Ekol Lojistik bölgesel marka olma yolculuğunda koşar adım ilerliyor   Türkiye’de lojistik denilince ilk akla gelen firmaların başında gelen ve son 3 yıldır üst üste yüzde 30 büyüme göstererek dikkat çeken Ekol Lojistik, bölgesel marka olma yolculuğunda da önemli adımlar atıyor. Bunun en büyük işaretlerinden biri de uluslararası şirketlerde önemli görevler alan Tayfun Öktem’in şirket CEO’luğuna getirilmesi. Öktem, özellikle verimlilik ve karlılık üzerine odaklanarak bu büyümeyi yol kat etmeye çevirmeyi amaçladıklarını söylüyor. Ekol’ün bu güne kadar ortaya önemli işler çıkarmış bir marka olduğunu, bunu zenginleştirmek hedefinde olduklarını belirten Öktem,  “Ekol, zaten büyümemeyi bilmeyen bir şirket” diyor.   Ekol Lojistik Genel Müdürü Tayfun Öktem son birkaç yıldır  yüzde 30 büyüme kaydettiklerini ve bu yılı da 300 milyon euro ciro ile kapatacaklarını söylüyor. 2012 yılının Ekol’ün ‘uluslararası bölgesel marka olma’ yolculuğunda ciddi bir mihenk taşı olduğunu belirten Öktem, bu yolculuğun Almanya ile 1996 yılında başladığını söylüyor ve Almanya’daki güçlü yapılarını “Burası bizim aort damarımız  oldu” diyerek tanımlıyor. Öktem, son yıllarda bu yolculukta önemli yatırımlar yaptıklarını ancak özellikle 2011 ve 2012 yıllarında Fransa, İtalya, Bosna Hersek, Yunanistan, Romanya ve en son Ukrayna’da bu yapıya güzel tuğlalar eklediklerini kaydediyor. “Önümüzdeki yıllarda yaşayacağımız büyümelerin fidelerini diktik” diyen Öktem, “Şu an bir gelişim, değişim ve inşaat sürecinden geçiyoruz. 2013 ve sonrasının stratejilerini yeniden şekillendiriyoruz. Verimlilikle gelen karlılık kavramının götürdüğü bir vizyonda ilerlemek istiyoruz. Bizim şirketimiz zaten büyümemeyi bilmiyor. 3 yıl üst üste bir şirketin yüzde 30 büyümesi ancak bu şekilde açıklanabilir” diyor. Büyümeyi yol kat etmeye çevireceğiz Son yıllarda yaşadıkları hızlı ama istikrarlı büyümeyi yol kat etmeye çevirmek istediklerini söyleyen Öktem, bunun yolunun da sistem içerisindeki verimsizlikleri sorgulamadan geçtiğinin altını özellikle çiziyor. “Zaten lojistik sektöründe varoluşun adı verimsizliklerin elimine edilmesidir” diyerek nasıl bir yöntem izleyeceklerinin ipuçlarını veren Ötem şöyle devam ediyor: “En güzel stratejik avantaj verimli çalışmak. İşinizi iyi yaptığınız zaman reel bir farklılık ortaya koymuş oluyorsunuz. Biz buna 20 yıldır inandık ve hep kendimizi sorguladık. Bundan sonra da sorgulayarak; benim ‘dükkan sahipliği’ diye adlandırdığım, herkesin kendi dükkanının önünü temiz tutması, şirketinin verdiği teknolojik destekle müşterilerine en iyi hizmeti sağlaması yönündeki çalışmalarımız devam ediyor.” 2013 yılı ile ilgili hedeflerini ve stratejilerini de anlatan Öktem “Türkiye’de ve dünyada şartlar ne olursa olsun rakiplerimizden, sektörden daha iyi olmaya çalışacağız. 2013 yılında 350 milyon euro civarında bir ciroya ulaşırız. 2013 yılına yapmamız gereken yatırımları yaparak giriyoruz. 