul bünyesinde genel müdür seviyesinde çalışma grubu oluşturulacak, ihtiyaç duyulması halinde daha alt seviyede çalışma grupları da kurulabilecek. Diğer kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcileri çalışma gruplarına dahil edilebilecek. Kurul tarafından yürütülecek çalışmalarda ve alınan kararların uygulanmasında ihtiyaç duyulacak her türlü destek ve yardım, bütün kamu kurum ve kuruluşlarınca sağlanacak. Lojistik sektöründe uzun zamandır ihtiyacı duyulan eşgüdümlü çalışma ortamı nihayet sağlanmış olacak. ” dedi.

DIŞ TİCARETİN PAYDAŞLARININ EŞGÜDÜM İÇİNDE ÇALIŞMASININ ÖNEMİ

Karayolu taşıma kotalarından ve ihracatın GSYİH’daki payından da bahseden Nuhoğlu, şunları söyledi: “Türkiye-AB arasında 20 yıl sonra yeniden değerlendirmeye alınan Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi Müzakereleri’nin ana gündemleri arasına girmesine vesile olan UND, geçtiğimiz günlerde TBMM’de onaylanan DTÖ Ticareti Kolaylaştırma Anlaşması’nın ticaretimizi taşıyan araçlara yurtdışında serbest transit geçiş haklarının da takipçisi olacak.

Aynı şekilde, Türk vatandaşı profesyonel TIR şoförlerine 2009 yılında AB Adalet Divanı tarafından tanınmış olan “hizmet sağlayıcı” statüsünün zorunlu kıldığı “vize muafiyeti” hakkının geri verilmesinin ve Avrupa Komisyonu’nun bağımsız araştırmacılara yaptırdığı ve taşıma kotaları nedeniyle Türkiye-AB ticaretinin 3,5 milyar Euro azaldığını açık ve net olarak ortaya koyan “Türkiye-AB Karayolu Taşımacılığı Anlaşması Etki Analizi” sonuçlarının da takipçisi olacağız. Karşılıklı ticaretimizin Gümrük Birliği’ne rağmen arzu edilen düzeye bir türlü erişememesinin en temel nedenlerinden olan “tarife dışı kısıtlamaların” kaldırılması konusunda Avrupa Komisyonu’nun gayretlerine yoğun desteğimiz sürecek; ancak eş zamanlı olarak 2015 yılında UND ve TİM olarak Avusturya ve Macaristan’da açtığımız davalar ve Avrupa Komisyonuna 7 ülkeye yönelik şikayetimiz çerçevesinde başlattığımız uluslararası hukuk mücadelemiz de bu süreci takviye edecek.

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin açıkladığı üzere 2015'i 722 milyar dolar seviyesinde GSYİH ile tamamladığımız tahmin edilirken, ihracatımızın GSYİH'deki payının, bugüne dek görülmemiş şekilde yüzde 20 seviyesine çıktığı, mal ihracatımızın ilk kez ekonomimizin beşte birini oluşturduğu tespit edildi.

UND olarak ‘ihracata dayalı ulusal kalkınma modelimiz’ çerçevesinde her türlü engellemelere ve ayrımcı muamelelere karşı azimle mücadele vererek ihracatımızı hedef pazarlarına taşıyan bir sektörü temsil ediyoruz. Bizler, turizmden sonraki en büyük hizmet ihracatçısı olan uluslararası taşımacılık ve lojistik sektörünün, dış ticaretin tüm paydaşlarıyla daha fazla eşgüdüm ve işbirliği içinde çalışmasının gerekliliğine inanıyoruz.”