Türkiye’nin bölgesinde bir ‘lojistik üs’ ya da ‘lojistik hub’ olma olasılığı lojistik sektörü tarafından son yıllarda enine boyuna tartışılıyor. Aslında Türkiye, dünyanın en önemli lojistik pazarlarından birini oluşturuyor. Türkiye, “Geleceğin En Önemli Lojistik Pazarları” sıralamasında 11. durumda. Ülkemizin 10. sırada olduğunu ve bir basamak geriledğini de burada hatırlatmakta fayda var. Ülkemizin lojistik hub olmasının en kestirme ve olmazsa olmaz yolu da Lojistik Master Planı’ndan geçiyor. 2016'da sektörümüzün en önemli gündem maddelerinden birini de Lojistik Master Planı oluşturuyor. Lojistik Master Planı’nın aralık sonunda bakanlıkta ihaleye çıktı, yeterlilikler toplandı ve ocak sonuna kadar süre tanındı. Sektör, önümüzdeki iki yıllık süreçte Lojistik Master Planı’nın hazır olmasını bekliyor. Master Plan’la ilgili sektörde soru işaretleri de var. Master Plan’la Türkiye’nin nasıl planlandığı ortaya çıkacak. İhtiyaçlar ve yatırımlar bu plan çerçevesinde şekillenecek. İhaleye giren firmalar için belirli yeterlilik koşulları var. Bunlardan en önemlisi bugüne kadar en az 2 milyon 700 bin liralık bir projeyi gerçekleştirmiş olmak. Bu, oldukça büyük ve kritik bir miktar. Bu miktarı karşılayabilecek çok fazla firma ülkemizde maalesef bulunmuyor. Bakanlığın bu konuda revizeye gitmesi gerekebilir ve sektörde böyle bir beklenti de var.

Ülkemizin son dönemlerde komşuları ile yaşadığı problemler de sektörümüzü etkiliyor. Bir dönem yabancı yatırımcının gözdesi konumunda olan Türkiye, çevremizde yaşanan olumsuz gelişmelerden dolayı eski cazibesini kaybetmiş durumda. Uzmanlar, sektörümüzün gelişebilmesi için yerli firmaların dışa açılması gerektiğinin altını çiziyorlar. Yine uzmanlar, yakın bir geçmişe kadar global firmaların büyük ilgi gösterdiği Türk lojistik sektörünün, bölgede ve Türkiye’de yaşanan siyasi gerginlikler nedeniyle özellikle yatırım konusunda bu ilgiyi kaybettiğinin altını çiziyorlar. Sektörde yabancı yatırımın durduğunu dile getiren uzmanlar, firmaların yatırım için güvenli ortamı aradığını vurguluyorlar. Güven olmayan yerde yatırımdan bahsetmek elbette mümkün değil. ‘Güncel Global Lojistik Endeksleri’ de uzmanların açıklamalarını destekler nitellikte. Yedi yıldır yayınlanan ve 45 ülkeyi büyüklük, iş ortamı, altyapı ve diğer lojistik cazibe faktörleri açısından değerlendiren Agility 2016 Emerging Markets Logistics Index (2016 Yeni Gelişen Pazarlar Lojistik Endeksi) kapsamında gerçekleştirilen araştırmaya katılan bin 100 lojistik sektörü yöneticisinin yüzde 61’i 2016’da küresel ekonomide belirsizlik ve kırılganlık öngörüyor. Bir yıl öncesine kadar global yatırımcıların büyük ilgi gösterdiği Türk lojistik sektörü, Agility 2016 Yeni Gelişen Pazarlar Lojistik Endeksi’nde de düşüşe geçti. Bu endekste ‘Pazarın Dış Dünya ile Bağlanabilirliliği’ kısmında ilk 3 ülke BAE, Malezya ve Çin olarak belirlenirken, Türkiye önceki endekse göre 3 sıra gerileyerek 18. sırada yer aldı. Türkiye, “Geleceğin En Önemli Lojistik Pazarları” arasında ise 11. sırada yer alırken bir önceki yıla göre 1 sıra geriledi. Türkiye, lojistik yatırımlar için en cazip pazar sıralamasında ise yerinde sayarak 10. sırada yer aldı. Yabancı yatırımın kesilmesi dikkat çeken bir trend. Ancak bir yandan da Türk firmalarının dışa açılımında hızlanma gözleniyor. Türkiye lojistik sektörünün ülke olarak karnesine baktığımızda 2015’te ciddi bir büyümenin olmadığını görebiliyoruz. Sektörümüzde yüzde 25-30 civarında bile büyüyen firmalar var ama bunlar bir elin parmakları kadar az. Totalde ise 2015’te sektörün düşük navlunla geçtiğini söylemek mümkün. 2014 yılında yüzde 16 büyüyen sektör, olumsuz gelişmeler yaşanmasaydı 2015’te büyümesini katlayabilirdi. Lojistik uzmanları bütün bu bileşenlerin toplandığında ülkemiz firmalarının mutalaka dışarı açılması ve yeni pazarlara yönelmesi gerektiğini belirtiyorlar. Yabancıdaki ilginin azalmasına karşın Türk lojistik firmalarının yurtdışındaki yatırımlarını artırarak bir denge oluşturuyor. Bu, dışa açılmayı sadece  lojistik alanda görmüyoruz. Liman işletmeciliği alanında da örnekler var. Ekvator, İtalya gibi ülkelerde liman alıp işletiyoruz. Liman işletmeciliği konusunda ülke yetmemeye başladı dersek abartmış olmayız herhalde. Aslında bu konuda daha cesuruz bile diyebiliriz. Uzmanlar, lojistikte verimliliği artırabilmek için büyüklüğün çok önemli olduğunun altını çiziyorlar. Hacminizi, kapasitenizi artırabildiğiniz sürece ölçek ekonomiden istifade edip birim başına maaliyetlerinizi düşürebiliyorsunuz. Uzmanlar, niş alanlara yönelmenin firmaların rekabet gücünü artıracağına dikkat çekiyor. Tekstil ve hazır giyim ülkemizin en önemli kanatlarınan biri konumunda. Bu kanatların uluslararası arenada iyi kullanılması gerekiyor. Bu ve benzerei alanlardaki niş işler firmaların rekabet gücünü artıracak.