2012 yılında yaptığımız güzellikleri 2013 yılında kullanacağız ve bizim için rahat bir yıl olacak. Bir iki adım daha atarak 2014 ve 2015 yıllarına hazırlanmak bana daha çok hitap ediyor ” diyor. Verimlilik ve idame edilebilir karlılığın yine ilk yöntem olacağını ifade eden Öktem, konuşmalarının tümünün hesaplanmış ve amaçlarını gösteren sözler olduğunu aktarıyor. ‘Bölgesel marka olma’ Ekol’e gelirken aldığım bir rüya Tayfun Öktem, pazarlamadan geldiğini, daha önce lojistik işi yapmadığını, uluslararası iş yönetiminden anladığını aktararak “Buraya gelirken bana aktarılan fikirler ile benim yapmaya çalıştıklarımın birebir uyuştuğunu gördüm. Uluslararası iş yönetimi ve markalaşma bilgi ve deneyimiyle, şirketin içerisinde var olan o genetik yapıdaki lojistik hizmet ve teknoloji bazını, şirketimiz ve ülkemiz adına ulusalararası alanda çok iyi bir şekilde markasal varlığa dönüştürebileceğimizi düşünüyorum. Zaten öyle bir vizyon var ve o yolda da iyi şekilde ilerleniyor. Bugüne kadar  yapılmış olanları biraz daha katkı ile zenginleştireceğiz” diye konuşuyor. Temelimiz sağlam Ekol’ün gerçek anlamda bir değer olduğunu ve bugüne kadar çalışmış olan ekiplerin ortaya çok iyi bir iş çıkardıklarının altını özellikle çizen Öktem, “Bundan sonra oluşmakta olan yaklaşımımız inşaa üzerine olacaktır. Biz yaratılan değerin üzerine organizasyonel anlamda iş yönetimi, cari sistemin sogulanması anlamında yapıcı olmak kaydıyla yeni direkler ve katlar inşa etmek istiyoruz. Temel çok sağlam ve yapacak çok iş var. Bunu yapacak bilgi ve birimimiz var” diyerek aynı temel üzerinden ilerleyeceklerini anlatıyor. Abilik sorumluluğumuz var Ekol Lojistik Türkiye’de ilk ve tek Ar-Ge biriminin sahibi. Tayfan Öktem bunun sektör ve Türkiye açısından önemine dikkat çekiyor: “Sektörde bir firma düşünün ki kote edilmiş, Bilim Sanayi Bakanlığı’nın tanıdığı Ar-Ge merkezi oluşturabilmiş. Ben buna ‘Büyük Abilik Sorumluluğu’ diyorum. Salt kendisi içen değil sektör için de süreçler tasarlamak ve  sorgulamak için çalışan bir ekibimiz var. Saftware anlamanda sektöre ve ülkeye hizmet etme sorumluluğu var ve biz de bunun bilincindeyiz. Şu an 69 kişilik bilim adamı kadromuz var. Daha iyi ne yapabilirizi araştırıyorlar.” Avrupalı Ekol’ü bizden iyi tanıyor “Samimi olmak gerekirse Avrupalı Ekol’ü bizim tanıdığımdan daha iyi tanıyor” diyen Öktem “Bunun için Avrupa’da bir karayoluna çıkmak yeterli. İlk işe başladığımda bir aracımıza binerek Almanya’ya kadar gittim. Amacım işlerin nasıl yürüdüğünü gözlemlemekti. Yollarda 3’er 5’erli Ekol araçlarını görmek benim tüylerimi ürpetti. Bizim zaten Türkiye dışında 7 ülkede şirketimiz var. Bu bölgesel marka alma dediğimiz şey Türkiye’nin bütün çevresini kapsıyor.  Biz kendimizi Türkiye orijinli çok ulusla ve çok kültürlü bir şirket olarak tanımlıyoruz. Toplam 5 bin çalışanımız var ve bu çalışanlarımızın bini yurtdışındaki şirketlerimizde çalışıyor. Toplam 480 bin metrekare depolama alanımızın da 80 bin metrekaresi yurt dışında bulunuyor” şeklinde konuşuyor.   Tayfun Öktem, “2013’te bizim şirketimiz büyümesine devam edecek, girişimciliğine devam edecek ve her yaptığı işte verimlilik ve karlılık arayacaktır” diyerek yaptıkları ticari aktivitelerde sonuç odaklı olacaklarını söylüyor.  