Ticari gayrimenkul üzerine profesyonel ve finansal hizmetler sunan JLL Türkiye, 15 milyon nüfuslu ‘Mega Şehir’de e-ticaret için kritik öneme sahip olan lojistik ve depolama konularını mercek altına aldı. Raporda, İstanbul’da e-ticaret hacminin perakende sektöründeki hacminin her yıl arttığı, buna bağlı olarak da hızlı teslimat açısından lojistik ve depolama alanlarında yeni kavramların ortaya çıktığını belirtiliyor. 
Rapora ilişkin görüşlerini bildiren JLL Türkiye Sanayi ve Lojistik Yardımcı Direktörü Anıl Baştaş Turpçu, “ E-Ticarette artık aynı gün teslimat dönemini yaşıyoruz. Bu durum, kent yönetimini de doğrudan ilgilendiriyor. Trafik akışının yeniden koordine edilmesi, üçüncü havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü ve liman bölgeleri gibi büyük alt yapı projeleri, lojistik alanlarını yeniden şekillendirecek. Başta Avrasya Tüneli olmak üzere tünel projeleri çeşitli ilçeleri birbirine bağlayacak Bu projelerin şehir merkezindeki trafiğe yeni bir soluk getireceği öngörülüyor. Buradaki kritik noktalar göndericiler için düşük stok ve maliyet, lojistik hizmet sağlayıcıları için uygun maliyetli dağıtım ” dedi.

İstanbul’a özgü çözüm: 
Şehir içi dağıtım depoları
Rapora göre, İstanbul’un kendine özgü lojistik ihtiyaçları için şehir içi dağıtım depoları en uygun çözüm olabilir. İstanbul hâlihazırda konut alanlarının sınırlarında yer alan birçok lojistik ve organize sanayi bölgesine ev sahipliği yapıyor, ancak trafik sıkışıklığı, şehrin dairesel yerine dikey ve yatay istikamette genişlemesi ve şehrin merkezinde artan konut yoğunluğu kısa zamanda kapıya teslimat için gereken küçük ölçekli dağıtım merkezlerine yönelik ihtiyacı şiddetlendiriyor.  
  
İş merkezlerinin atıl bölümleri ‘Cep Depo’ya dönüşebilir
JLL’nin raporuna göre ‘Cep Depolar’ şehrin tüm bölgelerinde uygulanabilir bir çözüm olabilecekken aktarma merkezlerinin ise mevcut sanayi alanlarına yakın ve büyük bir nüfusa sahip Avrupa yakasında Topkapı-Bayrampaşa, Kağıthane-Şişli ve Büyükdere Caddesi’ni, Asya yakasında ise Ataşehir, Dudullu, Kartal ve Sancaktepe’yi içeren bazı kritik bölgelerde hayata geçirilebilir. Çalışmaya göre şehrin merkezindeki çok sayıda ticari gayrimenkulün varlığı göz önüne alındığında bu binalardaki atıl veya boş alanlar birçok şirketin yeni adresi olabilir. Bu durumda, yeni planlanan ticari gayrimenkul projeleri de cep depo ve hatta aktarma merkezlerine ev sahipliği yapabilir. Ayrıca, yoğun dönüşüm projeleri şehir merkezinde yeni kent lojistiği alanları için kayda değer bir alan sağlayabilir. 

E-Ticaret hacmi 2016’da 
yüzde 29’a ulaştı
Çalışmada, artan online alışveriş eğilimi ile ilgili şu bilgiler yer alıyor: “Tüketicilerin artan online alışveriş iştahı yeni e-ticaret platformlarının faaliyete geçmesine neden olurken, artan sayıda perakendeci e-ticareti daha geniş perakende stratejilerine başarıyla dahil ederek online ortama yöneliyor. Perakende satışlarda e-ticaretin payı artmaya devam etmiş, 2015 boyunca yüzde 1’in üzerinde büyümeyle yüzde 7,4’e ulaştı. E-ticaret payının 2020 yılına kadar neredeyse ikiye katlanması ve küresel perakendeden yüzde14,6 oranında pay alması bekleniyor. Türk tüketicilerin son altı yıldır online alışveriş konseptini aktif olarak kullandığı görülüyor. TÜİK’in her yıl Nisan ayında yaptığı ‘Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması’na göre, bir yıl içinde internet üzerinden özel amaçlı olarak mal veya hizmet satın alanların oranı 2016 yılında yüzde 29’a ulaştı ve 2011 yılına kıyasla yüzde 13’lük bir artış gösterdi.

Hızlı Tüketim Ürünleri değişimden payına düşeni alıyor
Çok sayıdaki hızlı tüketim üreticisi, yoğun fiyat baskısının yanı sıra küresel rekabet ve daha kısa ürün yaşam süresi baskısı ile karşı karşıya kalıyor. Tedarik zincirini en uygun hale getirmek için uygulanabilir çözümler arasında iki farklı model öne çıkmaktadır: dağıtım sorumluluğunun üçüncü partilere devredilmesi ve tedarik zincirinin tamamen veya kısmen gönderici şirket tarafından yürütülmesi…   
Hızlı tüketim ürünleri sektörüne hizmet veren lojistik şirketleri yeni perakende iklimine uyum sağlamak ve maliyetleri düşürüp sunulan hizmetlerde esnekliği geliştirmek için doğru iş süreçlerini mevcut dünyaya adapte etmelidir. Kent içi depolar tüm bu sorunlara çözüm getirebilir.
‘Mobil gönderim, 
mobil teslimat’ dönemi
JLL’ye göre e-ticaret, pazarlama ve satış bakımından perakende pazarında yarattığı derin etki ile birlikte ürün teslimatına ilişkin tüketici davranışları ve beklentilerinde devrim niteliğinde bir değişime neden oluyor. Günümüzde online müşterilerin satın alma alışkanlıkları iki prensibe dayanıyor; Ücretsiz veya mümkün olan en ucuz teslimat’ ve ‘herhangi bir zamanda herhangi bir yerden sipariş verip, herhangi bir yere gönderim’

Kent yönetimi
JLL Türkiye’ye göre lojistik sektöründeki gelişmeler, kent yönetimlerini doğrudan etkiliyor; “Belediyenin başlıca odağı, daha verimli bir yük ve trafik akışının kurgulanması ve yönetimi için koordineli bir strateji geliştirmek ve uygulamak amacıyla iş dünyası ve diğer topluluklarla işbirliği içerisinde yer almak olmalı. Bu çok merkezli yaklaşım altındaki kapsamlı model, mevcut trafiği simüle etmek ve ekonomik-fiziksel gelişim ile şehrin arsa kullanımındaki başlıca değişiklikleri göz önüne alarak senaryolar üretmek suretiyle sıkışıklığın yaşanmadığı güvenli trafiği ve daha temiz bir çevreyi mümkün kılabilir.”

Kentsel dönüşümün etkisi
Kentsel dönüşüm, eski ve riskli konut stokunun depreme dayanıklı konutlara dönüştürülmesini ve risk altındaki alanlarda dönüşümü hedefleyen Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun sayesinde hayata geçiriliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İstanbul için 11 milyon metrekare alana sahip yaklaşık 6-7 milyon konut birimini yeniden inşa etmeyi amaçlıyor. Bu bağlamda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yenilenme planları şehir merkezinde daha fazla yaşam ve konut alanı geliştirilmesi için sanayi üretim ve lojistik merkezlerinin şehrin dışına taşınması hedefleniyor. Bu planın hayata geçirilmesiyle 15 milyonluk şehrin nasıl besleneceği konusunda yine kent içi depoların çözüm oluşturacağı söylenebilir.