Bir sektörde 2 bin şirket varsa, burada verimsizliklerin olacağına dikkat çeken Öktem, sektörde çoğu firmanın da verimlilik ve karlılığa yoğunlaşması gerektiğini savunuyor. Öktem  “Biz söylemimizi rakamlarla ortaya koymayı severiz. Önümüzdeki 6-7 aylık süre içerisinde bu söylemimize destekleyen somut verileri paylaşıyor oluruz” diyor. Biz sürecin tümüne adayız Bölgesel marka olma söyleminde kontrat lojistiğinin kendileri için çok önemli olduğunu ve bunu da bugüne kadar yaptıkları işbirlikleri ile ispatladıklarını aktaran Öktem, kontrat lojistiği ile ilgili şöyle konuşuyor: “Bizim müşterilerimiz sektöründe dünya markası durumundalar. Otomotiv, ilaç, tekstil, FMCG, e-ticaret gibi sektörlerde ciddi bir liderliğimiz var ve bunu her geçen yıl pekiştiriyoruz. Dolayısıyla biz uzun vadeli işbirliklerine inanıyoruz. Bizim genlerimizde de bu var. Önümüzdeki dönemde de hem ülkemizde hem de diğer ülkelerde bu tür stratejik işbirliklerimiz artarak devam edecektir. Bizim işlerimizin önemli bir bölümü kontratlı işlerdir. Bunun artması şaşırtıcı olmamalıdır. Biz vizyon alarak tüm sürece adayız. Bir dünya markası gelsin o kendi markasını yönetsin, işini ileriye götürsün, geri kalan tüm damar sistemini biz yapalım vizyonuyla çalışıyoruz. Bunun içine ne katıyorsanız katın; taşımacılık, gümrükleme, dahili taşımacılık, butik işlemler,  katma değerli hizmetler.” Bizim verdiğimiz lojistik hizmetin kalitesi P&G tarafından da mükemmellik ile ödüllendirildi” diyen Öktem şöyle devam ediyor: P& G’nin Mükemmellik Ödülü Ekol’ün oldu “Procter & Gamble’ın  her yıl dünya çapındaki stratejik iş ortakları arasında P&G çalışanlarının yaptığı geniş tabanlı değerlendirme ile seçtiği  lojistik alanındaki “Business Partner Excellence Award” Ekol Lojistik’e verildi. Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika(CEEMEA) bölgesindeki tüm ülkeler arasından lojistik dalında ödülün tek sahibi; iş birliği ve ortaklığında sürekli olarak yüksek seviyelerde performans gösterdiği  ve dünya tüketicilerinin yaşamlarını iyileştirmeye yardımcı olduğu için Ekol Lojistik oldu.” Uçak gemisi gibiyiz Tayfun Öktem, Türkiye içinde verdikleri lojistik hizmetleri anlatırken “Uçak gemisi gibiyiz” diyor. “Lojistikçiyseniz ve bizim gibi entegre lojistik hizmet sunuyorsanız Türkiye’yi ihmal etmeniz düşünülemez. Aksi takdirde uluslararası taşımacı olarak kalırsınız” diyen Öktem  tüm bu organizasyonun bir birine bağlı olduğunu ve uçak gemisi gibi hizmet verdiklerini aktarıyor. Farklı çözümleri her zaman araştıran bir firmayız Tayfun Öktem, Ekol’ün entegre lojistik hizmet sunan ve her türlü yaratıcı çözümleri kullanmak isteyen, teknolojik ve çevreci bir marka olduğunun altını çizerek “Türkiye’de inter modal taşımayı ilk kullanan ve aktif olarak ticari model içerisinde büyüten bir şirketiz. Biz inter modal taşımaları artarak kullanmayı öngörüyoruz. Bunun birçok nedeni var: Çevre boyutu, müşteri boyutu, esneklikler… Müşterilerimiz deniz, demir yolu ve karayolu kombinasyonlarını da destekliyor. Bu iş modelinin çevreci olması nedeniyle de bu yıl Eco Performans 2012 Ödülü’nü aldık. Bizim memnun olduğumuz; salt tek boyutlu bakmadığımız, farklı boyutlardan bakmamız gereken dünyaya ilginç çözümler getiren intermodal uygulamaları bizim yaygın şekilde deniyor, kullanıyor ve sorguluyor olmamızdır.”